TÜRBAN TARTIŞMASININ NEDENİ YÖK ATAMASI

Bilim adamları, durduk yerde başlatılan yapay 'türban' tartışmasının altındaki gerçeği açıkladı: YÖK Başkanlığı'na yapılacak atama öncesi amaç Köşk'ü etkilemek. Kimse bu oyuna gelmesin

Erdoğan Teziç'in emekliye ayrılması ve Yüksek Öğretim Kurulu'na (YÖK) yapılacak atama öncesinde başlatılan 'türban' tartışmaları Köşk'ü etkilemeye yönelik 'mahalle baskısı' olarak yorumlandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçimi öncesinde de benzeri bir kampanya açıldığını hatırlatan bilim adamları, "Yakında YÖK Başkanı değişecek. Türban üzerinden Köşk'e baskı kurulmaya çalışılıyor. Kimse bu oyuna gelmemeli" görüşünde.
YÖK'ün yanı sıra rektör atamalarını da etkilemeyi amaçlayan kampanyanın bir hedefininin de çıkarılacak sivil Anayasa olduğunu hatırlatan bilim adamlarının görüşleri şöyle:

YÖNETİMİN BU OYUNA DÜŞMEMESİ GEREKİR

Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu (Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi):

"Bu klasik bir yöntem oldu Türkiye'de. Belirli gizli güçler bu tür atamalarda bu tür söylemler ortaya atıyorlar. İnsanların beynini değil, düşüncelerini değil eşlerini tartışmaya açıyorlar. Yönetimin, idarenin bu oyuna düşmemesi gerekir. Türban olayından bu toplum usandı. 'Devlet iktidarı'nın yönetimde izin verdiği atamalar istiyorlar. Belirli kesimlerin yönlendirdiği atamalar yerine liyakatı olanların atanması gerekir.

YÖK Başkanı Teziç 'Rektörlerin özel hayatı bizi ilgilendirmez' diyor. Rektörler atanırken hem MİT, hem de MGK'dan bilgi istemiyor musunuz diye Teziç'e sorarlar. Bu sorunun net yanıtını verebilir mi acaba? Bu görevlere istihbarat yapmadan kimseyi atamıyorlar."

SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN FIRSAT

Prof. Dr. İhsan Dağı (ODTÜ Öğretim Görevlisi):

"Cumhurbaşkanı Gül'ün rektör atama ile ilgili belirttiği husus böyle bir pratiğin olduğunu gösteriyor. O düzeyde rektör adaylarının fişlendiği, birilerinin, YÖK veya başka bir kurumun ilettiğini gösteriyor. Bunun üzerine konuşmaktansa rektör atamalarına ilişkin rejimin köklü değişikliğinin konuşulması lazım. Sistem hukuk dışı bilgilendirilme notlarından etkilenerek yürüyor. Dolayısıyla bu sürecin sağlam bir hukuki zeminde yürümediği ortaya çıkıyor. Tartışmalar sistemi değiştirmek için bir fırsat olarak ortaya çıkıyor.

Açıkçası her durumda, eğer 3 ay önceki bir araştırmanın sonucu aktüel bir araştırma olarak verilmişse bu yanlıştır. Türkiyede başörtüsü meselesini anketlerle tartışmak çok anlamlı değil. Eşitlik ve özgürlük ilkesine aykırı bir uygulamayı savunmanın hiçbir anlamı yok. Bunu savunmak Türkiye'yi çağın gerisine oturtmak demektir. O anlamda yeni YÖK başkanı seçilirken, cumhurbaşkanının dediği gibi özgürlükçü bir kişi Türkiye'yi rahatlatacaktır. Türkiye'nin uluslararası düzeydeki prestijini artıracaktır. Yasakçı, otoriter ve merkeziyetçi YÖK Türkiyenin demokratik görüntüsüne yakışmıyor. Bunu değiştirmek gerekir."