30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

TÜRK BASININDA BİR İLK!'

Kenthaber'in keskin kalemi Feramuz Erdin, "Ergenekon'u öyle bir yazdı ki, iddia ediyoruz, bu yorum Türk basın tarihinde bir ilk olacak.

İşte Erdin'in hiç dallandırıp budaklandırmadan ve okuduğunuzda akıllarınızda birçok soru işareti bırakacak "Bir Nal Bulundu" başlıklı o müthiş yazısı. 

 

Bir nal bulundu!

Geriye kaldı üç nalla bir at!

Talih yardım eder de bunlar da bulunursa Ergenekon soruşturması dört dörtlük oturacak.

* * * 

Soruşturmayı yönlendirenlerin “1 numara” olarak nitelendirdiği ismin 1. Ordu Komutanlığı’ndan emekli olan Org. Hurşit Tolon olduğunu ve “uygun bir zamanda” gözaltına alınacağını biz bile duyuyorduk.

Ergenekon’un aşama aşama gelişen ve bir sonraki aşamanın ta en baştan belli olduğu “soruşturma tekniği” bize her zaman ilginç gelmişti zaten.

En başımızdakiler de dahil olmak üzere bazı idarecilerimizin bu soruşturmanın gidişatına özellikle dikkat çekmeleri bizim de dikkatimizi çok çekiyor aslında?

Ergenekon soruşturması boyunca göz altına alınanlar ile tutuklananların bir suçları var mıdır yok mudur buna adalet karar verecek ama, AKP iktidarına muhalif olan herkesi artık bu karede görmek olağan hale geldi?

* * *

Ergenekon, bir “terör örgütü” soruşturmasıdır.

Tutuklananlar, “terör örgütü kurmak ve üye olmak” suçlamalarıyla tutuklanmaktadır.

Yani, teknik açıdan, pkk veya hizbullah ile ergenekon arasında bir fark yoktur.

Öcalan yakalandığında pkk nın tüm Türkiye’yi kana bulayan eylemlerde bulunduğunu, hizbullahçıların yakalanmamak için polisle saatlerce çatıştığını hatırlayınca, ergenekon elebaşlarının çok daha kolay bir şekilde ele geçirilebildiği gibi bir fikir oluştu bizde.

Olaylar hep şöyle gelişiyor:

Ergenekon terör örgütünün hemen hepsi yaşlılardan oluşan ve eskiden paşalık veya rektörlük yapmış ama buna rağmen kendini gizlemeyi başarmış lider kadrosu ile halihazırda gazetecilik ve işadamlığı kisvesi altında faaliyet gösteren idareci kadrosu, kapıları çalınmak suretiyle evlerinden göz altına alınıyor.

O zaman da şu sorular akla geliyor:

Pkk dan bile büyük bir terör örgütü olarak lanse edilen bu örgütün liderini koruyacak tek bir koruması veya atacağı tek bir mantar tabancası bile yok mudur?

Lider kadrosu aileleriyle yaşadığı evlerde barınan terör örgütünün, örgüt evi tutacak kadar parası mı yoktur?

Terör örgütü lider kadrosunun elleri kelepçesiz bir halde göz altına alınması, nezarethane yerine amir ve müdür odalarına oturtulmaları uygulaması CMK veya teamüllere ne kadar uygundur?

Yoksa, kararları uygulayanlar da yaptıkları işin doğruluğuna inanmakta güçlük çekmekte ve bir hata yapmaktan mı korkmaktadır?

Kamuoyuna mal olmuş bu kişilerin tutuklandıktan sonra yaka paça cezaevine götürülmeleri teamül müdür, yoksa bu kişilerin onur ve haysiyetine ve kamuoyunda küçük düşürülmesine yönelik bir eylem midir?

Örgütün liderleri eldedir ama asıl eylemleri gerçekleştirenler nerededir?

Silahsız terör örgütü olamayacağına göre, bunların silah ve mühimmatları nerededir?

Örgütün en tepedekinden en alttakine kadar olan hiyerarşik yapılanması deşifre edilmiş midir?

Kararları kim veya kimler almaktadır?

Emirler en alttaki hücre birimlerine nasıl ulaştırılmaktadır?

Örgüt elemanları terör eğitimlerini nereden ve kimlerden almıştır?

Para kaynakları ortaya çıkarılmış mıdır?

Ve en önemlisi somut eylemleri nelerdir?

“Kamu adına” hareket ederek soruşturmayı yürüten savcılık, yazacağı iddianame ile bu konuda kamuyu aydınlatmakla mükelleftir.

Bu insanların “kamu vicdanını” nerede ve nasıl yaraladıklarını bilmek, “kamu” olarak bizim en doğal hakkımızdır.

* * *

Ergenekon’un aslında bir NATO konsepti olan üye ordular içinde oluşturulan özel harp dairelerinin Türkiye’deki adı olduğunu, bu işlerle birazcık ilgili olanlar zaten bilmektedirler.

Türkiye’de şu anda yaşananlar, İtalya’daki özel harp dairesi olan Gladio’nun deşifre edilmesi amacıyla yürütülen soruşturmanın bire bir kopyası olarak görünmektedir.

Bizdeki tek fark, ortamın, bu soruşturmayı fırsat bilen Atatürk Cumhuriyeti’ni hazmedemeyen kökü dışarıdaki bazı “aydın” ve kendini “taraf” olarak niteleyen bazı “gazetecilerin” de topyekun saldırıya geçerek, II. Cumhuriyeti kurmak isteme çabalarına da sahne olmasıdır.

Bir NATO projesi olan ve her NATO üyesi ülkede yapılanmış olan bizdeki Ergenekon’un gerçekten amaç dışına çıktığı ve çeteleşerek yurt savunmasından başka amaçlara hizmet ettiği tesbit edilmiş de bunlar soruşturuluyorsa; 12 Eylül öncesi dönem, 12 Eylül askeri darbesi ve 12 Eylül’ün sonucu olan tek başına ANAP ve AKP iktidarları ile 1980 sonrası hükümetlerin en belirgin özelliği olan pro-amerikan (amerikancı) tutumlar da mercek altına alınmalıdır.

O zaman, 12 eylül öncesinde önemli görevlerde bulunup da ihtilalden sonra ve halen her dönem TBMM çatısı altında oturanların, hatta bakanlık bile yapmış kimselerin isimlerini de ortaya çıkarmak konusunda bir çekince de olmamalıdır.

Böylece hukuki bir soruşturma, siyasal yaşamımıza ve yakın tarihimize de ışık tutabilecek bir derinliğe ulaşmış olur.

* * *

ABD ve AB’nin Arapça konuşan İslam’la bir sorunu ve bundan dolayı bir korkusu yoktur. Akıllarını aldıkları işbirlikçi şeyhler, çöl kabilelerinden çıkardıkları krallar veya amaçlarına uygun olarak seçtirilmiş devlet başkanları aracılığıyla buralarda borularını her türlü öttürme imkanına sahiptirler.

Asıl endişeleri, Adriyatik Denizi’nden Çin’e kadar uzanan coğrafyada Türkçe konuşan laik İslam’dır ki; bu devletlerin örnek aldıkları ülke de Türkiye’dir.

Dolayısıyla hedef ülke olan Türkiye’nin bu coğrafyada olan nüfuzu kırılmalı ve Türk Dünyası’nın Türkiye liderliğinde birleşmesi engellenmelidir.

Böyle bir arzuyu taşıyan veya dile getiren herkes, hep bir ağızdan ama farklı noktalardan aynı şeyleri söyleyen “Soros Dostları Derneği” üyeleri için, tek kelimeyle “faşisttir”; dünyada tek başına Amerikan hakimiyetini savunan küreselleşmeciler ise “kardeşimiz”!

Türklük, kötü ve utanılması gereken bir şey haline getirilmek istenmektedir. İnsanlara bu güçlü kimlik unutturularak, başka kimliklere yönelmeleri telkin edilmektedir.

Daha 300 yıllık bir geçmişe sahip olan bir Amerikalı’dan kendisini sadece hristiyan olarak tarif etmesini beklemek tam bir ahmaklık olacakken, binlerce yıllık geçmişe ve köklere sahip Türkleri sadece Müslümanlar olarak yeniden tanımlamak hangi vicdana sığacaktır?

Din, inanç ve milliyetçilik duyguları bir insanın hayatındaki en önemli kavramlardır.

Ama bir millete mensup olmadan, kendi milletine ait bir devletin himayesinde olmadan bir insanın dinini ve inancını tam anlamıyla yaşaması mümkün müdür?

İşte burnumuzun dibinde capcanlı bir örnek yatmaktadır:

Irak’a demokrasi getiren(!) ABD askerlerinin her fırsatta dinimize ve kitabımıza hakaret etmeleri, Kur’an-ı Kerim’i makinalı tüfeklerle taramaları demokrasinin hangi kuralına uygundur?

Bir Müslüman’ın, kendi din özgürlüğünü ABD veya İngiliz mandasının sağlayacağını düşünmesi kadar daha safça bir şey olabilir mi?

O halde, bu soruşturmanın, Türklerin anayurttan çıkarak tüm dünyaya yayılmalarını anlatan Ergenekon efsanesi ile aynı ismi taşıması sadece basit bir tesadüften mi ibarettir sizce?

Feramuz ERDİN-Kenthaber Özel
Yayın Tarihi : 7 Temmuz 2008 Pazartesi 11:35:34
Güncelleme :7 Temmuz 2008 Pazartesi 14:48:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
vedat arslan IP: 88.228.142.xxx Tarih : 6.07.2008 19:46:05

şimdi bir kalkıp bu örgütlenmeni legal olduğunu söylemesi olağan olur bu yazıya göre. Terörö örgütlerinin amaçalrının değerlendirilmeden böyle bir yazı yazılması ne kadar doğru. PKK terör örgütüdür. Amaçları ayrımcılık yapmak böylece yeni bir devlet ya da federel bir yapı oluşmasını sağlamaktı. Ordusu vardıır.Hizbullah terör örgütüdür,amacı devleti din temeli üzerinde yeniden şekillendirmektir. Ergenekon oluşumunun akıllatrınca devleti koruma gibi bir amacı vardır. Esasen de bir menfaat örgütüdür. Yapılanması mafya türü bir yapılanmadır. Orduya ihtiyacı yoktur. Araçalrı bellidir. Devletteki değişik kurumları kullanmak. Kendilerine uymyan durumlarda kaos yaratarak demokrasi dışı unsurları harekete geçirmek. Akıllarınca masum bir iş gerçekleştiriyorlar. Ama kafaları değişmediği için bu beyler ülkenin karanlıkytan kurtulmasının önüne engeldir. Çıkarcıdır. Ve çıkarı için devletin içinde bir örgütlenmeleri vardır. Bu işi de pekala bürokratlar eliyle yapmaktaıdr. Kendileri perdenin arkasındadır. Kasa mı istiyorusnuz. İşte size 2500 milyon eurluk bir kasa. Ne dersiniz acaba.Her şeyi hükümete muhalif olanları susturmak olarak algılayanlar. Siz bu işin ne kadar dışındasınız?


hazim tosun IP: 88.226.196.xxx Tarih : 8.07.2008 22:01:53

herkes kendine gore yorum yapiyor. suclular cezasini cekecektir ama sunu unutmayalim 1. isminin ERNENEKON olmasi ve bu sekilde anilmnasi bizlere TURK olan herkesi zan altinta birakmis ve bir davayi cokertmek istemekte ve basin da bu oyuna gelmistir. 2. bu kisilerin teror orkutu ile ayni kefeye konmasi YANNİSTİR. PKK ile mucadele etmis vatan icin canini verecek olanlara yapilanlar onlarin hain ilan edilmesi yannistir. sucluysalar zaten devletimiz cezasini keser ama bizler dis guclerin oyuna gelmiyelim. 3. unutmayalim. TURK TURKTEN BASKA DOSTU YOKTUR. gecmisi untmayalim bu devlet bizim bir karis verecek ne toprak ne bolunecek yer vardir. herkesi sagduyulu olmaya davet ediyorum. tarafli yazilar yazmayalim.ceza verilsin ondan sonra yazalim lutven. ne geldiyse basimiza hep acele etmemizden gelmistir.


Gökhan IP: 85.108.156.xxx Tarih : 7.07.2008 00:52:48

Sayın Erdin,doğru incelemeler,doğru sorular ve güzel bir yazı.Kutlarım. Unutmayalım,Atatürk,Kurtuluş Savaşını sadece dışarıdaki düşmanlara işgal güçlerine karşı yapmadı.Aynı zamanda İngiliz ve Amerikan mandacılarına ,hilafet ve saltanat taraftarlarına karşı yaptı.O zamanlar,Padişah ve şeyh ül İslam Atatürk'ün hakkında idama fermanı bile çıkarmıştı.Yalan mı?Durum neydi?Vatanın bütünlüğünü,milletin geleceğini düşünmeyen bir acizler grubu,şahsi menfaatleri uğruna Sevres antlaşmasını imzaladı ve kendi selametlerini düşündüler.E mevcut hükümet vatan savunmasını yapmayınca,bir de üstüne üstlük işgalcilerle kolkola girince iş vatanını seven bir avuç insan ve tabii ki onları örgütleyen,kafasındaki,hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu devlet modelini uygulamaya and içmiş bir lider olarak Mustafa Kemal Atatürk e düşmüştü.Şimdi söyleyin bakalım kim doğruyu yaptı?


yahya türkoğlu IP: 88.232.133.xxx Tarih : 7.07.2008 20:32:37

şu unutulmasın ki;YENİLMEZ HİÇ BİR GÜÇ YOKTUR;Gazi MUSTAFA KEMAL,in askerleri öyle bir yumruk indirir ki.Gök gürültüsünün yankısı ıslık sesi kalır yanında.Geç olmadan herkes aklını başına devşirsin.O kendini dinin sahibi sananlarda  bilsin ki.RAB bin onların himayesine ihtiyacı yoktur.TÜRK DOĞULUNUR TÜRK OLUNMAZ:Ergenekon mağdurları dayanın arkanızda biz varız.


akkus1818 IP: 85.110.217.xxx Tarih : 8.07.2008 11:11:08

Ferramuz beyi tebrik ediyorum.Teşhisi doğru fakat benim hırsızım sizin hırsızınızdan daha iyi mantığıyla hareket edenlere bunu nasıl açıklarız.şimdilik bilmiyorum. Şu bir gerçekki tarih tekekerrürden ibaret olduğunu birkez daha kanıtlamıştır.anadolu selçuklularında,osmanlıda hatta cumhuriyetin ilk yıllarında yaşananlar ne yazıkki şimdi tekrar ediliyor ve biz bundan maalesef ders alamamışız.Büyük milletler sırası geldiginde arkasınada bakmayı bilenler ve ders alabilenlerdir.Yoksa atalarımız nasıl adriyatikten çin settine kadar yayılabilirlerdi ki.


can vardar IP: 87.86.85.xxx Tarih : 10.07.2008 01:42:42

yorumlariniz analiziniz guzel tebrik ederim..ama dikkat edin muhalif olunca sizide goz altina almasinlar,saka bi yana tebrikler


derya toslak IP: 88.246.156.xxx Tarih : 7.07.2008 19:15:08

Biz bu ülkeyi pAzarlıkla almadık.başkalarına yaltaklık yaparak kazanmadık.ülkemin her yerinde,her karışında asker ruhlu dedelerımın kanları var...devletin yargı organları şimdi bunlara, bu askaelere terör örgutu üyesisiniz paşalar deyiP içeri tıkmaya çalışmakta....yapamayacaksınız susturamayacaksınız.doğru olan var olan düzeni değiştirmek ise EVET DEĞİŞECEK.BU GÜN OLMAZSA YARIN YARIN OLMAZSA DİĞER GÜN.KİMSEYİ ODUNLA,KÖMÜRLE ,UN'LA KANDIRMADAN..İÇİMAZDEKİ MUSTAFA KEMAL AŞKI İLEEE.....BU ÜLKEYİ KİMSENİN MAŞASI YAPMAYACAĞIZ


El Salud IP: 88.236.135.xxx Tarih : 9.07.2008 14:28:50

Sayın Feramuz Erdin gerçekten güzel bir tesbit yapmış. Bu nedenle Feramuz Beyin yazısını okumakla kalmamalıyız. Gelen yorumlara da bir göz atmakta fayda var. İçlerinde ülkemizde son dönemde yaşananlara karşı uyanık insanlarımızın yorumlarının yanı sıra, hala travma geçirenler grubuna ait sağlıksız yorumlara da rastlamak mümkün. Travma ile yaşanan şok sonrasında insanın belli bir süre sağlıklı düşünemeyeceği kabul edilebilir. Ancak 80 yıl sonra hala; "müslüman laik olamaz. eğer laikse zaten islamdan çıkmıştır. bu benim düşüncemde değil kur'an bakış tarzıdır." diye yorum yapanların umarsız bir dertten muzdarip oldukları kesindir. Türkiye Cumhuriyeti, önce laiktir, sonra müslüman. İnsanlarımız burada kendilerini nereye koymak istiyorlarsa oraya koysunlar. Ama unutmasınlar ki, bu cumhuriyet 90 yıl önce, vatanımızı işgal eden istila kuvvetleri ile işbirliği yapan halife ve padişahın gıyabında idam fermanı çıkarttığı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde özgürlüğe inanan atalarımızca kuruldu. Kurtuluş savaşımızda, Türk ordusu tüm eksiklerine karşı hem yabancı istilacılarla hemde onların içimizdeki işbirlikçisi tarikat şeyhleri, müritleri ve istilacıların destekçisi olan Ali Kemal'lerle savaşarak özgürlüğümüzü geri aldı ve Laik Cumhuriyeti kurup Atatürk Devrimlerini gerçekleştirdi. Bu saatten sonra ortaya çıkıp "ben laik olamam" demenin, bu sözü söyleyenlere bir yararı olmayacağı bilinmelidir. Ayrıca "ben demokratım ve de müslümanım!" demek te saçmalığın ta kendisidir. Çünkü İslam sadece bir din değil aynı zamanda bireyi ve toplumu yönetim şeklidir ve asla demokratik bir yönetim biçimi değildir. Dua edelim ki, ülkemizde laik cumhuriyetimiz ve değerlerine bağlı insanlarımızın sayısı azalmasın. Tarihimiz ve Kurtuluş Savaşı destanımız unutturulamayan bu insanlarımız ve kurumlarımız, laik cumhuriyetimizin yılmaz bekçileri olmuştlardır ve aynı heyecanla görevlerini yapmaya devam edeceklerdir.


tokat60 IP: 78.163.128.xxx Tarih : 7.07.2008 15:22:46

Ben hala anlamış değilim susurluk olayında çalmadık tencere bırakanlar şimdi ergenekon davasında yan çiziyorlar. Ne farkı var derseniz susurluk çetesinin ardında ülkücü mafya var deniliyordu o zaman sol örgütler ülkücülerden hınç almak maksadıyla akla gelen her saçmalığı yaptılar( ışık karartma, mum yakma, tencere tabak çalma vb) ama şimdikin de ise kendisine ulusalcı kimliği veren sol kesim var fakat ülkeyi bu tür yapılanmadan kurtarmayı hiç kimse düşünmüyor herkes benim kötüm senin kötün mantığıyla bakıyor. solcular karşı çıkıyor ne den solcular yıpranmasın diye halbuki sağcılıktan da solculuktan da ülke ve millet menfaati daha önemlidir


ibrahim IP: 88.236.155.xxx Tarih : 9.07.2008 02:24:39

bir zamanlar alevi sünni vardı ülkeyi bi hayli oyaladı daha sonra sağcı solcu çıktı bizi 100 yıl geriye taşıdı dökülen kan ise cabası asala ve peşine pkk çıktı ülkeye maliyeti milyarlaca dolar paradan geçtik kucağı boş kalan analar yanı boş kalan kadınlar yetim kalan çoçuklar halen ortada yetmedi kardaş şimdi ergenekoncu ve diğerleri çıktı ne terör örğütü uyanın beyler bu insanlar aktif görevde iken çiğlik hainlik yapmamışlar kan dökmemişlerde şimdimi dökecekler yazık bu cennet vatana vurulan darbelerden biri bölmek için yapılan hainliğin açık belgesi vah bu millete vah bu ülkeye dememek için kendimi artık zorluyorum


mutlu IP: 85.105.216.xxx Tarih : 9.07.2008 16:41:33

abi güzel söylemişsin size katılıyorum yanınızdayım biz hep kendimiz hata yaptık nasılmı birlik beraberli yok bizde ergenekonmuş neymiş nasılmış nerden gelmiş ne yapacakmış yaa geçin bunları adamlar ne yapacaklarını çok iyi biliyor millet neye inanacagını bilmiyor sen ergenekonla uğraşacagına mecliteki terörüsterle ugraşsana onlara gücün yetmiyor buna nasıl yetiyor sen devletiene hizmet etmiş bir insanı nasıl bu duruma düşürürdün sen kendini ne sanıyorsun bence bunalar son kozlarını oynuyor memleketi sattı yatırımı yaptı artık bize kaldı bunun içinden nasıl çıkarız ama bence bu ülke bir tolon gittse bin hürşit gelir askeriye o kadar şeyi yanına bırakmaz yakında o askerden tokadı yersin tayyip bey ve arkadaşları her şeye müslümanlı allet ettin sıyrılıyorsunuz biliyorsun müslümanlık deyince milletin sesi çıkmıyor sen kendine bir sor sen müslümanmısın bu oyları size verenler müslümanmı


El Salud IP: 88.242.117.xxx Tarih : 7.07.2008 02:17:19

Gladio’nun deşifre edilmesinin sonrasında, Avrupa ülkelerinde onlarca kitap yazılmıştır. Anlaşılan o ki; Ergenekon savcısı bunlardan bir kaçını okuyup çok etkilendi ya da etkilenmesi sağlandı. Benzer örgüt Türkiye'de de vardır diye yola çıktı. Bulduğu yetersiz bilgiler ve tanık ifadelerinden yola çıkarak gözaltı ve tutuklamalar başlatıldı. Sorgulamalarda izlenen yöntemlerin, 36 yıl öncenin Ziverbey Köşkü uygulamalarından farklı olmadığı, yakın tarihimizi hatırlayanlarca gözlendi. Olayın muhtemel yurtdışı boyutu ve yerli işbirlikçilerinin önünde en büyük engel Türk ordusudur. Dünyada kendi Anayasasını koruma görevi üstlenmiş bir ordunun yıpratılması da, Genelkurmay başkanına yönelik düzmece hazırlanan Şemdinli iddianamesi, emekli generallere yönelik operasyonlarla sürdürüldü. Atatürk Cumhuriyeti'nin ordusu Anadolu ve Asya'da Türkçe konuşulan Türk kökeninden gelen ulusların topraklarındaki emperyalist çıkarları için engel olmaktaydı. Atatürk Devrimleri ile kavgalı olan ya da travmaya uğrayan içimizdeki Danimarkalı'lar da, daha önce defalarca deneyip başaramadıkları laik cumhuriyeti yıkma savaşlarında, son gelişmeleri bir fırsat olarak değerlendirme hevesindeler. Onların inançına göre amaç için her araçtan yararlanılabilir. Burada işin ahlaki boyutunu sorgulayarak vakit kaybedilmez.


serhat güngör IP: 78.172.85.xxx Tarih : 7.07.2008 16:49:45

onu bunu anlamam akp hükümeti akli dengesini kaybetmiş gibi davranıyor.ortamı gerdikçe geriyor.en güzel lafı da sinan aygün söyledi''cumhuriyetçiyiz atatürkçüyüz diye gözaltına alınıyoruz'' ey akp unutmaki bu ülkede herşey biter MUSTAFA KEMAL'ler tükenmez!!!!


suran suran IP: 88.225.159.xxx Tarih : 7.07.2008 12:21:36

yani hocam oldu mu şimdi? ergenekon örgütü gerçekten Türkiyeye zarar vermektedir. panelllerde toplantılarda gerekirse hukuku çiğnemeliyiz diyenler, darbe çığırtkanlığı yapanlar, yandaşlarına gelince hukuku ayaklar altına alanlar masumlar mı? HAYIR!!! onlar Türkiyeye bilerek veya bilmeyerek çok zarar verdiler veriyorlar ve vereceklerdi.. geçmişteki faili meçhul cinayetleri kim işledi.tabiki medyada yargıda siyasette ve orduda gücü olan bir örgüt. Bu da kutsal kavramlarımızdan olan Ergenekon'u pisleyen bu örgüttür. Ulusalcıyız diyorlar ancak iyi araştırıldığında bir CIA ve MOSSAD güdümlü örgüt olan ergenekon örgütüdür.


Yılmaz Okur IP: 88.230.117.xxx Tarih : 7.07.2008 21:26:59

Cezaevlerinde 100 bin mahkum. Silivri cezaevi kampusune harcanan 100 milyon ytl. Nereye gidiyor bu ülke? Cezaevlerindeki insanlarımız topluma kazandırılmalı cıkacak bir afla.


mustafa IP: 85.110.25.xxx Tarih : 7.07.2008 19:19:12

Türkçe konuşan islama bir sözümüz yok. ancak laik islam nasıl oluyor onu bir türlü anlamış değilim. sanki NATO üyesi ülkeler amarika güdümünde değilde sadece araplar amerikan güdümünde öyle Mi? ya ben hiç bir şey bilmiyorum ya da insanlar bir yerden güdümlü fikirlerin peşindeler. müslüman laik olamaz. eğer laikse zaten islamdan çıkmıştır. bu benim düşüncemde değil kur'an bakış tarzıdır. herkes bir gün geldiinde Alla^'ın huzuruna çıkacak islamı bilmeyen Kur'an_ı bir defa bile baştan sona okumamış adamlar nedense kur'an alimi kesiliyorlar..! sayın Feramuz bey; Pkk, hizbullah ve ergenokon aynı yerden yönetiliyor sen bunu iyi araştır öyle yaz.


ebru şenol IP: 88.244.37.xxx Tarih : 6.07.2008 20:35:11

bence feramuz erdin in yazdıkları çok dogrudur...tamı tamına bütün gerçekleri yazmıştır...


ERGENEKON BOZKURT IP: 81.214.120.xxx Tarih : 9.07.2008 15:27:32

BOZKURT DESTANI Bozkurt Destanı, Çin kaynaklarında kayıtlıdır ve iki ayrı söyleniş biçimi vardır. Ama bu ikisi arasında pek az fark vardır. Birinci Söyleyiş Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu. Bir gün Göktürkler So Ülkesinden ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi bir kurttu. Annesi Göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardı. Bununla beraber, So Ülkesindeki yurtlarından ayrılan Göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılar. Bu baskında düşmanlar bütün Gök Türkleri yok ettikleri gibi on altı kardeşten sadece birisi kurtulabildi. Kurtulan delikanlı annesi kurt olan idi. Bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki karısı vardı. Baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu. Zamanla kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine Hakan seçtiler; o zamanki adı Göktürk dilinde değildi. Hakan seçilir seçilmez Göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve Türk adını aldı. Ondan sonra Türk on kadınla evlendi, birçok çocukları oldu. İçlerinden Asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da Aşina oldu. İkinci Söyleyiş Hunların bir boyu olan ve adına Aşina denilen Türk boyu Hazar Denizinin batı taraflarında yerleşmişti. Türklerin ilk atası olarak biliniyordu. Rahat ve huzur içinde otururlarken bir gün ansızın düşmanların baskınına uğradılar. Baskının sonunda kimse sağ kalmadı. Her nasılsa küçücük bir çocuk bu baskından sağ kalmış bir köşeye sığınmıştı. Düşmanlar onu da gördüler. Fakat, cılız ve küçük bir çocuk olduğu için kimse ondan korkmadı ve ona aldırmadı. Hattâ içlerinden acıyanlar bile çıktı. Ama düşman yine de her ihtimali düşünüp, çocuğu öldürmektense kolunu bacağını kesip orada öylece bırakmayı uygun gördü; düşündükleri gibi yaptılar. Kolunu bacağını kesip, yan ölü hâle getirdikleri çocuğu alıp bataklıkta bir sazlığa attılar; bırakıp gittiler. O sırada, nereden çıktığı bilinmeyen bir dişi Bozkurt göründü, geldi, çocuğu emzirdi. Yaralarını yalayıp iyi etti. O günden sonra da, avlanıp getirdiği yiyeceklerle çocuğu besleyip büyüttü, gücünü kuvvetini arttırdı. Zamanla Bozkurt'un beslediği çocuk gürbüzleşti. Günlerden sonra bir gün, baskın yapıp Aşina soyunu yok eden düşman başbuğu, kolunu bacağını keserek sazlığa attıkları çocuğun yaşadığını öğrendi. Adamlar gönderip durumu öğrenmek, sağ kaldı ise öldürtmek istedi. Düşman başbuğunun gönderdiği asker geldiğinde, kolu bacağı kesik gencin yanında bir dişi Bozkurt gördü. Dişi Bozkurt tehlikeyi sezmişti, dişleriyle gerici yakaladığı gibi denizin öte yanına geçirdi; orada da durmayıp Altay Dağlarına doğru götürdü. Orada, her tarafı yüksek dağlarla çevrili bir yaylada bir mağaraya yerleştirdi, onunla evlendi; on oğlan doğurdu! Mağaranın bulunduğu yayla yeşillikti; serin gür suları, meyve ağaçlan, av hayvanları vardı. Oğlanlar orada büyüdüler, orada evlendiler. Her birinden bir boy türedi. Bunlardan birinin adı da Asine boyu idi. Asine, kardeşlerinin içinde en akıllı, en gözü pek, en yiğit olanı idi. Bu yüzden Türk Hakanı o oldu. Soyunu unutmadı. çadırının önüne her zaman, tepesinde bir kurt başı bulunan bir tuğ dikti. Aradan çok yıllar geçti. Aşina boyuna Asençe adlı bir başka yiğit hakan oldu. Bunun zamanında ise Aşine boyu, bulundukları yerden çıkıp daha güzel yurtlara yerleştiler. ***** ERGENEKON DESTANI Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türklerin üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi. Bu yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri av yerinde toplanıp konuştular. Dediler ki: ''Türkler'e hile yapmazsak halimiz yaman olur!'' Tan ağaranda, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, "Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar'' deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler. O çağda Türklerin başında İl Kağan vardı. İl Kağan'ın da birçok oğlu vardı. Ancak, bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. Kayı (Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Kağan'ın bir de Tokuz Oğuz (Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz Oğuz tutsak olmuşlardı. On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayarak kaçtılar. Türk yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer, atlar, öküzler, koyunlar buldular. Oturup düşündüler: ''Dört bir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım.'' Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler. Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun, at olsun güçlükle yürürdü; ayağını yanlış yere bassa, yuvarlanıp paramparça olurdu. Türklerin vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye ''Ergenekon'' dediler. Zaman geçti, çağlar aktı; Kayı ile Tokuz Oğuz'un birçok çocukları oldu. Kayı'nın çok çocuğu oldu, Tokuz Oğuz'un daha az oldu. Kayı'dan olma çocuklara Kayat dediler. Tokuz'dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler, bir bölümüne de Türülken. Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon'da kaldılar; çoğaldılar, çoğaldılar, çoğaldılar. Aradan dört yüz yıl geçti. Dört yüz yıl sonra kendileri ve süreleri o denli çoğaldı ki Ergenekon'a sığamaz oldular. Çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki: ''Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtla varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım, kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.'' Türkler, kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: ''Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir. Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, yönünü odun-kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tanrı'nın yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu. Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. Bozkurt geldi, Türk'ün önünde dikildi, durdu. Herkes anladı ki yolu o gösterecek. Bozkurt yürüdü; ardından da Türk milleti. Ve Türkler, Bozkurt'un önderliğinde, o kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününde Ergenekon'dan çıktılar. Türkler o günü, o saati iyi bellediler. Bu kutsal gün, Türklerin bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır. Bir parça demir ateşte kızdırılır. Bu demiri önce Türk kağanı kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Sonra öteki Türk beğleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar. Ergenekon'dan çıktıklarında Türklerin kağanı, Kayı Han soyundan gelen Börteçine (Bozkurt) idi. Börteçine bütün illere elçiler gönderdi; Türklerin Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi. Ta ki, eskisi gibi, bütün iller Türklerin buyruğu altına girene kadar. Bunu kimi iyi karşıladı, Börteçine'yi kağan bildi; kimi iyi karşılamadı, karşı çıktı. Karşı çıkanlarla savaşıldı ve Türkler hepsini yendiler. Türk Devleti'ni dört bir yana egemen kıldılar. Ve şimdiki ( ERGENEKON ) Bazı insanların türklükten korkması ile başlamıştır. Türkler'i Susturmak ve Türk'ün gücünü küçülterek Türk'leri Yok etmeyi amaçlamaktadır. Gerçek ERGENEKON Kuruluştur. Şimdiki ERGENEKON ise yok oluşu simgelemektedir. İşleyiş Başladı. Ne zaman Birilerinin Lise döneminde tarikatlar tarafından yetiştirilmesi ve Belediye başkanı olmasının sağlanması ile güç kazandılar. Öyle bir oyun yapılmalıydı ki! kimse uyanmamalıydı ilk etapta ülke için inanılmaz şehir olan istanbulda inanılmaz çalışmalar sağlandı. İŞTE BAŞKAN denildi... Dahasıda vardı Tarikatların ve dış ülkelerde paylaşıma hazır devletlerle anlaşmalar ve yemlemeler yapıldı ve birinci kale olan istanbulda teşkilatlanma tamamlandı. Başbakanlık seçimleri ve din: Seçimlerde dini duyguları zayıf insanlar ile çalışma performansınıda kazanan şahıs parti kurmaya hazırdı. Kuruldu Maddi desteği kurmuş olduğu ve öncesinde yerleştirilen ekibi sayesinde kazandı. ismi lazım değil firmalar aile bireylerine ortak ve hissedar edildi ve büyütüldü. Büyüyen bütce karşısında zaten rakipleri elendi yasal değişikleri en büyük rüşvet oyunları ile değiştiridi. ANAYASA DELİNDİ birkere delinmekden birşey olmaz mantığı. Başkan oldukdan sonra (ülke) birinci devrenin ikinci aşaması devam etti dev büyüyordu insanların gözleri kapatılmaya başlandı. Çiftciye yemler atılırken üretime kota koyuldu. Ülkeler arası paylaşımlar yapıldı. TÜRKİYE SAVAŞTA KAYBETMEDİ. SEÇİMDE KAYBETTİ... Ülke toprakları el altından satılırken satışın iyi oldğu vurgulandı. madem iyiydi diğer ülkeler neden yatırım yapıp fabrika yada toprak alıyor. Birinci kısımın üçüncü aşaması İkinci Başkanlık seçimi bu seçim sonrasında ülke üzerinde kurulan kaleler daha bir rahatlık sağladı. DEMEKROSİ TRENİ YOLA ÇIKTI... DURAKSA İSTENİLEN DURAK... Ülke satışları hızlandı ikinci beş yıl içerisinde bankalar fabrikalar satışa çıkarıldı büyük şirketlere ortaklıklar yapıldı... Türk Halkını bir kandırmaca daha bekliyordu. Cbaşkanım. O bir türkmen 7 Dedeyide iyi tanır ama ortağını hiç tanımıyor yada gözleri kapalı. 7 dede dedim 7 dede ergenekon destanı döneminde kurulmuş bir heyettir. günümüze kadar gelmiştir. Nezaman ülke zora düşse yanındadır. kimdir 7 dede ( hikaye değil gerçek ) 7 Türk Boyunun 7 bilgesidir. dedelik mirastır. Ve miras üzerine yemin verilir. Bu yemin ülke değil türklük adınadır. devamını ben çok iyi biliyorum ama anlatmaya gerek yok... Şimdi ergenekona gelelim ERGENEKON! Ergenekon Kurtuluşu simgeler Kurtuluş ise Türklüğe bağlılıktır. Ama günümüzde ismi bir ülkeyi yok etmek için kullanılan bir oyuna verilmiş bu isimin haketmeyeceği bir noktaya. Dünyada 3 Büyük ordudan biri türkiyenindir. Türkler yıkılırsa diğer türk diyarları da ele geçecektir. O yüzdende Tepeden inme gerçekle alakası olmayan işler yapılmaktadır.


nursel öz IP: 78.165.97.xxx Tarih : 8.07.2008 15:26:32

neden insanlar kendi çıkarları doğrultusunda düşünürler şaşarım.yargı kendi çıkarları için hareket edince iyi etmezse kötü şu ana kadar iktidara gelenler hep kendi çıkarları doğrultusunda hareket etti şimdide öle olacak ben AKP oy vermedim ergenekon işi hükümetin işi değil 1960beri bu tür olaylar olmakta neden bu kadar kimsenin sesi çıkmadı şimdi herkes şahlandı anlamış değilim ülkede iyiye giden küçük bişeyde olsa çomak sokmak için yarışa giriliyo nedense bırakın artık çarpık kemikleşmiş düşünceleri memleket için bizler için ne iyise o olsun izin verinde laiklik inanın hiiiiiiiiiç bir yere gitmez


must. IP: 212.175.115.xxx Tarih : 10.07.2008 09:49:15

Allah insanı siyasi kör yapmasın... En kötüsü de bu olsa gerek... Hala Ergenekon çetesinin avukatlığını yapan 'güya Türk milliyetçileri' var.Ço tuhaf. Anlaşılması zor. Görün işte adamların ayyuka çıkan terörünü... daha kafanıza mı vurmak gerekiyor.


vedat yıldırım IP: 88.254.100.xxx Tarih : 10.07.2008 18:16:23

BİRAZDA BALIKESİRDE ENGELLİ ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA OYNANAN OYUNLAR PLANLAR ÜZRİNDE ARAŞTIRMA YAPILMASINI RİCA EDİYORUM. ENGELLİ BABASIYIM. OĞLUMU ATATÜRKÇÜ ENGELLİ ÖZEL KURUMUNA GÖNDERMEMEM İÇİN BASKI UYGULANIYOR BANA.HATTA RAPOR ALIRKEN ZORLUK ÇIKARILIYOR. VE ATATÜRKÇÜ ÖZEL OKUL SAHİPLERİNE DE AYNI BASKI YAPILMAKTADIR. SÜREKLİ TEFTİŞLERLE CEZA YİYOR BENİM ÇOCUĞUMU GÖNDERDİĞİM OKUL. OYSA BU İŞE GÖNLÜNÜ VERMİŞ BİR OKUL. DİĞER CEMAATİN BASKISI ALTINDA VELİLER ATATÜRKÇÜ OKULLAR BASKI ALTINDA. BAŞKA TÜRKİYE YOK. DİNİMİZİ BAYRAĞIMIZI BAĞIMSIZLIĞIMIZI KORUYALIM ARKADAŞLAR.


Remzi CANGÜVEN IP: 78.166.4.xxx Tarih : 6.07.2008 22:07:25

SAYIN FERAMUZ ERDİN BEYEFENDİ TAŞLAR YERİNDEN OYNUYACAK BAŞLIKLI YAZILARINIZDAN DOLAYI SİZLERİ KUTLUYORUM!


kulu hüda IP: 88.252.181.xxx Tarih : 8.07.2008 02:27:44

BU ÜLKEYİ SDECE KENDİLERİNİN SEVDİĞİNİ SANANLAR!!!!KURTULUŞ SAVAŞINI KİMLER VERDİ DÜŞMANLIĞI BIRAKIP BİRLEŞELİM NOLURRR


Ekrem Yadigar IP: 139.179.14.xxx Tarih : 7.07.2008 11:23:30

Fettullahçılar silahlı değil diye örgüt değil diyen yargı şimdi bu durumda nasıl örgüt diye biliyor?


Yılmaz Okur IP: 88.227.54.xxx Tarih : 9.07.2008 07:59:28

cezaevlerindeki insanlarımıza af cıkmalı.


hasan uysal IP: 78.162.91.xxx Tarih : 7.07.2008 10:40:36

feramuz beye katılıyorum metyayım diyip yalakalık yapanları kınıyorum ne mutlu türküm diyene ve demeye cesareti olanlara


kalender IP: 92.227.122.xxx Tarih : 6.07.2008 20:50:37

selamün aleyküm bana bu feramuz bir yerlerden tanidik gibi geliyor ama neyse ilgisi cektiyse beni bulur saygilarimla


şengül nebioğlugil IP: 88.245.250.xxx Tarih : 10.07.2008 18:38:31

haklı olarak temiz eller oparasyonu bizim ülkemizdede başladı madem meclisden de başlanması lazım mecliste maaş la oturtuklarımızdan öte terör örgütüğ varı onlarıda orada tutmayalım büyük hata bir gün bunun hesabını da sorar.değilmi


El Salud IP: 78.179.181.xxx Tarih : 7.07.2008 21:55:42

Devlet bankaları ve Katar Şeyhinin desteği ile yaratılan yandaş medya, kimsenin ulaşamadığı bilgileri "Flash haber" olarak aktarmaya devam ediyor. "Emekli General Şener Eruygur'un el konulan laptop bilgisayarında 3 darbe planının kayıtları bulunmuş. Ve sırasıyla (Power Point) ile hazırlan bu planların adları ile içerikleri!" Zannedersiniz ki emekli Jandarma Genel Komutanımızın, "sürekli darbe planı hazırlamak gibi" bir hobby'si varmış. Üstelik bunları olabildiğince titiz bir çalışma ile Power Point ile hazırlıyor. Ülkesini teröristlere karşı savaşarak savunan profesyonel bir asker, amatörce araçlarla darbe planları yapıyor. Bunun adına Şemdinli-2 dememiz daha uygun olabilir. Rasyonel düşünen herkes bilirki; el konulan bir bilgisayara daha sonra pek çok şeyi yükleyebilir ve silebilirsiniz. Bunun içine darbe planları da dahildir. Bu işe kargalar dahi gülmez se, bu ülkenin en az yarısı şu an darbe planı hazırlamakla meşguldür..


emrahunaloglu.tr.gg KARS IP: 78.160.157.xxx Tarih : 6.07.2008 22:33:28

SORU:doğru lafa ne denir? CEVAP: Helal olsun denir bana göre SAYGILAR


dmu IP: 85.110.25.xxx Tarih : 7.07.2008 19:12:14

feramuz beyin düşüncesine katılmamakla birlikte, düşüncesine saygımız vardır. feramuz bey derin biraraştırmaya sahip olmadan basından duydukları ile bu yazıyı yazmış anlaşılan. eğer ergonokon yapılanması terör yapılanması değilse neden darbe girişimlerini planlamış. çalışanların %60 asgari ücretli olan ve ülkemizde asgari ücretli iş bulmayanlar varken feramuz bey kalmış bu yapılanmanın sani devleti korumak için bir yapılanma olduğunu savunmuş. vatandaşların teke tek devleti kormak gibi bir görevleri olmadığı gibi hepimiz devleti korumaya çalışırsak kosun önüne geçilmez. devleti koruyacak organlar zaten vardır. bana göre ne ergenokon ne pkk ne de hizbullahın devleti yıkacak gücü vardır. TC devleti kendisii koruma yönünden dünyanın en güçlü yapılanmasına sahi bir devlettir. bu örgütlenmelerin hepsinin altında rant kavgası yatar. eğer demokrasiyi bir tarafa atacaksak ozaman feramuz beye katılmak gerekir. demokrasilerde herkesin görevi bellidir. kimse başkasının işine urmnunu sokmasın lütfen