29
Nisan
2024
Pazertesi
ANASAYFA

ÜRDÜN KRALI'NIN GÖZYAŞLARI...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün daveti üzerine eşiyle birlikte Türkiye’ye gelen Ürdün Kralı II. Abdullah İbn El Hüseyin, bu ziyaretinin ardından anlamlı görüntüler bırakması bir yana beni geçmiş günlere alıp götürdü

Bazı filmlerde günlük takvim yaprakları görülür ve bu yapraklar peş peşe ileriye veya geriye doğru koparılır. Bende de aynen öyle oldu. Ayasofya Müzesi’nde görevli olduğum yıllarda Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal zarif eşi ve küçük oğluyla birlikte müzeye ziyarete gelmişlerdi. Araplara benzemeyen batılı giysiler içerisindeki Kral ve eşi müzeyi gezmişler, anı defterini ricam üzerine imzalamışlar, sonra da birlikte resim çektirmiştik. Kralın konuyu bilen soruları nazik davranışlarından çok etkilenmiştim. Yanılmıyorsam İngiliz eşi de giyimi, davranışlarıyla gerçek bir fırst leydiydi. Aradan yıllar geçti, Kral Abdullah ve eşi Rania’nın aynen babası gibi dikkat çekici şıklıklarını basından izledim. Bir devleti temsil edenler böylesine çağdaş ve zarif olmalı diye düşünmekten de kendimi alamadım.

Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal'ın Ayasofya Müzesini ziyareti

Sinema filmlerinde olduğu gibi benim takvim yapraklarım biraz daha gerilere gitti.

Üniversite yıllarımda Ürdünlü bir arkadaşımız vardı; Saffan Tell…O zamanki Ürdün Başbakanın yeğeniydi. Ürdün çöllerinden İstanbul Üniversitesine arkeoloji öğrenimi için gelmişti. Saffan ile çok yakın dostluk kurmuştuk, neden başka dal değil de arkeoloji diye sorduğumda; “topraklarımız kültür varlıkları yönünden zengin. Onları yabancılar değil de bizler kazı yapmak ve tanıtmak istiyoruz” demişti. Saffan benden bir yıl sonra arkeoloji bölümünü bitirdi ve memleketine döndü. Uzun süre mektuplaştık, beni Ürdün’e davet etmişti, sonradan Ürdün Üniversitesinde öğretim üyesi olduğunu duydum ve yaşam gailesi araya girince birbirimizden koptuk. Artık yaşlarımız kemale erdi; hayatta mı değil mi, amacına ulaştı mı, ne yapıyor bilemem.

Ürdün kralı II. Abdullah’ın Türkiye’yi ziyareti beni değindiğim gibi geçmiş yıllara götürdü. Kral Atatürk’e saygıda bulunmak üzere Anıtkabir’i ziyaretinde duygulanmış ve gözyaşları yanaklarından süzülmüştü. Bu görüntü tüm yazılı ve görsel basında da yer aldı. Kralın gözyaşlarını tutamayışı gerçekten anlamlıydı.

Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal'ın Ayasofya Müzesini ziyareti

Ürdün Kralı, yerli veya yabancı pek çok siyasetçinin gitmek zorunda kaldığı veya bir bahane uydurarak Anıtkabir’e gitmeyişlerine bence bir karşılık verdi. Sanırım çoğu kişiye de bilerek veya bilmeyerek anlamlı yanıt verdi.

Ne gariptir ki, bazı yabancı devlet adamları bizlerden çok Atamızın devlet adamlığına, devrimlerine saygı gösteriyor ve onu örnek alıyorlar. Kralın daha önce de “Dünyanın gördüğü en büyük liderlerden biri. Ondan ilham alıyorum” dediği biliniyor. Bu kez Anıtkabir Özel Defteri’ne “Büyük devlet adamı, Türk halkının sembolü, Türkiye’nin birliği, bağımsızlığı ve genç nesillere iyi bir gelecek bırakmak için çalışmış olan modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü kabrinin önünde yad ediyorum” yazmıştır.

Sayın kral, saygı sözcüğünü hak eden saygı duyulacak bir kral. Türkiye’yi çağdaş düzeye getirmeye çalışan, yeri dolmaz bir liderin mozolesi önünde gözyaşlarını akıtan bir kral. Kralların da yeri geldiğinde ağlayabileceğini gösteren bir kral…

Atatürk Cumhuriyeti ve devrimleri Kuzey Afrika, Asya ve Arap ülkelerinin halklarını ve liderlerini etkilemiş ve ondan ilham almış oldukları da kaçınılmaz gerçeklerdendir. Onların yanı sıra batılı devlet adamları da Onun fikirlerini, devrimlerini benimsemişlerdi.

Ürdün Kralı’nın Ata’nın mozolesi önünde kendini tutamayarak ağlayışı, duygulanması acaba bizim ülkemizde onun devrimlerini yok saymaya kalkanlara, cumhuriyet tarihini bilmeyenlere, ismini söylemekten kaçınanlara veya bu büyük devlet adamına saygısızca sözler söyleyen, küçük çıkarlar peşindeki bazı gafillere, din bezirgânlarına verilen yanıt mıydı?

Sizlerden bazıları Onun değerini anlayamamışsınız ama bizler biliyoruz mu demek istenmişti?

Bilemeyiz…

Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nun bir resmini Esin Gürtel Çalıkoğlu Facebook’de paylaşmış… Yeri gelmişken ben de bu sözleri sizlerle paylaşıyorum:
Atatürkçü doğduk, Atatürkçü yaşadık, Atatürkçü öleceğiz. Bazılarının anladığı dilden anlatmak gerekirse onurumuzla doğduk, şerefimizle yaşadık, gururlu da öleceğiz.”

Bilmem anlatabildim mi?


erdemyucel2002@hotmail.com

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 14 Mart 2013 Perşembe 12:21:07
Güncelleme :15 Mart 2013 Cuma 12:25:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Dr. S. A IP: 95.15.109.xxx Tarih : 13.03.2013 22:54:17

GÖZYAŞLARI İLE YIKANAN YÜZDEN DAHA TEMİZ YÜZ OLAMAZ  (William Shakespeare)