Önceki günden beri, Milliyet Gazetesi’nden Derya Sazak’a konuşan Deniz Baykal, partisinin 5’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlediği dünkü basın toplantısında, “kuru sıkı atan”, Türkiye’nin azınlık AKP hükümetinin başı Başbakan için “skandal” niteliğinde bir savda bulundu.

Deniz Baykal, Sazak’a konuşurken ettiği, “Türkiye’de bugün öyle mekanizmalar işliyor ki, on yıl sonra Fas’a benzemeyeceğimizin garantisi yok” sözüne, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “Şunu herkes bilmelidir ki, bu ülkenin bir rejim sorunu yoktur. Rejimimiz sadece Anayasa’da yazılı kurallar olarak kalmamıştır, toplumsal dokumuza işlemiştir” karşılığını aldığı Başbakan’la ilgili “skandal” niteliğindeki savını şöyle anlattı:

“1 Mart teskeresi geçseydi bugün Güneydoğu Anadolu, ne olduysa o olmuştu. (…) Bir ülkede iki ordu olmaz! Ordu bir egemenlik simgesidir. Ben, o zaman Başbakan’a sordum: Tezkere gönderdiniz (TBMM’ye)ABD ordusu girsin diye… Ne zaman çıkacaklar? ‘Vallahi bilmiyorum’ dedi.”

Milliyet’teki söyleşisinde yer alan, “Eski Adalet Partililerle karşılaştığımda şunu söylüyorlar: Aman dayan. Umudumuz sensin” sözlerinden, eski Adalet Partililerin gazıyla meydanlara indiği izlenimini veren Deniz Baykal’ın, dünkü basın toplantısında altını çizdiği, “Terörle mücadele konusunda yavaş davrananlar, işbirliği anlayışını yanlış değerlendirenler bilsinler ki, bugünün dünyasında herkes güvende değilse, hiç kimse güvende değildir” sözlerindeki, “…herkes güvende değilse, hiç kimse güvende değildir” sözcüklerinden bir anlam çıkaramadığımız ya da bozuk, komik bir anlam çıkan Başbakan’la ilgili “skandal” niteliğindeki savı, çok tartışılacağa benziyor.

Baykal’ın savı eğer gerçekse; Başbakan, Baykal’a eğer, Irak bahanesiyle Türkiye’nin Güneydoğusu’na yerleşecek ABD ordusunun ne zaman çıkacağını, “Vallahi bilmiyorum” diyerek yanıt verdiyse; Başbakan, “skandal”ından dolayı, hak ettiği “toplumsal sorgu”ya alınmalıdır!

Bunu da yapacaklar bellidir…

*


Derinlemesine bakıldığında görülecektir ki: Deniz Baykal’ın ortaya attığı savla gün ışığına çıkan “skandal”ın sahibi Türkiye’nin azınlık AKP hükümetinin ve AKP’nin başı Başbakan’ın, “Hiç kimse, evlatlarımızın kanı dökülürken sabrımızı denemeye kalkmamalı” sözünü de haykırdığı dünkü basın toplantısında, “kuru sıkı atmak”tan başka bir şey yapmamıştır!

“Kuru sıkı atma” sözcüklerini dünkü basın toplantısında, “Birlik ve beraberliğimize yönelen, evlatlarımızın canına kast eden bölücü terör örgütüne karşı bugüne kadar olduğu kadar bundan sonra da her türlü tedbiri almaya, hangi zemin ve şartlarda olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz” sözlerinin ardından, “Çünkü bu kuru sıkı atmakla olmuyor” diyerek bizzat Başbakan’ın kendisi kullanmıştır.

Bize de, “Başbakan, dünkü basın toplantısında kuru sıkı atmıştır” diye düşünmemize esin kaynağı olmuştur.

Partisi AKP’nin kuruluşunun 5’inci yıldönümü nedeniyle parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında “kuru sıkı atan” Başbakan’a, bizim de seslenişimiz olacak: Siz de, kuru sıkılar atarak, Atatürk Türkiyesi sevdalılarının tükeniş sınırına dayanan sabrını denemeyin!..