’Gay’ başkana ölümüne destek Meclis’te, DTP Grubu’nu ziyaret eden Daniel Cohn-Bendit, Ufuk Uras, Murathan Mungan ve Sırrı Sakık arasında son yılların en renkli konuşması geçti. Bendit’in, "AB’ye girerseniz gay belediye başkanına hazır olun" sözü üzerine Mungan "Ben adayım" dedi. Uras’ın "Sol destekler. Ya DTP" sorusuna, Sakık cevap verdi: "Ölümüne destekleriz." YAZAR Murathan Mungan’ın da aralarında bulunduğu ’Barış Meclisi’ üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DTP’ye destek ziyaretinde, ’gay belediye başkanı diyaloğu’ yaşandı. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, kendisiyle görüşmeye gelen ’Kızıl Danny’ lakaplı Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı Daniel Cohn-Bendit’i, ’gay’ olduğunu gizlemeyen ünlü yazar Murathan Mungan ile tanıştırdı. Bu tanışma, İstanbul için sürpriz bir sonla noktalandı. MUNGAN’DAN BENDİT’E İLGİNÇ YANIT DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ve birkaç DTP milletvekilinin de tanıklık ettiği bu buluşmada, Bendit’in, "Eğer Türkiye’nin AB’ye katılması söz konusu olacaksa, günün birinde Paris, Berlin gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın eşcinsel olabileceğine şimdiden kendinizi hazırlayın" sözleri gündeme geldi. Bu sözler üzerine Murathan Mungan, "Ben adayım" dedi. ÖLÜMÜNE DESTEK Toplantı sonrası Meclis kulisinde Mungan’ın adaylığını değerlendiren Uras, önce, "Keşke olsa... Murathan Mungan’ı sol da destekler" dedi. Ardından, yanındaki DTP milletvekili Sırrı Sakık’a dönen ÖDP Genel Başkanı Uras, "DTP desteklemez mi?" diye sordu. Sakık, Uras’ı, "Ölümüne destekleriz" diyerek yanıtladı. |
Çanakkale’yi köprü böldü Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ülkü Altınoluk, tepkisini şöyle dile getirdi: "Bölge tarihi ve doğal sit, şehitlikler bulunuyor. Köprünün kente yararı değil zararı olur. Çanakkale su kaynakları, mitolojisi, tarihi, coğrafyası, arkeolojisi ve rüzgarıyla çok özel bir yer. Korunması ve kollanması gerekir." Çanakkale boğaz geçişinin iyileştirilmesi gerektiğini belirten CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, ulaşım sorunu halledilirse bölgeye daha çok insanın geleceğini, bunun da kente ekonomik açıdan faydası olacağını iddia etti |
Topsa, top... |
Polisin darbesi mi öldürdü Ancak izin dilekçesi işleme konulmayan polis memuru hakkında idari soruşturma açıldı Feyzullah Ete’nin çalıştığı işyerinin sahibi Ufuk Çelik, ölümün polisin darbesiyle gerçekleştiğini iddia ederek şöyle dedi: "Mahallemizin çocuğu olduğu için onu işe aldım. Olaya karışan sivil polis memuru iki gün önce de Feyzullah’ı tartaklamış. Yanımda çalışan en güçlü işçilerden biriydi. Biz inşaatların elektriğiyle ilgili ağır işler yapıyoruz. Eğer hasta olsaydı bu işi yapamazdı." Feyzullah Ete’nin kesin ölüm nedeni otopside belirlenecek. |
Çöpte bulunan CD’den soyunma kabinindeki kadın fotoğrafları çıktı Denizli’de bir hurdacı, çöpte bulduğu bir CD’de, bir mağazanın soyunma kabininde gizli kamerayla çekilmiş kadınların fotoğrafları bulunduğunu görünce polise başvurdu. Denizli Emniyet Müdürlüğü Ahlak Bürosu ekipleri, yüzlerce kadının çıplak fotoğraflarının bulunduğu CD’deki soyunma kabinlerinin Akkonak Mahallesi Fatih Caddesi’nde 38 yaşındaki B.Ö’nün mağazasına ait olduğunu belirledi. Mağazaya baskın düzenleyen polis, evli ve bir çocuk babası B.Ö’yü gözaltına alırken, soyunma kabinlerinden birinde gizli kamera ele geçirildi. B.Ö’nün mağazasındaki biri dizüstü iki bilgisayara da incelenmek üzere el konuldu. B.Ö. polisteki ifadesinde, bir ay önce mağazadan dizüstü bilgisayarının çalındığını belirterek, müşterileri soyunurken gizli kamerayla görüntülediği suçlamalarını kabul etmedi. Polis, el koyulan bilgisayarlarda herhangi bir görüntü ya da fotoğrafa rastlayamadı. B.Ö, görüntülerdeki kişilerin kimliklerinin tespit edilmesinin ardından, şikáyetçi olunması halinde gözaltına alınmak üzere serbest bırakıldı. Polis, fotoğraflardaki mağdurlara ulaşmaya çalışılıyor. |
Sorduğunuz soruya cevabım |
Sevgilisinin eşini intihar süsü vererek öldürecekti Evli sevgilisi E.Ü’nün (32) karısını oyuncak tabanca ve tencere ile öldürmeye teşebbüs eden Dilek A.(28) 20 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanacak. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehtap Öğeç’in hazırladığı iddianameye göre, yaklaşık iki yıldır birlikte olduğu E.Ü’nün karısı N.E’yi (35) aşklarının önündeki tek engel olarak gören Dilek A, N.E’yi öldürmek için korkunç bir plan hazırladı. Cinayete intihar süsü vermeyi planladı ve bunun için sevgilisinin karısı N.E. ile arkadaşlık kurdu. N.E’yi takibe alan Dilek A, kadının çocuklarını okula götürmek üzere evden çıktığı bir sabah, evlerine gizlice girerek kapının arkasına gizlendi. Eline parmak izi bırakmamak için ameliyat eldiveni takan Dilek A, yatak odasında bulunan şifonyer üzerine bir tencere ile fular koydu. Dilek A. eve dönen N.E’yi oyuncak tabanca ile tehdit ederek yatak odasına götürdü. Dilek A, şifonyer üzerindeki fularla N.E’nin ağzını kapattırdı. Dilek A, bir kağıda, "Herkesten ve her şeyden bıktım N.E." diye yazdırdıktan sonra yatağa yatmasını istedi. Öldürüleceğini düşünerek kaçmaya çalışan N.E, dış kapıya doğru koşarken, Dilek A. tencereyi kadının kafasına defalarca vurdu. Kanlar içinde kalan N.E, kapıyı açıp bağırınca apartman görevlisi P.K. kaçmaya çalışan Dilek A’yı bodrumda yakaladı. Savcı Öğeç’e ifade veren Dilek A, N.E’nin kocasıyla ilişkisini öğrendiği için kendisine saldırdığını ileri sürdü. Savcı Öğeç, Dilek A’nın "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. |
Denizin yuttuğu babanın cesedi bulundu Rumelifeneri Kalesi önündeki kayalıklarda, geçen pazar günü dalgaların kaptığı 6 yaşındaki kızı Aylin’i kurtarmak için denize atlayan Cemal Tayfun Gökhan’ın cesedi, dün saat 16.00 sıralarında bulundu. Ailenin tuttuğu balıkadamlar, Aylin’in denize düştüğü noktadan yaklaşık 100 metre uzaklıkta 15 metre derinlikte cesedi kayalara sıkışmış halde buldu. Arama çalışmalarını dört gündür sürdüren Sahil Güvenlik ekipleri, botla belirlenen noktaya gitti. Balıkadamlar, Gökhan’n cesedini deniz altında torbaya koydu. Su yüzeyine çıkarılan ceset, Sahil Güvenlik Komutanlığı’na götürüldü. Cemal Tayfun Gökhan, eşi Aleksandra Gökhan, kızı Aylin ve Kolombiya uyruklu kayınbiraderi Corlos Franki, Rumelifeneri’nde gezerken sahile vuran dalgalar Aylin’i denize sürüklemiş, küçük kızın babası ile dayısı çocuğu kurtarmak için suya atlamıştı. Aylin denizden ölü olarak çıkarılırken, baba ise suda kaybolmuştu. |
Euro 2008 "Taraftar fakiri" Kasımpaşa, Ankara Belediye, İstanbul Belediye Süper Lig’de... "Gariban memur şehri" bilinen Ankara’nın 4 takımı var; "zengin sanayi şehri" bilinen İzmir’in hiç takımı yok. İzmir efsanesi Göztepe’yi, Antepli işadamı satın aldı. Kayseri 2 takımı taşıyabiliyor; koskoca Adana 1 takımı taşıyamıyor. Eskişehirspor’a sihirli değnek değdi. Bir zamanların Samsun’u, Aydın’ı, Diyarbakır’ı, Malatya’sı yok; Çanakkale’si kayıp... Kocaeli, Sakarya aşağıda... Sivas, Konya, yani İç Anadolu zirveye oynuyor. Karadeniz ite kaka. Niye? Çünkü, para el değiştiriyor. Yeni nesil hırs, dinamizm, heyecan ve özgüven, "servet haritası"nı yeniden şekillendiriyor. Sıklet merkezleri kayıyor. Şimdi hadi gelin... Euro 2008’e bakalım. Avantadan katılan ev sahiplerini çıkar; finallere gitmeyi başaran 14 takımın 5’i eski "demirperde..." 7’si "tembel" bilinen Akdenizli. Avrupalı olmayan Akdenizliler, yani, Cezayir, Fas, Tunus olmasa, Fransa takım bile çıkaramaz; neredeyse "milli beyaz"ları yok. Yılmaz Özdil yazdı... |
Polis tekmesi öldürdü... İki çocuk babası 26 yaşındaki Feyzullah Ete bir arkadaşıyla parkta oturuyordu. 'Evinize gidin diyen bir polis ekibiyle aralarında tartışma çıktı ve A.M.'nin göğsüne vurduğu tekmeyle yaşamını yitirdi Avcılar'da bir parkta otururken yanlarına gelen ve kimlik sorup evlerine gitmelerini söyleyen sivil polis ekibiyle tartışan iki kız çocuğu babası Feyzullah Ete (26), polis memuru A.M.'nin kalbinin üstüne attığı tekmeyle yaşamını yitirdi. Hastanede yapılan ilk incelemede, Ete'nin göğsünde morluklar tespit edilirken, olaya karışan polis memuru ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İddialara göre, Kübra (4 aylık) ve Büşra (4) adlı iki kızı olan Ete, önceki akşam 20.30 sıralarında, Piyade Komando Onbaşı Hakan Kuyucu Parkı'nda arkadaşı Ali Oturakçı ile bira içip sohbet ederken, devriye gezen Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli üç polis yanlarına geldi. Ekipteki polislerden M., Ete ve Oturakçı'ya "Burada niye oturuyorsunuz? Evinize gidin" dedi. Arbede çıktı Bunun üzerine Ete, "Biz bu mahallenin çocuklarıyız. Onun için oturuyoruz" yanıtını verdi. Sinirlenen A.M., Ete'yi kolundan tutarak banktan kaldırmaya çalıştı. Ete, polisin müdahalesi karşısında kalkmak istemedi. Arbede sırasında Ete, kalbinin üzerine isabet eden tekmeyle yere yığıldı. Bunun üzerine polisler, Ete'yi ekip otosuyla Avcılar Hospital'a götürdü. Yapılan müdahalede Ete'nin, hastaneye gelmeden önce hayatını kaybettiği anlaşıldı. Savcılık kontrolünde hastanede yapılan incelemede Ete'nin sol göğsünde darp izinin bulunduğu belirlendi. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan polis memuru A.M.'nin izne ayrıldığı öne sürüldü. |
PKK, KDP'yi kızdırdı KDP Dış İlişkiler Sorumlusu Safin Dizai, PKK'nın Kürt yönetimine yönelik tehditlerinin doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, örgüte silah bırakma çağrısında bulundu KDP Dış İlişkiler Sorumlusu Safin Dizai, PKK'nın Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) Kuzey Irak topraklarına davet edici faaliyetlerine izin vermeyeceklerini söyledi. "Aldığımız güvenlik önlemleri halkımızı korumaya yöneliktir" diyen Dizai, PKK'yı yanlış bir hareket yapmaması konusunda uyardı. Milliyet'e konuşan Dizai, PKK'nın Kürt yönetimine yönelik tehditkâr açıklamalarının doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi. PKK'ya silah bırakma çağrısını tekrarlayan Dizai, örgütü tasfiyeye yönelik Türkiye ve ABD tarafından sürdürülen girişimlerin de bir parçası olmadıklarını belirterek şöyle konuştu: "Biz, PKK'ya yönelik kontrolün bir parçası olmayız. PKK ateşkes ilan etmeli, silah bırakmalı. Barış yolunda çözüme katkı sunarız. Bu konuda desteğe de hazırız. Biz, örgüte yönelik herhangi bir komplonun parçası değiliz. Bizim, tek amacımız bölge yönetimi olarak kendi halkımızın istikrarını sağlamak. Biz, komşu ülkelerle Türkiye'ye tehdit olamayız. Komplonun taraftarı değiliz, çünkü şiddetle sorunun çözülemeyeceğini biliyoruz. Biz, PKK'dan sorumlu davranmasını bekliyoruz. Şiddetle bir yere varılmaz. Barış için henüz fırsat var, örgütün de bu fırsatı, bu tabloyu iyi değerlendirmesi lazım. Türkiye'de barış yolunda çalışmalar, çabalar var. PKK'nın mutlaka silah bırakması gerekiyor." |
Neden olmasın? |
Emine Hanım Uygur'u neden göremedi? Emine Erdoğan, tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'u Ankara'daki TSK rehabilitasyon merkezinde ziyaret edemedi. Tiyatrocunun eşi Necla Uygur, "Hanımefendiyle dışarıda buluştuk" dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, TSK Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi gören ünlü tiyatrocu Nejat Uygur'u ziyaret edemedi. Ünlü tiyatrocunun eşi Necla Uygur, "Benim için zor bir durumdu. Nezaket gösterdi hanımefendi bana, dışarıda benimle buluştu" dedi. Beyninin sağ tarafındaki tıkanıklığa bağlı olarak kısmi felç geçiren ünlü tiyatrocu Nejat Uygur, Ufuk Üniversitesi Hastanesi'ndeki tedavisi sonrası Ankara Bilkent'teki TSK Rehabilitasyon Merkezi'ne yattı. Başbakan'ın eşi Emine Erdoğan, Uygur'un eşi Necla Uygur'u telefonla arayarak ünlü tiyatrocuyu ziyaret etmek istediğini söyledi. Necla Uygur, bu talebi olumlu karşıladı. Ancak, olayın TSK Rehabilitasyon Merkezi'nde duyulmasının ardından Necla Uygur, Emine Erdoğan'ı telefonla arayarak, ziyaretin gerçekleşemeyeceğini söyledi. 'Gizleyecek bir taraf yok' Necla Uygur, olayı Milliyet'e şöyle anlattı: "Gerçekten böyle bir olay yaşandı. Bunda gizleyecek bir taraf yok. Olay şöyle gelişti: Sayın Emine Hanım bana telefon açtılar. Bir nezaket ziyaretinde bulunacaklarını söylediler. Memnuniyetle beklediğimi söyledim. Sayın hemşirelere haber verdim, Başbakan'ın eşinin geleceğini. Onlar da herhalde haber vermişler ki sonra bana geldiler, dediler ki, 'Sayın Emine Hanım'ın gelmesi için Genelkurmay'dan izin alınması gerekmektedir.' Ben bilmiyorum olayı. Ondan sonra Genelkurmay'ın da GATA'ya bildirmesi lazımmış, GATA'nın da onaylayıp haber vermesi lazımmış. Böyle bir şeyin imkânsız olabileceğini söylediler ve benim kendilerine bildirmemi söylediler. Benim için zor bir durumdu. Nezaket gösterdi hanımefendi bana, dışarıda benimle buluştu. Üzüntülerini bildirdi. Ben de kendilerine üzüntülerimi bildirdim. Böyle bir olayın içinde olmaktan mutsuz olduğumu kendilerine söyledim. Böyle bir şeyin ortasında olmaktan ben çok mutsuz oldum." |
Türk bayraklı sahtecilik Avustralya'nın Sydney kentinde Liberal Partililerin 'İslami Avustralya Federasyonu' adlı hayali kuruluş adına dağıttığı, İslamcılık ile rakipleri İşçi Partisi'ni özdeşleştirmeyi amaçlayan bildiride, radikal İslam sembolü olarak Türk bayrağı kullanıldı Avustralya'da iktidarda bulunan Liberal Parti'nin Sydney'in Lindsay adlı seçim bölgesindeki teşkilatı yarın yapılacak genel seçimler öncesinde, "İslami Avustralya Federasyonu" imzalı ve Türk bayraklı sahte bildiriler dağıtarak, Müslümanları muhalefetteki İşçi Partisi'ne oy vermeye çağırması ülkede skandala neden oldu. Bölgede seçimi kazanması büyük olasılık olarak görülen İşçi Partisi'ni radikal İslam ile özdeşleştirmeyi ve seçmeni bu yolla korkutmayı amaçlayan bildirilerde, radikal İslamın sembolü olarak Türk bayrağının yanı sıra İstanbul'daki Sultanahmet Camii'nin de kullanılmasını, Türkiye Büyükelçiliği tepkiyle karşıladı. Büyükelçi Murat Ersavcı'nın girişimlerinin ardından Başbakan John Howard, olayı şiddetle kınadı. Ersavcı, Başbakan Howard'ın danışmanının kendisini arayarak özür dileğini belirtti. Polis ve Avustralya Federal Seçim Kurulu, olayla ilgili soruşturma açtı. Liberal Parti'nin Lindsay bölgesinden seçilerek parlamento üyesi olan Jackie Kelly'nin kocası Gary Clark ile bu seçimlerde Kelly'nin yerine aday olan Greg Chijoff'un eşi Karen Chijoff'un sahtecilikte yer aldıklarını kabul ettikleri açıklandı. Greg Chijoff, skandal üzerine partiden istifa etti. Radikal vaatler "İslami Avustralya Federasyonu" adlı hayali kuruluşun broşürlerinde, İşçi Partisi'nin iktidara gelmesi halinde Endonezya'da idam cezasına çarptırılan Bali bombacılarının affedileceği, St. Marys bölgesine cami yapılacağı vaat ediliyor ve tüm Müslümanların İşçi Partisi'ne oy vermesi isteniyor. Türkiye Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, bildirilerin Lindsay'de hem evlerin posta kutularına atıldığı hem de elden dağıtıldığı hatırlatılarak, broşürde Türk bayrağının kullanılmasının kabul edilemez bir davranış olduğu bildirildi. |
AKP'nin Alevi açılımı Çiçek ve Çamuroğlu ilk görüşmeyi yaptılar. Çalışmalar başlıyor. Taha Akyol yazdı... |
'İttifakla' kınamaya DTP'li sessiz kaldı Türkiye - AB Karma Parlamento Komisyonu'nda yer alan DTP'li Yıldız, Komisyon tarafından PKK'nın kınanmasına ilişkin karar alınırken sessiz kaldı Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) TBMM'de yaptığı iki günlük Genel Kurul toplantısı sonunda PKK'nın tüm terör faaliyetleri "ittifakla" kınanırken, komisyonda yer alan DTP'li Bengi Yıldız, karar alınırken sessiz kaldı. KPK toplantıları dün yapılan "Irak-Terörle Mücadele" başlıklı oturum ve basın toplantısı ile sona erdi. Son oturumda CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, ortak bir deklarasyonla PKK'nın kınanmasını istedi. Eşbaşkanlardan Joost Lagendijk, önceden hazırlığı yapılmadığı için ve uzlaşma sağlamak çok uzun zaman alacağı için bu öneriye karşı çıkarak bunun yerine basın toplantısında iki eşbaşkanın sözlü olarak bu yönde bir açıklama yapmasını önerdi. Benimsenen bu görüş doğrultusunda Yaşar Yakış, "PKK'nın terör örgütü olarak bütün terör faaliyetlerini kınadığımızı, hiçbir iltimasa meydan vermeyecek şekilde sizin huzurunuzda tekrarlayarak, arkadaşlarımızın bu beklentilerini yerine getirmeye karar verdik. Terör örgütü PKK konusundaki karar oybirliğiyle alınmıştır" dedi. Komisyon toplantısına katılan ve önceki gün söylediği iddia edilen "PKK'lı teröristler" sözüyle dikkat çeken Yıldız'ın ortak açıklama yapılması kararı alınırken buna itiraz etmeyerek sessiz kalması dikkat çekti. DTP'Lİ BENGİ YILDIZ: PKK şiddeti kullanan siyasi organizasyondur Yıldız, komisyonun önceki günkü toplantısında, PKK'ya ilişkin 'terörist' açıklaması yapmadığını ifade ederek, sadece İHD, Mazlum-Der ve Batman Barosu'nun hazırladığı rapordaki, "O taranan aracın içerisinde üç tane sivil vatandaş, iki tane de PKK terör örgüt mensubu vardır" cümlesini aktardığını söyledi. Dün gazetecilerin, "PKK terörist bir örgüt müdür?" |
Bakanlıkta 'tarikat yurdu' bilgisi yok! CHP Milletvekili Altay'ın 'Cemaat ve tarikatla doğrudan ya da dolaylı bağlantısı olan yurt var mıdır?' sorusunu yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Çelik, bakanlığa intikal eden bir bilgi bulunmadığını söyledi Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, tarikat ve cemaatlerle doğrudan bağlantılı yurtlar olup olmadığı sorusuna, "Bu konuda bakanlığımıza intikal eden herhangi bir bilgi bulunmamaktadır" yanıtını verdi. Çelik, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay'ın yurtların yeterince denetlenip denetlenmediği yönündeki yazılı soru önergesini yanıtladı. Çelik, 1882 özel ortaöğretim yurdu bulunduğunu, bunların 1481'inin dernek, 87'sinin vakıf, 16'sının şahıs ve 298'inin de şirketlerce işletildiğini bildirdi. Toplam 1144 özel yükseköğretim yurdu bulunduğunu kaydeden Çelik, bunların da 193'ünün derneklere, 63'ünün vakıflara, 301'inin şahıslara, 587'sinin şirketlere ait olduğunu açıkladı. Çelik, yurtların, gerekli görüldüğü takdirde bakanlıkça, mülki idare amirleri tarafından hazırlanan plan doğrultusunda yılda iki kez denetlendiğini bildirdi. Bir yurt kapatıldı 2003'te 158, 2004'te 147, 2005'te 152, 2006'da 154, 2007'de 150 vakıf yurdunun tamamının mülki idare amirliklerince denetlendiğini belirten Çelik, bakanlıkça vakıf yurtlarının 105'inin 2004'te, 11'inin 2005'te denetlendiğini kaydetti. Çelik, 2003'te 2263, 2004'te 2344, 2005'te 2568, 2006'da 2816, 2007'de de 3024 yurdun denetimlerinin mülki idare amirliklerince yapıldığını açıkladı. 2007 denetimlerinin müfettişler tarafından sürdürüldüğünü bildiren Çelik, denetimlerin, haber verilmeksizin yapıldığını kaydetti. Çelik, cumhuriyetin temel niteliklerine aykırılıktan bir özel yükseköğretim yurdunun süresiz olarak kapatıldığını vurguladı. |
DSP'nin önerisi sadece 'kürsü dokunulmazlığı' Fikret Bila yazdı... |
Polisten parkta öldüren tekme |
Kral, Yakup ve Ali için ev tuttu Oğlu Suudi bir aileyle karışan Yusuf Cüce'nin çağrısına kulak veren Suudi kralı, iki ailenin bir arada yaşaması için çift daireli bir ev tuttu.. Suudi Arabistan'da doğan oğlunun bir Suudi aileyle karıştığını, doğumdan 4 yıl sonra öğrenen baba Yusuf Cüce'nin çığlığı yanıt buldu. Cüce'nin Türkiye ziyareti sırasında "Çocukları ayırmayın" diye seslendiği Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Aziz El Suud'un talimatıyla Suudi Sağlık Bakanlığı Nejran Eyaleti'nde iki daireden oluşan büyük bir ev tuttu. BAHÇE İÇİNDE Yıllar önce Hatay'dan Suudi Arabistan'a çalışmak için giden Yusuf Cüce'nin 4 yıl önce bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş ancak yıllar geçtikçe oğlunun kendilerine benzemediğini fark eden Cüce ailesi DNA testi yaptırınca oğullarının hastanede Suudi bir ailenin oğluyla karıştığı ortaya çıkmıştı. Baba Cüce, gerçeği öğrendikten sonra ise öz oğluna kavuşmak için mücadele başlatmıştı. Cüce, SABAH aracılığıyla da Suudi Arabistan Kralı Abdullah'a "Bizi çocuklarımızdan ayırmayın. Kral bize yardım etsin" diye seslenmişti. Cüce'nin bu çağrısı üzerine Kral Abdullah, Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı'na talimat verdi. Bakanlığın oluşturduğu heyet her iki aileyi de ziyaret ederek görüş aldı. Aralarında psikologlarında bulunduğu heyet, ailelere çocuklara durumu nasıl anlatması gerektiği konusunda bilgi verdi. Sağlık Bakanlığı da iki ailenin de yaşadığı Nejran Eyaleti'nde büyük bir ev satın aldı. İki ayrı daireden oluşan ve büyük bir bahçesi bulunan evde tadilat yapıldı. Baştan sona yenileyen eve bakanlık ayrıca eşya da aldı. |
Mahsun'dan parlak başlangıç!.. |
Birlikte şehitlik kaderde yazılı Mehmet Nuri Bakıcı ve Mehmet Nuri Doğan, Namaz Dağı'ndaki operasyona katılan iki arkadaştı. İkisi de 21 yaşında, ikisinin de baba adları Ahmet'ti. Kazayla patlayan el bombasıyla birlikte şehit düşüp, yan yana Adana'ya gönderildiler.. Şırnak'ta Namaz Dağı bölgesindeki operasyon sırasında bir el bombasının kazayla patlaması sonucu birlikte şehit olan iki askerin adlarının, baba adlarının, yaşlarının aynı olduğu ortaya çıktı. İki askerin de cenazesi, Şırnak'taki törenin ardından ailelerinin yaşadığı Adana'ya gönderildi. 21 yaşında şehit olan askerlerden Mehmet Nuri Doğan'ın terhisine 2.5, Mehmet Nuri Bakıcı'nın ise 5 ay kaldığı öğrenildi. Adana Yenibey Mahallesi Yenibey Sokak 55 numarada oturan piyade er Mehmet Nuri Doğan'ın inşaat işçisi olan babası Ahmet Doğan oğlunun Ağrı Patnos'ta asker olduğunu belirterek, "İki gün önce telefonla görüştük. Üzülmeyelim diye Şırnak'a gittiğini bize söylememiş. Barış istiyoruz. Artık kan akmasın. Analar ağlamasın, yürekler yanmasın" dedi. 'ÇATIŞMA YOK' DİYORDU Piyade uzman çavuş Mehmet Nuri Bakıcı'nın da Adana'nın Karaisalı ilçesine bağlı Körüklü Köyü'nde yas var. Baba Ahmet Bakıcı, "En son 6 ay önce geldi. Annesini 'burda çatışma yok' diye teselli ediyordu" dedi. Bu arada Kuzey Irak'ın Bamerni Havaalanı'ndaki Türk birliğinde arkadaşının silahından çıkan kaza kurşunu ile şehit düşen piyade er Sezer Altun'un cenazesi dün Kahramanmaraş'ta toprağa verildi. Altun'un üç hafta sonra izne çıktığında evleneceği öğrenildi. |
Tuzla tersaneleri can almaya devam ediyor Tuzla tersanelerindeki işçi ölümleri devam ediyor. Son bir ay içinde üç işçi daha hayatını kaybetti. 80 günde yaşanan kazalar sonucu hayatını kaybeden çalışan sayısı 8 oldu.. SABAH'ın 5 Eylül'de 'Ölüm Tersaneleri' manşetiyle gündeme getirdiği Tuzla tersaneler bölgesindeki ölümlere 21 Ekim ile 19 Kasım tarihleri arasında 3 ölüm daha eklendi. 21 Ekim günü Yunanistan doğumlu Hasan Macar, geçtiğimiz cumartesi günü 22 yaşındaki Fatih Kılıç, pazartesi günü ise Sabri Yanardağ geçirdikleri kazalar sonucu hayata veda ettiler. Son ölümlerle birlikte aldığı gemi yapım ve onarım siparişleriyle Türkiye'yi dünya beşinciliğine taşıyan Tuzla tersanelerinde 2.5 ayda yaşanan ölüm sayısı 8'i buldu. ELEKTRİK KURBANI OLDU Tersane bölgesinde yaşanan son üç olay şöyle gelişti: Yunanistan doğumlu Türk vatandaşı Hasan Macar, yıllar önce Gebze'de tek başına tuttuğu bekar evinde yaşamaya başladı. Tuzla Turizm Tersanesi'nde çalışan Macar, 21 Ekim günü elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Macar'ın cenazesi yakınlarının bulunduğu Yunanistan'a gönderildi. Geçtiğimiz Cumartesi günü ise Yavuz Makina'da çalışan Fatih Kılıç (22), çatıdan düşerek ağır yaralandı. Sigortasız çalıştırıldığı öğrenilen Kılıç, iç kanama sonucu hayatını kaybetti. KAFASI KOPTU 19 Kasım Pazartesi günü ise Dörtler Tersanesi'ne tamire gelen Kusva adlı kuru yük gemisinin mürettebatından 3 çocuk babası Sabri Yanardağ (40), bir vincin halatının kopması sonucu düşen 20 tonluk saçın altında kaldı. Sabri Yanardağ'ın feci şekilde boynu koptu. Yanardağ önceki gün memleketi Amasra'da toprağa verildi. |
Pilin bittiği yer
Şimdi "Nükleer yasa" çıkarıp termik santrallere de, vize verilen nükleer santrallere de yıllar boyu "enerji alım garantisi" getiren bir kanunumuz oldu. |
İtalya'dan tam destek Reformlar sürecek.. DIŞİŞLERI Bakanı Ali Babacan, İtalya'nın Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine verdiği destek için teşekkür etti. Babacan, Türkiye'nin sadece aday değil, müzakere sürecine girmiş bir ülke olduğunu vurgulayarak, sürecin zor bir süreç olduğunu, ancak AB çerçeve belgesinde de belirtilen müzakerelerin amacının üyelik olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin reformlara devam edeceğini anlatan Babacan, Türkiye'nin birinci sınıf demokrasiye sahip bir ülke olaması için adımlar atıldığını bildirdi. |
PKK'ya ortak kınama Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nda, PKK oybirliğiyle kınandı. DTP'li vekillerin de katıldığı kararı eş başkanlar açıkladı.. Türkiye ve AB arasında 1966 yılından bu yana Türk ve Avrupalı parlamenterlerin katılımıyla yapılan Karma Parlamento Komisyonu'nda (KPK) PKK'nın yaptıklarının terör olduğunu kabul edildi ve bütün faaliyetleri şiddetle kınandı. Komisyon kararını Eşbaşkanları Yaşar Yakış ve Joost Lagendijk birlikte basın toplantısı yaparak açıkladı. Yakış, "PKK'nın terör örgütü olduğunu ve tüm faaliyetlerini kınadığımızı söylemeye karar verdik" derken, Lagendijk de "PKK'nın yaptığı terördür ve bunu şiddetle kınıyoruz" dedi. Alınan ortak kararın, aralarında DTP'lilerin ve Rum Milletvekili Marios Matsakis'in de bulunduğu KPK üyesi tüm milletvekillerini kapsadığı belirtildi. Basın toplantısında Yakış, "Terör örgütü PKK, Avrupa başkentlerinde para toplayıp, propaganda yapıyor. AB'li dostlarımızdan terörle mücadelede yeterince destek göremedik" dedi. Lagendijk ise 'TCK'nın 301.maddesinin Türkiye'nin imajını zedelediğini ve Türkiye düşmanlarının da bunu istediğini belirterek, "Onların elinden bu silahı alın. Artık sabır taşıyor, sözler veriliyor ve sonunda ortaya bir şey çıkmıyor'' dedi. 'DTP MESAFE KOYSUN' Lagendijk, DTP'nin kapatılmasının Türkiye için iyi olmayacağını da belirtirken, "Bir partiyi kapatmak çözüm değil. Bu tuzağa düşmeyin" dedi ve DTP'ye "PKK ile arasına mesafe koyduğunu net olarak ifade etmeli" çağrısında bulundu. Lagendijk, şiddete başvurmanın avantaj sağlamayacağını da belirtirken, "DTP'nin Meclis'te bulunması bir şans. |
Kadınlar futboldan bezdi... Nazlı Ilıcak yazdı... |
Çantalar sırtta değil cepte Mudanya'da iki öğretmen, öğrencilerinin çantaları ağır diye, kitapları taratıp dijital ortamda hafıza kartlarına kaydetti. Çocuklar artık okula çanta ve kitaplarla değil küçük bilgisayar kartlarıyla gidiyor. Bursa'nın Mudanya ilçesinde Şükrü Çavuş Sait Eroğlu İlköğretim Okulu'nun öğrentmenleri, İshak Dede ile Sevim Yılmaz, öğrencilerinin taşıdıkları çantaların ağır olmasından dolayı, tüm kitapları taratıp dijital ortamda hafıza kartlarına kaydettiler. İki öğretmen bundan önce de yine kendi imkanlarıyla sınıflarına “Akıllı Tahta” kazandırmışlardı. Öğretmenlerinin yöntemi sayesinde kitaplarını okulda bırakan öğrenciler, evlerine giderken yalnızca defter ve hafıza kartlarını götürüyorlar. ÖDEVLER DE KARTLARDA Çocuklar, kitaptan verilen ödevleri, hafıza kartlarını bilgisayarlarına takarak çalışabildiklerini söylüyor. Bilgisayarlara taktıkları hafıza kartlarıyla derslerini evde tekrarlayan ve kitapları ekrandan okuyan öğrenciler hem teknolojiyi kullanmış oluyor, hem de kitap taşıma yükünden kurtuluyorlar. Sınıflara konulan özel çoklu USB transfer aparatları sayesinde 10 öğrencinin ödevi 1 dakikada hafıza kartlarına yüklenebiliyor. 25 öğrencinin olduğu sınıftaki öğrencilerin ödevlerini yüklemekse üç dakika sürüyor. Yaptıkları ödevleri yine taşınabilir hafıza kartlarına yükleyerek okula getiren çocuklar uygulamadan memnun. |
PKK, DTP'yi PKK, DTP'yi Meclis'te istemiyor DTP Meclis'e girmişken PKK teröründe görülen artışın dikkat çekici olduğunu belirten Lagendijk, “DTP'nin Meclis'te bulunmasını istemiyorlar, onları attırmak istiyorlar. Türkler bu tuzağa düşmemeli” dedi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 58. Genel Kurul Toplantısı sona erdi. Eşbaşkanlar Yaşar Yakış ve Joost Lagendik, TBMM Tören Salonu'nda düzenledikleri ortak basın açıklamasıyla, komisyon çalışmalarını değerlendirdi. Yaşar Yakış, karma komisyonun bir karar alma organı olmadığını hatırlatırken komisyonun PKK terör örgütü konusunda bir açıklama yapmak üzere iki eşbaşkana yetki verdiğini söyleyerek, iki tarafın da oy birliğiyle PKK terörünü kınadıklarını açıkladı. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Lagendik, “Parlamentoda DTP'nin bulunması barışa hizmet edecektir” dedi. Lagendik, DTP Meclis'e girmişken PKK teröründe artışın dikkat çekici olduğunu belirterek, “DTP'nin Meclis'te bulunmasını istemiyorlar, onları attırmak istiyorlar. Türkler bu tuzağa düşmemeli. Kürtlerle Türkleri karşı karşıya getirmemelidir” dedi. 301 MESAJI Türk hükümetinin 301. Madde'nin değiştirilmesi konusunda harekete geçmesinin Avrupa'ya çok önemli bir mesaj olduğuna dikkat çeken Lagendik, “Biz buradan bu mesajı alarak gidi-yoruz” dedi. |
ABD kalıcı mı, yoksa gidiyor mu? |
Petkim'in Azerilere satışına onay Petkim'in 2 milyar 40 milyon dolara, Socar-Turcas-Injaz ortak girişim grubuna satılması onaylandı. Derince Limanı'nda işletme hakkının 195 milyon 250 bin dolara Türkerler Ortak Girişim Grubu'na devrine de onay verildi Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), Petkim'in (Petro Kimya Holding A.Ş) 2 milyar 40 milyon dolara, Azeri ortaklı Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubuna satılmasını onayladı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığından (ÖİB)/ yapılan açıklamada, Petkim'in sermayesindeki yüzde 51 oranındaki hissenin 'blok satış' yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin yapılan ihale sonucunda, söz konusu hisselerin 2 milyar 40 milyon dolara Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu'na satılmasının, ÖİB tarafından onaylandığı bildirildi. Petkim'in 5 Temmuz'da yapılan nihai pazarlık görüşmelerinde, en yüksek teklifi 2 milyar 50 milyon dolar ile 'TransCenralAsia Ortak Girişim Gurubu' vermişti. Kurul, Petkim'in satışına ilişkin kararı onaylamıştı. İhaleyi kazanan TransCentralAsia yetkilileri, ihale sonrası sorular üzerine, ortaklıkta Kazak hisselerinin ağırlıkta olduğunu belirtirken, daha sonra medyada, bu grubun Ermeni Diasporasınca desteklendiği haberleri yer almıştı. İhale komisyonu ise sonuçta, ikinci en yüksek teklifi veren Socak-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubunun teklifini Rekabet Kuruluna sunma kararı almıştı. |
Türkiye'nin kendini savunma hakkı var İtalya Dışişleri Bakanı D'Alema, Türkiye'ye yönelik terörist saldırıların kabul edilemez olduğunu söyledi. AB üyeliği konusunda desteğini yineleyen D'Alema, Ankara'nın izlediği uluslararası politikayı hayranlıkla izlediğini söyledi. İstanbul'da Türk-İtalyan Forumu'na katılan D'Alema, Dışişleri Bakanı Babacan'la yaptığı ortak açıklamada, Türkiye'nin kendini savunma hakkı olduğunu söyledi; ancak diplomasinin askeri çözümlerden önce gelmesi gerektiğini vurguladı. Türk-İtalyan Forumu'nun dördüncüsü İstanbul'da düzenlendi. Türk ve İtalyan dışişleri bakanları forum sonrasında Türkiye'de İtalyan Üniversitesi kurulması konusunda protokol imzaladı. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran D'Alema PKK ile mücadelede Türkiye'ye tam destek verdiklerini söyledi: “Irak topraklarından Türkiye'ye yönelik terörist saldırılar kabul edilemez. Türkiye'nin kendisini savunma hakkı bu açıdan tartışılamaz ancak sadece biraz ölçülü, biraz dikkatli olmak gerekiyor. Diplomasi her zaman masada olmalı.” TÜRKİYE ÜYE OLACAK Türkiye'nin AB üyeliği sürecine de değinen D'Alema, Fransa'nın önerisiyle kurulması gündeme getirilen Akil Adamlar Komitesi'nin Türkiye'nin üyeliğini tartışamayacağını söyledi: “Bu felsefi bir kurul mu yoksa politik bir kurul mu bilmiyorum ama böyle bir komite Türkiye'nin AB üyeliğini tartışamaz. Türkiye üye olacak” dedi. |
PKK için yolun sonu: Sürprize hazır olmak! İbrahim Karagül yazdı... |
Karayılan Avrupa'da fink atıyor olmasın? Ankara iki gündür paket haberleriyle çalkalanıyor. Karayılan Ankara'da aranıyor ama Avrupa'da görüldüğüne dair ihbarlar da yok değil. PKK'nın Dağlıca'ya yaptığı baskını devletin birçok bakanından önce öğrenen birisi vardı: BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu... "Son 1 aydır Karayılan'la ilgili telefonlar artmaya başladı" diyor BBP lideri. Arayanların çoğunluğu Avrupa'nın değişik kentlerinde yaşayan Yazıcıoğlu'nun Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu dönemden arkadaşları ve diğer tanıdık isimlermiş. Kısa bir süre önce Hollanda'dan aramışlar. "Başkanım Murat Karayılan'ın burada olduğunu ve bir düğüne katıldığını tespit ettik, alalım mı?" diye sormuşlar. Yazıcıoğlu, "Karıştırmış olmayasınız; benim bildiğim o hâlâ Kuzey Irak'ta demiş" Yazıcıoğlu'nu arayanlar bu cevaptan tatmin olmamışlar. "Tespit ettik, bir düğüne katıldı" diye ısrar ediyorlarmış. Muhsin Bey, "paketleyip getiremediklerine göre ya alamadılar, ya da karıştırdılar" diyor. Fransa'dan da bir genç aramış BBP liderini. "Mutlaka görüşmemiz lazım. Geliyorum" demiş. Yazıcıoğlu, "Gerek yok, telefonla konuşalım" karşılığını vermiş. "Telefonla konuşulmaz" diye ısrar etmiş arayan kişi. Ve bir gün sonra BBP liderinin karşısındaymış. "Bunların alınması istenmiyor mu?" diye ters bir soruyla girmiş söze. "Bunlar" dediği terör örgütünün elebaşılarından Murat Karayılan. Karayılan'ı Fransa'da tespit ettiklerini, paketlemek üzereyken "Almayın" talimatı üzerine operasyonun son anda suya düştüğünü anlatmış. 'Almayın' diyen kişinin kim olduğunu aktarmadı Yazıcıoğlu. |
Putin beni zehirleyecek Eski satranç şampiyonu ve Putin muhalifi Garry Kasparov, “Putin beni de zehirlemek istiyor. O yüzden tanımadığım kişilerin ikram ettiği yiyecekleri yemekten kaçınıyorum” dedi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in en sert muhaliflerinden olan eski dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov, Putin'in kendisini öldürtmeye çalıştığını ileri sürdü. Tanımadığı kişilerin ikram ettiği gıdaları asla yemediğini anlatan Kasparov, Rus havayollarıyla uçmadığını da belirtti. Ailesi için de bir güvenlik korumasının mevcut olduğunu, kızının ABD'de doğduğunu ifade eden satranç ustası, “Çünkü Rus hastahanelerinde güvenliği sağlamak mümkün değildi” dedi. OLMERT PUTİN'E KANMASIN Kasparov, İsrail'in en çok satan gazetelerinden Yedioth Ahronot'a verdiği demeçte, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in petrol fiyatlarını yüksek tutmak için elinden gelen her şeyi yapacağını ve Ortadoğu'da çıkacak küçük bir savaşın dahi onun yararına olacağını savundu. 44 yaşındaki eski şampiyon, “Rusya içindeki gelişmelere karşı herkesin gözlerinin kapalı olduğunu” belirterek, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in bile Putin'in “bal tuzağına” düşmek üzere olduğunu öne sürdü. Olmert'in, Putin'in kendisini kandırmasına izin vermemesini isteyen Kasparov, “Olmert'in bu hataya düşmeyeceğine inanıyorum. Putin petrol fiyatlarını yüksek tutmak için her şeyi yapar. Bu Rusya'nın güç odağıdır ve bunun için de Ortadoğu'da gerginliği sürekli kılmak gerekir” diye konuştu. |
Önemli bir eşik atlanıyor… |
GAP'a 8 milyar dolar kredi için Avrupa bankaları sırada 1990'lı yılların başından bu yana yeterli kaynak aktarılamayan GAP projesinde yeni bir yatırım hamlesi başlatılıyor. Tarımsal ürünlerde patlama yapacak su kanalları için çiftçiye 8 milyar dolar kredi aktarılacak. Avrupa'nın iki büyük bankası 'krediyi biz verelim' teklifinde bulundu. |
Türkiye, bir asır sonra Ortadoğu'da oyuncu oldu Amerika'nın eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, Türkiye'nin 'Ortadoğu'da bir asırdır olmadığı oranda bir oyuncu' haline geldiğini söyledi. Zaman'ın sorularını cevaplayan kıdemli diplomat, İran gibi bazı konularda anlaşmazlık olsa da komşularla iyi ilişkiler kurmanın Ankara'yı Washington için 'faydalı' ve 'değerli' kıldığını vurguladı. Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğini Kuzey Irak'ın belirleyeceğini savunan Abramowitz, Kürt meselesini de Türkiye'nin 'gelecek 10 yıldaki ana sorunu' olarak görüyor. Problemin sadece PKK'ya indirgenmemesini, güçlü bir siyasî yaklaşım dahil bütün yönleriyle ele alınmasını öneriyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın son çıkışını 'şaşırtıcı; ama yapıcı' bulan Abramowitz, "Bazı askerî liderlerin de geçmişe bakıp içtenlikle bazı yanlışlıklar yaptıklarını söylemelerini etkileyici buldum." diyor. İran ve Suriye ile yakın durmayı Batı'dan uzaklaşma ve Amerikan politikalarıyla zıtlaşma olarak gören yorumlara da katılmıyor. AK Parti hükümetini başarılı bulan Abramowitz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı övüyor: "Çok fakir durumdan en tepeye çıkmayı başarmış, olağanüstü bir şahıs. Özal'dan sonraki en göz alıcı Türk siyasi figür olduğuna şüphe yok." Duayen büyükelçi, Bush-Erdoğan zirvesinden Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine, AB sürecinden Hamas'la ilişkilere ve DTP'ye kapatma davasına kadar bir dizi güncel konuda Zaman'a açıklamalarda bulundu. Morton Abramowitz, Ankara'da artan diplomatik trafiği şu sebeplere bağlıyor: Türkiye'nin 5-6 yıl öncesine nazaran çok daha dinamik bir ülke olması, bölgede büyüyen ekonomik çıkarları ve bölge ülkelerinin Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerini derinleştirmesine yoğun ilgisi. |
Futbol bayramı |
ODTÜ, Hazine tahsisli araziyi vakfa devretmiş ODTÜ'nün Hazine tahsisli araziyi devrettiği şirket, Mersin sahildeki kıyı şeridine gecekondu okul yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin, Hazine'den aldığı kamu arazilerini özel şirket statüsündeki ODTÜ Geliştirme Vakfı Eğitim Hizmetleri AŞ'ye bedelsiz devrettiği ortaya çıktı. Şirketin de, sahildeki araziye gecekondu okul yaptığı anlaşıldı. Bina, Kıyı Şeridi Kanunu ihlal edilerek denize sıfır inşa edilmiş. Bu bilgiler, Mersin'in Erdemli ilçesindeki ODTÜ Geliştirme Vakfı Koleji hakkındaki yıkım kararıyla gün yüzüne çıktı. Yaptıkları denetim sırasında yasadışı uygulamayı tespit eden Sayıştay ve Maliye, yargıya başvurdu. Yıkım kararı veren mahkeme, haziran ayında bunu tebliğ etti. Ancak Mersin Valiliği, özel izinle okula 1 yıl süre tanıdı. Sayıştay Başkanlığı, Erdemli Kaymakamlığı ve belediye ise arazi üzerindeki binaların hemen yıkılmasını istiyor. Mersin'in Erdemli ilçesindeki Hazine'ye ait sahil kenarındaki 70 dönüm arazi, 1996 yılında ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Kampüsü için tahsis edilmişti. Üniversite ise arazinin bir bölümünü özel şirket statüsündeki ODTÜ Geliştirme Vakfı Eğitim Hizmetleri AŞ'ye bedelsiz olarak verdi. Şirket denize sıfır araziye okul binaları yaparak 1997-1998 eğitim öğretim yılında faaliyete geçti. ODTÜ Koleji olarak bilinen okula 4-6 bin YTL ücretle öğrenci alınıyor. Maliye Bakanlığı ve Sayıştay denetçilerinin yaptığı incelemede araziyle ilgili şu ifadelere yer veriliyor: "Hazine adına kayıtlı ve ODTÜ Rektörlüğü'ne Deniz Bilimleri Kampüsü olarak tahsisli arazi, ilgili mevzuata aykırı şekilde ODTÜ Rektörlüğü'nce ODTÜ Geliştirme Vakfı'na tahsis edilmiş, vakıf tarafından da arazi üzerine okul binası, basketbol ve voleybol sahası ve sair eklentileri inşa edilerek Geliştirme Vakfı Okulları'nın Mersin şubesi haline getirilmiştir. Arazi, Hazine arazisi olup aynı zamanda kıyı şeridinde bulunmakta ve Kıyı Kanunu'na tabi bulunmaktadır. Bu nedenle vakıf tarafından kanuna aykırı şekilde işgal edilmiştir. Kıyı Kanunu, Gecekondu Kanunu ve İmar Kanunu uyarınca arazinin tahliyesi ve üzerindeki binaların yıkılması gerekmektedir." |
Adları Mehmet, kaderleri şehitlik Haberi aldıktan sonra oğlunun birliğini devamlı aradıklarını ve bir türlü ulaşamadıklarını belirten Ahmet Doğan, oğlu Mehmet Nuri'nin cep telefonunu arayarak ulaşmaya çalıştı, ancak telefonu da uzun süre çalmasına rağmen açılmadı. Acılı baba, oğlunun Patnos'ta asker olduğunu ve buraya acemi eğitimi aldığı Isparta'dan gittiğini söyledi. Bir süredir hasta olan ve oğlunun şehit düştüğü haberini aldıktan sonra evden çıkmayan anne Sabriye Doğan'ın ise üzüntüden hiç kimseyle konuşmadığı belirtildi. 6 kardeşi olduğu ifade edilen Doğan'ın, askerlik hizmeti öncesi İstanbul'da bir tekstil atölyesinde çalıştığı öğrenildi. |
Abiler, amcalar, mollalar... |
Kapıkule, su kapısı oldu Meriç ve Tunca nehirlerinin taşması sonucu günlerdir sel korkusu yaşayan Edirne'nin Karaağaç Mahallesi'nde hayat normale dönüyor. Edirne Valisi Nusret Miroğlu da nehirlerdeki su debilerinin düşmeye başladığını söyledi. Vali Miroğlu, Karaağaç Mahallesi ve Bosnaköy'de evlere su girmemesinin büyük şans olduğunu, suyun sadece boş tarım arazilerinde bulunduğunu belirtti. Su taşkınları yüzünden Kapıkule Sınır Kapısı'nda halen geçiş verilemediğini hatırlatan Vali Miroğlu, "Kapıkule Sınır Kapısı'nı bugün açmayı düşünüyorduk; fakat bizim taraftaki suyu bitirsek bile Bulgaristan tarafında yollar suyla kaplı. O yüzden Kapıkule'den geçiş sağlanması Bulgaristan'a bağlı." dedi. Bulgaristan'ın baraj kapaklarını açması sonucu taşan nehirler Karaağaç'taki birçok tarla, köprü ve askeri tesisi sular altında bıraktı. Tarlaları sular altında kalan Karaağaç sakinleri günlerce sel korkusu yaşadı. Edirne'de kurulan İl Kriz Merkezi Başkanlığı kısa sürede hazırlıklarını tamamlayarak vatandaşlara hizmet vermeye başladı. Mahalleye giden yolların sular altında kalması sebebiyle şehir merkezi ile bağlantısı kesilen Karaağaç halkının imdadına askeri araç ve köprüler yetişti. Meriç ve Tunca nehirlerinin su seviyesindeki düşüş bölge halkına rahat bir nefes aldırdı. Gece yapılan ölçümlerde Meriç Nehri'nde saniyede akan su miktarı bin 496 metreküp olarak belirlenirken, sabah bu seviye bin 426'ya düştü. Nehirlerdeki su debilerinin düşmesine dikkat çeken Edirne Valisi Nusret Miroğlu, su taşkınları sırasında evlere su girmemesinin Edirneliler için sevindirci bir durum olduğunu söyledi. |
İşimiz, asıl şimdi başlıyor Grubundaki son iki maçta Norveç ve Bosna-Hersek'i yenerek 2008 Avrupa Şampiyonası'na katılmya hak kazanan Türkiye, bir yandan zaferi doyasıya kutlarken diğer yandan da bu önemli turnuvada ses getirecek başarılara imza atmanın planlarını yapıyor. Grup maçlarına çok iyi başlayan, ancak daha sonra beklenmeyen puan kayıplarıyla son iki maçta destansı galibiyetlerle hedefine ulaşan Ay-Yıldızlı takımda; teknik heyet, yöneticiler ve futbolcular şimdiden gözlerini 2008 Avrupa Şampiyonası'na çevirdi. Euro 2008'e katılmamız Türk futbolundaki bazı belirsizlikleri de ortadan kaldırdı. Gruptan çıkamamız halinde önce A Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim istifa edecek, ardından da Başkan Haluk Ulusoy, erken genel kurul kararı alarak başkanlık koltuğuna veda edecekti. Norveç ve Bosna zaferleriyle tarihinde 3. kez Avrupa Şampiyonası'na katılmamız hem Türkiye'yi sokağa döktü hem de futbolumuzun önündeki belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Bu önemli zaferle rahat bir nefes alan Haluk Ulusoy-Fatih Terim ikilisi, yeniden el ele vererek Türk futbolunu Avrupa'nın zirvesine taşımak için kolları sıvayacak. A Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Avrupa Şampiyonası'nda Ay-Yıldızlı takımın başında olacağını yinelerken, "Eğer Avrupa Şampiyonası'na katılamasaydık görevimden ayrılacaktım. Ancak şimdi istifa etmem kesinlikle söz konusu değil. Ben bir söz verdim, 'Gruplardan çıkacağız ve finallerde de önemli işler yapacağız' diye. Şimdi finallere kaldık |
Kerpetenli adamları dinlemeyin Hüseyin Gülerce yazdı... |
DTP den SAKIK gaylara ölümüne kadar destek vereceğini söylemiş olabilir neden olmasın gayların gaylara destek vermesinden daha ne normal olabilirki))) tuaf karşılanmaması lazım