6. kapanırken 1. görüşülecek DTP’nin kapatılma davasıyla birlikte, bu eğilimin ilk partisi olan HEP’in kapatılması eşzamanlı olarak görüşülecek. HEP’in Genel Başkanı Feridun Yazar, suçlamaların aynı olduğunu hatırlatarak, "Kapatma davamız AİHM’den döndü. Bu durum DTP için emsal olmalı" dedi. ANAYASA Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatma davasını kabul ederken, DTP geleneğinin ilk partisi olan Halkın Emek Partisi’nin kapatılması davasını da yeniden görüşecek. İki partinin kapatılması davasının eşzamanlı olarak ilerlemesi bekleniyor. KILIÇ: YENİDEN BAKACAĞIZ Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "Biz o konuda yeniden görüşme yapılabilir diye karar aldık. Çünkü usul yasalarında değişiklik yapıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesi halinde, yargılamanın yenilenmesi (iade-i muhakeme) kabul edildi. Şimdi ona uygun olarak HEP davası yeniden görülecek" dedi. Kılıç, HEP davasının önümüzdeki günlerde DTP’den ayrı ele alınacağını da söyledi. DAVASI SAYISI 3 Bu süreçte, aynı siyasi geleneğin birinci partisi HEP’le 6. partisi DTP’nin kapatma davası ayrı ayrı dosyalar olarak, birlikte yürümüş olacak. Kapatma davası sürerken, DEHAP kendini feshetmiş, DTP kurulmuştu. DEHAP kendini feshettiği halde, hakkındaki kapatma davası da halen yüksek mahkemede Böylece, aynı siyasi çizgideki 3 partinin de kapatma davası aynı süreçte değerlendirilmiş olacak. TEK SEÇENEK DEĞİL Anayasa Mahkemesi, ’temelli kapatma’ dışında yeni getirilen Hazine yardımından kısmen veya tamamen kesme cezası ile ’seçimlere sokmama, üye kaydını dondurma’ şeklindeki tedbir taleplerini de değerlendirilecek. |
Çürük raporunda ilk tutuklamalar Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın, çürük raporuyla askerlikten kaçtıkları belirlenen ve aralarında DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın da bulunuduğu 100 kişiden 83’ü hakkında başlattığı soruşturmada 30 kişi tutuklandı. 53 kişi hakkında işlemler sürüyor. Almanya’da olduğundan henüz sorgulanamayan DTP Lideri Demirtaş ve diğer 16 kişininse aranması devam ediyor. Nurettin Demirtaş halen yurt dışında olduğu için askeri savcılık tarafından sorgulanamadı. DEMİRTAŞ TUTUKLANABİLİR Ankara Cumhuriyet Savcılığı bir süre önce aralarında DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ın da bulunduğu 183 kişi hakkında cürüm oluşturmak için çete kurmak ve evrakta sahtecilik suçlarından dava açmıştı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan davanın iddianamesinde Demirtaş’ın askerliğe elverişsiz raporu almak için "sahte resmi evrak düzenlediği ve kullandığı" iddiasıyla, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 204/1. maddesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. Savcılık, çürük raporu alanların Askeri Ceza Kanunu gereğince askerlikten kaçmak için hile yapmak suçundan aralarında Nurettin Demirtaş’ın da bulunduğu 100 kişinin ismini Askeri Savcılığa bildirmişti. GÖZALTILAR Genelkurmay Askeri Savcılığı, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın gelen dosyada adı geçen 100 kişi hakıknda soruşturma başlattı. Gözaltına alınan ve sorgulanan 83 kişi hakkında Askeri Ceza Kanunu’na göre işlem yapıldı. Zanlılar dün akşam tutuklanma talebiyle Ankara Askeri Mahkemesi’ne sevkedildi. 30 kişi tutuklanırken, diğer 53 sanığın duruşması devam ediyor |
Bilgi’de Sabahattin Ali etkinliği |
Canlı bomba özgürlük öncüsü ilan edildi Tunceli’nin DTP’li Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Ulusal Mücadele Günü nedeniyle kentin Cumhuriyet Meydanı’nda yaklaşık 100 kadının katılımıyla bir basın açıklaması yaptı. Abdil konuşmasında, kentte 30 Haziran 1996’da bayrak töreni yapan askerlere yönelik ilk intihar saldırısı düzenleyip, 7 askeri şehit eden ve 33 askerin de yaralanmasına neden olan ’Zilan’ kod adlı terörist Zeynep Kınacı’yı kadın özgürlük mücadelesinin öncüleri arasında gösterdi. Abdil ayrıca, 1997’de Çanakkale Cezaevi’nde teröristbaşı Abdullah Öcalan için kendisini yaktığı iddia edilen Sema Yüce’yi de özgürlük mücadelesinin sembolü olarak niteledi. Abdil’in konuşması sırasında Zilan ve Sema ismini söyleyeceği sırada toplantıya katılan bir grup yüksek sesle zılgıt çekip bağırarak bu isimlerin duyulmamasını sağlamaya çalıştı. Ancak Abdil’in gazetecilere dağıttığı konuşma metninde bu isimler yer aldı. Songül Erol Abdil, Hakkári Dağlıca’da PKK’lı teröristlerin yaptığı saldırıda 12 askerin şehit edilmesi sırasında kaçırılan 8 asker için de ’esir’ ifadesini kullandı. Abdil’in konuşmasının ardından kadınlar ellerindeki karanfilleri İnsan Hakları Anıtı’na bıraktı |
Kürt açılımında Anayasal 3 adım Hükümet, terörle mücadelenin sosyal ayağını güçlendirmek amacıyla yeni dönemde gündeme getirmeye hazırlandığı reformları, üç önemli düzenlemeyle Anayasa taslağına yansıtıyor. Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, taslaktaki şekliyle, okullarda Kürtçe eğitime Meclis’in karar verebileceğini söyledi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile AKP yöneticilerinin işaretini verdiği demokratik açılımların bir ayağını yeni Anayasa çalışması oluşturuyor. Taslaktaki eğitim ve öğretim hakkıyla ilgili maddede, "Eğitim ve öğretim dili Türkçe’dir. Türkçe’den başka dillerde eğitim ve öğretim yapılması ile ilgili esaslar, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kanunla düzenlenir" hükmü bulunuyor. Bir AKP yöneticisi, "Şu anda ortam uygun değil, ama 10 yıl sonra belki bir Kürt Enstitüsü’nün kurulması ihtiyaç olabilir. Bu madde buna imkan sağlar" dedi. Özbudun ise "Bence mevcut Anayasa’ya göre de, YÖK Kanunu’ndaki prosedür takip edilerek, Kürtçe dili üzerine bilimsel, edebi araştırmalar yapan bir Kürt Enstitüsü açılabilir. Ama eğitim amaçlı bir kurum düşünülüyorsa bu taslak ona yeni bir imkan sağlıyor, açılım getiriyor. Yapılıp yapılmayacağına Meclis karar verecek" dedi. ETNİK FARKLILIK Taslaktaki ikinci adım ise ’Başlangıç’ bölümünde yer aldı. Bu bölümdeki "Farklılıklarımızı kültürel zenginliğimizin kaynağı olarak gören bir eşitlik anlayışı" ifadeleriyle etnik farklılıkların ilk kez Anayasal karşılık bulması amaçlanıyor. |
Ortaçağa yolculuk... DÜN bir bayan okurumdan ilginç bir e-posta aldım. Okurumun adını bende saklı tutarak ve kimi bölümlerini kısaltarak aktarıyorum: "Ben bir şirkette çalışıyorum. Cuma günü kardeşimle öğlen tatilinde yemeğe çıktık. Biz çoğu zaman Ümraniye’ye gideriz. Yine öyle yaptık. Ümraniye’de ’cuma’ olması sebebiyle yine birçok işyeri kapalıydı. Ender açık yerlerden (.....) mağazasına girdik. Mağazanın sahibi, kapalı bir bayanla münakaşa ediyordu. İlk bakışta bunu anlayamadık. Sonra (.....)nın sahibinin yüksek sesi dikkatimizi çekti. Kapalı kadın, bugünün cuma olduğunu söylüyor, ısrarla mağazanın kapatılmasını istiyordu. (......) sahibi ’Burasının İran olmadığını’ tekrarlıyordu. Kapalı kadın sinirlenip gitti. Ama (.....)nın sahibi bir önceki sefer o kadının erkekler ile geldiğini ve mağazayı yıkacaklarını söyleyip gittiklerini bize anlattı. Çok korkmuştu..." Bekir Çoşkun yazdı.. |
İhale dosyaları, vurulan oğlumun elinde ne arıyor İzmir’in Bornova İlçesi’nde, polisin ’dur’ ihtarına uymadığı iddia edilerek açılan ateş sonucu başından vurulan ve yaşam destek ünitesine bağlı olarak en ağır koma durumunda yaşatılan Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, "Diyarbakır’dan terör yüzünden kaçtık, İzmir’de oğlumu polis vurdu" dedi. Olay sırasında araçta bulunan Emre Ökçelik ile Atilla Doğan, polis barikatıyla karşılaşmadıklarını ve hiçbir uyarı duymadıklarını iddia ettiler. |
Prens Charles: Mevláná Müzesi olağanüstü İngiltere Veliaht Prensi Charles, eşi Cornwall Düşesi Camilla ve beraberindeki kalabalık heyetle dün Konya’ya geldi. Prens Charles’ı, Vali Osman Aydın ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Fahir Akyürek karşıladı. Mevláná Müzesi’ne giderek Müze Müdürü Naci Bakırcı’dan ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Ankara Temsilciliği Müdür Yardımcısı Andrew Peacock’dan bilgi alan Prens, eşiyle birlikte dergáha geçerek huzur bölümüne girdi. Burada Mevláná Celaleddin Rumi’nin naaşının bulunduğu sanduka önünde uzun süre kalan Charles ve eşi Camilla, duvardaki süslemeler hakkında bilgi aldı. Başını örtmek için hazırlıklı gelen Düşes’e, müze olduğu için buna gerek olmadığı söylendi. Bir saatlik geziden sonra Prens Charles ve eşi gül bahçesine çıktı. İkili, "Müzeyi nasıl buldunuz?" sorusuna "Kesinlikle olağanüstü" yanıtını verdi. Charles ve eşi daha sonra Mevláná Kültür Merkezi’ne geçti. Mehteran Marşı ile karşılanan Charles, sema gösterisini izledi. MEVLÁNÁ’YI ANLATTI Gösterinin ardından Charles, "Doğu ve Batı maneviyat kıstasları" adında bir konuşma yaptı. İnsanların gittikçe daha çok maddiyatçı olmasından şikáyet eden Prens Charles, Mevláná Celaleddin Rumi’nin ruha verdiği önemle, günümüzde dahi bu eksikliği tamamladığını kaydetti. Üç ilahi dinin farklılıkları olmasına rağmen bazı ortak mesajları bulunduğunu söyleyen Charles, "Bazen merak ediyorum. Aramızdaki farklılıklar, ilahi öğretinin kendisinden çok, bu öğretiyi yorumlayışımızdan kaynaklanmıyor mu?" diye sordu. |
DTP, ETP, FTP... Harf çok ZTP’ye kadar yolu var Günlerdir tartışılıyor... DTP kapatılsın mı? Kapatılmasın mı? Kapatılırsa ne olacak? Yenisi açılacak. Kapattın daha önce... Yine açtı. Peki... Mesela, Avrupa’da parti kapatan "tek" devlet bizimki mi? Değil. Ama, Avrupa’da "en çok" kapatan bizimki. Niye? Çünkü, Avrupa’da kapatılan partiyi, hem de aynı kadrolarla, bir daha açtırmazlar adama... Yok öyle yağma! Bizde ise, çaycı alırken bile temiz káğıdı istiyorlar, parti kurmaya kalk, tescilli PKK’lı bile olsan, fark etmiyor... Bile bile lades! E sonra? "Aç kapa, aç kapa!" Nasıl olsa, soran yok... "Kardeşim, devlet mi yönetiyorsun, musluk reklamı mı çekiyorsun?" Halbuki... 3 satır tarih okusan. Aradan 89 sene geçmesine rağmen, Kürt Teali Cemiyeti ile PKK arasında hiçbir fark olmadığını görürsün. Yılmaz Özdil yazdı.. |
Kuzey Irak'a ABD takviyesi Kuzey Irak'ta daha önce sembolik bir kuvvet bulunduran ABD, olası bir sınır ötesi harekât nedeniyle bölgedeki asker sayısını artırdı. Dohuk'taki üslere konuşlandırılan askerler devriye görevi yapıyor Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) olası bir sınır ötesi harekâtı nedeniyle ABD'nin Kuzey Irak'taki askeri varlığında büyük artış gözleniyor. ABD askerleri, Türkiye sınır hattına yakın kesimlerde yer alan Zaho ve Dohuk bölgesinde devriye görevi yapıyor. Daha önce Kuzey Irak'ta sembolik kuvvet bulunduran ABD, sınır ötesi harekât nedeniyle bölgedeki asker sayısını artırdı. Musul, Erbil ve Süleymaniye'den olası harekât alanlarına son bir ay içinde çok sayıda asker kaydırıldı. Dohuk'taki üslere konuşlandırılan ABD askerleri, sınır hattında belirli aralıklarla devriye görevi yapıyor. Hummer marka zırhlı araçlarla sınıra yakın bölgelerde gezen ABD askerleri, peşmergelerle koordineli çalışıyor. Musul'da asayişi sağlamakta zorlanan ve sürekli saldırı tehdidi altında olan ABD askerlerinin, Dohuk'ta rahat dolaşmaları ve pazarlarda alışveriş yapmaları dikkat çekiyor. Kürt bölgelerinde görev almanın kendileri için bir risk oluşturmadığını ve halktan yardım gördüklerini belirten ABD askerleri, "Burada görev yapmak tatil gibi geliyor" dedi. İHA temsilcisi sınır dışı edildi Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin, PKK yöneticileri Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ı İtalya'daki Nato Üssü'ne götürdüğü yönünde haber yapan İHA Kuzey Irak Temsilcisi Sadık Kahraman, dün sınır dışı edildi. Haberin Türk medyasında yayımlanmasından sonra İHA'nın Erbil bürosuna gelen iki görevli, Kahraman'ı Selahaddin kentine götürdü. Peşmergeler eşliğinde dün Zaho'ya getirilen Kahraman, "Uygulama demokratik değildir. Biz haberimizin arkasındayız. Sorguya çekildik, ancak kötü muamele görmedik. Sınır dışı edildim" dedi. Kahraman, Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye döndü |
Terörden kaçtık oğlumu polis vurdu Polisin "dur" ihtarına uymadığı iddia edilen ve açılan ateşle başından vurulan Baran Tursun'un beyin ölümü gerçekleşti. Mehmet Tursun, "Diyarbakır'dan terör yüzünden taşındık. Polisin ateşiyle mağdur olduk" dedi Bornova'da polisin "dur" ihtarına uymadığı iddia edilen ve açılan ateşle başından vurulan Baran Tursun'un (20) beyin ölümü gerçekleşti. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği doktorları, Baran Tursun'un "en ileri derecede koma halinde" olduğunu açıklarken, babası Mehmet, annesi Berrin, ablası Şelale ve kardeşi Berfin Tursun'un hastane bahçesindeki umut bekleyişleri devam ediyor. Anestezi yoğun bakım ünitesinde cihaza bağlı olarak yaşatılan Tursun'un babası Mehmet Tursun, "Kalbi durana kadar oğlumdan ümidimizi kesmeyeceğiz" dedi. Polis hiçbir bilgi vermedi Emniyet yetkililerinin kendilerine açıklayıcı hiçbir bilgi vermediğini söyleyen baba, şöyle konuştu: "Bu da gösteriyor ki, Emniyet hemen bir senaryo uydurmuş. Olayı örtbas etmek için bazı yollara başvurmuş. Bir kişinin ehliyetsiz araba kullanması o kişinin öldürülmesine neden olmamalı ve vuran polislerin suçunun hafifletilmesi anlamına gelmemelidir. Benim tek isteğim, Emniyet'in içindeki katil polisler ayıklansın, arkalarında durulmasın. Herhangi bir senaryo uydurulmadan en ağır cezayı çekmeli ki bizim de acımız hafiflesin." Bu işin peşini bırakmayacağını, gerekirse tüm servetini harcayacağını belirten acılı baba, 1992 yılında memleketi Diyarbakır'dan, çocuklarının başta terör olmak üzere herhangi bir olumsuzluğa karışmamaları için İzmir'e taşındığını, ancak devletin polisinin açacağı bir ateş sonucu mağdur olabileceklerini hiç düşünmediğini dile getirerek, "Bundan daha büyük vahşet olamaz" dedi. Mehmet Tursun, organ bağışında bulunmayı düşünmediklerini, yaşaması yönünde umutlarının devam ettiğini, kalbi durana kadar bekleyişlerine devam edeceklerini kaydetti |
Ortadoğu'da barış, ekmek, demokrasi! |
Gazeteciye 'kelepçeli' dayak İçinde kız arkadaşı bulunduğu halde otomobilinin çekiciye yüklenmesini eleştiren Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Coşkundeniz'i polisler önce kelepçeledi, sonra da darp etti Etiler Koç köprüsündeki trafik ışıklarında 23 Kasım Cuma gecesi saat 02.30 sıralarında rutin uygulama yapan trafik ekipleri, içinde Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Coşkundeniz ve kız arkadaşı Derya Özel'in bulunduğu otomobili durdurdu. Alkol kontrolü yapan polisler, sürücü Özel'in 92 promil alkollü olduğunu belirledi. Özel'in sürücü belgesine el konulurken, Coşkundeniz'in darp edilmesine neden olan olaylar zinciri başladı. Evinin uygulama yapılan yere çok yakın olduğunu, otomobilin çekilmemesini rica eden Coşkundeniz ile polisler arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı. Ancak polisler, Trafik Vakfı'na ait çekiciyi otomobilin yanına yanaştırdı. Kız arkadaşı sürücü koltuğunda otururken otomobilin yerden kaldırıldığını ve çekiciye yerleştirilmeye çalışıldığını ifade eden Coşkundeniz, olayı şöyle anlattı: "'Siz ne yapıyorsunuz, yaptığınız iş yasal değil' dedim. Adının Deniz olduğunu öğrendiğim bir polis yanıma geldi. 'Çok konuşuyorsun, seni döverim' dedi. 'Dövemezsin. Buna hakkın yok' dedim. Bunun üzerine polislere dönerek, 'Kelepçeleyin bunu' dedi. Bir tanesi kelepçeledi beni. Bu sırada arabayı kaldırmaya devam ediyorlar, içinde kız arkadaşım varken. Ben kelepçeden sonra 'En fazla ne olur ki, karakola gideriz, olay çözülür' dedim. Fakat 'Döverim' diyen polis beni yere yıktı. Kelepçeli olduğum için tutamadım kendimi. Ben yerdeyken vurmaya başladı. Sonra bir tanesi beni kaldırdı. Geldi bir daha vurdu. Uzun boylu bir polis, 'Yeter artık' dedi. O bile arkadaşının davranışına tepki gösterdi. Ben ekip arabasını bekliyorum ve artık korkmaya başladım. 'Beni karakola götürün' diyorum. Ben öyle dedikçe geldi vurdu. 'Demek sarı basın kartlı gazetecisin ha' diyerek gelip defalarca vurdu." |
Türkiye, Kürt sorununda karar aşamasına giriyor Türkiye'nin BM ve NATO Daimi delegeliği gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra kısa bir süre önce emekliye ayrılan Büyükelçi Ümit Pamir, 'Kürt sorunu' hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı Soru Cevap? / Devrim Sevimay - 2 Bir diplomatı dinlemenin en belirgin faydası şu: Size ülkenizin brütteki dostları ya da düşmanlarından değil, sadece net çıkarlarından söz etmesi... Bakış açısını sağ ve sol, coğrafyayı iyiler ve kötüler, yanıtlarını evet ve hayır diye ikiye ayırmaması... Diplomasi dilinin hassas terazisini kullanarak vazoyu kırmadan da her şeyi konuşabilmesi... Aklımızdan geçirmeyi hiç istemediklerimiz dahil... Atina Büyükelçiliği ile Türkiye'nin BM ve NATO Daimi delegeliği gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra kısa bir süre önce emekliye ayrılan Büyükelçi Ümit Pamir, Kürt sorununa ilişkin kritik sorularımıza şu yanıtları verdi: Diyelim ki ABD önümüzdeki günlerde terörist Karayılan'la Bayık'ı Türkiye'ye teslim etti, Ya peki sonra ne olacak? "PKK'lıları istiyordun, al sana verdik. Haydi şimdi sen de Irak'ta Kürt devletine sesini çıkarma" der mi ABD?.. Onu bilmiyorum, ama bence asıl öyle bir noktadan sonra Kürt sorununun PKK'dan ibaret olmadığı gerçeğiyle yüz yüze kalacağız. Beyaz Saray görüşmesinde "Ben sana PKK konusunda yardım edeyim, ama sen de bazı adımlar at" denmiş olabilir. Çünkü, Amerikalılar aptal değil: onlar da PKK'nın büyük Kürt sorununun sadece bir uzantısı olduğunu biliyorlar. Af gibi bir adım mı mesela? Bilmiyorum. Ama belki bizimkiler de "Her gün cenazeler gelirken ben bir şey yapamam, önce sen adım at" demiş olabilir. Her ne olursa olsun önümüze Kürt meselesinin geleceği kesin. |
PKK kargoyla taşınmaz Güneri Civaoğlu yazdı... |
Binaları ölülere denetletmişler! |
Prens Charles bir derviş gibi konuştu Mevlana Müzesi'ni ziyaretinde Kuran ayetleri, hadisler ve Mevlana'nın sözlerinden örnekler veren Prens Charles, "Varlıkların iç gerçekliklerini görmemizi sağlayan kalbin özüdür" dedi İngiltere Kraliyet ailesinin veliahtı Galler Prensi Charles'la eşi Cornwall Düşesi Camilla ile birlikte Konya'da Mevlana Müzesi'ni ziyaret edip sema gösterisi izledi. Seyircilere yaptığı "Maneviyat Kıssaları" başlıklı konuşmasında Kur'an ayetleri, hadisler ve Mevlana'nın sözlerinden örneklere yer veren Charles, "İnsanlar arasında birbirinin kutsal değerlerine saygıyı da içeren ortak bir bağlılık anlayışına ihtiyaç olduğu" mesajını verdi. Mevlana'yı övdü Mevlana Kültür Merkezi'nde kendisi için düzenlenen özel sema gösterisi sırasında semazenlerin hareketlerinin anlamını eşi Camilla'ya detaylı olarak anlatan Charles, konuşmasında da "Son ziyaretimden bu yana 3 yıl bile geçmedi ama Türkiye'nin kültürel ve tarihi mirasını bir parça da olsa görebilmesi için bu kez sevgili eşimi de getirdim" dedi. Konuşmasında ölümünün 800. yılı anılan Mevlana'nın felsefesini öven Charles, "Mevlana'nın eserlerine Batı'da ilgi duyanların sayısının arttığını görmek beni memnun ediyor. Bu kimselerin kendi hayatlarında eksikliğini hissedip Mevlana'da buldukları şeyin ne olduğunu sorgulamaktan kendimi alamıyorum. Bu, hepimizin hissettiği ancak Mevlana'nın son derece iyi aktardığı yüreğimizdeki o özlem olabilir mi?" dedi. Batı'nın yüzyıllarca gerçeğin görünmeyen içselliğini ihmal edip sadece görünen dışsal boyutuyla ilgilenmesini eleştiren Charles, "Yürek zekâmızı, içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum. Bize maneviyat kıssaları denen evrensel gerçekleri yüzyıllarca Doğu öğretti. Varlıkların iç gerçekliklerini görmemizi sağlayan şey kalbin özüdür. Yürek aklı bizlere birbirimizi daha iyi tanıyabilmemizin yollarını gösterir" diye konuştu. Mevlana'nın "Tanrı'nın insanoğlu için amacı gören bir göz ve anlayan bir kalp bulmaktır" deyişini anımsatan Charles, "Kendimizi bu amaca yeniden adamak ve yenilenen enerji ve çaba ile yeniden bu yola başkoymak için Mevlana'nın ebedi ikametinden daha iyi bir yer olabilir mi?" dedi. |
Barzani, Türkiye'nin yanında mı? |
Polis müdahalesiyle 2 yılda 34 kişi öldü İstanbul Avcılar'da beş gün önce bir kişinin polisin tekmesiyle ölümü, önceki gün de İzmir'de "Dur" ihtarına uymayan Baran Tursun'un açılan ateş sonucu ensesinden vurularak beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine SABAH ekibinin yaptığı araştırmada son iki yılda 34 kişinin polisin müdahalesiyle öldüğü ortaya çıktı. Ölenlerden 8'i polis takibinde, 16'sı polis cinneti ya da polisle çıkan tartışmada, 3'ü polisin yaptığı suçüstünde, 2'si suçlu takip eden polisin kurşununun hedef şaşırmasında, 2'si maganda polisin kurşununda, 3'ü de gözaltında hayatını kaybetti. |
'PKK değişmek zorunda kalır' Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin İngiltere temsilcisi Sami Rahman, demokratik diyalog sağlanması halinde PKK'nın değişmek zorunda kalacağını söyledi.. Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin İngiltere'deki resmi temsilcisi Sami Abdul Rahman, Londra'da sorularımızı yanıtladı. Kürdistan'ın bağımsızlığa şimdi hazır olup olmadığı sorusuna cevabı "Hayır" olan Bayan Rahman, PKK'ya karşı atağa geçemeyeceklerini ancak demokratik diyalog sağlanması halinde PKK'nın da değişmek zorunda kalacağını söyledi. Bağımsız olmak için uluslararası destek bulunmadığını ifade eden Rahman şöyle konuştu: "İsteklerimizi Federal Irak'ın parçası olarak başarabilecekken bunların tümünü yıkabilecek, bize birşey getirmeyecek olanı niye seçelim. Anayasada Kürdistan bölgesi tanındı, uğruna savaştığımız bu haklarımız var." Ankara'nın, hiçbirşey kazandırmayacağı halde kendilerinden diğer Kürtleri öldürmemizi istiyorsa, bunu yapmayacaklarını ifade eden Rahman "1990'larda PKK'yla savaştık, daha doğrusu PKK bizle savaştı. Kazanmadılar, biz de onları bitiremedik. PKK, Ankara'nın olduğu kadar bizim için de problem. Eğer Türkiye'de Kürtler demokratik hayatın gereği olarak düşündüklerini söyleyebilse, Kürtlere daha fazla demokratik tanınma verilse o zaman PKK'nın rolü ne olacak?" diye konuştu. Rahman "Ankara, Kürt nüfusuyla siyasi diyaloğa girerse o zaman PKK'nın rolü değişecek, değişmek zorunda kalacak. Yeni durumla başa çıkmak için değişecektir" dedi. |
Annapolis: Barışa son şans |
Avrupalılara terör afişle anlatılacak Hükümet, teröre karşı tanıtım çalışması başlatıyor. Tüm Avrupa ülkelerinde asılacak afişlerde "Terör insanlık suçudur", "PKK, ETA'dan fazla insan öldürdü" temaları işlenecek.. Diyarbakır mitingine soruşturma Yıllar boyu haklı tezlerini uluslararası kamuoyuna anlatmakta zorlanan Türkiye, terörle mücadelede propaganda ve reklam mekanizmasını da devreye sokmaya karar verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın reklam ve tanıtım danışmanı Erol Olçak, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla Avrupa ülkelerinde terörü anlatmak için büyük bir kampanyaya start verdi. Daha çok açık hava afişleri ve posterlerle, "Terör bir insanlık suçudur", "PKK, ETA'dan daha fazla insan öldürdü" sloganlarıyla Türkiye'nin terör örgütüyle mücadelesine destek aranacak. Kampanya için çarpıcı fotoğraflar kullanılacak. Kampanya; İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya, Belçika, Danimarka, Polonya, Macaristan gibi Avrupa ülkelerinde aynı anda başlatılacak. ERDOĞAN KARAR VERECEK Kampanya için Avrupa ülkelerinde ön toplantılar yapıldı. Projenin afişlerini ve billboard reklamlarını Başbakan Erdoğan görerek son onayı verecek. Başbakan Erdoğan, terörle mücadelede hayata geçirmek istedikleri PR çalışmasının ipuçlarını Slovenya Başbakanı ile görüşmesinden sonra vermişti. |
Kürt kökenli AKP'li vekiller 'temsiliyet' turuna çıkıyor Eğer Kürtlerin önünde herhangi bir engel olsaydı biz bu partide siyaset yapıyor olamazdık. Sadece bölgede değil, diğer bölgelerden de Kürt kökenli milletvekilleri Parlamento'ya girdiler. Ayrımcılık yapılsaydı başta partimiz karşı çıkardı." AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında ortaya atılan bu öneri, Kızılcahamam kampında da destek buldu ve önümüzdeki günlerde uygulamaya geçirilecek. |
Sanki bir sınır var Umur Talu yazdı... |
40 milyar $'lık Uzan davası için herkes harekete geçsin Uzan Grubu'nun uluslararası mahkemelerde Türkiye aleyhine 40 milyar dolarlık dava açtığını açıklayan TMSF Başkanı Ertürk, politikacılar ve diplomasiyi konu üzerinde durmaya davet etti.. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Uzan Grubu'nun uluslararası mahkemelerde Türkiye'ye 40 milyar dolarlık dava açtığını bunun çok önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, "Bu sadece TMSF'nin değil tüm Türkiye'nin konusu çünkü, orada olacak herhangi bir kayıp, ödeme hepimizin, Hazine'nin hesaplarından çıkacak" dedi. Avrupa Mevduat Sigortacıları Forumu'nun (EFDI) Yıllık Toplantısı ve "Mevduat Sigorta Sistemlerini Etkileyen Güncel Konular" başlıklı konferans öncesi konuşan Ertürk, tüm politikacıları, diplomasiyi bu konunun üzerinde durmaya davet etti. Ertürk, şöyle devam etti: "Bu konuyu tüm politikacıların gündemine taşımak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. TMSF içinde gerekli tüm teknik alt yapı çalışmalarını sürdürüyoruz. Gerekiyorsa Dünya Bankası yetkilileriyle kendimiz doğrudan temasa geçeceğiz. Gerekirse bu konuyu uluslararası medyanın gündemine taşıyacağız. Şu ortaya çıkıyor ki uluslararası kuruluşlar bu tür olaylara hazırlıklı değiller. Yani bu tür olayların oluşabileceğini, bu tür insanların böyle manipülasyonlar yapabileceklerine hazırlıklı değiller, o nedenle uluslararası kuruluşların çoğu zaman amaçlamadıkları yönde bir kullanılma söz konusu olabiliyor. Hepimiz için çok vahim, çok önemli ve çok kritik bir konu." |
Türk kızı Gana'da açlık grevi yapıyor Gana'da uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan Yasemin Vatansever'in, Nijeryalı kız arkadaşıyla birlikte hapishanede 4 gündür açlık grevinde olduğu belirtildi.. Gana'da uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulunan 16 yaşındaki KKTC kökenli Yasemin Vatansever ve aynı yaştaki Nijeryalı arkadaşı Yetunde Diya, hapishanede açlık grevine başladı. Kızların tutulduğu Akkra Narkotik Kontrol Merkezi'ndeki bir kaynak, kızların açlık grevinin 4 günü geçtiğini ve sağlıklarından endişe duymaya başladıklarını söyledi. Londra'da bir sanat okulunda öğrenci olan Yasemin ve arkadaşı, ailelerine Fransa'ya okul gezisine gittiklerini söyleyerek 26 Haziran'da bir haftalığına Gana'ya gitti. İki kız, 2 Temmuz'da İngiliz Havayolları'na ait bir uçağa binmeden önce Gana'daki Kotoka Uluslararası Havalimanı'nda 6 kilogram kokainle yakalandı. 'BARONLARIN OYUNU BU' Hâkimin suçlu oldukları kararını açıklaması üzerine 3 yıla kadar hapsi istenen kızların, masum olduklarına dikkat çekmek için açlık grevine başladıkları ve uyuşturucu baronlarının oyununa alet oldukları iddialarını yineledikleri kaydedildi. Tutuklu yargılanan iki kız, geçtiğimiz hafta çıkarıldıkları mahkeme tarafından uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulunmuştu. |
Sorunlarımızı torunlarımız çözer İstanbul Sanayi Odası'nın 6'ncı Sanayi Kongresi'ndeyiz. Kürsüde Rifat Hisarcıklıoğlu var. Dediği şu; " tüm sorunlarımızın kaynağı, döviz kuru mu? " Sorduğu soruya cevabı veriyor; "Elbette değil. Ama bu kafayla gidersek, gemiyi kıyıya bindirmenin tüm kabahatini, esen rüzgara bağlamış oluruz." Sanayici, içinde bulunduğu durumu, şimdiki zamanın sıkıntılarıyla izah etme kolaylığından vazgeçmiş görünüyor. Nitekim dün başlayan kongrede Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, "İstihdam üzerindeki külfetleri azaltma " konusunda salona, "SSK işveren payını % 5 azalttık" derken, "Salondan alkış bekliyorum" diyordu. Sürdürülebilir Rekabet Gücü alanında 6 yıldır çırpınan İSO'nun bu yılki alt konu başlığı "Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon" olarak belirlenmiş. Amaç, artık yeni dünyanın dinamiklerine uyum sağlamak zorunda olan sanayimizi dönüştürmek. Bunun da yolu, İSO Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi'nin dediği gibi "Türkiye'yi doğru tanımak ve gücünü iyi algılamak lazım . " Ve bu gücü şimdi teknoloji, yenilikçi iş fikirlerine yöneltmek gerekiyor. Nitekim İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ; "Aksi takdirde yarışın dışına itilip, saha kenarında seyirciye dönüşmek işten bile değil" diyor. Elimde bir araştırma var. KONDA'nın son 35 yıllık Türkiye Değişimi konulu tespitleri okurken, Sanayi Kongresi'ndeki sancıların sebebini daha net anlıyorum. Şeref Oğuz yazdı... |
Athena ağlaya ağlaya veda etti Görev süresi dolan Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi George Yennimatas'ın eşi Athena, düzenlediği veda kokteylinde gözyaşlarına boğuldu. Athena “Türkiye'den ayrılmak bana zor gelecek. En çok Türk insanının nezaketini unutamam” dedi. Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi George Yennimatas'ın eşi Athena Yennimatas evinde bir veda kokteyli düzenledi. Büyükelçilik rezidansında ve-rilen kokteyle yabancı misyon temsilcilerinin eşleri ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanın eşi Nevin Gökçek de katıldı. Veda konuşmasında “Veda etmekten nefret ediyorum. Hepinizi Atina'ya bekliyorum. Bana çok iyi davrandınız. Aynı dili konuşamasak da aynı duyguları paylaştık. Sözlerimi çabuk bitireceğim. Çünkü ağlamak üzereyim” diyen Yennimatas'ın gözleri doldu. Ağlamamak için kendisini zor tutan Yennimatas, daha sonra en iyi dostu olduğunu belirttiği ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı'ya bir hatıra plaketi verdi. TÜRK İNSANI SÖZÜNÜN ERİ Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Yennimatas, Türkiye'ye ait en güçlü anısının burada çocuklar için Büyükşehir Belediyesi ve vakıflarla ortaklaşa yürüttükleri çalışmaların olduğunu, bu sayede Türk halkını yakından tanıma fırsatı bulduğunu söyledi. Bakıma muhtaç bir çocuğun masraflarını üstlendiğini açıklayan Yennimatas, Türkiye'de kendisini en çok şaşırtan şeyin ne olduğu sorulduğunda ise “İnsanların nezaketinden, sözlerinin arkasında durmalarından çok etkilendim” cevabını verdi. |
Gündüz iyileştirdim gece öldürdüm İsrail'de Yuval adlı bir pilot binbaşının gündüzleri Gazze'deki bir hastanede aralarında Filistinlilerin de bulunduğu çocukları tedavi edip geceleri de helikopterle Filistinlilere yönelik operasyon düzenlediği ortaya çıktı. Ordunun koyduğu yasak gereği soyadını açıklamayan ve yüzünü gizleyerek konuşan 40 yaşındaki İsrailli Binbaşı Yuval, gündüzleri doktor kimliğiyle Gazzeli minikleri tedavi ediyor, gece savaş helikopteri pilotu olarak operasyonlara çıkıyor. Amerikan Washington Post gazetesi, “Öldürme zamanı da vardır; iyileştirme zamanı da” başlığıile verdiği haberde, iki ayrı kimlikle hayatını sürdüren Yuval'in hikayesine yer verdi. 3 çocuk babası Yuval, İsrailli bir çocuk doktoru. Ancak İsrail ordusunda pilot binbaşı olarak da görev yaptığı için, emir geldiğinde gündüzü bir kenara bırakıp, diğer kimliğine bürünüyor ve ölüm yağdıran Cobra helikopterleriyle Filistin semalarında insan avına çıkıyor. |
Telâşa gerek yok Taha Kıvanç yazdı... |
Eski eşe ölüm randevusu
|
Gıdım gıdım indirime yeni bahane zamlar Elektrik ve doğal gaz gibi kalemlerde yapılması beklenen zamlar Merkez Bankası'nın elinde koza dönüştü. Gıdım gıdım indirim yapan MB şimdi daha da temkinli olacağını açıkladı Merkez Bankası, bir dahaki olası faiz indiriminin zamanlaması ve miktarının küresel piyasalardaki gelişmeler, dış talep ve kamu harcamalarına bağlı olduğunu bildirdi. Banka, "Elektrik ve doğal gaz gibi kalemlerde yapılması beklenen fiyat artışlarının ikincil etkileri konusundaki belirsizliklerin faiz indirimlerinde göreli olarak daha ihtiyatlı olmaya sevk ettiği belirtilmelidir" açıklamasında bulundu. Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu'nun 14 Kasım'da yaptığı toplantının özetini açıkladı. Enflasyon gelişmelerinin değerlendirildiği açıklamada, İstanbul'da yürürlüğe giren yeni su tarifelerini, akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarlarındaki artışları ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının ulaştığı yüksek seviyeler dikkate alınarak Kasım ayında enerji grubundaki enflasyonun yükseleceği öngörüsü aktarıldı. ZAMLAR ENFLASYONU ARTIRACAK Söz konusu ayarlamaların etkisinin büyük ölçüde Kasım'da görüleceği kaydedilen açıklamada, akaryakıt ve tütün ürünlerindeki ÖTV artışı ile su fiyatlarında gözlenen artışların Kasım ayı enflasyonunu yaklaşık 0,8 puan arttıracağı, öte yandan işlenmemiş gıda fiyatlarındaki kısmi düzeltmenin Kasım ayı enflasyonu üzerindeki baskıları sınırlayacağının tahmin edildiği ifade edildi |
Önemli bir sorun: Kamusal cinayetler, yargı ve zihniyet… |
Rekabet yolcuya yaradı İstanbul-Ankara hattında faaliyet gösteren otobüs firmaları arasındaki rekabet, firmalar arasındaki fiyat farkının kapanmasına yol açtı. Bilet fiyatları 25 YTL'ye geriledi Şehirlerarası otobüs firmalarının İstanbul-Ankara hattında sürdürdükleri rekabet, bilet fiyatlarının 25 YTL'ye kadar düşmesine neden oldu. Özellikle Bolu Tüneli'nin çift yönlü olarak trafiğe açılmasının ardından, otobüs firmalarının bilet fiyatları 25 YTL ile 39 TL arasında değişiyor. BİR ZAMANLAR UÇAK FİYATINAYDI Bu arada, otobüs firmaları arasındaki rekabet lüks hizmet veren firmalar ile diğer firmalar arasındaki fiyat farkının da kapanmasına neden oldu. Ulusoy, Varan ve Boss gibi bir dönem neredeyse uçak fiyatına yakın fiyatlarla yolcu taşıyan firmalar, düzenledikleri kampanyalarla bilet fiyatlarını 33 YTL'ye kadar düşürdü. Ulusoy, yakın döneme kadan 48 YTL olan bilet fiyatını 33 YTL'ye indirirken, aynı hatta Varan 35 YTL, Boss ise 39 YTL'den yolcu taşıyor. 25 YTL'YE BİLET İstanbul-Ankara hattında çeşitli promosyonlarla yolcu çekmeye çalışan bazı firmalar da fiyatı 25 YTL'lik fiyatlarla hizmet veriyor. |
Çocukları karıştırmayın Kompozisyon yarışmasının birincisi Tevhide Kütük'ün kürsüden indirilmesini yorumlayan kadın yazarlar yaşananlara tepkili. Adana'nın Kozan ilçesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte, ilçe birincisi olan ödülün sahibi öğrencinin böşürtülü olduğu gerekçesiyle salondan atılmasına, kadın gazeteci ve yazarlardan tepki geldi. "Bir Öğretmen Olmalı" adlı kompozisyonuyla ödül almaya hak kazanan Kozan İmam Hatip Lisesi 11/C sınıfı öğrencisi Tevhide Kütük'ün Kaymakam ve Garnizon Komutanı'nın talimatıyla kürsüden indirilmesine tepki gösteren kadın yazarlar, bu tür olayların toplumsal dinamiklere zarar verebileceğini dile getirdiler. Jaklin Çelik (Yazar) Travmadan korkalım Bu olaylar genel anlamda son dönemde yoğun olarak yaşanıyor. Türban konusu, büyük bir problem haline gelmeye başladı. Gergin bir süreçten geçiyoruz. Bütün bunların bu ülkede yaşanması utanç verici. Bu yasaklar ilerisi için toplumsal bir travma yaratılabilir. Giysisine ya da okulundan ötürü kendisine haksızlık yapılan kız, ileride travmalar yaşayacağı gibi bunlar giderek kişisel olmaktan çıkıp toplumsal dinamiklere de zarar verebilir. Zaten asıl bu travmalardan korkmak gerekir. |
Karayalçın güzel konuşuyor Kürşat Bumin yazdı.. |
Gül, Pakistan'da arabuluculuk yapacak Ortadoğu'da aktif bir siyaset izleyen Türkiye, krizle boğuşan Pakistan için de devreye giriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, olağanüstü hal ilan ederek dikkatleri üzerine çeken Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in daveti üzerine 2-3 Aralık'ta İslamabad'a gidecek. Ülkedeki yüksek tansiyonun düşmesi için iktidarla temaslarının yanı sıra muhalefet liderleri ile de görüşecek olan Gül, Pakistan'ın bir an önce demokrasiye geçişine katkıda bulunmaya çalışacak. Pakistan'ın sürgündeki eski liderleri Benazir Butto ve Navaz Şerif, ülkeye dönmüştü. Söz konusu liderler, Müşerref'li yönetime karşı çıkıyor. Pervez Müşerref'in 29 Kasım'da yemin ederek yeni görevine başlayacağı, aynı gün de genelkurmay başkanlığı görevini bırakacağı belirtiliyor. Gül'ün, devlet başkanlığı görevini bu kez üniformasız sürdürecek Müşerref'i ziyaret eden ilk yabancı lider olması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Gül, 19 Kasım'da da Pervez Müşerref'i telefonla arayarak, Türkiye'nin terör ve aşırılıkla mücadelesinde ve demokratikleşme sürecinde Pakistan'a olan güçlü desteğini ifade etmişti. Gül, "Kardeş Pakistan'ın istikrar ve esenliği için Türkiye'nin katkısı olabilecekse bunu memnuniyetle yerine getirmeye hazırız." mesajı vermişti. |
İnternette güvenlik denetimi hızlı başladı İnternet Güvenliği Başkanlığı, yeni kurulmasına rağmen çok sayıda şikâyetle karşılaştı. Çocuk istismarı ve Atatürk aleyhine işlenen suçlarla mücadele için oluşturulan İnternet Güvenliği Başkanlığı (İGB)'na ihbar yağmaya başladı Cuma günü resmen faaliyete geçen İnternet Güvenliği Başkanlığı'na, aynı gün biri savcılıktan, diğeri vatandaştan gelen ihbar üzerine cinsel yayın içerikli iki siteye müdahale ederek, yayını engellendi. İnternette özellikle porno ve çocuk istismarına yönelik yayınların artması üzerine, bu tür yayınlarla mücadele için Telekomünikasyon Kurumu'na bağlı olarak oluşturulan İnternet Güvenliği Başkanlığı, zararlı yayınlara karşı sanal ortamı sürekli mercek altında tutacak. Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, gazetemize yaptığı açıklamada, İnternet Güvenliği Başkanlığı'nın başta cinsel içerikli yayınlar olmak üzere, kumara özendiren, Atatürk aleyhine suç işleyen, çocukları istismar eden sitelerle mücadele edeceğini belirterek, "Bu mücadele başladı. Cuma gününden itibaren bazı sitelerin yayınlarını durdurduk." açıklamasını yaptı. |
PKK "kuşatılıyor" mu? PKK'nın geçen ay tırmandırdığı saldırıların açıkça görünen amaçları şunlardı: Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) Kuzey Irak'ı işgale tahrik ederek Ankara'nın AB, ABD, Irak ve Kürt Bölge Yönetimi (KBY) ve başkalarıyla arasını açarak, Türkiye'yi yalnız bırakmak. Şahin Alpay yazdı... |
'Polis kurşunuyla yaralanma'ya soruşturma Karşıyaka'da 'dur' ihtarına uymadığı için takip edilen Baran Tursun (20) yönetimindeki cip, orta refüje çarpmıştı. Ege Üniversitesi'ne kaldırılan ve başının arka kısmında kurşun yarası tespit edilen Tursun,yaşam destek ünitesine bağlanmıştı. İzmir'de 'dur' ihtarına uymayan Baran Tursun adlı gencin, polisin açtığı ateş sonucunda vurulduğu iddiaları İçişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Olayın araştırılması için müfettiş görevlendirilirken, Bakan Beşir Atalay, "Hatası olan varsa cezasını görür." dedi. 20 yaşındaki gencin 'ağır koma hali' devam ederken ailesi polise tepkili. Baba Mehmet Tursun, polislerin 'trafik kazası geçirip öldü' diyerek oğlunu hastaneye bıraktıklarını iddia ediyor. 1992 yılında Diyarbakır'dan İzmir'e göç ettiklerini aktaran Mehmet Tursun, "Terörden kaçtık polis kurşununa yakalandık." diyor. Olay sırasında Baran Tursun'la birlikte cipte bulunan arkadaşları ise polisin 'dur' ihtarı yapmadığını iddia ediyor. Alkollü araç kullanmaktan daha önce ehliyetine iki kez el konulan gencin başından vurulması, polisin olaya müdahale şeklini tartışmaya açtı. Emniyet'e göre kaçmakta olan zanlıyı polis önce havaya ateş açarak uyarır, yetmezse kaçan kişiyi durduracak oranda silah kullanabilir. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç, olayı tasvip etmenin mümkün olmadığını belirterek "Ama o genç de ihtara uymalıydı." diyor. |
PKK'lıların teslimi sürpriz olmaz Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terör örgütü PKK yöneticilerinin Türkiye'ye teslim edilmesini istediklerini belirterek, bunun gerçekleşmesinin sürpriz olmayacağını söyledi. Şu ana kadar bir netice alınmadığını ifade eden Çiçek, "Irak'tan istedik, başka ülkelerden de istediklerimiz var. PKK'nın tüm yöneticileri, mensupları Irak'ın içinde değil ki, dışında olanlar da var, onları da istedik." dedi. Çiçek, Habertürk televizyonunda yayınlanan Basın Kulübü programında gazetecilerin sorularını cevapladı. Irak hükümetinin söylemlerinde son günlerde değişmeler gözlendiğini vurgulayan Çiçek, ancak bunun yeterli olmadığını, daha fazlasını beklediklerini kaydetti. PKK yöneticilerinden Cemil Bayık ve Murat Karayılan'ın Türkiye'ye teslim edileceği haberlerinin kendilerinden kaynaklanmadığını anlatan Çiçek, şöyle devam etti: "Biz, bu tür kişileri dünyanın neresinde varsa istedik, istiyoruz. Teslim edilirse, hukukun gereği yapılmış olur. Hukukun gereği yapılıyorsa, bunda sürpriz olacak ne var? Biz bunları da istiyoruz, başka suç işlemiş olanları da istiyoruz. Oradaki herkesi istiyoruz asıl. Çünkü terör örgütüne üye olmak da suçtur. Biz istiyoruz; ama bu bir süreçtir. Türkiye bu noktadaki talebini, kararlılığını en üst düzeyde ortaya koymaya çalışıyor. Ama bu, bugünden yarına bitecek bir bela değildir." Cemil Çiçek, eskisine göre dağa çıkan insan sayısında azalma olduğunu da bildirdi. |
Vicdan özgürlüğünden vicdanlı faşizme Leyla İpekçi yazdı... |
Iraklı Kürtler petrolde kararlı Bölge hükümeti olarak bu açıklamaları önemsemiyoruz. Biz bölge hükümeti olarak işlerimize devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Petrol Bakanı Şehristani, geçtiğimiz hafta bölgesel Kürt yönetimi tarafından kısa süre önce yabancı şirketlerle imzalanan 15 kadar petrol sözleşmesini iptal ettiğini, bu sözleşmelerin 'geçersiz ve yasadışı' olduğunu ve 'tanınmayacağını' söylemişti |
Uzanlar, Türkiye aleyhine 40 milyar dolarlık dava açtıİmar Bankası'nın borçları sebebiyle mallarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulan Uzanlar, Türkiye aleyhine Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler nezdinde 40 milyar dolarlık tahkim davası açtı. |
Ülkenin sahipleri "Bu ülkeyi sahipsiz mi sandınız?" sorusunu, ülkenin sahipleri sorar. Ne zaman? Özgürlüklerden ve demokrasiden rahatsız oldukları zaman. |