22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

BUGÜNÜN BASIN ÖZETLERİ

 

Önce toplar sonra jetler 
Erdoğan-Bush görüşmesinden sonra Kuzey Irak’ta PKK’ya yönelik ilk operasyon önceki gece gerçekleştirildi. Önce Türk topçusu, ardından jetler Saddam döneminden kalma birkaç karakolu yerle bir etti. Haftanin ve Sinnaht’taki bazı stratejik bölgeler de jetler tarafından vuruldu.


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın, önceki gece Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’la Başbakanlık’ta görüşmesinin ardından, dün sabaha karşı Irak’ın Türkiye sınırına yakın PKK terör yuvaları, Türk savaş uçakları tarafından bombalandı. Şırnak’tan kalkan helikopterler de PKK’lı teröristlerin barındığı terkedilmiş bir karakol binasını yerle bir etti. Saat 02.00’de Diyarbakır’daki 2’nci Hava Kuvveti Komutanlığı 8’inci Ana Jet Üssü’den peşpeşe havalanan F-16 savaş uçakları, Şırnak’ın Silopi İlçesi’nin Görümlü Köyü üzerinden Irak’a girerek Hakkari’nin Çukurca İlçesi’ne kadar uzanan bölgede PKK’lıların yuvalandığı hedefleri vurdu. Türk savaş uçakları Haftanin ve Sinnaht kesimindeki irili ufaklı PKK kamplarına bomba yağdırdı.
Köprü viyadükünde ters şerit faciası 
Boğaziçi Köprüsü girişindeki Ortaköy viyadükünde, kontrolden çıkıp ek şerit açılan bölümde bariyerlerin arasına konulan dubaları aşarak karşı şeride geçen Berk Basatemir’in kullandığı otomobil, karşı yönden gelen panelvanı biçti. Panelvandaki üç kişi öldü, iki kişi yaralandı.

KAZA dün saat 01.00 sıralarında Mecidiyeköy’den Boğaziçi Köprüsü’ne doğru giden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisi Berk Basatemir’in (21) kullandığı Audi A3 marka otomobil yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda Beşiktaş katılımına yaklaştığı sırada kontrolden çıktı.
DUBALARI PARÇALADI
Görgü tanıklarının aşırı hızlı olduğunu söylediği otomobil savrularak, trafiğin yoğun olduğu saatlerde uygulanan ek şeride giriş-çıkış için bariyerlerin arasında açılan bölümdeki dubaları parçalayıp karşı şeride geçti. Kontrolsüz biçimde kayan otomobil, Kadıköy yönünden gelen Renault Kangoo marka panelvanla kafa kafaya çarpıştı. Mehmet Çelik’in kullandığı panelvanla şirket yemeğinden dönenen Tülin Abay (35), Mahir Selçuk (32) ve Abdullah Çelikok (18), hayatını kaybetti, Mehmet Çelik ile Kenan Işlak ise ağır yaralandı.

Yaban güvercinleri...

BEN o genç askerlere "yaban güvercinleri" diyorum. Dağlarda savaşan ve vurulanlar.
Son yıllarda köylerden göç sonucu, çatılardaki güvercinler gibi kentlere yerleşseler de... Ya da Sultanahmet Meydanı’ndaki gibi kalabalığa karışsalar da saf ve ürkektir onlar.
Kimi zaman otobüs terminallerinde, tren garlarında kafile kafile gidişlerini görürüm.
Her seferinde o türkü dilime takılır:
"Yemen yolu çamurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir..."

Sivil kıyafetler giymiş askerleri sağdan-soldan toplayıp götüren inzibat subayına sormuştum:

"Sivil kıyafetler giydiklerine göre, asker olduklarını nasıl anlıyorsunuz?.."
Yanıtlamıştı:
"Biz anlamıyoruz, onlar bizi görünce hazırola geçiyorlar..."

"Yaban güvercinlerinin" cinlikten-kurnazlıktan uzak, tertemiz sadakat duygularını ancak böyle anlamıştım o gün.

Bekir Çoşkun yazdı...

ODTÜ, radarda görünmeyen kaplama yaptı 
Orta Doğu Teknik Üniversiteli (ODTÜ) araştırmacılar, yerli kaynaklarla gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi araçların radarda görünmesini engelleyecek radar soğurucu özel kaplamalar geliştirdi.

ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, geliştirdikleri malzemelerle ilgili bilgi verdi.

Bu kaplamaların araçların radara yakalanma olasılığını binde 1’e düşürdüğünü belirten Prof. Toppare, Simge Tarkuç ve Funda Özyurt’tan oluşan çalışma grubunun görünmezliği sağlayan malzemeyi tamamen kendi imkánlarıyla ürettiklerini açıkladı. Prof. Toppare, geliştirdikleri kaplama malzemelerle ilgili olarak şu bilgileri verdi: 
"Geliştirdiğimiz malzemeler en fazla iki milimetre kalınlıkta olup uygulandıkları platformlar üzerine minimum ağırlık katmaktadır. Bu malzemeler sadece ısıya değil, çıplak aleve de dayanaklı oldukları için hiçbir koşul altında alev almamaktadır. Bütün bunlara ek olarak bu malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler ülke içinden sağlanabilmekte olup yurt dışına bağımlılık gerektirmemektedir."
Köpekle evlendi 
Hindistan’da 15 yıl önce çiftleşen iki köpeği öldüren ve bu yüzden lanetlenip felç olduğuna inanan adam laneti kaldırmak için dişi bir köpekle evlendi.

33 yaşındaki P. Selvakumar adlı Hintli, düğün töreni için yıkanan ve turuncu bir sari giydirilen Selvi adındaki sokak köpeğiyle bir Hindu tapınağında "dünyaevine" girdi. Selvakumar, 15 yıl önce çiftleşme halinde gördüğü iki köpeği taşlayarak öldürüp leşlerini bir ağaca astığından beri rahat yüzü görmediğini söyleyerek, "Bu olaydan sonra kollarım ve bacaklarım felç, kulaklarımdan biri sağır oldu" dedi.

Bir astroloğun hastalıklarından kurtulmasının tek yolunun bir köpekle evlenmesi olduğunu söylemesi üzerine Selvakumar akrabalarına kendisine bir dişi köpek bulmalarını istedi. Selvakumar, bulunan ’gelin’ adayları arasından Selvi’yi seçti. Hindistan’ın kırsal kesimlerinde laneti kovduğuna inanıldığı için köpek veya diğer hayvanlarla evliliklere zaman zaman rastlanabiliyor

Kimse yanılmasın kararlıyız
KONU komşu, dost düşman, etraf şunu iyice anlamalı. Türk hükümetinin, bütün diplomatik yolları sonuna kadar tüketmeye çalışması, herkesi ikna etme gayreti, bir zaman geçirme taktiği değildir.
Oyalama, uyutma hiç değildir.
Katillere ev sahipliği yapanlar, arazi kiralayanlar, onun sırtından rant elde etmeye çalışanlar sakın ha yanlış izlenime kapılmamalıdır.
Yani, "Bu Türkiye hiçbir şey yapamaz. Bakın olayın üstüne yatıyorlar" yanlışlığına düşmemelidir.
Barzani ve yandaşları, bu barışçı duruşa bakıp, Kürt megalo ideası için "tarihi anın" gelip çattığı gibi zafer sarhoşluğuna düşmemelidir.
Aman ha...
Zinhar, böyle bir umut ışığı, kibrit ucu kadar yanıp sönmemelidir.
Bu ülkenin, bundan 33 yıl önce, yine böyle bir anında denizin öte tarafına geçtiğini hiç, ama hiç unutmamalıdır.
Bugünün başbakanının barışçı arayışlarına bakıp aldanmamalı, o gün de "İleri" emrini barışçı bir şairin verdiğini hiç unutmamalıdır.

Ertuğrul Özkök yazdı...

Tecavüz takımı 
İsviçre birinci lig takımı Thun’un halen oynayan ve eski 12 futbolcusu, reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkiye girdikleri gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alındı.

Bern Kantonu polisinden yapılan açıklamada, 12 futbolcu dışında dokuz erkeğin daha ifadesinin alındığı ve evlerinde arama yapıldığı belirtildi. Polis, gözaltına alınanların, o zaman 15 yaşında olan kızla bu yılın başından itibaren birçok kez cinsel ilişkiye girdiğinin tahmin edildiğini bildirdi. Şu anda 16 yaşına giren kız, İsviçre’de reşit sayılıyor. 2005-2006 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalan Thun, 8 takımlı ligde 7. sırada.
Almanya’da büyük koalisyon depremi 
Almanya’daki Büyük Koalisyon Hükümeti, dün SPD’li Başbakan Yardımcısı Müntefering’in istifasıyla sarsıldı.

Müntefering’in eşinin kanser olması nedeniyle görevi bıraktığı açıklandı. Ancak istifanın ardında, Başbakan Merkel ve SPD lideri Beck ile olan anlaşmazlığın yattığı konuşuluyor.

ALMANYA’da iki yıldır iktidarda bulunan sağ-sol hükümetini bir arada tutan kilit adamlardan olan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Yardımcısı ve Çalışma Bakanı Franz Müntefering dün aniden istifa etti. Müntefering’in kansere yakalanan eşi Ankepetra’yla daha yakından ilgilenebilmek için hükümetten ayrıldığı açıklansa da, istifanın ardında SPD Genel Başkanı Kurt Beck ve Başbakan Angela Merkel’le son aylarda yaşanan görüş ayrılığının yattığı belirtildi.

 Zat-ı şahane...
KAFAMIZA çuval geçiren Amerikalı’nın ayağına gidiyorsan... Sırtımızdan hançerleyen Arap’ın ayağına gitmenin ne sakıncası var?
Soykırımı tanıyan Arap’a, adında "Türk" olan şirketi satmakta sakınca görmüyorsan... Atatürk’ü tanımayan Arap’a madalya takmanın nesi şaşırtıcı?

Zat-ı şahane, nereye gitti bizden önce?
İngiltere’ye.
Ne yaptı orada?
Kraliçe’nin ayağına gitti.
Başbakan’ın ayağına gitti.
Londra Belediye Başkanı’nın ayağına gitti...
İki gün daha kalsaydı, inanın, pazarcılar odasının ayağına bile giderdi.
Niye?
Çünkü...
İngiltere’nin başsavcısı, "devlet" şirketi, British Aerospace Systems hakkında soruşturma açtı.
Bu devlet şirketinin, uçak satarken, Suudi Arabistan’a rüşvet verdiğini tespit etmişti.


Yılmaz Özdil yazdı...

 

'Rapor' dinlemeye takıldı 
'Sahte rapor' operasyonunda gözalına alınan 183 kişi için açılan davanın iddianamesinde, DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın, örgüt üyesi olduğu iddia edilen 2 sanıkla telefonla görüştüğü öne sürüldü
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiye askerlik yapmamaları için sahte rapor (askerliğe elverişsizlik raporu) vermekle ve bu amaçla suç örgütü kurmakla suçlanan sanıkların para alışverişlerini çobanlık yapan bir kişi adına açtıkları hesap üzerinden yürüttükleri anlaşıldı. Sahte rapor almakla suçlanan Demirtaş'ın, raporu aldığı dönemde suç örgütü üyesi olduğu iddia edilen iki sanıkla telefon görüşmesi yaptığı öne sürüldü.
Ankara Başsavcılığı'nın 'sahte rapor' operasyonu kapsamında önceki gün 183 kişi hakkında açtığı davanın iddianamesinde, 24 sanık, para karşılığı rapor hazırlamak için örgüt kurmakla suçlandı. İddianamede, örgütün yöneticileri arasında emekli Kurmay Albay Gürbüz Altınel'le, bazıları emekli asker olan Aytekin Demirdaş, Bülent Atilla, İmdat Bozkurt, Kadir Soytürk ve Yalçın Dursun'un da bulunduğu belirtildi. Albay Murat Altındağ'ın da örgüt faaliyetlerine yardımcı olduğu iddia edildi.

Kuzey Irak'ta karakol vuruldu 
Kuzey Irak'ta PKK'lılar tarafından kullanıldığı belirtilen Hezil Çayı kıyısındaki Saddam Hüseyin döneminden kalma, terk edilmiş eski karakol helikopterler ve topçu ateşiyle vuruldu
Kuzey Irak'ta PKK'lılara yönelik operasyonlar çerçevesinde Hezil Çayı kıyısında bulunan ve Saddam Hüseyin döneminden kalma terk edilmiş eski bir sınır karakolu vuruldu. Helikopterlerle taranan karakolda PKK'lıların olabileceği belirtildi. Öte yandan, sınırdaki Kürt köyleri yakınlarındaki dağlık arazi, top ve havanla dövüldü. Bölgenin ilk kez ABD'nin verdiği istihbarat bilgileri doğrultusunda vurulduğu öğrenildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), olası sınır ötesi harekat için hazırlıkları sürürken, dün Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak'taki bazı PKK kamplarını bombaladığı iddiaları heyecan yarattı.

Kürt yönetimi, Türk savaş uçaklarının bölgeyi bombaladığı yolundaki haberlerle ilgili bir açıklama yapmazken, peşmerge kaynakları, sınırda konuşlanan Türk topçu birliklerinin bölgeyi top ve havan ateşine tuttuğunu belirtti.
Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarında, sınırı oluşturan Hezil Çayı kıyısında konuşlanan askeri birlikler de, Kuzey Irak'taki PKK hedeflerine dün sabaha karşı çok sayıda top ve havan atışı yaptı

Aynı semaya bakmak

İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres TBMM'de yaptığı konuşmada "Dinlerimiz ayrı ama aynı semaya bakıyoruz" dedi.
Tek tanrılı üç semavi din olan İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik diğer dinlerden farklı bir grup oluştururlar. Üçü de tek tanrılı dinlerdir.
Mensupları "aynı Tanrı'ya inanıyorlar" denebilir.


Şimon Peres de bu mesajı veriyor. "Uygarlıklar uzlaşması" gibi "Dinler arası uzlaşma" da çağımızın ortak hedefi olmalı.

Kudüs kavşağı
Ne yazık ki Kudüs bu "uzlaşma" simgesi olabilecekken, tam tersine "çatışma" noktasıdır.
Açayım...
Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde İslamın Peygamberi Hz. Muhammed'in göğe yükseldiği (miraç) inancı vardır.Az ötede Musevilerin "Kutsal Ağlama Duvarı" yer alır. 100 m kadar ötede ise bir binanın ikinci katındaki, İsa Peygamber'in 12 havarisiyle son yemeği yediği varsayılan salon Hıristiyanların kutsal yeridir.
Üç dinin kutsallarının oluşturduğu bu üçgen nedeniyle Kudüs paylaşılamaz. Üç dinin mensupları aynı semaya baktıkları, aynı Tanrı'ya inandıkları halde Kudüs için asırlarca savaşmıştır.

Güneri Civaoğlu yazdı...

Annan: Sabırlı olun 
"Dünyada en endişe verici bölge sizin bulunduğunuz bölge" diyen Kofi Annan, "Bu bölge askeri çatışmalardan yeterince çekti. Bir başka askeri operasyonu kaldıramaz" diye konuştu

Türkiye Kalite Derneği (Kal-Der) ile TÜSİAD tarafından düzenlenen "16. Kalite Kongresi"nde konuşan eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede yeni bir askeri operasyonun "dikkatsiz bir macera" olacağını belirterek, "Bu bölge askeri çatışmalardan yeterince çekti, artık bir başka askeri operasyonu kaldırabileceğini sanmıyorum" dedi.


'Güvenlik Konseyi'yle çalışın'
Annan, "Irak hükümeti ve işgalci güç konumundaki ABD'nin sınırlarını izleme ve sınırlarından dışarı herhangi bir saldırının olmamasını sağlama sorumlulukları var" diye konuştu.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen kongrede konuşan Kofi Annan, "Dünyaya baktığımda en endişe verici bölge, şu anda sizin bulunduğunuz bölge" dedi. Ortadoğu'da birçok farklı çatışmanın bir araya gelmiş ve birbirini besler durumda olduğuna dikkat çeken Annan, "Ortadoğu'da durum öyle karmaşık ki, bölgedeki sorunlara çok büyük bir dikkat ve bilgelikle yaklaşmamız gerekiyor.
Tıp fakültesine veteriner hoca 
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü'ne bir veterinerin öğretim üyesi olarak atanması kriz yarattı. Veteriner öğretim üyesi Doç. Dr. Türkmenoğlu, "İnsan, hayvan fark etmez. İki ya da dört ayak ne fark eder" dedi
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Bölümü'nde bir veterinerin öğretim üyesi olarak görevlendirilmesi akademik krize yol açtı.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, doktorasını "Akkaraman Koyunu ve Ankara Keçisinin Karın Boşluğu Arterleri Üzerine Karşılaştırmalı Makroanatomik Araştırmalar" üzerine yapan ve hayatında insan anatomisiyle ilgili hiçbir akademik çalışması olmayan veteriner Doç. Dr. İsmail Türkmenoğlu'nu, tıp fakültesi anatomi bölümüne öğretim üyesi olarak görevlendirdi.
Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği, atamayı tepkiyle karşıladı.


'Yasal ve etik değil'
Dernek Başkanı Prof. Dr. H. Hamdi Çelik, eylülde Rektör Altuntaş'a, söz konusu atamanın yasal ve etik olmadığını belirten bir dilekçeyle başvurdu. Rektör bu dilekçeyi değerlendirmeyince 1 Ekim'de Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'na başvurdu..
Ortadoğu'da Türkiye

TRAKYA ve Kafkasya sınırlarımız güvenlidir, oturmuştur, kökleşmiştir. Kafkasya ve Balkanlar belli bir istikrara kavuşmuştur çünkü. Ortadoğu'da ise istikrarsızlık ve çatışma vardır. Araplar arasındaki sınırlar bile cetvelle çizilmiştir ve oturmamıştır.
Türkiye'ye yönelik tehditler de Ortadoğu'dan geliyor!
Bekaa Vadisi on yıllar boyunca Türkiye'ye her türden terör ihraç etti! Bugün de etnik milliyetçi tehdit Ortadoğu'dan geliyor.
İslamcı militanizmin de İsrail militarizminin de gıda kaynağı, Ortadoğu'daki Filistin meselesidir. Türkiye, Ortadoğu'daki süreçlerde etkili roller alabildiği ölçüde kendi güvenliğini ve geleceğini de güçlendirmiş olacaktır.
Türkiye'nin 1960'ların sonundan itibaren Arap ve İslam dünyasına açılması doğru bir başlangıçtı.
Bugün hangi temel sorunumuz vardır ki, Ortadoğu'nun ya rolü ya da çözüme katkısı önemli olmasın?!

Özgün model
Ankara bir süredir Doğu-Batı trafiğinin kavşak noktası haline gelmiştir.
Bunun en iyi örneği, Ankara'daki Şimon Peres ve Mahmud Abbas buluşmasıdır.
Başka hangi ülke bu bölgede böylesine tarihi bir buluşmanın ev sahipliğini yapabilirdi?


Taha Akyol yazdı...
Şirketlere 'tüzel numara' geliyor 
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, kişilere verilen vatandaşlık numarası gibi şirketlere de 'Tüzel Kişilik Numarası' verileceğini söyledi. Çağlayan, "Bu numaradan şirketin bütün işleri görülecek" dedi

Önümüzdeki dönemde, kişilerin 'vatandaşlık numarası' gibi şirketlere de bir 'tüzel kişilik numarası' verilecek. Sanayi Bakanı Çağlayan bu konudaki çalışmaların başladığını söyledi.
İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Çağlayan, bakanlığı devraldığı 29 Ağustos 2007'den bu yana geçen 2.5 ayda neler yaptığını anlattı. Gündemlerindeki çalışmalardan birinin 'Merkezi Tüzel Kişilik' numarası olduğunu belirten Çağlayan, şöyle dedi:
"Merkezi Tüzel Kişilik Numarası (MTK) kişilerin vatandaşlık numarası gibi, şirketlerin de böyle bir numarası olacak. Bu numara üzerinden şirketin bütün bilgilerine ulaşılabilecek. Bu SSK, vergi ve kuruluş tescil aşamasındaki sicil numarasından farklı olacak. Daha üst, bunları kapsayan bir numara vereceğiz. Bu konudaki çalışmalar devam ediyor. Ayrıntılarını tartışıyoruz. Önümüzdeki günlerde tamamen şekillenmiş olacak."
Davos dörtlüsü 'arkadaş arıyor' 
Dört büyük holdingin üst düzey yöneticilerinin çabası sonuç verdi. Davos'ta iki gala gecesinden birini Türkiye yapacak. Organizasyonu üstlenen dörtlü , 'Arkadaş arıyoruz' sloganıyla destek çağrısı yaptı
23 Ocak 2008'de başlayacak olan Davos zirvesinin (World Economic Forum -WEF) Gala Gecesi'ni (WEF Gala Soirre) yapma hakkını, Çin'le yarışan Türkiye kazandı. Zirvenin başladığı hafta sonu cumartesi günü Davos'ta yapılacak iki galadan ilkini Türkiye gerçekleştirecek. Gala organizasyonunu üstlenen Türkiye'den dört CEO, Suzan Sabancı Dinçer, Mehmet Ali Yalçındağ, Ali Koç ve Ferit Şahenk, 'Arkadaş arıyoruz' sloganıyla yola çıktı.
Konuyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyen konsorsiyum, ilk toplantılarında aldığı beş kararı açıkladı. Rahatsızlığı nedeniyle Ferit Şahenk'in katılamadığı basın toplantısına, hükümet kanadı ile ilişkileri üstlenen Başbakan Erdoğan'ın veri danışmanı Cüneyd Zapsu da katıldı.


Büyük tanıtım fırsatı
Doğan Yayın Holding CEO'su Mehmet Ali Yalçındağ, organizasyon için 'dört arkadaş'ın bir araya geldiğini, ancak yeni arkadaşlar aradıklarını belirtti.

Ankara'daki 'üçlü görüntü'nün anlamı

Son dönemde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suudi Arabistan Kralı Abdullah gibi Ortadoğu'nun önemli aktörlerini ağırlayan Ankara, dün de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ı aynı anda konuk etti.
Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla yapılan üçlü zirvede, zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren binlerce Filistinliye iş sağlaması öngörülen sanayi bölgelerinin kurulmasına ilişkin Ankara Forumu Mutabakat Anlaşması imzalandı.
Peres ve Abbas, dün ayrıca Gül ile birlikte gittikleri TBMM'de de sırayla Türk halkının temsilcileri olan milletvekillerine hitap ettiler. Hem İsrail hem de Filistin liderinin Ankara'da verdikleri mesajların ortak noktası, iki halkın "barış" beklentisi oldu.

Ankara Forumu
Türkiye, Arap-İsrail uzlaşmazlığının iki ana tarafı olan İsrail ve Filistin arasında ekonomik alanda sağlanacak işbirliğinin, kalıcı barışa ulaşmada çok önemli role sahip olacağı inancıyla o dönem Dışişleri Bakanı olan Gül'ün inisiyatifiyle Ankara Forumu'nu başlatmıştı.

Fikret Bila yazdı...

 

Gül: Çok üzüldüm... 
Karşımızda tarihi bir tablo duruyor...
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sağ ve sol yanında birlikte oturuyor.
TOBB Üniversitesi'ndeki Ankara Forumu yemeğinde, bu ana tanıklık ederken yanımda oturan AB ülkesi büyükelçisi kulağıma şu sözleri fısıldıyor:
"Birçok ülke bu tablonun kendi topraklarında gerçekleşmesi için neler yapmazdı? Türkiye'nin büyük başarısı..."
Cumhurbaşkanı Gül, yemek bitimi konuklarını uğurladıktan sonra, Ankara Forumu'nun gerçekleşmesinde büyük emek veren TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet ediyor.
Sohbetin bir bölümüne biz de katılıyoruz.
Gül, iki cumhurbaşkanını Annapolis'te (ABD) yapılacak İsrail-Filistin Barış Zirvesi öncesi bir araya getirmenin önemine işaret ediyor, yaşanan süreci aktarıyor:
"Mahmud Abbas bir gün sonra gelecekti; Şimon Peres de bir gün önce ayrılacaktı. Her ikisinden de ricada bulundum. Birine 'erken gelin', diğerine 'durun gitmeyin' ricasında bulundum. Sağ olsunlar kırmadılar. Bu buluşma böyle gerçekleşti..."
Mahkemeden Bayülgen'e ağır tazminat 
Lerzan Mutlu için TV'de "Kadın, vermeye hazır" diyen Baygülgen, 7 bin YTL tazminat ödemeye mahkûm edildi..

Okan Bayülgen geçen yıl "Makina" adlı TV programında Lerzan Mutlu'nun bir şovdaki görüntülerini yayınlayıp, "Kadın vermeye hazır; şimdi verecek" demişti. Bu sözlerin kişilik haklarını zedelediği iddiasıyla 50 bin YTL tutarında dava açan Lerzan Mutlu, davayı kazandı. Mahkeme, Okan Bayülgen'i Lerzan Mutlu'ya 7 bin YTL tazminat ödemeye mahkûm etti. Mutlu'nun avukatı Orhan Batmanoğlu, konuyla ilgili bir açıklama yaptı ve şunları söyledi: "Hakaret davasında müvekkilem Lerzan Mutlu'yu yüce Türk adaleti haklı bularak Okan Bayülgen'i tazminat ödemeye mahkûm etmiştir. Adalet yerini bulmuştur." Konuyla ilgili açıklama yapan Lerzan Mutlu ise, kazandığı tazminatı bir kadın sivil toplum kuruluşuna bağışlayacağını söyledi.

Kavga mı olsun dostluk mu?
MHP lideri Bahçeli'nin son grup konuşmalarını dinlerken Fransız jeostrateji uzmanı Yves Lacoste'un sözü kulaklarımızda yankılanıyor: "Coğrafya, savaşmaya yarar!"
Bazıları bu sözün devamını şöyle getirirler: "Tarih ise savaşı haklı göstermeye!"
Bahçeli iki haftadır Kuzey Irak'taki oluşuma alabildiğine yükleniyor, hatta hedef gösteriyor.
Dün CHP lideri Baykal'ın Kuzey Irak'la ilgili önerilerine verdi veriştirdi, bunları "Barzani'ye yardım paketi" diye niteledi.
Geçen hafta da, Papa XVI. Benedictus'ün Pazar ayininde Kuzey Irak'tan "Kürdistan" diye söz etmesini Türkiye için yeni bir "Tehlike" olarak ilan etmiş, şöyle demişti: "Özellikle son zamanlarda Irak'ın kuzeyindeki oluşumun adı, açıkça ve her ortamda telaffuz edilmeye başlanmıştır. Kürdistan ifadesi, ABD Dışişleri Bakanı'nın beyanından sonra şimdi de Papa'nın Pazar ayinine kadar girmiş, karşımızdaki sorun ve tehlikenin adı her platformda seslendirilmeye başlanmıştır."

Erdal Şafak yazdı...

'Ortadoğu bir harekât daha kaldıramaz' 
Birleşmiş Milletler (BM) Eski Genel Sekreteri Kofi Annan, 10 yıl önce İsrail-Filistin çatışması ile anılan Ortadoğu'nun birçok ülkesinde bugün iç içe geçmiş çatışmalar yaşandığına işaret ederek, Türkiye'nin olası bir Kuzey Irak operasyonunun bölgedeki barışçıl çözümleri zorlaştıracağını söyledi.

16'ncı Kalite Kongresi'nde konuşan Annan, Türkiye'yi terörle mücadele konusunda basiretli ve sabırlı olmaya çağırdı. Annan, "Askeri harekatlar konusu beni son derece korkutuyor. Bu bölge bunun acısını son derece çekmiştir.

Başka bir askeri çatışmayı kaldırabilecek durumda değildir" dedi. Annan ayrıca, ABD'nin Irak'ta sınırları korumak gibi bir yükümlülüğü bulunduğunu, dolayısıyla sınır ötesi bir operasyona "asla izin verilmeyeceğini" dile getirdi.

'Sanayi tek başına istihdam yükünü kaldıramaz' 
Sanayi Bakanı Çağlayan "2002-2006 arasında sanayinin istihdama katkısı % 19'dan % 20'ye çıkmış. Ticaret ve hizmetlerin katkısı ise % 47'den % 53'e yükselmiş" dedi..

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye'nin en önemli sorununun işsizlik olduğuna dikkat çekerek, "Sanayinin artık tek başına istihdam yükünü kaldırması mümkün değil" diye konuştu. Bakan Çağlayan şunları söyledi:

PRİM İNDİRİMİ 2008'DE OLACAK
"Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada sanayi artık yoğun rekabet nedeniyle, işçilik yoğun değil, teknoloji yoğun şekilde çalışıyor. Yapılan yatırımlar verimlilik nedeniyle teknoloji yatırımları. 2002 yılından 2006 yılına kadar sanayinin istihdama yaptığı katkı, yüzde 19'dan yüzde 20'ye çıkmış. Bu rakam ticaret, hizmetler sektöründe, yüzde 47'den yüzde 53'e yükselmiş. Dolayısıyla gidilen yol bellidir. Bugün sanayide bir kişinin istihdam edilmesinin maliyeti 100 bin dolar, ticaret hizmetlerinde 50 bin dolar, oysa bir yazılım şirketinde 5 bin dolar. 

Sudan mesele
"Sudan" Sudan değil; o denli yaygın sefalet, açlık, susuzluk, pis suya mahkûmiyet, iç savaş, kıyım, yıkım değil.
"Su" dan sadece.
Şahsi bir deneyimden süzüp aktarmak istediklerim. Epey "İstanbullu", belki biraz genel bir sorun.
Hayatın iki önemli kaynağı hava ile su ise;
Hakikaten hayatı hiç takmayan yiğitleriz biz.
Havayı şimdilik yel alsın, su kalsın.
Daha nüfusu kaç tam bilinmeyen, 10 ila 17 milyon arasında atıp tutulan ülke boyutunda kent, "susuz kalmak" tan korkarken, "razı olduğu su" yla ilgili hiçbir akıl, fikir, bilgi, tedirginlik geliştiremedi.
Ölmektense sıtmaya razı olmak gibi.
Kuraklık, barajların adeta dip taraması sonucu, bölgeden bölgeye farklılığa rağmen, musluktan akan (akabilen) su, zincirleme sorun taşıyarak, elinizle, yüzünüzle, sebzenizle, salatanızla, yemeğinizle, bedeninizle, çamaşırınızla, bulaşığınızla buluşuyor.

UmurTalu yazdı...

TRT'ye sürpriz aday 
RTÜK'ün CHP'li üyeleri, TRT Genel Müdürlüğü için gazeteci Can Dündar'ı aday gösterecek. RTÜK üyesi Şaban Sevinç, Dündar'ın öneriyi kabul ettiğini söyledi..

Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şahin'in en güçü aday olarak gösterildiği TRT Genel Müdürlüğü'ne, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) CHP'li 3 üyesinin gazeteci Can Dündar'ı aday göstereceği bildirildi. RTÜK üyesi Şaban Sevinç'in de aralarında bulunduğu 3 üye, TRT Genel Müdürlüğü için gazeteci Can Dündar'ı aday gösterme kararı aldı. Sevinç, Can Dündar'ın adaylık önerisini kabul ettiğini belirterek, "Dündar, yayıncılık dünyasının yıldızlarından biri" dedi. Bir dönem TRT'de de çalışan Can Dündar'ın bu alanda kendini kanıtlamış bir gazeteci olduğunu belirten Sevinç, Dündar'ın TRT'yi hakkıyla yönetecek bir gazeteci olduğunu söyledi. Sevinç, Dündar'ın hükümetle yakın ilişki kurabilecek bir kişi olduğunu belirterek, "Dündar'ın, Cumhurbaşkanı Gül'le de sıcak ilişkisi var" dedi.
"Türkiye'ye yönelik eylem Irak'a da yapılmış sayılır" 
Arap Birliği Genel Sekreteri Musa ile görüşen Talabani "Erdoğan hükümetine yönelik herhangi bir askeri eylemi, Irak'a yapılmış olarak değerlendiriyoruz" dedi..

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, "Irak, Türkiye'ye yönelik tüm şiddet operasyonlarına karşıdır"dedi. Talabani dün Mısır'ın başkenti Kahire'de Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile görüştü. Talabani görüşmeden sonra yaptığı basın toplantısında şunları söyledi : "Irak, Türkiye'ye yönelik tüm şiddet operasyonlarına karşıdır.Recep Tayyip Erdoğan hükümetine yönelik herhangi bir askeri eylemi, Irak'a yapılmış bir eylem olarak değerlendiriyoruz."
TERÖRE YOĞUNLAŞTIK
Kürt lider, hem Türkiye'yi hem de Irak'ı tehlikeye atan terörizm tehdidini 'durdurmaya' yoğunlaştıklarını söyledi. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, bölücü terör örgütüyle başetmenin en iyi yolunun siyasal ve medya baskısı yaratarak örgütü silahlarını bırakmaya zorlamak olduğuna inandığını belirtti.

 Komedi devleti, ya da adalet komedisi!..
Bu komiklikler artık, bu ülkenin İçişleri ve Adalet Bakanlarını rahatsız etmiyorsa, o koltukları boşuna işgal ediyorlar demektir..
Bu ülkede kumar yasak.. Güya.. Ama millet şakur şukur oynuyor.. Hem de adres vererek adeta..
Polis uyuyor mu?.. Hayır.. Durmadan yakalıyor.. Dalmaz Center denen yer 15'inci defa basıldı.. 115'inci defa da basılır..
10 gün evvel Bağlarbaşı'nda bir yer de basıldı.. Gece yarısı bir.. Polis tüm kadro orda.. 33 kişi yakalandı.. Kumar masaları, makineleri ele geçirildi..
Eee.. İyi ya işte.. Polis gece gündüz demeden görev yapıyor. Aslanlar gibi çalışıyor..
Güldürmeyin..
Yakaladı da ne oldu?.
32 kumarbaz 109'ar lira ceza ödeyip, kurtuldular.. Kumarhane işleten de, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı..

Hıncal Uluç yazdı...

 

Barışa imza attılar 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı Ankara'da biraraya getirerek barış yolunda önemli ve tarihi bir adımın atılmasına yol açtı.


Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı olduğu 2005 yılındaki gayretleriyle başlattığı “Ankara Forumu” nihayet anlaşmayla sonuçlandı. Gül bu çerçevede ay sonunda Annapolis'te toplanacak barış konferansı öncesi İsrail ve Filistin heyetlerini Çankaya Köşkü'nde buluşturdu.

Çankaya Köşkü'nde düzenlenen imza törenine üç liderin yanısıra Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu katıldı.

Askeri uçaklara yerli görünmezlik 
ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, uçak, gemi, tank gibi askeri araçları radarda görünmez yapan bir kaplama geliştirdi.

ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek yeni radar soğurucu kaplamalar geliştirdi. Yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askeri araçların radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.
ALEV ALMIYOR

Hiçbir koşul altında alev almayan suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor.

ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, bu alandaki tüm eksiklikleri ortadan kaldıracak kaplamalar ürettiğini söyledi

Bir yılgın, bir umutlu
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres Türkiye Cumhuriyeti ile aynı yaşta. Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden doğmuş bir Cumhuriyet bizimki; Şimon Peres'in cumhurbaşkanı olduğu İsrail Devleti'nin doğmasına yol açan şartlar da Osmanlı Devleti'nin yıkılması sonrasında oluştu. Bizim genç Cumhuriyetimizin geçmişine baktığımızda görüp hissettiklerimizle, İsrail'in 84 yaşındaki cumhurbaşkanının kendi ömür çizgisinde yaşananlara bakarak hissettikleri arasında benzerlikler bulmak hayli zor.

Toprak arayışındaki bir milletin sonunda itiş-kakış yerleştiği toprakları eski sahiplerine çok görmesine 'Filistin sorunu' dendiğini biliyoruz. Osmanlı sonrası Ortadoğu coğrafyasında İngiliz işgali altına düşmüş 'Filistin' adıyla bir yerleşim yeri vardı, ama 'İsrail' diye bir devlet ufukta görünmüyordu. 2007 yılındayız, aynı coğrafyada 'İsrail' adıyla bir devlet var ve 'Filistinliler' de varolduğu halde bir 'Filistin Devleti' yok...

Fehmi Koru yazdı...

Ters şerit faciası: 3 ölü 
Lüks otomobiliyle aşırı hız yapan Süryani Katolik Vakfı Başkanı'nın oğlu, Ortaköy Viyadüğü'nde ters şeride geçerek bir başka aracı biçti. Araçtaki 3 kişi can verdi.
Süryani Katolik Vakfı Başkanı Zeki Başademir'in oğlu Berk Başademir (21) önceki gece aşırı hız yaptığı Audi marka lüks otomobiliyle Ortaköy Viyadüğü'nde direksiyon hakimiyetini kaybetti. Yolda bulunan dubalara çarparak ters şeride giren Başademir'in otomobili karşıdan gelen Mehmet Çelik'in kullandığı Renault Kango marka aracı biçti. Araçta bulunan Tülin Abay (35), Mahir Selçuk (32) ve Abdullah Çelikok (28), olay yerinde hayatını kaybetti. Araç sürücüsü Mehmet Çelik ile Kenan Işlak ise ağır yaralandı. Kazaya neden olan Berk Başademir sıkıştığı aracından çıkarılarak Özel Memorial Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Diğer yaralılar Kenan Işlak Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, Mehmet Çelik ise Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı
Rasmussen'in rakibi Türk dostu bir kadın 
Danimarka'da dün kayıtlı 4 milyon seçmen genel seçimler için sandık başına gitti. Kesin olmayan ilk sonuçlara göre erken genel seçimde iktidardaki Rasmussen'nin partisi ile ana muhalefetteki merkez solun oyları başabaş gidiyor. 

Danimarka'da 4 milyon seçmen, parlamentonun 179 sandalyesinin yeni üyelerini belirlemek üzere dün sandık başına gitti. Son 6 yıldır başbakanlık koltuğunda oturan Anders Fogh Rasmussen'in Liberal Partisi, bu seçimlerde iktidarda kalabilmek için zorlu bir sınav verdi. Son yapılan kamuoyu yoklamarında Liberaller yüzde 26 halk desteği alırken, en yakın rakipleri Sosyal Demokratlarsa yüzde 25'lik bir desteğe sahip çıktı.

MUHALEFET TÜRK DOSTU

Türk dostu olarak bilinen Sosyal Demokratların lideri Helle Thorning Schmidt'in, kararsız seçmenlerin oylarıyla Rasmussen'i koltuğundan indirmesi bekleniyor. Schmidt, rakibinin aksine Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine destek verirken, üyeliğin referanduma sunulmasına da karşı çıkıyor.
 Güneydoğu yangını ve DTP'nin vebali
Güneydoğu'dan, cepheden yeni ölüm ve şehit haberleri geldi. Tuzak yeniden kuruluyor. Bu gidişe dur demek için gözler elbet önemli ölçüde siyasi iktidarda ve devlette, onların atacakları adımlarda…

Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var…

DTP ve DTP'liler…

DTP'nin TBMM'deki varlığı çok kişi için mevcut “temsil krizi”ni aşma imkânı olarak görülmüştü. Yine çok kişi gözünde Kürt sorununun parlamentoda bu şekilde ve bu düzeyde temsili, bu sorunun tartışılması ve çözümü yolunda önemli bir aşamayı ifade ediyordu. Ayrıca bir önceki dönemden ders alındığı söyleniyordu. DTP'nin şiddete karşı kişileri içinde barındıran bir koalisyon olduğundan söz ediliyordu…

Olmadı…


Ali Bayramoğlu yazdı...
Formdayız kazanacağız 
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Norveç ile yapacakları karşılaşma öncesi kendisini formda hissettiğini söyledi. Milli Takım'ın Estonya'nın Tallinn kentinde konakladığı Radisson SAS otelinde bir basın toplantısı düzenleyen Fatih Terim, “Ciddi olarak hakikaten formdayım. Antrenörün formlu veya formsuz oluşu önemlidir. Ben de formda olduğumu hissediyorum. İnşallah bunu da oyuncularımızla birlikte Norveç maçına yansıtacağız” diye konuştu.

HERKESİN SÜRESİ VAR

Hakan Şükür ve İbrahim Üzülmez gibi isimleri kadroya çağırmaması ile ilgili bir soru üzerine, “Herkesin bir hizmet etme dönemi var” diyen Terim, “Hepimizin bayrak değişimi olduğu zamanlar var. Hatta bu arkadaşlarımızla, inşallah Norveç maçını kazanacağız ve Bosna Hersek maçında hep beraber yedek kulübesinin arkasında olacağız. Olayın adını isterseniz, olmazsa olmazlar, vazgeçilmezler olarak koymayalım. Çok büyük hizmetler ettiler ve etmeye de devam ediyorlar” dedi.
İstihbarat geldi F-16'lar vurdu 
Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun'a “İstihbarat gelirse vurun” talimatı üzerine Mehmetçik sınır ötesine geçti. F16'lar ve Skorsky'ler Kuzey Irak'a geçerek PKK'lıların barındığı bir karakolu bombaladı. 'Sıfır noktası'na özel eğitimli komandolar indirildi.

Başbakan Erdoğan'ın önceki gün görüştüğü Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun'a “İstihbarat gelirse, sınırı geçip PKK hedeflerini vurun” talimatı verdiği öğrenildi. Dün gece sınırda PKK'lıların bir karakolda barındığı istihbaratı üzerine Türk F16'lar Kuzey Irak'a geçerek hedefi yerle bir etti. Sıfır noktasına askeri hareketlilik ise had safhaya ulaştı.
SAYGUN: HAZIRIZ

Başbakan Tayyip Erdoğan'la önceki akşam görüşen Orgeneral Saygun'un, TSK'nın sınırötesi operasyon için hazır olduğunu ve hükümetten talimat beklediğini söylediği öğrenildi. Erdoğan'ın da operasyon için gereken talimatı verdiği bildirildi.

.
Hiçbir güç Türkiyesiz bu oyunu oynayamaz!
Son bir haftada izlediğimiz Ankara merkezli gelişmelere bakmak bile, hem Türkiye'nin hem de bölgenin nasıl olağanüstü hareketlilik içinde olduğunu görmek ve hareketliliğin ne tür kalıcı sonuçlar doğuracağını tahmin edebilmek için yeterli.

Pakistan'ın nükleer silahlarının kontrolüne ilişkin normal olmayan gelişmelerden Suudi Arabistan Kralı'nın Türkiye ziyaretinin içeriğine, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bir araya getirilmesinden ABD/İsrail cephesinin İran'ı hedef alan girişimlerine üç büyük Avrupa ülkesinin destek vermeye başlamasına, Türkiye'nin bölgede barış inisiyatifi alma imkanına sahip tek ülke kalmasından Kuzey Irak'a ilişkin çok boyutlu ve baş döndürücü diplomatik/askeri hareketliliğe kadar bir çok gelişme, yaşadığımız bölgenin dünya tarihinin en önemli kırılmalarından birine hazırlandığına dair ipuçlarını adeta gözlerimize sokuyor.


İbrahim Karagül yazdı...


Ortadoğu'da barış için el ele 
Türkiye, kasım ayı başında düzenlenen geniş katılımlı Irak'a Komşu Ülkeler Dışişleri Bakanları Toplantısının ardından dün de önemli bir buluşmaya sahne oldu. Ankara, bu ay sonunda ABD'nin Annapolis şehrinde Ortadoğu sorununun çözümü için yapılacak konferans öncesi İsrail ve Filistin'i somut bir proje etrafında bir araya getirdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria'da bir sanayi bölgesi kurulmasını öngören mutabakat anlaşmasına imza attı. 
Filistin-İsrail sınırı üstündeki Tarqumia geçiş kapısının yanında kurulacak sanayi bölgesine TOBB tarafından 20 milyon dolarlık yatırım yapılacak, 10 bin Filistinliye istihdam sağlanacak. Çankaya Köşkü'ndeki imza töreninde Abdullah Gül, Ankara'daki somut adımın politik uzlaşma ve çözümü cesaretlendireceğini söyledi.
Mültecilerin ihtiyaçlarını karakoldaki polisler karşılıyor 
Ülkelerindeki kriz yüzünden teslim edilemeyen mülteciler polislere emanet edildi. Aralarında para toplayan polisler, mültecilerin bakımını üstleniyor.
İstanbul Ümraniye'de yakalanan 105 Pakistan uyruklu mülteci, ülkedeki siyasi krizin sebep olduğu diplomatik engeller yüzünden iade edilemiyor. Üç karakolun nezarethanelerinde tutulan mülteciler polislerin başına da dert oldu.
Geçim sıkıntısı ile boğuşan emniyet mensupları üç haftadır yiyecek ve giyecek dâhil misafir mültecilerin her türlü ihtiyacını gideriyor. Sağlık sorunu yaşayan bir mültecinin ameliyatını da üstlenen polislerin zorunlu konuklarını topluca Türk hamamına dahi götürdükleri öğrenildi.

23 Ekim'de bir ihbar üzerine Ümraniye Çamlıca gişelerinde bir TIR'a düzenlenen operasyon sonucunda 105 yabancı uyruklu şahıs yakalandı. Konteynerdaki şahısların Pakistan uyruklu oldukları ve Türkiye'ye kaçak yoldan giriş yaptıkları belirlendi.

Tarihî fotoğraf

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sağında İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres solunda ise Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas. Ortadoğu'da sorunlar ağır ve derin. Çözüm zor. Görüşmeler, buluşmalar, süreçler yıllardır sürüyor, alınan mesafe sınırlı. Herkes yorgun. Ancak yine de yüzler gergin değil. Barış yolunda küçük de olsa adım atmanın rahatlığı okunuyor. Bu tarihî görüntü dünyaya Ankara'dan verildi. Her açıdan heyecan uyandırıcı manzara. Türkiye'nin bölgesel güç olduğunun kanıtı. Bu fotoğrafın oluşmasında en büyük pay Cumhurbaşkanı Gül'ün... 
Ay sonunda Annapolis'te yapılacak barış görüşmelerinin bir bakıma önsözü. Ankara buluşmasıyla Türkiye sürece müdahil oluyor. Ortadoğu'da barışa giden yolda en az ABD ve Avrupa ülkeleri kadar Türkiye'nin de söyleyecek sözü var. Bu fotoğrafın bir anlamı da bu. Türkiye Ortadoğu'ya ABD'den de Avrupa'dan da daha yakın ve daha ilgili. Tarihî ve coğrafî olarak. Annapolis yolunun Ankara'dan geçmesini olağan karşılamak lazım. Annapolis'ten önce Ankara...

Mustafa Ünal yazdı...

Karadeniz Sahilyolu'nda ulaşıma dalga engeli 
Deniz dalgalarıyla birlikte sahil yoluna düşen kayalar ulaşımı olumsuz etkiliyor. Son on günde yol iki kez dalga sebebiyle kapandı.
Karadeniz Sahilyolu'nun Çayeli şehir geçişinin, 10 gün içinde iki kez dalgaların taşıdığı taşlar nedeniyle trafiğe kapanması üzerine Karayolları çözüm arayışına girdi.

Yolun Çayeli şehir geçişinin Karlıdere mevkii ile Yaka Mahallesi arasındaki 10 kilometrelik bölüm, 3 Kasım'da meydana gelen fırtınada dalgaların yola ulaşması nedeniyle ulaşıma kapanırken, buradan geçen bir otomobil de dalgaların fırlattığı taşlardan zarar görmüştü. Yolun aynı mevkiinin, 12 Kasım'da da dalgaların taşıdığı taşlar nedeniyle ulaşıma kapanması üzerine Karayolları inceleme başlattı.

Karayolları 10. Bölge Müdürü Murat Boydaş, zaman zaman fırtına nedeniyle yola zarar gelmesini beklediklerini, ancak bu ölçüde ve sıklıkta olmasını hesaplamadıklarını söyledi.
Fedakâr anne oğlunu kurtardı, kendisi yandı 
Yangından tek kurtulan kişi olan 3 yaşındaki Yasin, kendisini, yangında ölen annesinin dışarı çıkardığını söyledi. Yangında annesi, babasını ve 15 aylık kardeşini kaybeden küçük Yasin'in, çevresinde yaşanan hareketliliği anlamaya çalışırken, eline ve
Konya'nın Kadınhanı ilçesine bağlı Köylütolu köyünde bir evde çıkan yangında anne, baba ve 15 aylık bebekleri yanarak öldü.
Ailenin, penceredeki demir parmaklıklar yüzünden dışarı çıkamadığını ifade eden görgü tanıkları, fedakar annenin 3 yaşındaki oğlu Yasin'i parmaklıklardan dışarı atarak yanmaktan son anda kurtardığını belirtti.
Koçak ailesinin oturduğu kerpiç evde önceki gece henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı yangın çıktı. Kapıyı alev sarması sebebiyle pencerelere yönelen aile fertleri, demir parmaklıklardan ötürü dışarı çıkamadı. Evin içerisinde bulunan Musa Koçak (40), eşi Hamidiye (35) ve 15 aylık bebekleri Resul Mert Koçak yanarak feci şekilde can verdi. Komşularının tüm çabalarına rağmen aile dışarı çıkarılamadı.

Cephane bitince...

Ülkemizin her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu şu günlerde bazı basın kuruluşlarını güvenilmez bularak toplantılarımıza çağırmamanın, ne özde ne de sözde doğru bir tutum olmadığını görüyor, müsait bir adım atmak üzere hazırlık yapıyordum ki... bir baktım toplantıya zaten gelmemişler. 
Ee, haliyle yapacak bir şey kalmamıştı...
Doğrusunu isterseniz tam da "acaba ne söyleyim, ne gibi bir konu bulayım da, kurultayın ucu görünmüşken etkili bir atak yaparak hem ülke gündemine oturup, hem parti içindeki münafık muhalifleri susturayım?" diye düşünürkeen.... bi baktım cephanem bitmiş. "Amanin tez cephane yetiştirin, beni şu dar günümde fişeksiz bırakmayın" diye kendimle cebelleşirken -bakın şu işe- birden bir ilham geldi; açtım dosyayı... Açtım ki, tam bir açılım; içinde barış var, ekonomi var, istihdam var, eğitim var, jeopolitik var, siyasi uzak görüşlülük var.

A.Turan Alkan yazdı...

Türkiye'nin elinde insansız görünmez uçaklar var, nedense kullanılmıyor 
Savunma uzmanı Aydın Çetiner, Türkiye'nin, elindeki imkanları kullanmadığı görüşünde.
Silah ve savunma uzmanı Aydın Çetiner, terör örgütü PKK ile mücadelede başarılı olmanın yolunun insansız hava gözetleme sistemlerinin etkin kullanılmasından geçtiğini söyledi.
Anlık istihbaratın çok önemli olduğunu; ancak Türk ordusundaki komuta enformasyon sisteminin yapısı sebebiyle bunun etkin ve yeterince değerlendirilemediğini savunan Çetiner, "ABD ile anlaşılıp anlık istihbarat yardımı alınacağı söyleniyor. Türkiye'nin elinde anlık istihbarat sağlayacak sistemler zaten var." dedi.

Muhtemel sınır ötesi operasyonlarda kullanılacak silah sistemleri ve mühimmat konusunda bilgi veren Çetiner, bu alanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin birçok eksiği bulunduğunu ifade etti. Dağlıca saldırısı sırasında, askerlerin kullandığı G-3, Hk-33 gibi silahların tutukluk yaptığı iddialarının abartılı ve gerçeklerden uzak olduğunu vurgulayan Çetiner, havanların tutukluk yapmasının teknik açıdan zor olduğunu söyledi.
ODTÜ, radarda görünmezlik teknolojisi geliştirdi 
Bu teknoloji sayesinde uçak, helikopter, gemi gibi askeri araçlar radarlara yakalanmayacak.
ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek radar soğurucu kaplamalar geliştirdi. Yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askerî araçların radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.
Hiçbir şart altında alev almayan, suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor. Malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler, ülke içinden sağlanabildiğinden yurtdışına bağımlılık gerektirmiyor. ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, tüm platformlara uygulanması mümkün olan kaplamalar ürettiğini söyledi. Toppare, şu bilgileri verdi: "Geliştirdiğimiz malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta olup uygulandıkları platformlar üzerine minimum ağırlık katmaktadır

Sivil anayasa ve negatif mutabakat

AK Parti Genel Merkez kadın kolları başkanı ve milletvekili Fatma Şahin'in 'Sivil anayasa' sempozyumu için yaptığı daveti aldığımda Türkiye, ülkenin dört bir yanına dağılan şehit cenazelerinin acısıyla kıvranıyordu. 'Böyle bir vasatta sivil anayasa sempozyumu?' diye düşünmekten kendimi alamamıştım.

Derken hafızamı yokladım ve Hasan Köni'nin, son günlerde yaşanan terörist saldırıları düşünüldüğünde isabetli bir kehanet gibi duran sözlerini hatırladım. 


24 Eylül 2007'de Vatan Gazetesi'ne verdiği röportajda, 'Anayasa değişikliği sırasında laiklik kadar tartışılacak başka bir madde daha var mı?' sorusuna şöyle cevap veriyordu Köni: 'Hele durun, bir etnisite konusu gelecek. DTP diyecek ki, 'Bu laiklik iyi hoş da, bizim taleplerimiz konusunda hiçbir numara yok. Onlar nerede?' Tamam, hepsi bu kadar, dediğiniz zaman, Irak sınırındaki savaşı seyredin

Nihal B.Kraca yazdı...


 

 

Kenthaber
Yayın Tarihi : 14 Kasım 2007 Çarşamba 04:25:59
Güncelleme :14 Kasım 2007 Çarşamba 08:14:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?