![]() |
’Silahını bırak’ dersek PKK ile çatışma çıkar ![]() KUZEY Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin sözcüsü konumundaki Başkanlık Divanı Başkanı Fuat Hüseyin, PKK’ya karşı aldıkları önlemleri DHA’ya anlattı. Terör örgütüne karşı alınan önlemleri, bölge halkının güvenliği için atılmış samimi adımlar olarak tanımlayan Hüseyin, "PKK’ya karşı aldığımız önlemler öncelikle kendi halkımızın çıkarlarının zarar görmemesini hedefliyor. Dolayısıyla, bu önlemlerin uygulanması kadar denetimini ve devamlılığını da önemsiyoruz" diye konuştu. DESTEĞİ KESTİK Hüseyin, PKK’ya karşı alınan önlemleri de şöyle açıkladı: "Mahmur Kampı’nın çevre güvenliğini ve giriş-çıkış kontrolünü büyük ölçüde yerine getiriyoruz. Kandil ve benzeri dağlık bölgelerde konuşlanan PKK’lılara yönelik kontrol noktaları oluşturduk. Bu sayede örgütün lojistik yollarını kesmiş olduk. Ancak, örgüt İran ve Türkiye’den malzeme sağlamayı sürdürürse buna bir şey yapamayız. Son olarak da, Erbil ve Süleymaniye’ye yapılan uçuşlarla ilgili olarak kontrolleri artırdık. Bu kapsamda bölgemize gelen yolcuların belgeleri titizlikle inceleniyor. Geliş gerekçesi ikna edici bulunmayan kişiler geldikleri uçakla geri gönderiliyor. Böylece PKK yandaşlarının havayolunu kullanarak girişlerinin engellenmesi amaçlanıyor |
Bir DTP’liye daha koruma DTP yönetimi geçen ay, partiye yönelik ilk silahlı saldırının ardından milletvekilleri ve yöneticileri için koruma tahsis edilmesini istemişti. İlk olarak Sebahat Tuncel’e koruma verilmişti. Ancak parti içinde daha sonra yapılan değerlendirmelerde, milletvekillerinin ve yöneticilerin attıkları her adımın polis tarafından kontrol edileceği düşünülerek, koruma istemlerinden vazgeçilmesi gündeme gelmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, DTP’li milletvekillerinin korunmasına özel bir önem verdiklerini, ülkede karışıklık ve kargaşa isteyen kesimlerin girişebileceği provokasyonların da ’devletin üzerine kalabileceğini’ belirttiler. |
Evrensel huzurun sağlanması; insanlığın bu iki kelimelik buluşma yerinde toplanmasına bağlıdır. |
DTP için 114’ü arıyor MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ile Oktay Vural, bu nedenle AKP ve CHP gruplarına gönderdikleri teklifi dün basın toplantısıyla açıkladı. Teklifte, dokunulmazlıkla ilgili 83. maddenin devlet bütünlüğü aleyhine suçlar yönünden değiştirilmesi öngörülüyor. Maddedeki, "seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla" ifadesinin Anayasa’dan çıkarılması öneriliyor. Teklifin gerekçesinde "Ülkemizin açık bir bölücü tehditle karşılaştığı günümüz ortamında kapsamlı bir mücadele ve kararlılığın ortaya konulması bakımından son derece önemlidir" deniliyor. |
Uyuşturucu zanlısı CHP’ye üye yapıldı Koç, "Her bir üyenin tek tek meziyetlerini tespit etmemize imkan yok. Ancak, Kahramanmaraş’tan partiye üye yapılan öyle biri var ki, 12. Madde’nin amaç dışı kullanımına bir örnek. C.K. adlı vatandaş, uyuşturucu madde satışı yapmaktan ve kasten adam yaralamaktan yargılanmış biri. Buna benzer CHP’ye yakışmayan örneklerin çok fazla sayıda olmamasını dilemekten başka şansımız yok" dedi. Koç, bugün Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde genel merkez yönetiminin usulsüz üye yazımıyla ilgili olarak bir davanın görüleceğini de vurgulayarak, "12. Madde’nin keyfi kullanımına rağmen, kurultay sonucunda önce CHP’de iktidar, ardında da Türkiye’de iktidar olacağız. Korkunun başlarına geleceklere faydası olmayacak" diye konuştu. |
|
Geziden döndü kolunu kıran annesine koştu ![]() Tenzile Erdoğan, Başbakan’ın da oturduğu Üsküdar Emniyet Mallesi’ndeki evde fenalaşarak düştü. Bu sırada Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Azerbaycan’daydı. Oğlu Mustafa Erdoğan’ın Medipol Hastanesi’ne kaldırdığı Tenzile Erdoğan’ın sol omuzu ve el bileğinde tespit edilen kırıklar alçıya alındı. Aynı akşam geç saatlerde Azerbaycan’dan dönen Tayyip Erdoğan ve eşi havalimanındaki basın toplantısı sonrasında doğruca hastaneye gittiler. Erdoğan önceki gün İpsala’daki Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı açılış töreninin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le helikopterle İstanbul’a geldi. Aliyev’i Çırağan Sarayı’na bırakan Erdoğan, gazetecileri atlatarak, karayoluyla yine hastaneye gitti. Doktorları, dün taburcu edilmesi beklenen Tenzile Erdoğan’ın bir süre daha hastanede gözetim altında kalmasına karar verdi. Tayyip Erdoğan’ın, 75 yaşındaki teyzesi Fezile Gür de 2001 Haziran’ında, Kemerburgaz’daki evinin bahçesinde kiraz yemek için çıktığı ağaçtan düşerek, beyin kanaması geçirmiş, kaldırıldığı Vakıf Gureba Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Yakınları, teyzesinin ölümüne çok üzülen Erdoğan’ın, bu olayı hatırlayarak, annesinin düştüğünü öğrenince çok endişelendiğini söylediler. |
Jak Kamhi muteber, uygulama yasadışı ![]() Söz konusu kişilerin saygınlıklarıyla ilgili en ufak bir tereddütü olmadığını vurgulayan Talat, iptal başvurusunu, vatandaşlık dağıtımındaki yasa dışılığa dikkat çekmek için yaptıklarını belirtti. Mahkemenin iptal kararının ardından Türk hükümetinden kendisine bu konuda tek bir söz bile gelmediğini vurgulayan Talat, ’2004’te hükümeti kurduktan sonra daha uygulamaya girmemiş 1600 vatandaşlığı da iptal ettik. Uygulamaya girenler hakkında dava açtık’ diye konuştu. Talat, "Sözü edilen Sayın Jak Kamhi bize, hükümetimize çok büyük katkılarda, desteklerde bulundu. Biz kendisine teşekkür ediyoruz. Onun kişiliğiyle ilgili hiçbir şey yok. Bize şu anda da destek oluyor" dedi |
![]() "TÜRKİYE’nin en önemli ihracat kalemi nedir" diye sorulsa... Herhalde tekstil, otomotiv, televizyon, domates,fındık falan sayılır. Bence, Türk kahvesidir. Neden derseniz... Çünkü Türk kahvesi, Türkiye’de var olmayan, Türkiye’de yetişmeyen bir ürünün, Türk zekásı tarafından, Türk markasıyla, elálemden alınıp eláleme satıldığı, "dezanvantajın avantaja dönüştürüldüğü" bir ihracat kalemidir... Bizim olmayan bir ürünü, bizimmiş gibi pazarlamaktır. Elin taşıyla elin kuşunu vurmaktır. Türk kahvesi... Kültürüyle dünyayı etkileyen Victor Hugo’yu, Moliere’i, Balzac’ı "tiryaki" yapmaktır... Bach’a, "Ah, ne tatlı, binlerce öpücükten daha tatlı" diye Kahve Kantatı yazdırmaktır. New York Times’a kapak konusu olmaktır. ABD’ye transfer olan David Beckham’ı, Türklerin işlettiği Bean Counter’a götürüp, "Kahvenizin çok ünlü olduğunu duydum, denemek istiyorum" dedirtmektir... Metal müzik grubu Megadeth üyelerine, "Türkiye denince aklınıza ne geliyor" sorusunu sorup, "Türk kahvesi" cevabını almaktır. Önceki gün... Türkiye-Yunanistan doğalgaz boru hattı açıldı. Azerbaycan’dan aldığımız gazı, Yunanistan’a satmaya başladık. Boru uzatılacak, İtalya’ya da bağlanacak. Sırada, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya var. Yılmaz Özdil yazdı... |
![]() |
Malatya'daki vahşet için ilginç iddianame ![]() Malatya'da Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin öldürülmesine ilişkin olarak açılan davanın dosyasında 'misyonerliğe', cinayeti işleyenlerin faaliyetlerinden daha geniş ayrıldı. Dosyada, Zirve Yayınevi'nin faaliyetleri, öldürülen yayınevi çalışanları Necati Aydın, Tilmann Geske ve Uğur Yüksel'in görüştüğü kişilerin isim, telefon ve adresleri, hazırladıkları raporlar detaylarıyla yer aldı. Geçen nisan ayında gittikleri Zirve Yayınevi'nde 'misyoner faaliyetlerle devleti yıkmaya çalıştıkları' gerekçesiyle yayınevinin 3 çalışanını katleden sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım ve Hamit Çeker hakkındaki soruşturma dosyasından 'farklı isimleri hedef haline getirebilecek' bilgiler çıktı. Raporlar da var Malatya Başsavcılığı'nca hazırlanan dosyada, Zirve Yayınevi'nde 'misyonerlik faaliyetleri yürütüldüğü'ne yönelik belge ve bilgiler, sanıkların kanlı baskın öncesi ve sonrasındaki eylemlerinden daha geniş yer buldu. Dosyada, öldürülenlerin 2005'ten bu yana görüştükleri isimler, bu kişilerin telefon numaraları ve adresleri yer aldı. Bu kişilerle yapılan görüşmelerin içeriğine yönelik tutulan notlar da dosyaya girdi. Dosyaya, "Sadece yayınları istiyor, görüşmek istemiyor", "Yayınlarla çok ilgilendi" gibi ifadelerin yer aldığı notlar aynen konuldu. |
Başbakan'ın dilinin altında bir bakla var ![]() CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terörle mücadele ve sınır ötesi operasyon konusunda net olmadığını öne sürerek, "Hatta belki dilinin altında bir bakla var demek de mümkün" dedi. Baykal, dün NTV'nin sorularını yanıtlarken şu mesajları verdi: BAKLA VAR: Hepimiz Başbakan'ın sözlerindeki gelgitleri görüyoruz. Başbakan kısa süre önce 'Kış gelmeden askeri operasyon yapılacak' dedi ve Prag'a giderken de 'Amaç silahları bıraktırmaktır' diye konuştu. Başbakan'ın çok net olmadığı görünüyor. Hatta belki 'Dilinin altında bir bakla var' demek de mümkün. Çeşitli çevrelerde bir plan söylemi giderek konuşuluyor. PKK'yı meşrulaştırıp onunla siyasi pazarlık yapar, onun siyasi taleplerine cevap vermeye hazır noktaya getirilirsek çok tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Türkiye müzakere masasına oturtulursa çok yanlış olur. Bu ciddi bir risktir. AF İMASI YATIYOR: Başbakan'ın zihni bana net gözükmüyor. Silahları bırakmak demek, 'Benim silah tutma hakkım var, ama şimdi kendi takdirimle silahı sana karşı kullanmamayı kararlaştırdım' demektir. Herkes yaptığı işin sorumluluğunu taşıyacak mı, taşımayacak mı? Bu silahları bırakın söyleminin altında bir af iması yatıyor. BARZANİ: Barzani farklı bir kişilik. Bir süre önce ağır suçlamalar yöneltmişti. Şimdi kendi ağzından bunu (Türkiye'nin sınırlı operasyon yapabileceğini) söylemeyi uygun bulmuyor herhalde, Meclis Başkanı'na söyletmiş. O sözler Barzani'nin sözleri olarak algılanmalı. Bu sözler artık Irak otoritelerinin Türkiye'nin Irak'a askeri operasyon yapmasını doğal karşılama noktasına geldiğini gösteriyor. |
Annelerimizin zamanındaki ilişkiler mumla aranır hale geldi. Adam gibi adam istiyorum, ama zor; bunu da biliyorum. Çünkü benim dengim, 40 yaş grubudur. E o yaştaki 'adam gibi adamlar'ın çoğu evli... Bir arkadaşım 'Artık ikinci elleri bekleyeceğiz' demişti. Doğru!" |
Polisten bayat ilaca ikinci darbe ![]() Kullanım süresi geçmiş ilaçları yeniden paketleyerek, piyasa süren çeteye karşı yapılan "İksir" isimli operasyonun devamında biri profesör ile altı doktorun da aralarında bulunduğu 80 kişi gözaltına alındı. Kullanım süresi geçen veya yarım ilaçları toplayarak yeniden paketleyerek piyasaya süren Saim Cimşit'in liderliğini yaptığı 14 kişi daha önce tutuklanmıştı. Operasyonda süresi geçmiş ilaçlar ve çocuk mamaları ele geçirilmişti. Soruşturma kapsamında Ankara, Konya, Batman, Samsun ve İstanbul polisince eş zamanlı yeni bir operasyon yapıldı. Aralarında doktor ve eczacıların da bulunduğu toplam 80 kişi gözaltına alınırken, 4 kamyon dolusu sahte kutulara konulmuş son kullanım tarihleri geçmiş ilaç ve paketlemeye hazır halde sahte ilaç kutuları ele geçirildi. Sadece ilaç kutularının değerinin 1.5 milyon YTL olduğu bildirildi. Yurt dışında oldukları belirtilen 3 kişinin de arandığı öğrenildi. İstanbul'daki operasyonda, Mali Şube Ekipleri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa ve Haseki hastanelerinin de bulunduğu birçok noktaya operasyon düzenledi. Operasyonda İstanbul Tıp Fakültesi'nde görev yapan bir profesör ile 6 doktor da gözaltına alındı. Doktorların, pahalı ilaçları bilerek hasta reçetelerine yazıp, şebekeyle işbirliği içinde çalışan eczanelere hastaları yönlendirdiği iddia edildi. İstanbul'daki operasyonlarda baskın yapılan ev ve işyerlerinde çok sayıda silah ele geçirildi. Aramalarda Uzi, Kalaşnikof, MP-5 ve Glock marka toplam 16 silah ve çok sayıda mermir bulundu. Kalaşnikof ve Glock'ların K. Irak'tan geldiği öne sürüldü. |
Urla'da yolsuzluğa 50 yıl istendi ![]() İzmir Urla'da 'yolsuzluk yapmak, ihaleye fesat karıştırmak, suç işlemek için örgüt kurmak' suçlamalarıyla tutuklanan Urla Belediye Başkanı CHP'li Selçuk Karaosmanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 37 sanık hakkında 5 yıldan 50 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. CHP Bornova Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan ile Urla Belediye Başkan Vekili Bülent Nart'ın da sanıklar arasında yer aldığı bildirildi. İzmir Savcısı tarafından hazırlanan 48 sayfalık iddianamede, Karaosmanoğlu'un 40 yıla kadar, Aydoğan'ın ise 12 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, geçen temmuz ayında Urla'da yapılan operasyon kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Karaosmanoğlu'nun "iki defa ihaleye fesat karıştırdığı, suç işlemek için örgüt kurduğu ve zimmetin ortaya çıkmaması için hileli davranışta bulunduğu" belirtildi. Aydoğan eleştirildi Savcı, Urit'in yüzde 5 hissesine sahip olan Aydoğan'ın ise her ne kadar doğrudan alım ve satım işlerine karışmasa da konu hakkında gerekli hassasiyeti göstermeyerek, Urit'te hukuk dışı iş ve işlemlerin gerçekleşmesine zemin hazırladığını ileri sürdü. İddianamede, Ocak 2007 tarihinde, yüzde 95'i Urla Belediyesi'ne, yüzde 5'i Bornova Belediyesi'ne ait olan Urit şirketinin muhasebe bölümündeki yangının kasıtlı çıkarıldığı, burada Urit'in geçmiş döneme ait işyeriyle ilgili evrakın bulunduğunun ortaya çıktığı kaydedildi |
![]() DOĞALGAZ Azerbaycan'dan çıkıyor, Ermenistan'a uğramadan Gürcistan'a giriyor, oradan Türkiye'ye... Türkiye'den Yunanistan'a... Sonra İtalya'ya kadar uzanacak. İlk iki yılda Yunanistan'a 250 milyon metreküp gaz sevkiyatı yapılacak. Ermenistan'ın başındaki Taşnakçı Koçaryan'ın aptallığını görüyor musunuz?! Karabağ'ı işgal ederek, Türkiye'ye düşmanlık kusarak sergilediği etnik milliyetçilik, zavallı Ermenistan halkını hem petrol hem doğalgaz hatlarının dışında bıraktı, sefalete mahkûm etti! Türkiye bir de hava sahasını tamamen kapatsa nefes alamayacaklar! Halbuki çağımız hem yatırım ve teknoloji bakımından, hem doğal kaynaklar bakımından milletlerin birbirine açıldığı, birbirine bağlandığı, ancak bu yolla ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlandığı bir çağdır! Türk-Azeri kardeşliği gönüllerden öteye boru hatlarıyla perçinleniyor. Yunan düşman mı?! Peki, Yunanistan'la aramızda siyasi bir gerilim çıkarsa! İyi ama doğalgazın vanası bizde! Yunanistan, Türkiye'yi vanaları kapatmaya zorlayacak kadar bir gerilimi tırmandırmayı göze alabilir mi?! Aynı şekilde Türkiye, siyasi bir sorundan dolayı vanaları kapatmayı göze alabilir mi?! Öyle bir durumda Türkiye siyasi ve iktisadi taahhütlerine güvenilmeyen bir ülke haline gelir! Turizm, sermaye hareketleri ve şimdi de doğalgaz... Bu ilişkiler büyüdükçe, Türkiye ve Yunanistan öyle bir noktaya geliyor ki, ortak çıkarları, çatışan çıkarlarından daha büyük! Ege'de ve Kıbrıs'ta anlaşamıyoruz... Ama siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz gelişiyor. Duygularda dostluk hissi de kendini gösteriyor artık. Taha Akyol yazdı... |
Kayıp otobüsüne saldırdılar! Dün Fatih Merkez Mahallesi'nde park halinde bulunan otobüsün üzerindeki fotoğrafların söküldüğü ve otobüsün üzerinde çizikler oluşturulduğu fark edildi.
|
Kahraman babayı deniz geri vermiyor ![]() Denize düşen kızını kurtarmak için suya atlayan Cemal Tayfun Gökhan'a hâlâ ulaşılamadı. Bir firmada genel müdür olarak çalışan Gökhan, helikopter ve sahil güvenlik botları desteğiyle aranırken, yakınlarının umutlu bekleyişi sürüyor. Cemal Tayfun Gökhan, eşi Aleksandra Gökhan, 11 yaşındaki oğlu, 6 yaşındaki kızı Aylin (6) ve İstanbul'a ziyarete gelen kayınbiraderi Kolombiya uyruklu Carlos Franklin'le (50) birlikte gezmeye çıktılar. Aile önceki akşam Rumelifeneri'ne geldi. Anne Aleksandra ve 11 yaşındaki oğluyla kayalıklardan kaleyi seyrediyordu. Bu sırada büyük bir dalga, Franklin ile Aylin'in durduğu kayaya vurdu ve onları sürükleyerek denize çekti. Bunu gören baba Gökhan, kıyafetlerini çıkararak dalgaların arasına atladı. Gökhan, iyi bir yüzücüydü ve hergün spor yapıyordu. Olayı gören balıkçılar da hemen kıyıya yaklaştı. Franklin ve Aylin'i kısa süre sonra gördüler ve sudan çıkardılar. Ancak Aylin ölmüştü. Franklin ise kayalıkların arasındayken kırılan bacağıyla suyun üstünde kalmayı başarmıştı. Franklin ambulansla kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. Balıkçılar, onları denizden çıkarırken baba Gökhan'a ulaşılamadı. |
|
![]() |
Karadeniz'de acı bekleyiş DALGALAR ARAMAYA ENGEL |
'Burası Venedik değil İstanbul' ![]() Fransa'da yeni evli bir çift, balayı için Avrupa'nın pahalı ve lüks otellerine gitmek yerine ellerine bir değnek alıp Kudüs'e yürüyerek gitmek için yola çıktı. Mathilde ve Edouard Cortes çifti, geçtiğimiz hafta İstanbul'daydı... 5 ay boyunca yürüyerek parasız şekilde 3 bin 700 km. yol yapan 'balayı gezginleri' tek sermayelerinin hoşgörü ve misafirperverlik olduğunu söylüyor. "İSTANBUL'A HAYRAN KALDIK" Fransız Paris Match dergisine yolculuklarını anlatan çift, İstanbul'un güzelliğine hayran kaldıklarını ancak insanlardan hoşgörü görmediklerini belirtti. Dergi, Kudüs'e varmak için bir bu kadar daha yol gitmeleri gereken çiftin Ortaköy'de çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı yazıya, "Burası Venedik değil İstanbul" diye başladı. Ve çiftin hikâyesini yazdı... Bulgar sınırından Türkiye'ye girdikten sonra aksilikler yaşamaya başladıklarını belirten Edouard Cortes, şunları söyledi: 'YİYECEK GİBİ BAKIYORLAR' "Sultanahmet'te yanımıza bir adam yaklaştı. Önce 'Polisim kâğıtlarınızı gösterin' dedi. Daha sonra 'Elimde seks için kızlar var ister misin?' diye sordu. Evli olduğumu söyleyince de karıma sarılmaya kalktı. Elimdeki sopayı kaldırıp tam kavgaya girişecekken kaçtı..." Edouard'ın eşi Mathilde ise Türk erkeklerinin bakışlarından ne kadar rahatsız olduğunu şu sözlerle dile getirdi: "Türk erkekleri ağır ve şehvet dolu bakışlarla sürekli sizi süzüyor. Sokakta yürürken 2 dakika dursam etrafım bana odaklanan bir grupla çevreleniyordu. Kendimi tavuk budu gibi hissettim." Selimpaşa'dan İstanbul'un merkezine kadar 60 kilometre hiç durmadan yürüyerek yeni rekor kırdıklarını belirten çift, "Selimpaşa'da ise insanlar daha iyiydi. |
Memleketimden siyaset manzaraları.. |
En çok heykeli olan kadın Zübeyde Hanım ![]() Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, 1857'de Selanik'te doğdu. Aslen Karamanlı olan Zübeyde Hanım, ilk evliliğini Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi ile 1871'de yapmıştı. Bu evlilikten doğan altı çocuğunun yalnızca ikisi, yani Mustafa Kemal ile Makbule hayatta kaldı. Ali Rıza Efendi 1888'de yaşamını yitirdi. İkinci evliliğini gerçekleştirdiği Ragıp Bey'den Balkan Savaşı sonrasında ayrılan Zübeyde Hanım, çocuklarını da alarak İstanbul'a yerleşti. Oğlu Mustafa Kemal ile 1919'da ayrıldıktan sonra ancak 1922'de yeniden görüşebilen Zübeyde Hanım, İzmir'de 1923 Ocak ayında vefat etti. BİRKAÇ HEYKEL BİRDEN Heykeli dikilen Türk kadınlarını araştırırken birçok ilde Zübeyde Hanım büstünün bulunduğu bilgisi ile karşılaştım. Üstelik bazı illerde, Zübeyde Hanım adına açılan okulların içinde de büstü yer aldığı için birkaç heykel birden bulunabiliyor. Ancak bu büstler arasında bir tanesi var ki, diğerlerinden çok daha farklı bir konumda yer alıyor. O da, Zübeyde Hanım'ın İzmir'deki anıt mezarı içindeki büstü. Ölümünden 17 yıl sonra Osman Paşa Camisi içinde yapılan anıt mezarda, bir kaya ve üzerinde Zübeyde Hanım'ın büstü yer alıyor. Zübeyde Hanım'ın İzmir'de yaşadığı evin bahçesinde de heykeli bulunuyor. |
Edirne'de nehirler taşmaya başladı ![]() Trakya ve Balkanlar'da devam eden sağanak yağış nedeniyle Tunca Nehri taştı. Meriç Nehri'nde ise sular yükselmeye devam ediyor. Bulgaristan'daki aşırı yağışlar nedeniyle taşma noktasına gelen Rodoplar bölgesindeki İvailovgrad Barajı'nın kapakları açılınca Arda Nehri'nin suları da yükseldi. Arda Nehri'ndeki bu yükseklik, sınırda birleştiği Meriç Nehri'ndeki su seviyesini de yükseltti. Edirne'de normalde debisi 16 metreküp olan Tunca Nehri, aşırı yağışlar nedeniyle 71 metreküp debiyle taşarak yatağından çıktı. Tunca Nehri'nin taşması sonucu, suyun öte yakasında bulunan Karaağaç mahallesinden dönüş yolu sular altında kaldı. Bu nedenle Karaağaç'ta okullar 4 gün süreyle tatil edildi. Karaağaç ile ulaşım gidiş istikametinden sağlanıyor. Su seviyesi sürekli olarak artan Meriç Nehri'nde su nehir yatağından akıyor. EN YAĞIŞLI YIL Ancak, Meriç'te önceki gün saniyedeki akış hızı 529 metreküp iken dün bu miktar 727 metreküpe yükseldi. Edirne Valisi Nusret Miroğlu Meriç Nehri'nde bir taşkın beklemediklerini ancak görevlilerin sürekli olarak suyun akış hızını izlediklerini söyledi. Miroğlu, Tunca ve Meriç kıyısındaki iş yerleri ve besicilerin tahliye çalışmalarına başladığını belirtti. Kasım ayındaki yağışlar açısından 78 yılın ortalamasına göre en yağışlı dönemlerde bile Edirne'de metrekareye 71 kilogram yağış kaydedilirken, bu yıl bu miktar 125 kilograma ulaştı. Öte yandan, önceki gün sel felaketi yaşayan Tekirdağ'da da sağanak yağışlar yeniden etkili olmaya başladı. |
200 bin kişinin katili |
SABAH-atv için süre doldu 3 firma önyeterlilik aldı ![]() Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri, SABAHatv ihalesi için 3 firmanın ön yeterlilik başvurusu yaptığını açıkladı. Yetkililer dün dolan başvuru süresinde teknik olarak yeni başvuru da olabileceğini söylediler. TMSF'den edinilen bilgiye göre, başvuranlar arasında Avrupa'nın en büyük ticari televizyon yayıncısı RTL Group bulunuyor. RTL, İpek Matbaacılık'ın sahibi olduğu Koza Davetiye üzerinden dolaylı bağlı ortaklığı ATP İnşaat ve Sancak İnşaat ile birlikte SABAH-atv ihalesi için önyeterlilik almak ve veri odasında incelemelerde bulunmak üzere başvuruda bulunduğunu dün İMKB'ye açıkladı. BORSAYA AÇIKLADI İpek ve Koza tarafından İMKB'ye yapılan açıklamaya göre, önyeterlilik başvurusunu yapan Marmara Radyo ve TV şirketinde, Avrupa'nın en büyük medya grubu olan Bertelsmann bünyesindeki RTL'nin yüzde 25, ATP'nin ve Sancak İnşaat'ın yüzde 37.5'er ortaklığı bulunuyor. TMSF yetkilileri, 1.1 milyar dolar muhammen bedel belirlenen SABAH- atv ticari ve iktisadi bütünlüğü ihalesinde önyeterlilik almak için söz konusu grup dışında 2 grup daha olduğunu açıkladı. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, geçen cuma yaptığı açıklamada RTL-Koza ve Sancak İnşaat yanında başvuran diğer iki grubu; Nurol ve Çalık önderliğindeki Turkuaz Konsorsiyumu olduğunu belirtmişti. 5 Aralık'ta yapılacak ihalesi için şartname alanlar arasında; Yunan Antenna, Alman ProsiebenSat.1, ABD merkezli medya devi Rupert Murdoch'un sahibi olduğu News Corp ve Çek borsasına kote Central Europe Media Enterprise (CME) firmaları bulunuyordu. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün bugün yapacağı bir basın toplantısında konuyla ilgili bilgi vermesi bekleniyor. |
Rektör Bey'in masraf listesi ![]() İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından üniversite bünyesinde yapılacak bilimsel araştırmalara ve etkinliklere destek olması amacıyla kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı'nda (DEVAK) incelemelerde bulunan Sayıştay denetçileri, vakfın başkanı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı ve yönetim kurulundaki öğretim üyelerinin, vakıf kasasını kendi özel hesapları gibi kullandığını ortaya çıkarttı. Denetçilerin raporlarına rektör ve yöneticilerin kadın pedi, iç çamaşırı, alkollü içki, çeşitli mutfak harcamaları, şahsi cep telefonu görüşmeleri, tekstil ürünleri ve saat faturalarını vakıfa ödettiği yansıdı. 2007 yılı içerisinde vakfın hesaplarında geçmişe dönük inceleme başlatan denetçiler fatura incelemerinde ilginç detaylarla karşılaştılar Aynı zamanda vakfın başkanı olan Prof. Dr. Alıcı'nın başta olmak üzere yönetim kurulu üyelerinin şahsi harcamalarını vakfa fatura ettiği belirlendi. Denetçilerin raporlarında, yumurtadan tuvalet kâğıdına, şampuandan mutfak malzemesine, cep telefonu faturasından kadın pedine, bayan pantolonundan kol saatine kadar üniversite ve bilimsel araştırmalarla ilgisi olmayan yüzlerce kalem ürünün parasının vakıf tarafından ödendiği bilgisi yer aldı. Buna göre sadece son bir yol içerisinde yüzlerce milyon YTL'lik alkollü içkinin faturası vakıf tarafından ödenirken, harcamalar arasında kadın pedi bile bulunuyor. YÜKLÜ TELEFON FATURASI Sayıştay denetçilerinin faturalar üzerindeki incelemelerinde dikkat çeken bir diğer bölüm ise vakıf yöneticilerinin kullandıkları cep telefonlarına ait faturalar oldu. Başta Rektör Prof. Dr. Alıcı olmak üzere çok sayıda öğretim üyesinin faturalarının vakıf tarafından ödendiği raporlara yansıdı. Denetçiler 2003 yılı cep telefonu faturalarında yaptıkları incelemelerde fatura tutarlarının kişi başı 1 milyar TL'yi bulduğunu belirledi. |
Dostluğu pekiştirmeliyiz Ecevit'i rahmetle anıyoruz... TRT can çekişiyor Nazlı Ilıcak yazdı... |
![]() |
Mesajı aldı çöp vazifesine çıktı
|
Türk casus uydusuyla PKK'ya 24 saat zoom ![]() Türkiye, ABD'nin PKK'ya karşı istihbarat desteğine rağmen anlık ses ve görüntü tespiti yapılmasını sağlayan 'casus uydu' almak için harekete geçiyor. Cuma günü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, yapılacak Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında, askeri alımlar arasında 'casus uydu' ilk sırada görüşülecek. Türkiye casus uydu alırsa TSK, başta Güneydoğu ve Irak'ın kuzeyi olmak üzere, dünya üzerindeki herhangi bir yerden terörist faaliyetleri izleme ve anı anına bunu fotoğraflama imkanına sahip olacak. İhaleye İngiltere'den Eads Astrium, İsrail'den IAI, Almanya'dan OHB-System ve İtalya'dan Telespazio firmalarının teklif verdiği öğrenildi. İLK 'MİLLİ SAVAŞ GEMİSİ' 2008'DE Bu arada Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi'nin kuruluşunun 234. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende milli imkanlarla savaş gemisi yapmak için başlatılan 'MİLGEM' projesinde ilk geminin 27 Eylül 2008'de denize indirileceğini söyledi. |
|
İstikbal Rusya'da yerel marka alacak ![]() Yaklaşık 70 ülkeye ihracat yapan İstikbal Mobilya, büyümeyi hedeflediği pazarlara yerel marka satın alarak, ortaklık ya da yeni yatırım yaparak girmeye hazırlanıyor. Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak ve Yönetim Kurulu üyesi Memduh Boydak, önceliklerinin Rusya pazarı olduğunu açıkladı. MÜSİAD İnşaat Komisyonu tarafından organize edilen ve Kayseri Şubesi'nin evsahiliğinde yapılan Kentsel Dönüşüm konulu panele katılan işadamlarını ve basın mensuplarını İstikbal Regina tesislerinde ağırlayan Boydak kardeşler, gazetecilerle bir süre sohbet etti. BÖLGESEL GÜÇ OLACAK Boydak Holding Yönetim Kurulu üyesi Memduh Boydak, büyümeyi düşündükleri pazarlarda birtakım açılımlar yapacaklarını dile getirerek, bazı yerlerde kendi markalarıyla, bazı yerlerde ise yöresel marklarla işbirliği ya da satın almalarla yer alacaklarını bildirdi. Bununla ilgili bazı ülkelerle görüşmeler yaptıklarını anlatan Boydak, “Bunu şimdiden açıklayamayız. Rusya bizim girmek istediğimiz pazarlardan biri. Rusya, hızla gelişen ve büyüyen bir pazar. Bölgesel güç olabilme adına sadece orada üretime geçme değil, o bölgede halihazırda üretimde olan bir markayı satın alarak da büyüyebiliriz. Ancak Avrupa, ABD ve Arap ülkelerinde bu tür bir operasyon olmayacak” dedi. |
Sınırötesi onlara yaradı ![]() Sınırötesi operasyon nedeniyle köylerine gelen Yeni Şafak ekibine 'okumak istiyoruz diyen 12 genç kız liseli oldu. Şemdinli'de Irak sınırına sıfır noktadaki köylerde oturan ve okumak isteyen kızlar Yeni Şafak'ın haberi sayesinde dağları aşıp seslerini duyurmayı başardı. Liseye kaydolan kızlar, mutluluktan köydeki herkese tatlı dağıttı. Babaları ikna edilemeyen 2 kız ise üzüntüye boğuldu. MAZERETLER YILDIRMADI Şemdinli'de Irak'a sıfır noktada bulunan ve 2 bin kişinin yaşadığı Yeşilova köyünün Beşikağaç, Gökçetaş ve Bölek mezralarında yaşları 14 kız çocuğu, inanılması güç bir mücadele sergiledi. 3 yıl önce ilköğretimlerini tamamlayan kızlar, o günden beri lise eğitimlerini sürdürmek için babaları ve çevreleri ile mücadele etti. Babalarının, "Servis yok" veya "Büyüdünüz artık, okula gidemezsiniz" dediği kızlar mücadeleden vazgeçmedi. Yıllardır seslerini duyuramayan kızlar, sınır ötesi operasyonun gündeme gelmesi ile köylerine giden Yeni Şafak muhabirine dertlerini anlatınca çözüme kavuştu. |
Rektörler atanırken... Taha Kıvanç yazdı... |
Hassas sohbetin şifresi çözüldü ![]() Meclis'teki 29 Ekim töreninde Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın sohbetleri büyük merak uyandırmıştı. Yeni Şafak, Erdoğan ile Büyükanıt arasındaki 'gizli sohbet'te ne konuşulduğu ortaya çıkardı. Dudak okunmasını önlemek için elini ağzına kapatan Büyükanıt'ın, Erdoğan'a “ABD'ye Ergin Saygun'u götürebilirsiniz” dediği öğrenildi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü beklerken, TBMM Başkanı Köksal Toptan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt sohbet ediyordu. Bu sohbete Başbakan Erdoğan da katılırken, Büyükanıt'ın eliyle ağzını kapatarak Başbakan'a birşeyler söylemesi dikkat çekmişti. ORGENERAL SAYGUN'U GÖTÜREBİLİRSİNİZ 'Hassas sohbet'te Başbakan Erdoğan'a “ABD seyahatinize Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'u götürebilirsiniz” dediği öğrenildi. 24 Ekim'de yapılan MGK toplantısında Başbakan Erdoğan'ın, ABD'ye yapacağı geziye Genelkurmay'dan da bir yetkilinin katılmasını gündeme getirdiği öğrenildi. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın ise “İyi olur. Bu ismi daha sonra size bildirelim” dediği belirtildi. TBMM'deki 29 Ekim töreninde, Büyükanıt'ın Orgeneral Ergin Saygun'un ismini Büyükanıt'ın Başbakan'a bildirildiği ortaya çıktı. |
Türkiye'nin gücünü ve kararlılığını gördüler BAĞINI KESMEYEN PARTİ KAPATILIR DTP'ye kapatma davası açılması hakkındaki görüşlerini de dile getiren Baykal, Anayasa, demokrasi ve hukuka uygun olarak parlamentoda yerini almış bir siyasi partinin ve bu partinin temsilcilerinin, tüm dünyada kabul görmesine rağmen, “PKK terör örgütü değildir” demiş olmasını doğal karşılamanın, terör konusundaki aymazlığın özü olacağını söyledi. Baykal, İngiltere, İspanya gibi ülkelerde de terör örgütleriyle bağlantılarını kesmeyen partilerin kapatıldığını hatırlattı. |
Şiddet ve siyaset arasında: Bir parti kapatma davası… |
![]() |
Vergi borcu olanların banka hesabına ikinci haciz dalgası ![]() Maliye, vergi borcunu ödemeyen mükelleflerin banka hesabına el koyma uygulamasında kararlılığını sürdürüyor. Bu amaçla, alacağı tahsil için bankalara ikinci kez talimat gönderdi. Geçen ay vergisini ödemediğini tespit ettiği 130 bin mükellefin banka hesabından alacağını tahsil eden Maliye, bu kez talimat gönderildiğinde hesabında para olmayanların peşine düştü. Üst düzey bir yetkili, bankalara ikinci bir talimat verdiklerini doğruladı ve, "İlk gönderdiğimiz haciz o gün hesabında para olanlara yönelikti. O gün hesabında para olmayıp sonradan yatıranlar olabilir diye tekrar gönderdik." dedi. Maliye'nin bu adımı iş çevreleri tarafından yoğun bir şekilde eleştirilmişti. |
Müteahhitler yurtdışında 20 milyar dolara koşuyor ![]() Dünya inşaat devlerini geride bırakarak listeye adını yazdıran şirketler dün Ankara'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ödüllendirildi. Erdoğan, müteahhitlerimizin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, 'ülke satılıyor' iddialarını ortaya atanlara en iyi cevabın verildiğini söyledi. Başbakan, "Özel sektörümüzün ayağına takılan her türlü prangayı sökmek konusunda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz." dedi. Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlendikleri iş tutarının 2007'de 17 milyar doları bulması hedefleniyordu. Ancak yıl tamamlanmadan 19 milyar dolara ulaşıldı. Rakam 2002'de 1,7 milyar dolar seviyesindeydi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de ödül töreninde yaptığı konuşmada, "34 ülkede 350 proje ile bu yıl için 20 milyar dolara hep birlikte koşuyoruz." bilgisini verdi |
İmtiyazlı sınıf da ne demek? |
Meşhurların desteği de Çin malı deriye çare olamadı ![]() Deri ve deri ürünleri ihracatı bir yana ithalatın artmasına engel olunamıyor. Türk derisini dünyaya, tanıtmak için Temmuz 2005'te kurulan Deri Tanıtım Grubu da istediği sonuçları alamadı. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'den işadamı İshak Alaton'a kadar kamuoyunda tanınan isimlerin yer aldığı reklamlar çekildi. Ancak ünlülerin desteği dericileri kurtaramadı. Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ithalat her geçen gün artıyor. 2006'nın ilk 8 ayındaki 1 milyar 48 milyon dolarlık ithalat rakamı, bu sene aynı dönemde 1 milyar 118 milyon dolara yükseldi. Sektör temsilcileri bugün İstanbul'da bir araya gelerek, içinde bulundukları krizin sebeplerini masaya yatıracak. Türkiye Deri Vakfı Başkanı Mahmut Yeşil'in öncülüğünde, İstanbul Hyatt Otel'de gerçekleştirilecek toplantıya, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Lemi Tolunay, Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Osman Güneş, Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği Başkanı Ramazan Hazar, Çorlu Deri OSB Başkanı Şinasi Güneş ve Ege Bölgesi Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Şener Altıncezve katılacak |
'Avrupa'da zorunlu din eğitimi Türkiye'de ise öğretimi var' Okullardaki dersin seçmeli olması veya zorunlu yapılarak muafiyet konusunun isteğe bağlı yapılması. Konu hakkında ilahiyatçıların birleştiği ortak nokta ise Türkiye'deki okullarda din eğitimi yerine öğretiminin yapıldığı yönünde. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Fayda, durumu, "Kur'an kursları hariç Türkiye'de din eğitimi yapılmıyor." şeklinde özetliyor. İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı da görev olarak genel manada din eğitiminin Diyanet İşleri Başkanlığı'na, din öğretiminin ise Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) verildiği görüşünde. MEB'e bağlı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün isminin 1982 Anayasası ile Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, din bilgisi dersinin din kültürü ve ahlak bilgisi şeklinde değiştirilmesi, geçtiğimiz yıl da bu dersin müfredatının ağırlıklı İslam olmak üzere dinlerin öğretimi olarak düzenlenmesi bunun göstergesi kabul ediliyor. |
DTP'yi kim, niçin kapattırmak istiyor? Şahin Alpay yazdı.. |
Türk üniversiteleri, internet performansında ilk 400'e giremedi ![]() Çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren yaklaşık 13 bin üniversitenin internet siteleri taranarak hazırlanan çalışmanın Temmuz 2007 dönemi sonuçlarına göre, ilk sıralarda Standford, MIT, California, Harvard, Pennsylvania, Michigan, Cornell gibi Amerikan üniversiteleri bulunuyor. Dünya üniversiteleri sıralamasında Türk üniversitelerine de yer veriliyor. Sıralama sonucuna göre, Türkiye'den ilk 400'e giren üniversite yok. Sıralamada Bilkent Üniversitesi 475., ODTÜ 482. ve Boğaziçi ise 525. sırada yer aldı. Bilkent, ODTÜ ve Boğaziçi, Türkiye üniversiteleri arasında başarılı olan ilk üç üniversite oldu. Çalışma, 2004 yılından bu yana, Milli Araştırma Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren araştırma grubuna bağlı çalışan 'Cybermetrics Lab' tarafından yürütülüyor. İspanyol araştırmacılar, geliştirdikleri Webometrics yöntemiyle dünya üniversitelerinin internet üzerindeki performanslarını ölçmeyi amaçlıyor. |
Telekom'da taraflar bir araya geliyor çalışanlar uzlaşmadan yana umutlu ![]() Küçük bir soba ile üzerindeki demlik, naylon çadırın vazgeçilmezlerinden. Çay sohbetlerinin en hararetli konusu, yarın yeniden masaya oturacakları Telekom yetkilileri ile görüşmede neler olacağı. Umutları var. Uzlaşma sağlanacağına inanıyorlar. Ya Telekom tekliflerine yine olumsuz karşılık verirse... Moralleri düzeltmek Ünal'a düşüyor. Elindeki mikrofonla etrafındakilere sesleniyor: "Haklıyız. Hakkımızı alacağız." Derken, mikrofondan çıkan sloganlar yerini müziğe bırakıyor. İşçiler büyük bir halay halkası oluşturuyor. Bu sene işyerlerinde yapılan toplu görüşmeler bir hayli zorlu geçiyor. Bu konudaki ilk çatlak, Türk Hava Yolları'nda yaşandı. Hava-İş ile THY yönetimi anlaşamadı, ihracatçıları bile ayağa kaldıran grev süreci başladı |
Parti kapatmak.. Türkiye'nin etnik sorunu artık farklı bir düzeye taşındı. Taraf olan olmayan herkesin inandıklarını gözden geçirmesi lâzım. Geçmişin hataları üzerine inşa edilmiş içi boş retoriklerin, üzerinde düşünülmeden tekrarlanan sloganların bugün bir anlamı kalmadı |