18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

32 kısım tekmili birden!

Pazar gecesi, TV’de kanallar arasında yeni neslin deyimiyle ‘sörf’ yapıyorum...

Elimde, teknolojinin olmazsa olmazı sayılan, ‘tembel gelberisi’ uzaktan kumanda aleti...

ATV’de bir programa takıldım...

Takılmaz olaydım!

Programın ismi, ‘Savaş Ay’la A Takımı’

Bu program, beni dehşete düşürdü!

Gecemi mahvetti!

Midem kaynamaya, gözlerim puslanmaya başladı!

Önce bir tartışma: Bodrum ve eğlence...

Daha doğrusu, Bodrum, uyuşturucu ve fuhuş!

Konu ile alakasız konuklar ve konuşmalar...

Daha doğrusu, konu ile alakasız mahalle kavgaları...

Adam gibi konuşmak isteyenin sözü, ‘rating’ düşecek kaygısı ile hemen kesiliyor....

Neredeyse saç saça, baş başa kenar mahalle kavgalarına ise, dakikalarca müdahale yok!

Daha da korkuncu, insanı gerdikçe geren bir tanıtım giriyor araya beş dakikada bir:

“KORKU, İNTİKAM, NEFRET!... HEPSİ AZ SONRA!”..

Midemin iyice bulandığı an ise, gelip çatıyor sonunda!..

Konu ile ilgili VTR yayına giriyor!

Takım kaptanı, gerile gerile anonsunu yapıyor:

“İşte ibret tablosu. 32 kısım tekmili birden!”

Pür dikkat bekliyorum!

Bir bakıyorum ki, ‘KORKU, İNTİKAM, NEFRET!’ diye sürekli tanıtımı yapılan kasetten, akli dengesi bozuk, zavallı bir kızcağız çıkıyor izleyicinin karşısına!

Dakikalarca süren ve bitmeyen bir eziyet bu!

Hem o zavallıya, hem de izleyenlere uygulanan Çin işkencesi!

Kaset bittiğinde konuklar, Savaş Ay’ı alkış yağmuruna tutuyorlar!

Sonra, havadan sudan konularla, seviyesiz tartışmalar başlıyor yeniden...

***

Gerisini anlatamam...

Çünkü bilemiyorum...

Bedenim ve ruhum, gözlerime isyan ediyor!...

Kapatıyorum televizyonu...

Ama geçmiş ola...

Vurgunu yedik, oltaya takıldık bir kere...

Uyku muyku hak getire...

Düşünceler gitmiyor kafamdan bir türlü...

Bu bize reva mı ?

Reha Muhtar’lar, Savaş Ay’lar, bizim kaderimiz mi ?

Biri, gündemden düştüğü anda, diğerini acil ihtiyaçtan hemen yaratıyoruz sanki...

“Toplumlar, layık oldukları şekilde yönetilir ve yaşarlarmış”...

Hayır, hayır! Ben bu söze inanmak istemiyorum...

Hele bir de, ‘müzevir’ bu gözler gördüklerini, bu kulaklar duyduklarını hemen beynime yetiştirmeseler...

Ama olmuyor işte...

Dilim de devreye girince...

Ben de anlatıyorum o zaman...

Eksik tutmadan, fazla katmadan...

Gördüğüm, duyduğum gibi...

KORKU, İNTİKAM, NEFRET dolu bir pazar akşamının hikayesi!

’32 kısım tekmili birden!’

Yayın Tarihi : 28 Temmuz 2003 Pazartesi 00:00:21
Güncelleme :21 Kasım 2003 Cuma 19:35:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?