ABD, Bağdat'taki kamu binaları, hastaneler, evler, hatta müzelerin yağmalanmasına göz yumarken, sadece petrol ve içişleri bakanlıkları binalarını çok titizlikle korudu. ABD, Bağdat'taki tüm kamu binaları, hastaneler, evler hatta müzelerin yağmalanmasına göz yumarken, kente girdiği ilk günden beri Petrol ve İçişleri bakanlıklarına kimseyi sokmuyor. Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in ‘‘Yağma özgürlüktür’’ açıklamasıyla yağmacıları görmemeyi yeğleyen ABD Ordusu, kendileri açısından hayati bilgi ve belgelerin saklandığı bu iki bakanlığı tanklar ve yüzlerce askerle koruyor. Özellikle İçişleri Bakanlığı'ndaki gizli belgelerin tıpkı Sovyet ve Doğu Alman rejimlerinin çöküşü sırasında olduğu gibi Iraklı diktatörün yurt dışındaki lobisine dönük sırları aydınlatması bekleniyor. Irak rejimi tarafından maaşa bağlanan yabancı nüfuz ajanlarının listesinin de aynı bakanlık arşivinde yer aldığı ileri sürülüyor. İngiliz The Independent Gazetesi'nin Ortadoğu uzmanı yazarı Robert Fisk'in Bağdat'tan bildirdiğine göre, ABD birlikleri Petrol Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na kimseyi yaklaştırmıyor. Bu iki binanın içine ve dışına yerleştirilen tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve Humvee'ler, tüm belgeleri koruyor. ABD'nin hiç ilgilenmediği bakanlıklar ise ‘‘Planlama, eğitim, sulama, ticaret, sanayi, dışişleri, kültür ve enformasyon.’’ Fisk, ABD'nin yağmacılardan gözü gibi sakındığı, Irak'ın en değerli varlığı olan petrol konusundaki bilgileri, kendi petrol şirketleriyle de paylaşacağını bildiriyor. MÜZELER NE OLACAK? Fisk, yazısında şunu soruyor: ‘‘ABD, Irak halkının kendi altyapısını tahrip etmesine izin verdi. ABD, petrol bakanlığının, Irak'ın en önemli mirası olduğunu ve halkın gelecek garantisi olduğunu söylüyor. Peki yağmalanıp kundaklanan Ticaret Bakanlığı'nın, Eğitim Bakanlığı'nın, Sulama Bakanlığı'nın Irak halkının geleceğinde hiç mi hayati önemi yok? Amerikalılar Kerkük'teki petrol alanlarını korumak için 2 bin askeri görevlendiriyor da, Musul'daki müzeyi korumak için 200 adam bulunamıyor mu?’’