19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Ağca'nın, Türkiye'de burnu kanarsa, kopacak kıyameti görün!..

Kent Haber’in, “Bir Görüş” köşesinde, 9 Ocak 2006 Pazartesi günü yayına giren “Cinayeti aydınlanmayan Türk basın şehidinin katili tahliye oluyor!” başlıklı yazımı, bu yazımın altına alıyorum. İki yazı, birbirini tamamlamış olacak.

Evet; cinayetinin üzerinden koca 27 yıl geçmesine karşın, cinayeti aydınlanmayan Türk basın şehidi Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca dün saat 09.00 sıralarında tahliye oldu ya da edildi.

Ağca tahliye oldu ya da edildi ama, “Erken tahliye oldu. 2012’de tahliye olmalıydı” türünde tartışmalar da peşinden geldi.

Ne önemi var?..

Tartışmayı veya konuşulacak, konulması gereken konuyu bu noktada toplamak doğru mu?

Türk basın şehidinin bircik kızı Nükhet İpekçi İzet ne kadar doğru söylemiş ve tartışı götürmez doğruya/doğrulara parmak basmış:

“31 Aralık gecesi; Ağca’nın, Abdi İpekçi’yi vurduğu Nişantaşı’ndaki köşede yılbaşı partisi vardı. Oraya, kendiliğinden binlerce kişi topladı. Keşke, bu kadar kişi, ‘Bu cinayet neydi?’ diyebilseydi. Keşke, bu kadar kişi, bu cinayetin, hukuk tarihi içinde yerli yerine oturması için bir talepte bulunabilseydi. Keşke, Türkiye’de bir dönem sistemli olarak işlenen cinayetlerin açığa kavuşturulabilmesi için de aynı ciddi çabalar verilebilseydi. Ağca’nın, Papa’nın vurulması olayından sonra bir milli katil, Türk katili olduğu unutulmamalı. Milli katilden söz ettiğimizi unutmamamız lazım. Bu bizim hepimizin meselesi. Katil ve çözülmemiş siyasi cinayeti çok bol olan bir toplumun bireyi olarak, bu durumun toplum bilinci ve talebi ile çözülmesi gerektiğine inanıyorum.”

“Bu tümcelerin altına, imzamı atarım” tümcesinden başka tümce bulamıyorum, usuma gelmiyor.

Bu sözcüklerin bir araya dizildiği dakikalarda, sağlığını ileri sürerek, askerlik yapmak istemeyen Mehmet Ali Ağca, asker olacak mı, askerlik yapacak mı, yoksa istemi yerinde bulunarak askere alınmayacak mı?.. Doğrusu hiç merak etmiyorum. Beni düşündüren, “Abdi İpekçi cinayeti çözülecek mi? Çözülmesi için, toplumsal baskı oluşacak mı?” sorularıdır.

Gerçekten böyle bir gelişme olacak mı?

Gerçi, Türkiye’nin bugün geldiği, daha doğrusu getirildiği noktaya baktığımda, Türk basınında yaşanan değişimlere ve gelişmelere de göz attığımda, Abdi İpekçi’nin niçin şehit edildiğini çok net olmamak kaydıyla görür gibiyim…

İstiyorum ki; bu kadarlığı, halkım da görebilsin…

Ama; o bile istenmiyor!

İstemeyenin kimler olduğu/olabileceği belli: Abdi İpekçi cinayetinde, Papa 2’inci Jean Paul suikastında Mehmet Ali Ağca’yı kullananlar!

Onlar, her iki olayın net bir biçimde bilinmesini hiçbir zaman istemezler. Çünkü, uzantıları sürüyor, planları altüst olur!

Onun için onlar, Mehmet Ali Ağca’nın konuşmasını, konuşturulmasını istemezler; Ağca’nın ne konuşmasına, ne de konuşturulmasına izin vermezler, vermeyecekler…

İtalya basını, bu gerçeği gördükleri için, -bu arada, Türk basını uyuya dursun- Ağca’ya, Papa suikastını ayrıntılarına değin atlatması karşılığında İtalya devleti tarafından “koruma” önerdi.

İtalya basınının sözünü tutacağına; İtalya devleti de, kendi basınının sözünü yere düşürmemek için, Ağca’nın can güvenliğinin koruma altına alınması için elinden geleni yapacağına inanıyorum.

Kim bilir, belki de, Ağca’nın, üzerine kuşun sıktığı ama affına uğradığı Papa 2’inci Jean Paul’le böyle bir anlaşması var, onu şimdi İtalya basını seslendiriyor!

Görünen o ki; Abdi İpekçi cinayeti ile ilgi ayrıntılı konuşması, bildiklerini anlatması için Türk basını kılını kıpırdatmayacak, kamuoyu oluşumunda katkıda bulunmayacak; İtalya basını ise, Papa suikastı için bastıracak…

Büyük olasılıkla; Mehmet Ali Ağca da, her iki olayda da eğer konuşursa, kullanıcıları tarafından “öldürtüleceğini” çok iyi bilir. O yüzden, ayrıntılı konuşmayacak; gene hep saptıracak.

Ağca, dili sürçer de, ayrıntılardaki gerçeği ağzından kaçırır mı?

Zayıf bir olasılık…

Şu gerçeği görelim ve kabul edelim: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugünden itibaren, Mehmet Ali Ağca’nın can güvenliğini sağlama, koruma altına alma sorumluluğunu üstlenmiş bulunuyor. “Milli katil”in, Türkiye’de burnu kanarsa, kopacak/koparılacak kıyameti görün!..

Daha fazla uzatmak istemiyorum, sizleri, “Bir Görüş” köşemizde, 9 Ocak 2006 Pazartesi günü yayına giren, “CİNAYETİ AYDINLANMAYAN TÜRK BASIN ŞEHİDİNİN KATİLİ TAHLİYE OLUYOR!” başlıklı yazımla baş başa bırakıyorum.

Haberi, kenthaber.com’da okudum: Türkiye’nin en namuslu gazetecisi Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca, 10 – 15 Ocak 2006 günleri arasında, cezaevinden çıkacakmış.

Bir sitenin haber başlığı şöyleydi: Ağca’ya bayramlık!

Güzel bir başlık…

Geçen yıl yaşamını yitiren Papa’ya suikastta da bulunan, bu eyleminden dolayı İtalya’da cezaevinde yatan, daha sonra Türkiye’ye gönderilen ya da getirilen, İstanbul Kartal H tipi cezaevine konan Mehmet Ali Ağca, güvenlik güçlerinin, “Abdi İpekçi’yi o öldürdü” açıklamalarına karşın hep, “İpekçi’yi ben öldürmedim” dedi durdu.

Peki, Abdi İpekçi’yi 1 Şubat 1979’da kim öldürdü?..

Bu soru yanıtlandı mı? O karanlık aydınlandı mı? Yargı kararıyla her şey netlik kazandı mı?

Bu konuda bilgi fakiriyim. Bilgilenmek istiyorum.

Acaba, yurt içi ve yurt dışı terörist eylemleriyle ülkesi Türkiye’ye, dünya ülkelerinin “terörist yetiştiren ülke” diye bakmalarına neden olan Mehmet Ali Ağca, Abdi İpekçi cinayetine açıklık getirir mi, cinayetle ilgili bildiklerini, halkıyla paylaşır mı?

Yaparsa ne iyi eder. Abdi İpekçi’yi kendisi mi, başkaları mı öldürdü? Kendisi ya da başkaları öldürdüyse, nasıl ve neden öldürdü? Abdi İpekçi’yi kendisine ya da başkalarına yoksa birileri mi öldürttü?

“Neden?” diye sormayacağım. Abdi İpekçi’nin öldürülmesinden sonra, ülkede ve Türk basınında yaşananlar çok şeyi anlatıyor!

Abdi İpekçi, bugünün Türkiyesi için öldürüldü!

Abdi İpekçi’nin vücuduna mermileri saplatanlar, yerli işbirlikçileriyle hem Türkiye’de, hem Türkiye’nin çevresinde at oynatıyorlar…

Öldürülmesinin yıldönümüne 21 gün kala, Türk basının şehidi Abdi İpekçi’yi rahmetle anıyorum…

Meslektaşlarının bazılarının dönek çıktıklarını, bazılarının kendilerini ve işlerini paraya sattıklarını, bazlarının da Türk halkının gerçekleri görmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını anlatıp da, mezarında incitmek istemiyorum.

Bütün olumsuzluklara karşın, vurulduğu sırada elinden düşen bayrağı, yere değmeden kapıp, o namuslu ve aydınlık yolunda ölümüne koşan meslektaşlarının olduğunu bilsin yeter.

Bir de; eline silah verilerek gelip kurşun sıkan ve ölümüne neden olan katilin de tahliye ve öldürülmesinin 27’inci yılında Türk halkının arasında olacağını…

Hani diyorum, Mehmet Ali Ağca, 10 – 15 Ocak 2006 günlerinde değil de, Abdi İpekçi’yi şehit ettiği ya da Abdi İpekçi’nin şehit edildiği günün yıldönümüne denk gelen 1 Şubat 2006’da tahliye edilseydi daha anlamlı, içerlikli ve iletili olmaz mıydı?(!)
Yayın Tarihi : 12 Ocak 2006 Perşembe 13:17:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?