24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Amaç üzüm yemek değil ki!

Hiç dikkat ettiniz mi ? Türkiye’de biraz insan haklarından, demokrasiden fazlaca bahsedilmeye başlandı mı,  etraftaki ‘akbabalar’ın taarruzu da başlayıverir.
 
Hep bunu düşünmüşümdür. Acaba demokrasi, özgürlük, bizim için fazla mıdır diye..
 
Çünkü, ortam biraz serbestleşmeye başladığı an, mutlaka birileri, yakın geçmiş zamanların ‘in’ tabiriyle ‘düğmeye’ basıverir sanki...
 
İşte buna son örnekte, ‘Yıldırım Türker’ isimli sözde köşe yazarının, Radikal Gazetesi’ndeki, 13 Ekim tarihli yazısı...
 
Yazının başlığı, “Tecavüzcü sürüsü”
 
Yazının içeriğinde kastedilen, daha doğrusu hedef gösterilen kurum ise,  Türk  Silahlı Kuvvetleri!
 
Mardin’in Derik İlçesinin Çayköyü’nde yaşayan ve 1993 Kasım ayında gözaltına alınarak, askerler tarafından tecavüze uğradığı ileri sürülen Ş.E. isimli genç kızın davasıyla ilgili olarak, basında çıkan birkaç habere, haklı olarak Jandarma Genel Komutanlığı’nın gösterdiği tepkiye karşılık kaleme alınmış, buram buram taraf kokan bir yazı...
 
Yazıdan alıntı yapmak bile beni rahatsız ettiği için, burada kullanmak istemiyorum...
 
Yazık, gerçekten yazık
 
Nedir arkadaş sizin derdiniz ?
 
Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi ?
 
Özgürlük ve demokrasi, hep sizin tekelinizde mi olacak ?
 
Baba ocağından, yar kucağından ayrılarak, dağlarda ölüm kalım mücadelesi veren o yavrularımızın, gençlerimizin, onların ana-babalarının hiç mi insan hakkı yok ?
 
Her fırsatta, acil yardım ekibi gibi, yandaşlarınızın en ufacık bağırtısana koşan o sözüm ona insan hakları derneğiniz, neden bir tek gün bu ülke insanının feryatlarına başını bile çevirip bakmadı ?
 
Neden, siz ve o malum derneğiniz, bu ülkede yıllardır ruhları, bedenleri hemen her gün birileri tarafından tecavüze uğrayan yüzbinlerce, milyonlarca Ş.E.’nin de gönüllü avukatı olmadı  ?
 
Ben eminim ki; aydın geçinmek, marjinal gözükmek uğruna, her fırsatta gücünüz yettiğince saldırdığınız o ordu, bütün dünyanın imrenerek baktığı, her şeye rağmen yıpranmamış, dejenere olmamış  bir kurum olduğu için canınızı sıkıyor, moralinizi bozuyor...
 
Bunun içindir ki, onu hala yıpratamamış, çökertememiş olmanın verdiği huzursuzluk, sizin bünyenizi saldırgan yapıyor ve elinizdeki bütün mermileri sağa sola rasgele sıkıyorsunuz...
 
Yoksa, en azından yaptığınız gazetecilik mesleğinde, bir iki kişinin ya da kurumun yaptığı ilkesiz bir davranışta, mensubu olduğunuz tüm basın camiasının karalanmasına izin verir miydiniz Türk aydını Sayın Türker ?...
Nafiz Candan
Yayın Tarihi : 14 Ekim 2003 Salı 00:00:14
Güncelleme :14 Ekim 2003 Salı 17:22:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
fatih recber IP: 62.56.137.xxx Tarih : 16.10.2003 17:01:06
Sizin yazdiklariniza tumuyle katiliyorum ama katilmadigim bir nokta var oda olayin olmus ama genele yansimis olmasi yani bu olay olmusta olabilir olmamista olabilir.Eger olduysa olayda adi gecen sahisinda arastirilmasi lazim yani soylemek istedigim sey olaya karisan askerdir ama maktul kullanilarak askeriye sorumluluk altinda tutulmak istenmektedir.Eger boyle bir olay yasanmis ise bu sadece bir veya bielmediniz iki askerin karismis oldugu bir olaydir bunun tum camiaya yansitilmasina bende karsiyim sonuna kadarda savundugunuz dusunceye hakveriyorum ve destekliyorum eger bu olayin uzatilmasini yada o kururmun yipratilmasini istemiyorsak ki oyle.bu konu hakkinda surekli yazi yazmayalim aciyan yaraya parmak basmayalim..