18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Artık yoğurdu üflesek ?

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), “Herkese Yerinde İş ve AŞ” adlı bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Proje kapsamında, Gayri Safi Milli Hasıla'sı (GSMH) 500 bin doların altında olan yaklaşık 40 ile gidilerek, bu illerdeki potansiyeller değerlendirilecek ve sözü geçen illerde, 10 yıl SSK vergisi gibi bir dizi muafiyetlerle, bu illerdeki ekonominin canlanıp, istihdam artışının sağlanması için çalışılacak.

Biz KENTHABER olarak, bu projeyi hazırlayıp, hayata geçirmeye çalışan başka Gelirler Genel Müdürü Osman Arıoğlu ve TGSD Başkanı Umut Oran’ı yürekten alkışlıyoruz.

Özellikle, “Bu proje hayata geçirilmezse, özellikle hassas olan bölgelere terör yeniden döner, göç devam eder” diyen ve ülkenin kalkınmasını kendine misyon edinmiş Umut Oran’ın KENTHABER olarak her zaman yanındayız.

Ancak yine de kuşkularımızı aktarmaktan geri durmayacağız.

Çünkü yakın tarihimizde, bu tür iyi niyetli çalışmaların, çıkarılan kanunların, birileri tarafından nasıl çıkar amaçlı kullanıldığını, tarafımıza, ‘yolsuzluk’ ve 'yoksulluk' olarak geri döndüğünü unutmak mümkün değil.

80’li yıllarda Turgut Özal tarafından, ihracatı teşvik etmek için çıkarılan ‘İhracata Vergi İadesi Yasası’, ile ülke, hafızalarımızda ‘Hayali İhracat’ olarak kalan, tarihinin en ağır soygunlarından birini yaşadı.

Her tarafta, devlet kasasını soyarak zengin olan, itibarlı (!) işadamları türedi.

Yine yakın geçmişte, başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere, geri kalmış illerdeki yatırımları teşvik etmek için verilen krediler iç edilerek, neredeyse tüm Anadolu, bir yatırım mezarlığına dönüştü ve ceplerimizden milyarlarca dolar kuş olup uçtu.

Bırakın kalkındırılmak istenen illeri, ülke ekonomisine katma değer sağlayan iller bile, bu gibi soygunlarla ciddi çöküşler yaşadı.

Fakir illerde kaldırılmak istenen ağalık sistemi, Anadolu soyguncuları sayesinde daha da güçlendi. Büyük şehirlere göç hızlandı.

‘Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş.”

O sebeple, bu işin artılarını ve eksilerini ilgililerin iyi etüd etmeleri gerekir.

Düşünmesi bile kötü ama, bu projenin hayata geçirildiğini duyan birilerinin, şimdiden ellerini ovalamaya başladığını varsaymak, testi kırılmadan önceki harekettir.

Öte yandan, işçi kesiminin, bu sayede sömürülmesinin de önüne geçilmesi, projenin ‘olmazsa olmazı' dır.

Düşünsenize, büyük şehirlerden birinde fabrika sahibi olan kötü niyetli bir işveren, işyerini İstanbul yerine Tokat’ta, gösterip, her türlü muafiyetten faydalanarak, devleti zarara uğratma yolu ile menfaat sağlayıp, ayrıca haksız rekabete yol açamaz mı ?

Elbette onlar bir yerlerde yine tetikte bekliyor.

Onların geçim kapısı, bu tür iyi niyetli girişimler.

***

Diliyoruz ki, bu yazıda anlattıklarımız, sadece kağıt üzerinde bir uyarı olarak kalır ve projenin mimarları bu işten alınlarının akı ile çıkarlar.

Amacımız, asla dönen tekere çomak sokmak değil.

Çünkü son zamanlarda sıkça kullanılan tabirle, “Hepimiz aynı gemideyiz”

Ama artık gemi yolcuları olarak, şu yoğurdu bir kere üflemeyi ihmal etmesek ?

KENTHABER
Yayın Tarihi : 14 Ağustos 2003 Perşembe 22:55:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?