18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Dünya Engelliler Günü ve Türk filmleri

Nevet, ben kötürümüm” der Cüneyt; heybetli vücudu ile tekerlekli sandalyede oturduğunu gören badem gözlü Türkan’ a… Türkan ne söyleyeceğini bilemez, bir dansöz kıvraklığı ile döner ve kaçar odadan… Kendisine acınacağından yüzde yüz emin olan Cüneyt… Cüneyt’ i haklı çıkaran ve bu duygudan “ kaçan” Türkan…. 10-15 dakika geçer geçmez, Cüneyt aslanlar gibi ayaktadır ve bir zamanlar kendisine acıyan Türkan’ ın karşısındadır. Bizler önce acıma duygumuzla vicdanımızın varlığından emin olur, sonra bir “ohh” çekeriz bu mucizevi iyileşme karşısında; acımaya gerek kalmamış tatmin olmuşuzdur… Hiçbir Türk filminde bir kötürüm hala kötürümken perde kapanmaz… tabii eğer filmin kötü adamı ya da kadını değilse… Bir cezadır kötürümlük… ilahi adaletin vuku bulmasıdır, iyi insanların başına gelmez….

Bizler iyiyizdir ve kötürümlük (daha modern deyimi ile engellilik) evlerden, odalardan uzak olanıdır… Öylemidir? Nasıl bir ülkeyizdir ki 7.5 milyon insanı bu kadar kötüdür? Ya kötürüm doğan çocuklar? Kimlerin günahlarının bedelidirler? İlahi adalet kimilerini görmeyi unutur mu ki bu insanlar hep cezalı olarak devam ederler hayatlarına?

Ve dini bütün vicdanı tam olan bizler hangi güdü ile uzak dururuz bu cezalandırılmışlardan? Ama bizimle bir ilgisi yoktur onların… Olmamalıdır, olursa sormaya başlanacaktır? Neden? Nasıl? İyi ama ! Hani Nerede…? Uzak durulmalıdır… Taa ki, taa ki devlet engelli çalıştırmamanın cezasını 600 bin TL’ dan 750 milyona çıkarana kadar… Ucu dokundu, ver ilanı engelli ara… Belki de böyle olmalıdır… Belki de, engelliyi de normal bir vatandaş sayan gelişmiş ülkelerde de süreç böyle yaşanmıştır… Ucu dokuna dokuna…

3 Aralık Dünya Engelliler günü engelsizlere ne ifade eder? … Ya engelliler böyle bir günden haberdar mıdırlar? Yoksa topluca habersiz kalmak vicdan rahatlığı bakımından daha mı iyidir? Ya da acaba anneler günü gibi, öğretmenler günü gibi, dünya tiyatro günü gibi, sigarayı bırakma günü gibi, ve daha pek çokları gibi gibi, tüm yazılı, görsel ve işitsel yayın organlarında, okullarda ve işyerlerinde hatırlansa ve anılsa ucu dokunmadan da bir yol alınabilir mi?

En önemlisi bir gün biz de kötürümlüğün ilahi adaletle bir ilgisinin olmadığını, herkesin başına gelebileceğini ve milyonlarca insanın geçirdiği gibi bir ömrün kötürüm olarak geçirilebileceğini anlatan filmler, diziler çekilir mi?


Sevgiyle ...


Ömer Sinan YAĞCI

Ömer Sinan Yağcı
Yayın Tarihi : 3 Aralık 2003 Çarşamba 12:12:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?