18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Fincancı katırı fena ürkecek haberiniz olsun!

Türkiye’de bütün ekonomistler, paranın başındaki büyüklerimiz, devlet yetkilileri, konunun alim ve ulemaları, sürekli olarak ‘kayıtdışı ekonomi’ diye bir kavramdan söz eder dururlar...

Peki sürekli duyduğumuz ama pek üzerinde durmadığımız bu kayıtdışı ne anlama gelir ?

Kayıtdışı ekonomi, kabaca bir anlatımla, resmi evraklara yansımamış, istatistiki veriler dışında kalmış gelir-gider akışıdır.

Peki, hukuk devleti olan ve her türlü gelir gideri kayıt altında olması gereken bir ülkede niçin kayıtdışı ekonomi durumundan söz edilir ?

***

İşte, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) yılın belirli dönemlerinde istatistiki veriler toplamak amacıyla yaptığı son işyeri sayımlarından, DÜNYA Gazetesi’nin 17 Kasım tarihinde manşetine taşınan çarpıcı gerçekler:

“100 bin kayıtdışı işyeri!”

Evet yanlış okumadınız, tam ‘100 bin’ kayıtdışı işyeri var bu ülkede!

DİE araştırmacıları, kayıtdışılığın nedenleri ile ilgili olarak, bu işyerlerinin sahipleri ile yaptıkları ve maddeler halinde topladıkları bilgileri de kısaca şu şekilde aktarıyor:

* Kayıtdışı istihdamı yaratan temel faktör, işletmeler üzerindeki ağır yükümlülükler. Son 15 yılda vergi yükünün 2 kattan fazla artması.

* Kamu açıklarının, işletmelerin mali ve sosyal yükümlülüklerini artırarak finanse edilmeye çalışılması.

* Bürokrasinin hizmete dönük değil, ‘cezacı’ bir yaklaşım içinde olması.

* Girişimciye, ‘potansiyel suçlu’ gibi davranılması.

* Kayıtlı işletmelerin tabi olduğu katı çalışma mevzuatı.

* İstihdam bazlı teşvik sisteminin yetersiz olması...

Evet değerli okurlar, yukarıda sadece birkaçını sayabildiğimiz bu maddeler, Türk iş dünyasının, yıllarca içinde bulunduğu tirajı komik durumun ‘buz’ gibi göstergeleri...

Tanrı aşkına bir düşünsenize; ben, sabahın ilk ışıkları ile sıcak yatağımdan kalkıp, gece yarısına kadar çalışarak zar zor işletmemi ayakta tutmaya çalışacağım, kazancım bu zor koşullarda her geçen gün düşecek, ama ödediğim vergi, ‘mete zoru’ iki katına çıkarılacak...

Yıllardır göz göre göre kasası soyulup, tam takır bırakılan devlet, elinin altındaki hırsızlardan hesap sormayıp, mal bulmuş mağribi gibi benim yakama yapışıp, acısını benden çıkaracak...

Benim hizmetimde olması gereken bürokrasi, “Vayy sen işyeri açmaya yeltenirsin ha ?” deyip, beni fişleyecek ve ölene kadar da, elini yakamdan çekmeyecek...

Ben, bu ülke için adam çalıştırıp, istihdam yaratacağım, bunun karşılığında da, devlet beni ödüllendireceği, teşvik edeceği yerde, çalıştırdığım her vatandaşı için sırtıma ‘deve’ yükü ile vergi bindirecek.

***

Artık fazla söze gerek yok.

Yukarıda, devletin resmi kurumu DİE’nin bu araştırması, Türkiye’deki reel sektörün devletin elinden çektiği sıkıntıların ve feryadının, yine devletin resmi bir kurumunun ağzından kamuoyuna yansımasıdır.

Dileriz ki, bundan sonra yetkililer, ilgililer bu feryada kulak verir ve girişimcisine sahip çıkar ve gerekli reel önlemleri alır.

Yoksa, ‘fincancı katırı’ fena halde ürkecek haberiniz olsun!
VOLKAN ÖZSOY-Volkan@Kenthaber.com
Yayın Tarihi : 14 Aralık 2003 Pazar 17:13:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?