HABER:
Hormonlu sebze ve meyve ihraç eden firmalara suç duyurusu
Domates başta olmak üzere sebze ve meyve ihracatının durmasına yol açan zirai ilaç kalıntıları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi.
Rusya ve Avrupa ülkelerine 1,75 milyar dolarlık ihracatı baltalayan ilaçların kullanımını yılbaşından itibaren yasaklayan bakanlık, geçen yıl eylül ayından bu yana ürünleri kalıntılı olduğu gerekçesiyle 15 ihracatçı firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Rusya'ya yapılan ihracatta, üreticinin yetiştirdiği ürünlerde kullandığı ilaçlar hakkında yanlış beyan veren 160 ihracatçıya da 1,3 milyon TL ceza kesildi. Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin, suç duyurusunu, Rusya'nın limit değerlerine uygun olmadığı gerekçesiyle yaptıklarını açıkladı. Suç duyurusunun ardından savcılık, firma yetkililerinin ifadesine başvuracak. Dava açılması halinde sorumlular 6 aya kadar hapis cezasıyla yargılanacak. İhracatçılar ise bakanlığın verdiği cezalara tepkili. Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, "İnsan sağlığına zarar veren üretici cezalandırılmak isteniyor ama uygulama yanlış. Üreticiye yaptırım yok, ama ihracatçıya ceza var." dedi.
Sebze ve meyvede kalıntı sorununa sebep olan zirai ilaçların kullanımı, insan ve çevre sağlığına verdiği zarar sebebiyle Avrupa Birliği'nde yasak. Birlik, uzun süredir Türkiye'nin de bu yasağa uymasını istiyordu.
Türkiye ile AB ve Rusya arasında sık sık ziraî kalıntı sorunu yaşanıyor. Bu ülkeler, Türkiye'den alınan sebze ve meyveleri detaylı analizden geçiriyor. İçinde insan sağlığına zararlı ilaç kalıntısı tespit edilen ürünler gümrüklerden sokulmuyor. Türkiye'den geçen yıl 633 milyon dolarlık sebze ve meyve alan Rusya, en son Haziran 2008'de ilaç kalıntısı sebebiyle Türkiye'den ithalatı durdurmuştu. İhracat durunca Türkiye'de domates üreticilerin elinde kalmış ve fiyatlar hızla gerilemişti.
İlaç kalıntısı ve kalite bozukluğundan ihracatçıyı sorumlu tutan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Form-1 belgesi zorunluluğunu getirdi. Bu belgede üreticinin beyanı esas alınıyor. Üretici, ürünlere hangi ilacı kullandığını beyan ediyor. İhraç edilen üründe yapılan analizlerde farklı sonuçlar ortaya çıkarsa, ihracatçıya, üreticinin yanlış beyanı sebebiyle para cezası veriliyor. Uygulamaya tepki gösteren Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, ihracatçıların, yapmadıkları üretim ve yanlış beyandan dolayı savcılığa sevk edildiğini, ayrıca 5 bin TL idari ceza verildiğini söyledi. Satıcı, "Bu uygulama üretici açısından caydırıcı değil. Üreticiye yaptırım yok, ama ihracatçıya ceza var. Bugüne kadar hakkında suç duyurusunda bulunulan üretici olduğunu duymadım.'' diyor.
YORUM:
İşte sofralarımızda her gün tükettiğimiz gıdaların ne kadar “sağlıklı” olduğu hakkında çok güzel bir örnek!
İhraç edilen ürünler “sınır aştığından” dolayı belli bir kontrole tabi tutuluyor ve orada içinde insan sağlığına zararlı maddeler bulunup bulunmadığı laboratuar ortamında ortaya çıkarılıyor.
Bu yüzden de başka milletlere hormonlu gıda kakalamak zor ve hatta imkansız hale geliyor.
Ama iç pazara verilen ürünlerde herhangi bir laboratuar analizi olmadığı için, hepsi aynı ilaç kokulu domatesler, salatalıklar, biberler ve saire sofralarımıza rahatlıkla ulaşabiliyor.
Çernobil’den sonra bizzat ilgili bakan tarafından kandırılarak radyasyonlu çayları afiyetle içen Türk halkı, bugün de ne üretim ne de piyasa aşamasında hiçbir denetimden geçirilmeden soframıza ulaşan hormonlu gıdaları afiyetle yiyor.
Ondan sonra da tek kaşımızı kaldırıp, dudaklarımızı büküp, manalı manalı yukarı doğru bakarak soruyoruz:
Allah Allah; bu kanser neden bu kadar çoğaldı ki?
Ben söyleyeyim:
Bu gıdaları, onların vücutlarında da birikerek, yediklerinde kendilerine geçeceklerini bildiklerinden, hayvanlarına bile yedirmeyen yabancıların yemediği bol hormonlu gıdaları yemekten!
Afiyet olsun!