3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Gazeteci Şakir Süter'in yazısı, Başbakanlık Basın Merkezi'nin açıklaması!..

Şakir Süter, usta bir gazetecidir. Ağırlıklı olarak iç siyasa yazar. Çevresi ve haber/bilgi kaynakları geniştir. Yanıltılmaz. Yanıltılmaya izin vermez. Soğukkanlı ve cesurdur. Araştırır yazar… Gazeteciliği kadar, kişiliği de saygın olan meslek büyüyüm, ustam Şakir Süter, dün, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, tadına doyamadığım bir siyasi kulis yazısı yazdı. “Şifahi muhtıra” başlıklı yazısını gelin birlikte okuyalım:

“Öyle bir haber ki, yazmayıp okuru haberdar etmesen için yanar, görevini yapmamış hissedersin kendini..
Yazdın...
'Yalan yazıyor' diyerek, haddini aşan 'sözcü-müsahhih' kimlikli insanların 'özel yalanlarını' içine sindirmek durumunda kalırsın.
Arkadaş...
Bu henüz bir 'haber' değil...
Altı ısrarla çizilerek 'kulis notudur' diyelim.
Doğru çıkmama ihtimali zayıf da olsa vardır ama doğruya fevkalade yakındır.
Bekletilmeye gelmez, hem çürür, hem de yarına bırakılırsa ahaliye hiçbir yararı olmaz.
Alınan bilginin 'doğrulanma' ihtimali en azından bu aşamada imkansızdır.
Sadede ve 'henüz haber formatına sokulamamış kulis notlarına' geçelim.
........
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, 'Şemdinli İddianamesi'nin yayınlanmasının ardından, 6 Mart 2006 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı makamında ziyaret eder.
Daha önce bu sütunda bir bölümünü yazdığımız gibi...
Özkök Paşa; Kuvvet ve ordu komutanları ile birlikte, 22 orgeneralin isteği üzerine, Başbakan Erdoğan'a 'bazı hususları iletmek üzere' ziyarete gider.
Ordu içinde hava son derece gergindir.
Özkök Paşa'nın, Başbakan'a yazılı değil, şifahi olarak ilettiği iddia edilen 'hususlar' şunlardır:
1- İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun derhal görevden alınmalı. (Alındı.)
2- Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya atılmalı. (Atıldı.)
3- Şemdinli Raporu, bir hukuk metni gibi yeniden ele alınmalı. (Ele alınıp değiştirildi.)
4- Terörle Mücadele Yasası derhal çıkarılmalı. (Çıkarılıyor.)
5- Meclis Şemdinli Komisyonu Başkanı Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu ile Diyarbakır AKP Milletvekili Cavit Torun, partinizden ihraç edilmelidir.
6- Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga görevlerinden alınmalıdır.
7- Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik azledilmelidir.
......
Siz isterseniz yukarıda kaleme aldığımız 'iddiaya' bir tür 'Sözlü Muhtıra' da diyebilirsiniz ama...
'Yalan' demek için sakın acele etmeyin!
Biraz daha sabredin!
'7 Madde'den oluşan hususların' dördünün hükümet tarafından yerine getirildiğini gözardı etmeyin.
Geriye kaldı 'Üç Husus...'
Eğer Başbakan Tayyip Erdoğan, bu 'Üç Husus'u da yerine getirirse..
Yani iki milletvekilini ihraç eder...
İki müsteşarının görevine son verip...
İki bakanını da azlederse...
Seçimler zamanında (2007/Kasım) yapılacak demektir.
Yok hayır...
Ordunun işaret ettiği 'hususlardan' geriye kalan 'Üç hususu' yerine getirmezse...
Bilesiniz ki...
Önümüzde bir 'baskın seçim' var demektir!
.......
Bazı ek bilgiler de verelim.
Etkin bir dini cemaatin rüzgarının hissettirildiği gazetelerden birinde 'Baskın Seçim' başlıklı bir yazı, AKP kurmaylarınca 'Hükümete okyanus ötesi iyiniyetli uyarı' olarak algılandı!
Acele seçime git, yoksa hep birlikte başımız çok ağrıyacak!
Yine birileri şu günlerde 'İkinci 28 Şubat' sözlerini sıkça etmeye başladı; duydunuz mu?!”

Aynı gün, yani dün (22 Nisan 2006 Cumartesi), Başbakanlık Basın Merkezi, zehir zemberek bir yalanlama açıklaması yaptı. Gelin onu da okuyalım:

“Yazıdan da anlaşıldığı üzere Şakir Süter, kendi hayallerini dışa vururken ne herhangi bir kaynağa başvurma gereği duymuştur ne de taraflara doğrulatma ihtiyacı hissetmiştir. Yazarın alışkanlık haline getirdiği bu yeni tarz, gazetecilik meslek ahlak ilkelerini korumayı esas alan meslek kuruluşlarının görev alanı olarak değerlendirilmektedir. Gazetenin 'editoryal süzgeçlerinin' bu tarza nasıl müsaade ettiği de yine meslek platformlarında cereyan etmesi gereken ayrı bir tartışma konusu olarak görülmektedir. Aksi takdirde bu tür örneklerin, gazeteleri haber kaynağı olmaktan çıkarıp 'birer dedikodu tomarına' dönüştürmesi kaçınılmaz olacaktır. Ancak biz, kamuoyunda yanlış istifhamlara meydan verilmemesi bakımından bu yazının izan ve insaf sınırlarını aşan, gerçek dışı bir senaryo olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz. Yazıda yer verilen unsurların hiç birisi doğru değildir; Sayın Başbakan'la Sayın Genelkurmay Başkanı arasında gerçekleşen görüşmenin içeriğini kesinlikle yansıtmamaktadır; maksatlı bir dezenformasyon söz konusudur. Hukuki haklarımızı saklı tuttuğumuzu belirtir, kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Bel bölgesindeki kaslarda yorgunluk sonucu kasılma meydana geldiği için doktorların ev dinlenmesi verdiği Başbakan’ın, Türk basını ile niye hep kavgalı olduğunu, bir türlü anlaşamadığını şimdi daha iyi anlıyorum…

Şakir Süter gibi usta siyaset yazarı gazeteciye, “gazetecilik dersi” vereceklerine, okuduklarını anlamaya çalışsınlar, saygılı olmayı, düşünüp yazmayı öğrensinler!..

Yazılan, bir kulis bilgisidir. Bu da, net belirtilmiş/vurgulanmış, “Altı ısrarla çizilerek 'kulis notudur' diyelim” denilmiştir. Bu kadar kızmaya, hop oturup hop kalkmaya ne gerek vardı?!. Demek ki, rahatsız olunan bir şey ya da bir şeyler var!

İstedikleri kadar gizlesinler! Her şey ve her şeyleri biliniyor, kulislerden ülke gündemine teker teker dökülüyor!..

Kullanılıp kenara atılmanın rahatsızlığını/kabul edilemezliğini, üç yıl önceki attan düşmeye bağlamanın/bağlatmanın yararı olacağı sanısı, yanılgıdan başka bir şey değildir. Geldikleri gibi gideceklerini, yanlışlarının ve yalanlarının bedelini yargılanıp hüküm giyerek ödeyeceklerini, bundan kaçamayacaklarını artık içlerine sindirsinler. Mart 2007’ye 10,5 ay var!.. Sandığa gömülmeleri, 1 Nisan (2007) şakası olmayacak!..
Yayın Tarihi : 23 Nisan 2006 Pazar 02:58:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?