28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Hangi Bakan Şahin'e inanalım?!!

Yalnızca, “Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in hangi sözüne inanalım?!” diye soracağım, ayrıntıya girmeden gerisini size bırakacağım, siz değerlendirmen…

Size iki haber sunacağım.

İlki, 2 Eylül 2006 Cumartesi günü internethaber.com’dan aldığım, “Şahin’den irtica uyarısı” başlıklı haber…

Haber aynen şöyle:

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Bu ülkede irtica tehdidi de vardır. Eğer bir ülkede muskacılar, medyumlar, falcılar, en çok para kazanan insanlar sınıfına girmişse, bu ülkede dini irtica vardır" dedi.
Bakan Şahin, İzmir'in Buca ilçesinde, Buca Müftülüğü hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, ülkeyi, vatanı, birlik ve bütünlüğü tehdit eden tehlikeler olduğunu ifade etti. Şahin, şöyle devam etti:
"Bölücülük tehlikesi, tehdidi vardır... Yıllardır mücadele ediyoruz. Belki içinizde yadırgayanlar olacaktır; bu ülkede irtica tehdidi de vardır. İrtica nedir? Dini anlamda söylüyorum; dinde olmadığı halde bir şeyi dindenmiş gibi ona inanmak ve onunla ilgili bir takım yanlışlıklar yapıp dine mal etmek gibi...
Eğer bir ülkede muskacılar, medyumlar, falcılar, en çok para kazanan insanlar sınıfına girmişse, bu ülkede dini irtica vardır.
Eğer bir takım insanlar gözünü kırpmadan başka insanlara din adına zarar veriyorsa ve öldürüyorsa demek ki bu tür irtica da vardır.
İrticanın panzehiri vardır. (Peki irticanın panzehiri nedir? İrticayla nasıl mücadele edeceğiz?) diyorsanız; irticanın panzehiri, iyi bir din eğitimidir. Vatandaşlarımızın sağlıklı kalması için Sağlık Bakanlığı nasıl koruyucu hekimlik yapıyorsa, aşılama yapıyorsa, işte bizim de irticai faaliyetlerin etkisinde kalmaması için, vatandaşlarımızı koruyucu hekimlik gibi, onları din konusunda aydınlatmaya, din bilgilerini onlara aktarmaya ihtiyacımız vardır."

*
İkinci haber de, bugün (1 Ekim 2006 Pazar) birkaç dakika önce hürriyet.com’dan çektiğim, “Şahin, Sezer’in irtica iddiasına katılmıyorum” başlıklı haber…

Bu haber de şöyle:

Başbakan Vekili Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, yeni yasama yılının açış konuşmasında söylediği “irtica faaliyetlerinin giderek arttığı” yönündeki sözlerine katılmadığını belirterek, ”Türkiye'de dini esaslara dayalı bir devletin kurulması için faaliyette bulunan kişi ve kurumlar varsa biz, devlet, Hükümet ve güvenlik güçleri olarak hassasiyetle üzerine gidiyoruz” dedi.
TBMM kulisinde gazetecilerin sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Sezer'in dikkatle hazırlanmış bir konuşma yaptığını, kişisel olarak konuşmada katıldığı saptamaların bulunduğunu dile getiren Şahin, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin alkışlarının da bunu gösterdiğini söyledi. Şahin, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Sezer'in laiklikle ilgili sözlerini hatırlatması üzerine şöyle konuştu:
”Sayın Cumhurbaşkanı, laiklikten ne anlamamız gerektiği ve özellikle irticayla neyi kastettiğimiz konusunda, ayrıntılı bilgi verdi. Aslında bu tür değerlendirmeler yapılırken, sadece birtakım kelime ve sıfatları kullanmakla kalmamalı, onlarla ne kastedildiğini açıklamalıyız ki toplumun mütedeyyin kesimi bundan rahatsızlık duymasın. Sayın Cumhurbaşkanı, konuşmasında buna özen gösterdiğini görmekten memnunum.
İrticayla kastedilen dinin çıkar ve siyasal amaçlı kullanılması ve dinin kurallarının devlet kuralı haline getirilmemesiydi. Bu konuya özen gösterildikten sonra toplumda herhangi bir sorun olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı da bunların altını çizmiştir. Bu konuda kendisiyle farklı düşünmüyorum. Ancak, irtica faaliyetlerinin giderek arttığı açıklamasına katılmayacağımı ifade etmek istiyorum. Halkımızın, özellikle Ramazan ayında dini çok yoğun olarak yaşıyor olmuş olmasını, herhalde Sayın cumhurbaşkanımız kastetmemiştir. Bununla az önce söylediklerimi kastetmişse, katılıyorum. Ancak bunun da verilerini bilmek gerekir. Türkiye'de dini esaslara dayalı bir devletin kurulması için faaliyette bulunan kişi ve kurumlar varsa tabii biz devlet, Hükümet olarak güvenlik güçleri olarak hassasiyetle gidiyoruz. Biz de bu konuda hassasız. Bu konuda bilgi, delil, belge varsa Hükümetimize iletildiğinde, bunların üzerine hassasiyetle gideceğimizi herkes bilmelidir.” 


Yayın Tarihi : 1 Ekim 2006 Pazar 19:35:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?