Katedral'in, Bagratid döneminin çok önemli bir yapısı olmasına karşın, duvarlarında yazıt (kitabe) yoktur. Yazılar bir olasılıkla vardı ancak, binayı sonradan kullanan Müslümanlar tarafından sökülmüştür. Bütün Ortaçağ yazarları, ondan, "Katedral" diye bahseder. "Havariler" ismine, ilk defa 19uncu yüzyılda rastlanır ve bu ad kubbenin alnındaki on iki figürden esinlenmedir.
10uncu yüzyıl Ermeni tarihçisi Stefanos Asoğik'e göre, 929-953 yılları arasında hükmeden Bagratid kralı Abas "...çelikle perdahlanmış taş bloklarla ... süslemeleri cenneti andıran yuvarlak kubbenin üzerine geldiği ... Kars kentinin kutsal Katedral'ini inşa ettirmiştir". Stefanos, devam edip, bunun, "...Anania Efendi'nin patrik tahtında oturduğu" zamanda olup bittiğini söyler. Anania, 943-967 yıllarında patriklik yapmıştır. Katedral'in inşası da, muhtemelen Abas'ın cülusundan kısa bir süre sonra başlamış ve 940'ların ortasına doğru bitirilmiştir.
Katedral'in, Selçuklular'ın Kars'ı 1064'te almasından sonra yüzyıllarca boş bırakıldığına dair iddialar, yapının ihtişamına bakılırsa, akla yatacak gibi değildir. Taş duvarlardaki izlerden, batı cephesinde jamatun olduğu da varsayılabilir. Bunun 1064 öncesi olması olası değildir ve belki de 13üncü yüzyıla aittir.
1579 yılında, Osmanlılar, bu kiliseyi cami yapmıştır. Ruslar'ın 1877'de Kars'ı almasıyla, kilise Rus Ortodoks kilisesine çevrilmiştir. Çoğunlukla Rus ordusunca kullanılmış ve "kale başkilisesi" olarak anılmıştır. Kuzey, güney ve batı girişlerinin önüne küçük revaklar ve de doğu duvarına bir "sacristy" (kiliseye ait eşyanın tutulduğu yer) yaptırılmıştır. Kilisenin içindeyse, apsise süslü taş oyması "iconostasis" yapılmış ve duvarlar boyanıp onlara yaldızlı boyayla süs yapılmış ve Kiril yazıları yazılmıştır. Daha sonra (1890'ların ortalarında mı?), Katedral'in hemen kuzeyine ince işli bir çan kulesi inşa edilmiştir. O sırada Rus Ortodoks kilisesi olarak kullanıldığı göz önünde bulundurulursa, Hağbat Ermeni manastırının 13üncü yüzyılda yapılmış çan kulesinin taklidi olmasına şaşılacaktır.
Kars'ın 1918'de Türklerin eline geçmesiyle, Katedral yeniden camiye dönüştürülmüştür. 1919'da Türklerin Kars'ı terkiyle, kısa bir süre için ilk işlevi olan Ermeni kilisesi vazifesini görmüştür ancak, Kars'ın 1920'de yeniden Türk himayesine geçmesiyle bir daha camiye dönüştürülmüştür. Kars'taki çoğu Ermeni malları gibi, kiliseye de devlet tarafından el konmuştur. Bunu, kiliseyi yıkıp yerine okul inşa ettirmeyi tasarlayan Kars belediyesine devretmiştir. Ne iyi ki, bu plan gerçekleştirilmemiştir ama Ruslar'ın yaptırdığı çan kulesi yıktırılmıştır. 1950'lerde, kilise, benzin deposu, 1960 ve 1970'lerde ise müze olarak kullanılmıştır. Bundan sonra müze, yeni inşa edilmiş bir binaya taşınmıştır ve kilise kaderine terk edilmiştir. 1999'da, kiliseyi camiye çevirme çalışmalarına başlanmıştır.
Altar apsisinin yanlarında, belki de şapel olan küçük odalar vardır. Rusların doğu yüzüne sacristy yaptıklarında, her odanın doğu ucuna bir birleştirici geçit açılmıştır. Bu yüzden, doğu duvarlarının düz mü çukur mu olduğu bilinmez. Sonraki Rus eklemelerini göstermeyen yukarıdaki çizim, duvarın çukur olduğunu kabul eder.
Kars Katedrali'nin tasarımı, Mastara'daki 7nci yüzyıl Aziz Yahya kilisesininkiyle çok benzeşmektedir.
Batı girişinin üzerindeki figür belki de en önemlisidir, çünkü sütunların başlıkları üzerine işlenmiş kuşlarla vurgulanmıştır (diğer sütun başlıkları ise sadedir). Alttaki resimde No. 1 olan bu figürün kafasının her iki tarafında da birer yılan vardır ve figür, muhtemelen Aziz Krikor Lusavoriç'i ("Saint Gregory the Illuminator") tasvir etmektedir. Yılanlar, azizin, yılanla dolu bir zindanda geçirdiği yılları temsil eder. Diğer figürler, Judas hariç, On İki Havari'yi temsil ediyor olabilir. Çoğu, kolları yukarı açılı (bu, dua durumu mudur?) veya kolları göğüslerine konmuş gösterilmektedir. 2 numaralı figür, bir ağacın yanında durmaktadır. 5 numaralı figür ise, elinde çekiç-vari bir alet taşımaktadır.
Kubbenin huni şekilli çatısı, dört halatlık örgü bandi ile oyulmuş bir geniş silmenin üzerinde durur. Alt çatıların aşağısındaki silmeninse, zincir gibi bitiştirilmiş kesişen eşkenar dikdörtgen bandı vardır. Alnın pencereleri sadedir, alçak pencerelerin ise gölgelik silmesi vardır.
Kilisenin duvarlarının yüksek kısımlarında, çoğunun tasarımı haça dayalı birçok süslü dikdörtgen plak vardır. Duvarın daha alçak seviyesindeki bir dilimdeyse bir arslan kabartması vardır. Bir diğer yuvarlak penceresinin üstündeyse, Aziz Krikor Lusavoriç olduğu düşünülebilecek, yılanlarla çevrilmiş bir başka kaba insan figürü vardır.