Lütfen koruyun bizi!

Olayı kaza sanıp, kenara çeken ana-oğulun yanlarına, içinde 4 kişi bulunan başka bir otomobil daha yaklaşır. Toplam 10 kişi olan saldırganlar, ana-oğulun araçlarını gasp etmek ister! Gaspçılara karşı koymaya çalışan anne, yerlerde sürüklenirken, aracın içinde bulunan 21 yaşındaki oğlu Deha Türkel’de, saldırganlar tarafından, dört yerinden bıçaklanır. Olayı görüp, müdahale etmek isteyen vatandaşlara da, ellerindeki sopalar ve bıçaklarla saldıran gaspçılar, aracı gasp edemeyince, aracın üzerinde tepinerek, kaportasına ve camlarına hasar vererek, olay yerinden uzaklaşırlar!

Vay! Vay! Vaayyy!

Bakar mısınız cesarete!

Yani otomobil hırsızlarını, arkadan kasten çarparak, sürücüyü indirmek suretiyle kapısı açık ve çalışır durumdaki aracı kaçırmayı duymuştum da, böylesini ilk kez duyuyorum!

Nasıl bir şehir oldu burası!

İsviçre’de okuyan, 21 yaşındaki pırıl pırıl gencecik oğlu, aldığı bıçak darbeleriyle komada yaşam mücadelesi verirken şoka giren anne şöyle feryat ediyor: “ Bu nasıl bir olay, nerede yaşıyoruz ? Güpegündüz cadde ortasında ve herkesin gözü önünde saldırıyorlar, dakikalarca boğuşuyoruz, polis gelmiyor. Sonra da ellerini kollarını sallayarak gözden kayboluyorlar. Oğluma bir şey olursa, hesabını kim verecek ? Burası Teksas mı ?”

Demek ki, çoluk çocuk arabamıza atlayıp, İstanbul içinde gece de değil, güpegündüz ve ara caddelerde de değil, şehrin göbeğinde dolaşamayacağız ha!

Kaptı kaçtılar bile demode olmuş artık!

Alenen gasp dehşeti modası başlamış!

Yeşilköy Pazarı’nda alışveriş yapan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın karısı Aydın Denktaş, alışveriş sırasında cüzdanını çıkarırken, cep telefonunu çaldırmış ve kendisine “Hiçbir şey farketmediniz mi ?” diye soran muhabire, “Farketseydim, elini koparırdım” demiş.

Aman Aydın Hanım, iyi ki farketmediniz, yoksa, başınıza çok daha kötü şeyler gelebilirdi Allah göstermesin!

Nasıl önlem alacağız peki ?

Her birimiz, sanki cepheye gidermiş gibi tam teçhizat silahlanalım mı ?

Hatta kent ortasında, beygir gezdirir gibi, roketatar filan mı taşıyalım ?

Evde oturup, dışarı çıkmamak ta çözüm değil ki...

Bir süre önce, yaşadığım siteye dadanan araç hırsızları, site güvenliği tarafından farkedilince, kaçmaya kalkışmışlardı. Güvenlik ekibinin kovalamacası sonucu hırsızlar yaralanmış, ama yine de kaçmayı başarmışlardı. Yaralı olarak kaçan hırsızlar, bir minibüs dolusu intikam timi ile, ertesi gece geri dönüp, tüm site güvenliğini hastanelik etmiş, sonra da ellerini kollarını sallayarak çekip gitmişlerdi!

Ben buradan Sayın Vali’me, Sayın Emniyet Müdürü’me ve Ankara’da ilgili yasaları hazırlayan yetkili mercilere bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum.

Özellikle Vali ve Emniyet Müdürümüzün gayretlerini biliyor ve yakından takip ediyorum.

Ancak görülüyor ki, her yakalandıklarında, insan haklarının ilgili maddelerinden yararlanarak tekrar doğal ortamlarına dönen bu ‘hayvanlar'la daha değişik mücadele etmek gerekiyor.

Nasıl yapılır, ne tür önlemler alınır bilemiyorum ama çok rica ediyorum.

Yeter artık!

Lütfen koruyun bizi!..