23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Öyle dostlar edindik ki bu devlet dairelerinde

Efendim, biz bu siteyi kurma aşamasında iken, yaşadığımız ilginç olayları sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum.

İhtiyacı duydum çünkü, bizim başımıza gelen (düşman başına), herkesin başına gelebilir düşüncesiyle, tedbir almanıza, bir nebze olsun bilgilenmenize yardımcı olabilmek için.
Bizlerin, KENTHABER’i kurma amacı, Türkiye’deki olumsuzlukları, ‘ağır aksak’ yürüyen bürokrasiyi, ülkenin gelişmesine engel olan her türlü tirajı komik olayları aktarıp yorumlamak ve kendi kendimize öz eleştiri yapabilmekti.

Ancak, başımıza öyle bir olay geldi ki, biz dışarıdan gözlemleyip, objektif olarak yazacağız derken, bizzat kendimizi olayların içinde bulduk.

Uzatmayalım; sitemiz kurulma aşamasında iken, güncel olayları takip edebilmek, yerel bazda haberler alabilmek amacı ile, çeşitli sitelere girip, bilgiler derlediğimiz günlerde, TELEKOM bize aylık 1 milyar tutarında faturalar göndermeye başladı.

Kendilerine bir dilekçe gönderip, bu faturaların anormal olduğunu, bu işte mutlaka bir sorun olabileceğini ve ilgilenmelerini istedik. (Tabii bu paraları ödedikten sonra)
Gelen cevabi dilekçede, ‘yapılan araştırmalar sonucunda herhangi bir sorun bulunmadığı’ TELEKOM tarafından, tarafımıza bildirildi.

Bunun sonucunda biz KENTHABER görevlileri, interneti daha az kullanmamız gerektiği düşüncesiyle, kullanım sürelerini azaltıp, umutla gelecek yeni faturayı beklemeye başladık.
Nihayet beklenen gün gelip çattı. Faturayı elimize aldığımız gün, başta site sahibimiz olmak üzere, tüm çalışanlar deyim yerinde ise, tam bir ‘kısmi felç’ geçirdik!

Herkes birbirinin suratına anlamsızca bakıyor, ama kimse konuşmuyor, daha doğrusu konuşamıyordu !

Zira gelen faturada, ödenmesi gereken tutar, ‘3 MİLYAR 800 MİLYON’ yazıyordu!
Allah’ın bize bahşettiği yaşama sevinci ve azmi sayesinde şoku atlattıktan sonra, oturup hesap yapmaya başladık.

TELEKOM’un, internet ücretlerine yaptığı yeni zamları, kullanım sürelerini, günlerce hesaplamaktan, beynimizin çalışmayan tarafları da çalışmaya başlayınca, bu konuda her birimiz, tam bir ‘hesap uzmanı’ haline geldik.

Ama olmuyor, bir türlü hesabı tutturamıyorduk. Öyle bir hesaptı ki bu; her türlü zammı bindirdiğimiz, bir ay boyunca her gün 24 saat çalışmış olabileceğimizi hesapladığımız halde, rakam, 4 milyara ulaşmıyordu bir türlü.

Sonunda tası-tarağı toplayıp, soluğu bölgemizdeki Telefon Başmüdürlüğü’nde aldık ve durumu kendilerine izah ettik.

İlgililer, ‘yeniden bir dilekçe ile müracaat etmemiz gerektiğini’ söyleyince, bizler aramızda, TELEKOM önünde ‘oturma eylemi’ mi , ‘açlık grevi’ mi yapalım ? tartışmalarına başladık.
Bir müddet sonra, sağolsunlar, gerçekten ilgili görünen bir-iki ilgili, aylık ayrıntılı dökümlerimizi makineden çıkartmaya başladı.

Yaklaşık 2 saat süren döküm alma çalışmaları tamamlanınca, ilgililerin bile göz bebekleri öyle bir büyüdü ki, orada bulunanlar, gerçekten bir heyecan anında normalinden on kat daha büyüyen organın hakikaten göz bebeği olduğunu bizzat gördü!

Dökümde, görüşme süresi ‘sıfır’ olan, ama ücret yazılmış, binlerce satır bulunuyordu!
Yani internete girmediğimiz-giremediğimiz her an için, TELEKOM ücret kaydetmişti. Hem de misli misli!

Aynı ilgililer, “Bu parayı ödemeyin. Bu yanlışlığı biz düzelteceğiz” diyerek, gitmemizi söylediler.
Bizler, vatandaş olarak, bazı devlet kurumlarına gereğinden fazla yüklendiğimiz düşüncesi ile, (Öyle ya, ne de olsa bu ülkede TELEKOM gibi, kendinden de kaynaklansa, sonunda yanlışını kabul eden kurumlar vardı) ‘vicdan azabı’ çekerek çalışırken, birden önümüzdeki makinelerde ‘kapı duvar’ oluverdi!

Evet tahmin ettiğiniz gibi, hattımız kesilmişti!


Hemen telefonlara sarılıp durumu izah ettiğimizde, telefonun öbür ucundaki görevli, “Sizin 4 milyara yakın borcunuz var. Ödediniz mi ki, bir de telefon açıyorsunuz kardeşim ?” diyerek, bir güzel fırçayı basıverdi.

Allah’ım kabus geri dönmüştü!

Yapılan onlarca telefon görüşmesinden sonra, hattı yeniden açtırmayı başardık. Ama bir günlüğüne...

Takip eden günlerde, ‘her gün,dünün aynı’ telefon görüşmeleri ile ayakta kalma gayreti içinde mesai saatlerini geçirdik.

Ama, ‘her işte bir hayır vardır’ derler ya,; günlük rutin olarak yapılan görüşmeler sayesinde TELEKOM’da öyle kalıcı dostlar edindik ki, her biri, birer ‘kankamız’ artık.
Netice mi diyorsunuz ?

Vallahi bizler de, sizler gibi neticeyi çok merak ediyoruz.
Haa bu arada; ‘şeytan kulağına kurşun’ birkaç gündür hattımız açık.
Sakın dostlarımız bizi unutmuş olmasınlar ?

Yayın Tarihi : 21 Mayıs 2003 Çarşamba 00:00:22
Güncelleme :22 Mayıs 2003 Perşembe 14:46:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?