22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Polis devleti olmayacağız!

Hele gençlik yıllarımdan, sanki dün gibi hatırlarım, polisin hayatımızın içine girmediği tek bir gün neredeyse yoktu. Şarkılar bile yapılmıştı: “Beyoğlu’nda sevgilinle ele gezemezsin, çünkü orada Tantan var!” diye...

Tabi ben bunları, yaşım gereği birebir yaşamasam bile, bir jenerosyon üstüm olan büyüklerimden sürekli işitirdim.

Ama benim yaşadıklarım da o kadar çoktu ki; Mesela, sevgilimi alıp, arabanın içinde bir çay bahçesinde oturuyorsam, mutlaka yarım saat içinde bir ekip otosu gelir, bu çay bahçesinde ne işimiz olduğunu sorar, kimlik kontrolü yapar ve genelde görev aşkı ile yanıp tutuşan polis memuru tarafından alınıp, merkeze götürülürdük.

Hele hele, bir karşı cinsinle, Allah göstermesin ne kadar ‘tuzlu’ olursa olsun, gözün dönüp, cebindeki bütün parayı bastırıp, bir turistik otele bile gitmek, bile bile intihar olurdu.

Çünkü turistik oteller bile, hemen her gün polis baskınına uğrar, sen derdini anlatana kadar, yanındaki partnerinin ve senin başına gelecekler, alnına yazılmış kaderin olurdu.

Taa ki, yıllar önce, polisin yine turistik bir otel baskınında gözaltına aldığı Alman bir kadına bekaret kontrolü yapılması dış basında infial uyandırana dek!

O tarihten sonra, devlet büyüklerimizden tarafından alınan bir kararla, mahkeme kararı olmadan, turistik otellere polis baskını yasaklanmıştı...

Gerçi, doğruyu söylemek gerekirse, biz böyle biliyormuşuz meğerse...

Bundan yaklaşık bir ay kadar önce, Trabzon’da, hafızalarımızı tazelememize yardımcı olan, böyle bir gece yarısı operasyonu gerçekleşti yine!

600 kadar turist, ‘Nataşa’ muamelesi ile gözaltına alındı ve olay turizm işletmecileri başta olmak üzere, toplumun her kesiminden ve dış basından büyük tepki gördü. Cünkü gözaltına alınanlar arasında, Rusların yanısara, İsrail, İsveç vb. ülkelerden çeşitli amaçlarla ülkemize gelen yabancılar da vardı.

Konuyla ilgili, bugün aldığım bir habere ise, aslında gerçekten üzüldüm!

Çünkü o operasyonu yapan Trabzon Emniyet Müdürü Hamdi Güngör, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından görevinden alındı.

Diyeceksiniz ki, niçin üzüldün ? Evet gerçekten o polis müdürü adına üzüldüm çünkü Hamdi Güngör, bizim polisimiz. Bizim içimizden biri sevgili dostlar.

Hiç biri, vatan sınırları dışından, ya da başka bir uygarlıktan gelmedi. Bu teşkilatın içerisinde mutlaka ya ailemizden, ya akrabalarımızdan birileri görev yapıyor.

Ama yanlış olan, mantıksız olan, bu değişmemek için direnen sistem ve o sistemin yıllarca örümcek ağı gibi her tarafı sardığı mantalite.

Hani, bazen dostlar arasında hepimiz, “Ben anlamam merkez anlar!” diye geyikler yaparız ya; işte bu şaka bile aslında, hayatımıza girmiş, belleğimiz yer etmiş bu çağdışı sistemin ürünü değil mi ?

Sen turizm işletmecisi olarak, (burada art niyetlileri bir tarafa ayırıyorum) her türlü zorluğa katlanıp, varını yoğunu ortaya koyup, tüm yıl boyunca yurtdışından gelecek ‘üç’ tane turisti bekleyeceksin ki; para kazanasın, sonra bir gece yarısı, senin vergilerinle ayakta duran devletin kolluk kuvvetleri gelip, tabir caizse bir çuval inciri berbat edecek.

Olmaz! Olamaz!

Hangi yüzyılda yaşıyoruz ? Hani uyum yasaları, hani AB standartlarındaki çağdaş Türkiye ?

Girmeye çalıştığımız AB ülkelerinde bunun benzeri bir örnek var mı ?

Burada, İçişleri Bakanımızı da, başka üzücü olayları engellemeye örnek olacak kararı nedeniyle tebrik ediyorum ve artık bir kara verelim diyorum:

Ya üreten, pazarlayan, insanları çağdaş, müreffeh bir ekonomi devleti olacağız; ya da hangi otele gideceğimize bile, kolluk kuvvetlerinin karar verdiği, üçüncü dünya ülkeleri benzeri bir polis devleti.

Yayın Tarihi : 21 Eylül 2003 Pazar 00:00:25
Güncelleme :25 Eylül 2003 Perşembe 13:00:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?