18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Seyyar sadrazam 970 gündür devri alemde..

Recep Tayyip Erdoğan, 4 kasım 2002’den bu yana, yani tam olarak 970 gündür, sürdürdüğü devri alem için gerek AKP genel başkanı, gerekse başbakan olarak, toplam 109 bin 984 YTL harcırah almış...

Hesaba itirazı olan elini kaldırsın...

Kabul edilmiştir...

Benim, sık sık söylediğim gibi, aritmetiğim son derece külüstürdür.

Tıpkı algılama özürlü olmam gibi...

Bu yüzden aşağıda okuyacağınız Erdoğanlar’ın yurtdışı seyahat harcırahlarıyla ilgili hesaplamalardaki her türlü hatayı şimdiden kabul ediyor, çevreye saçtığım gürültü için özür diliyorum.

Dışbaşbakan ya da ‘Seyyar sadrazam’ diye de ünlendirebileceğimiz Recep Tayyip Erdoğan ve eş dolayısıyla Emine Erdoğan’a daha iktidar koltuğuna oturmadan önce ‘Yurtdışı gezilerinde kaç para harcırah aldın?’ şeklindeki sorular, giderek yıl ortası ve sonunda yinelenen bir bilanço hesabı halini alıyor.

Filme son bölümünden başlayıp ufak ufak geri gidelim, flaşbek hesabı...

İşte son yılların en pahalı (bana göre tabii) prodüksiyonun açılış sahnesi...

Geçtiğimiz 11 temmuz pazartesi günü DYP, Erdoğan’ın yurtdışı gezilerde aldığı harcıraha taktı kafayı.

DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, Erdoğan'?ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi.

Önergesinde, Erdoğan’a Başbakanlığı sırasında kaç defa yurt dışına çıktığını soran Kandoğan, şu soruları yöneltti:

"Yurt dışı seyahatlerinizde aldığınız toplam harcırah miktarı nedir.

Başbakanlığınız döneminde toplam kaç günü yurt dışında geçirdiniz. Hangi ülkelere gittiniz?"

Meclis Başkanlığı’ndan önce davranıp, Kandoğan’ın peşine düştüğü sorunun yanıtını vereyim:

Yaptığım hesaba göre R. T. E. ve hemen her defasında birlikte yola çıktığı eşiyle birlikte, başbakanlık görevini aldıktan bu yana geçen süre içinde 45 yurtdışı seyahai için toplam 93 bin 436 YTL harcırah tahakkuk etmiştir...

Bu sonuca Erdoğan’ın 9 Nisan 2003 Belgrat gezisiyle başlayıp şimdilik 10 Temmuz 2005 ABD turnesiyle noktalanan devri alem sırasında  gittiği ülkelerde konakladığı günleri, Maliye Bakanlığınca açıkladığı ‘Meclis başkanı ve Başbakan’ın 2005 yılı yurtdışı gezi harcamaları’nı esas olarak vardım.

Canınız sıkılmasın diye upuzun listeyi dökmeyeceğim.

Yine de günlük 440 YTL ile Japonya’nın en pahalı, 241 YTL ile S. Arabistan’ın en ucuz olduğu listede günlük ortalama harcırahın 285 YTL civarında olduğunu belirteyim.

Bu harcırah işleri gayetle karışık mevzular.

Açıkçası anlamakta zorluk çektim, normal olarak...

Yineleyeyim... Yanlışım varsa söyleyin, doğrusunu yazayım...

Efendim, devlet memurlarının yurtdışı seyahatleri ‘6245 sayılı harcırah kanunu’yla düzenleniyor.

1981’de değiştirilen 3. maddeye göre: Harcıraha, yol masrafı, gündelik, aile fertleri masrafı giriyor.

Aile fertlerinden kastedilen memurun evlilik bağıyla bağlı olduğu eşi ile bakmakla yükümlü olduğu usul ve füru (herhalde annesi, babasıyla çocukları denilmek isteniyor) ve erkek ve kızkardeşleri oluyor...

1988’de yapılan bir başka değişiklikle bakanın bizzat katılacağı seyahatler için tayyare kiralanabileceğinin mümkün olabileceği ifade edilmiş.

Turgut Özal’la başladıktan sonra Erdoğan ile de daha da muasır medeniyete ulaşan özel uçaklarla ilgili düzenlemelere rastlamadım.

Vardır mutlaka ama gözümden kaçmış olabilir...

Başbakan’ın zaman zaman maaile yurtdışı gezilere çıktığı malum.

Hemen her defasında eşini yanına aldığı, muharrire tayfasının Emine hanımın türbanı, ayakkabılarıyla ilgili yazdıklarından ortaya çıkıyor.

Hesap bu yüzden iki kişilik yapılmıştır.

Ayrıca ‘harcırahın tahakkuk ettirildiği’ belirtilmiştir.

Yani alınıp alınmadığı, alındıysa sadrazamın hangi hesaplarına yatırıldığı bilinmemektedir.

Şimdi flaşbek yapıp filmi geri alalım...

İkibuçuk sene önce, 16 Ocak 2003’de İzmir milletvekilleri Vezir Akdemir ve Canan Arıtman, o zaman henüz başbakan olmamış AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezilerine ilişkin Başbakan Abdullah Gül’e sözlü sorular sordular.

Sorular şöyleydi:

Vezir Akdemir İzmir:
 AKP Genel Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan, 3 Kasım seçimi öncesi ve sonrası, hiçbir yetkisi olmadığı halde sık sık yurtdışı gezisi yapmakta ve Türkiye'nin politikasıyla çelişen açıklamalar yapmaktadır.

Sorularım şunlardır:

1- AKP Genel Başkanının bu davranışını nasıl karşılıyorsunuz? Yaptığı açıklamalar, Başbakan olarak sizi ve hükümetinizi bağlıyor mu?

2- Yaptığı bu yurtdışı gezilerin masrafları nereden karşılanmaktadır?

İkincisi de şöyleydi:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Başbakan Abdullah Gül tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.
Canan Arıtman  İzmir:

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 4 Kasım 2002 tarihinden bugüne değin, herhangi bir devlet görevinde olmamasına rağmen çok sayıda yurtdışı seyahate katıldığını, beraberinde yetkili yetkisiz çok sayıda kişiyi götürdüğünü medyadan izliyoruz.

En son gittiği Çin gezisine, oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ı da beraberinde götürdüğünü basından öğrendik.
 
AK Parti Genel Başkanı ve beraberindekilerin, bu seyahatlerdeki gidiş-dönüş uçak ücretleri, iaşe ve ibateleriyle, hediye vesaire gibi masrafları, kimler veya hangi kurumlar tarafından karşılanmıştır?

Devlet tarafından, bu giderleri karşılamak için herhangi bir ödeme yapılmış mıdır?

Soruları başbakan Gül adına devlet bakanı ve başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener şöyle yanıtlamış. (Meclis tutanaklarından özetle aktarıyorum)

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanıdır.

2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 3 üncü maddesi açıktır.

Bu maddeye göre, siyasî partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahallî idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirtilen görüşleri doğrultusunda çalışmalar yapmakta ve açık propagandaları ile millî iradenin oluşmasını sağlamaktadırlar.

Siyasetçilerin, genel başkanından milletvekillerine ve tüm mensuplarına varıncaya kadar, parti programları ve tüzüklerindeki görüşler doğrultusunda kamuoyunu yönlendirmeye yönelik olarak yapmış oldukları açıklamalar, bu millî iradenin oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Diğer taraftan, Türkiye'nin, muasır medeniyet seviyesine ulaşması hedefine yönelik bir adım olarak, uluslararası camianın diğer üyeleriyle ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler kurulması ve Türkiye'nin Avrupa Birliği bünyesinde yer alması amacıyla Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan yurtdışı gezilerinin ve bu gezilerde parti ve hükümet programımızla uyumlu açıklamalarının da eleştirilecek hiçbir yanı yoktur diye değerlendiriyoruz.

Diğer taraftan, "bu yurtdışı gezilerinin finansmanı nereden karşılanmaktadır" denilmektedir.

Aslında, finansmanın nereden karşılanacağı açıktır; Siyasî Partiler Kanunu zaten bunu düzenlemiştir. 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 61 inci maddesi, bir siyasî partinin yapabileceği harcamaların, giderlerin neler olduğunu belirtmektedir.

Siyasî partilerin nerelere harcamalar yapacağı, hangi giderleri yapacağı Siyasî Partiler Kanununun 61 inci maddesinde belirlenmiştir; dolayısıyla, bu yurtdışı gezilerin giderleri, belirttiğim 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 61 inci maddesinde belirtilen giderler içerisinde yer alır.

Bu giderlerin niye yapıldığı bellidir; zaten kanunen düzenlenmiştir.

Bu giderlerin nereden finanse edileceği, bu giderlerin hangi kaynaktan yapılacak harcamalarla karşılanacağı da yine 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 70 inci maddesinde düzenlenmiştir.

Bu 70 inci maddedeki düzenlemeye uygun olarak AK Partinin gelir kaynakları bellidir ve şeffaftır.

MEHMET SEVİGEN (İstanbul)- Hazine parası mıdır Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)- Siyasî Partiler Kanununun 70 inci maddesini okuduğunuz zaman görürsünüz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)- "Sayın Genel Başkanınızın en son gittiği Çin gezisine oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ı da beraberinde götürdüğünü basından öğrendik; bunun masrafları nereden karşılanmıştır" denilmektedir.

Gayet açıktır; Sayın Genel Başkanımızın başta Avrupa Birliği ülkeleri, daha sonra Rusya Federasyonu ve Çin dahil olmak üzere yapmış olduğu bu gezilere kalabalık heyetler katılmıştır, özel sektörden, kamu kesiminden görevliler katılmıştır.
 
Bu seyahatler sırasında Sayın Genel Başkanımız ile Adalet ve Kalkınma Partisini temsilen görevlendirilen parti yetkililerinin giderleri parti bütçesinden karşılanmış olup onun dışındaki kişilerin masrafları tamamen özel masraf niteliğindedir ve bu özel masraflar -Sayın Necmettin Bilal dahil- kendileri tarafından karşılanmıştır. Bunu da bilgilerinize arz ediyorum.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Genel Başkanınız, çocuklarının eğitimi için başkalarından burs almak durumunda kaldığı için Çin gezilerinde şahsî bir ödeme yapabileceğini zannetmedik.
Onun için, özür dileriz, millet adına bu soruyu da sorduk.

Ben, şimdi Sayın Bakanıma sormak istiyorum; çünkü, sorumun özü buydu ve cevabını alamadım:

Devlet adına bir ödeme yapılmış mıdır, devletin kasasından milletin bir kuruşu çıkmış mıdır, örtülü ödenekten bir ödeme yapılmış mıdır? Sorum budur, bunun net cevabını istiyorum.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Ben, sayın milletvekillerine teşekkür ediyorum; ancak, şu cümleyle başlamak istiyorum net ve anlaşılır olsun diye:

Sayın Genel Başkanımızın katılmış olduğu bu yurtdışı gezilerinin masrafı, giderleri parti bütçesinden karşılanmıştır -soru önergesine verdiğim cevap çerçevesindeki kısmı- ve bu giderlere ilişkin olarak hiçbir kamu kuruluşunun bütçesinden veya ödenek faslından hiçbir şey ödenmemiştir.

Yani, net, açık, yapılan giderler tamamıyla, katılanların konumuna göre ya kendi özel bütçelerinden karşılanmıştır veya -parti, partiyi temsil edenlerin giderleri de- parti bütçesinden karşılanmıştır.

Bu çerçeve içerisinde değerlendirecek olursak, soru önergelerindeki "yetkisi olmadığı halde bazı uluslararası toplantılarda bulunmuştur" gibi ifadelere katılamadığımı ifade edeceğim.”

Meclis tutanaklarından aktardığım bu çok uzun soru – cevap atışmalarının tek ortak noktası vardır:

Erdoğan, bu masrafları kendi cebinden mi ödemiştir, yoksa devri alem giderleri milletin kesesinden mi karşılanmıştır?

Savunma makamındaki bakan, masrafın partiler yasasına göre AKP bütçesinden karşılandığı ifade ederken, sanki partisinin bütçeden aldığı yardımın gökten zembille indirildiğini var sayar gibi konuşmuş...

Yasalara göre seçimlerde aldıkları oranlara göre  partilere yapılan yardımlar tabii ki hazineden verilmektedir.

Hazinenin para kazanacak hali yok ki.

Onun gelirleri de milletten alınan vergilerden, salmalardan kaynaklanıyor.

Erdoğanlar’ın Siirt seçimlerinin yenilenmesinden önceki dünya turnesi 14 kasım 2002’de İtalya yolculuğuyla başladı.

Devamında AKP genel başkanı ve hanımı, Fransa, Kopenhag kriterleri babından Danimarka, Finlandiya, İsveç, yine Fransa, ABD, yine Danimarka, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Çin ve Davos İsviçre rotasında yolculuklarını sürdürdü.

Genel başkanı olarak yaptığı bu seyahatler, Maliye’nin listesini uyguladığımızda AKP’ye 16 bin 548 YTL’ye mal olmuş görünüyor.

Başbakanlığı dönemindeki 93 bin 436 YTL’yi de eklediğimizde, Erdoğan ve eşinin toplam 109 bin 984 YTL’lik masrafının milletin vergileriyle ödendiği ortaya çıkar.

“Keyfine gitmedi ya, devlet işi için gitti... Milleti için günlerce uzun yolculuk yaptı... Sizin için uykusuz geceler geçirdi, yoruldu... Nankörler....” diyenler çıkabilir, hatta Erdoğan’ın ünlü orantısı uyarınca milletin yüzde 98’i bu gruba girebilir.

Ne var ki geçtiğimiz ocak ayında Emine hanımın pırlanta hediyeleriyle gündeme gelen 5 günlük Rusya, hemen ardından yine bir 5 günlük uzakdoğu paketi, martta Etiyopya’dan başlayıp G. Afrika’da süren safari, ve emektar ATA uçağının yerini alan ANA ile haziran başındaki 5 günlük ABD turnesinin ardından son olarak Güneş Vadisi ağırlıklı bir başka 5 günlük Yeni Dünya programının ne gibi ulusal yararlara dönüşebileceği merak ediliyor.

“Sana ne?... Koskoca başbakan sana hesap mı verecek?...” diyenlere bu konuyu, hiç fikirleri sorulmadan vergilerin maaşlarından peşin tevkif edilen ücretlilerin, mutfak, ilaç – hastane, çocukların okul masraflarından kesilen bu vergilerin nerelere harcandığını göstermek için konuyu açtım demekle yetineceğim...

Cengiz Alpman - Kenthaber
Yayın Tarihi : 15 Temmuz 2005 Cuma 16:46:53
Güncelleme :15 Temmuz 2005 Cuma 16:57:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?