23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Siyaseti az olan gazete olur mu ?

Ertuğrul Özkök’ün, 24 Ağustos tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki, “Henüz tetiği çekmemiştim” yazısı, benim ilgimi fazlaca çekti bugün...

Özkök, yazısında özetle, Türkiye’de yayınlanan gazetelerde gereğinden fazla siyaset olduğundan şikayet ediyor, bir bakıma özeleştiri yapıyor...

Tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki, bana göre son zamanların bu en güzel köşe yazısını sizin de okumanızı tavsiye ederim...

Ertuğrul Özkök, benim hayatımda tanıdığım en ‘entellektüel’ insandır diyebilirim.

İnanılmaz bilgi dağarcığı olan, centilmen, hoşgörülü, değişimi algılayabilmiş, adaletli, yardımsever, bazen gazeteyi titreten bir yayın yönetmeni, bazen de Fenerbahçe’nin derbi maçlarında, sırtına geçirdiği ve arkasında ‘Ertuğrul’ yazan, sarı lacivert renkli forması ile gezete içinde dolaşan inanılmaz derecede çocuksu bir yöneticidir.

Verdiği kararlarda, genellikle yanılmaz. Ve ister inanın ister inanmayın, gazetenin dert babasıdır o...

Kimin ne derdi varsa, soluğu hemen onun yanında alır. Kesinlikle ‘hayır’ denilecek ferdi istekleri bile, kafasına takar ve siz unutsanız da, genellikle o unutmaz, halletmeye çalışır...

Asla at gözlüğü ile dolaşmaz, bilmediği konularda asla ahkam kesmez, dikkatle dinler, öğrenmeye hep açıktır.

Pek çoğunuz, dışarıdan edindiğiniz, kulaktan dolma bilgilerle, bazen de rakip gazetelerin yazarlarının, hakkında yazdığı yazılarla, ona kızabilir, bu yazı için de beni yalakalıkla suçlayabilirsiniz. Ama onu gerçekten yakından tanıyan insanların da, benim gibi düşündüğünden adım gibi emin olduğum için, hiç çekinmeden kaleme aldım bu bölümü...

Ama, fikirlerine son derece güvendiğim, böylesine akıllı bir gazetecinin, ‘gazetelerimizde çok fazla siyaset var’ serzeniştini algılayabilmiş değilim açıkçası. 

Acaba niçin Ertuğrul Özkök gibi, gazetenin neredeyse tek söz sahibi olan, Türk basınının durumunu çok iyi kavrayabilmiş biri bile, ideali olan, o az siyasetli, günlük büyük bir gazete yaratamadı da sadece yazısında şikayet ediyor bu durumdan?

Diyebilirsiniz ki, “Bu türden magazin gazeteleri yığınla var!” Ama ben, siyaseti az, günlük, büyük bir gazeteden söz ediyorum....

***

Çünkü bizim ülkemizde her şey siyasete ve siyasetçiye endekslidir.

Neredeyse soluk alıp verişimiz bile, Ankara tarafından yönetilmektedir.

Yabancılar tarafından, ‘rulet masası’ olarak görülen borsamız, açılır açılmaz, kulağını Ankara’ya çevirir.

Bazen bir siyasi partinin mensubu olan sıradan bir milletvekili bile, partisinden habersiz bir açıklama yaptı mı, tüm hayatınız boyunca zar zor bir araya getirdiğiniz birikiminiz uçup gitti demektir.

İş kurma planınız mı var ? Ankara’daki siyasi gündemi, dakika dakika takip etmek zorundasınız. Çünkü tuvalete girdiğiniz o kısacık zaman dilimi içerisinde bile, ne bürokratik zorluklar yığılmıştır önünüze haberiniz olmaz!

Çocuğunuzu okula mı kaydettireceksiniz ? Yine aynı şekilde siyasi gündemde olmalı gözünüz, kulağınız. Bir mevzuat değişikliği, çocuğunuz istikbaline mal olabilir!

“Evimin, otomobilimin vergilerini ödedim. Çok şükür seneye kadar rahatım” demeyin sakın! Gündemi takip edin de, görün bakalım gelen ek vergileri!

Ha bu arada, eviniz, arabanız, çocuğunuz yok; iş kurmak da sizin için hayal. Olsun; yine de gözünüzü, kulağınızı dört açın! Tecrübeyle sabittir, Allah muhafaza siyasi bir kriz, bir anda ekonomik krize dönüşebilir ve üç kuruş aylıkla çalıştığınız işinizden olmuşunuzdur, haberiniz bile olmaz!

Siyaseti takip etmeden, tatile filan çıkmayı da düşünmeyin sakın ha! Hayalini kurduğunuz tatilin parasının yattığı ve bazı siyasiler tarafından uzun süre kollanmış olan banka, bir gecede hortumlanmış olabilir!

Paranızı ne zaman geri alacağınızı öğrenmek için de, siyasetçilerin dudak hareketlerini kollamanız gerekecektir uzunca bir zaman...

Hatta, siyasi haberlerin bol olduğu günlük gazetelerimiz bile, genelde halkın haber alma özgürlüğü için değil, ayakta kalabilmek için gün doğar doğmaz çevirirler gözlerini Ankara’ya... Siyaset-medya-ekonomi, birbirine öyle bir kaynayıp, yumak oluşturmuş ki, çöz bakalım çözebilirsen...

***

İşte bu saydığım ve sayamadığım daha bir çok nedenden ötürü, bizim ülkemizde siyasetsiz, günlük, büyük bir gazete olamaz sevgili okurlar...

Ama gönül, yine de, Ertuğrul Özkök’ün sözünü ettiği bir gazete arzu ediyor, mümkün olmasa bile...

E gönül bu, dur durak bilmiyor, ferman dinlemiyor ki...

Yayın Tarihi : 24 Ağustos 2003 Pazar 00:00:24
Güncelleme :24 Ağustos 2003 Pazar 23:19:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?