Efendim çok beğendiğim bir şiirin dizeleri ile başlamak istiyorum bugünkü yazıma...

Sağlığında pek çok ehl-i hünerin
Bir tutam tuzu yok katmak için aşına
Öldürürler önce onu açlıktan
Türbe dikerler sonra başına

Hiç uzatmadan, hemen konuya gireyim.

Yazıma bu şiirle başlamama, Milliyet Gazetesi’nin 15 Eylül 2003 tarihli. ‘Ayrıntılı Haber’ sayfasında okuduğum bir haber vesile oldu.

Haberin özeti şöyle: Belediye bütçesiyle yapılan okul, kültür merkezi ve spor tesisleri, başkanların adını taşıyor. Başkanlar, “Halk ve belediye meclisi baskısı yaptı. Biz kesinlikle talip olmadık” diyorlar.

Yani, “Vallahi istemem, yan cebime koy!... Zaten bizim tek amacımız halka hizmet etmek. İsmimiz verilse ne olur, verilmese ne olur ? Ama verilirse çok iyi olur...”

İşte Türkiye’nin maalesef yıllardır değişmeyen tipik siyasetçi profili...

Okullar, sokaklar, caddeler, hastaneler ve hatta stadyumlar, çoğu insan tarafından kim olduğu bile bilinmeyen belediye başkanları, başkan yardımcıları ve belediye meclis üyelerinin isimleri ile dolu...

Zannediyorlar ki, sokaklara, caddelere, sosyal tesislere isimleri verilince ölümsüzleşecek, efsaneleşecekler...

Ama bir şeyi unutuyorlar; göreve başladıkları andan itibaren unuttukları gibi...Halk gibi düşünmeyi unutuyorlar...Ne kadar tepki topladıklarının farkında değiller...

Görev yaptıkları bölgelerde kendilerini emanetçi değil, ebedi patron gibi görüyorlar...

Hatta ve hatta, bırakın başkanların meclis üyelerinin isimlerini, kendi görüşleri doğrultusunda, tarikat şeyhlerinin isimleri bile sokaklara caddelere verilir oldu...Ve maalesef, basın dışında konuya tepki gösteren yok. Yani meydan boş, istediğin gibi at oynat!

Bir sokağın, caddenin, kamuya mal olan bir binanın ismi, ancak halkın isteği doğrultusunda, o ulusa, ülkeye ya da bölgeye mal olmuş büyük insanların adını taşıyabilir ve asla tepki toplamaz.

Öteki türlü, göreve her gelen istediği sokağın ismini değiştirip, kendi ismini verirse, zaten hiçbir anlam ifade etmez...Bugün senin ismin, yarın benim ismim, öbür gün bir başkasının...

Kardeşim sen görevini en iyi şekilde layıkıyla yap, başkaları tarafından takdir edil, senden sonra gelen, senin adına bir sokağa isim versin. İşte asıl o zaman ölümsüzleşirsin...

İsmin değil, icraatların ön plana çıksın, bak nasıl hak ettiğinden fazla takdir görürsün...

Ama böyle olmayacak. İlla ki bizim Türk politikasının ismi ön plana çıkacak..Hem de milletin gözünün içine soka soka!...

Her şey göstermelik, her şey zahiri...Yıllardır aynı ’benmerkezcilik..’
Bir vatandaş olarak sizlerden ricam şu sayın yerel yöneticiler: Bizler, sizlerden sokak, cadde adı değil, sadece ve sadece hizmet bekliyoruz. Bırakın artık bu modası geçmiş ucuz reklamcılığı ve herkes tarafından takdir edilecek hizmetler yapın, kalıcı eserler bırakın. Bizler de, yıllar sonra bile olsa, isminizi hiç unutmayalım...