18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Süreyya'ya zarfsız mektup

Neler yaptın bize Sevgili Süreyya ?...

Evet ‘bize’ diyorum; çünkü sen, dünyanın bize bakışını değiştirmekle kalmayıp, bizim dünyaya bakışımızı da değiştirdin Süreyya!...

Spor denilince, futboldan başka bir şey bilmeyen biz Türk erkeğinin gözlerindeki perdeyi ve her sabah yeniden gözlerimizi futbolla boyayan, Türk spor medyasının üzerine örtülmüş tozlu çarşafları yırtıp attın, meğerse, atletizm diye bir spor varmış ve bu sporu tüm dünya biliyormuş. Televizyonda seni izlemeye gelen o müthiş kalabalığı gözlerimle gördüm Süreyya!...

Oysa ki, kendi dünyamızda ne de mutluyduk. Mesela, ‘Stad De France’ denilince, orada sadece futbol oynanır zannederdik biz Süreyya...

Ayrıca haberin var mı ? Sahaya çıkıp futbolunu oynayan, alın teri döken 11 gencin hakkında külhanvari yorumlar yapıp, tehditler savuran,o terlerin üzerinden şöhrete ve paraya boğulan spor, pardon futbol bilirkişileri de branş değiştirdiler. Her biri artık birer atletizm otoritesi Süreyya...

İzledim; dün, tv’lerde saatlerce atletizm konuşuldu. Gazetelerdeki köşe yazarlarının da atletizmsiz ve sensiz yazısı hemen hemen yok. Onların da yegane gündemi olmuşsun Süreyya...

Anadolu kadını genelde yetişkin olunca, hayırlısıyla başgöz edilir, ondan sonra da, sırtından sopa, karnından sıpa eksik edilmezdi. Biz kudretli erkekler böyle bilirdik. Neden düzenimizi bozdun, niçin sen de sadece mutfağındaki başarılarla yetinmedin Süreyya ?...

Kahvehane köşelerinde ‘gele’ atan, ‘N’olcek bu memleketin hali’ cilerinin bile gündemini değiştirdin, evine eli ve cebi boş dönen, üstü başı buram buram sigara kokulu bu ‘şanlı’ Türk erkeği de, sayende artık eşinin suratına utanarak bakıyor Süreyya...

Ne de alışmıştık, çağdaş Türk kadını diye bizlere her gün televole ekranlarından yutturulan, selülitlerini bile ezberlediğimiz mankenlere, ‘En büyük benim!’ nidaları atan sözüm ona sanatçılara, kapatmalara...Ne güzel uyuyorduk, ne alemi vardı bizi uyandırmanın Süreyya!...

Başarından sonra gazetelerde okudum; senin gibi inançlı, çalışkan, en az 3-5 kişiden oluşan, bir atletizm takımımız olması gerekiyormuş. Kim bilir bu şevkle daha ne kızlarımız, kadınlarımız da, atletizm ve başka alanlarda ellerinin hamuru ile erkek işlerine girişip başarılı olacaklar, gözümüzdeki kadın imajını süratle değiştirecekler. Gördün mü başımıza açtığın işleri Süreyya!...

Dünya spor medyasını bile şaşırtmışsın duyduğuma göre. Birinci olamamanı, dünyadaki tüm otoriteler hayretle karşılamış, doğru mu duyduklarım Süreyya ?...

Mektubuma burada son verirken, sayende atletizm fanatiği olan milyonlardan sadece birisi olarak sitem ediyor ve soruyorum: Neden son metrelerde depara kalkamadın, biz bu başarıyla yetinir miyiz, nerede bizim altınımız Süreyya ?...

Yayın Tarihi : 2 Eylül 2003 Salı 00:00:25
Güncelleme :25 Eylül 2003 Perşembe 13:09:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?