13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

100'ÜNCÜ YILI NASIL KUTLAYACAĞIZ?

Bugün Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. senesini kutluyoruz; bu demektir ki, Cumhuriyet'in yüzüncü senesine 14 sene kalmış bulunmaktadır.14 sene toplumsal tarihte çok kısa bir süredir; 14 sene geriye gidersek 1995 senesine geliriz ve kanımca çok çok gençler, hatta çocuklar dışında herkes 1995 senesini, Erbakan-Çiller koalisyonunu dün gibi hatırlarız.

Önümüzdeki 14 sene yani bugünden 2023 senesine kadar geçecek süre hem yüzüncü yıl hedeflerinin gerçekleşmesi için çabaları içerecek ama aynı zamanda da aynı süre Cumhuriyet'in tüm kazanımlarının, başarılarının ve başarısızlıklarının da masaya yatırılacağı bir dönem olacak.

Daha önce de bu sahifede ve başka yerlerde yazdım, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü senesi için temel hedefi insani kalkınmışlık konusunda dünyada ilk kırk ülke içine girebilmek olmalı; bugün için bulunduğumuz 79. sıradan 14 sene içinde 40. sıraya çıkabilmek, yani yaklaşık kırk ülkeyi insani kalkınmışlık konularında geçebilmek de kolay değil.

Bu çok iddialı ama yapılabilir hedefe ulaşabilmenin koşullarının yaratılması, yaratılması için de önce tartışılması gündemimizin ana konusu olmalı; bu gündem de Cumhuriyet anlayışımızın, dış politikanın, iktisat politikalarının, hukuka yaklaşımımızın masaya yatırılmasından geçiyor.

Cumhuriyet bizim icadımız bir kavram değil; Cumhuriyet evrensel olarak "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" demek. Fransız devriminin dünyaya kazandırdığı bu meşhur mottonun kelimeleri sıradan idealler değil, çağımızda somut kurumsal yapılara tekabül ediyorlar.

Özgürlük artık sadece İnsan Hakları Bildirgesi de değil; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı, Birleşmiş Milletler sözleşmeleri vs. "özgürlük" kavramına somut bir içerik kazandırmış durumdalar.

Özgürlük kavramına bu somut, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde yaklaşmadığınız zaman cumhuriyetçi olduğunuzun söylenmesi kolay değil. Cumhuriyetçi olacaksanız özgürlük sorunsalına AİHM içtihadı çerçevesinden bakmak ve bu doğrultuda somut adımlar atmak zorundasınız. Türkiye'de ise cumhuriyetçilik kavramını dillerinden düşürmeyen kesimlerin özgürlük meselesine bakışlarının bu çerçevenin çok dışında olduğunu biliyoruz.

AİHM'de en çok dosyası olan, aleyhine en çok mahkumiyet kararı çıkan ülke olarak cumhuriyetçilik sorunsalına özgürlük penceresinden yaklaştığınızda Türkiye'nin çok cumhuriyetçi bir ülke olmadığı, en azından özgürlük sınavından şimdilik ikmale, yeni tabirle bütünlemeye kaldığı anlaşılıyor.

Gelelim cumhuriyetçilik kavramının ikinci ayağı olan eşitlik sorunsalına.

Eşitlik meselesi iki açıdan ele alınabilir; formel ve gerçek eşitlik sorunsalları.

Formel eşitliği de yasalar karşısında eşitlik, gerçek eşitliği de gelir bölüşümünde kabul edilebilir bir yapı olarak ele almak lazım.

Çağımız demokrasi ve cumhuriyetlerinde gelir bölüşümünün hakkaniyeti, fırsat eşitliği konularında bazı sorunlar yaşanabilir, gelinen nokta fena değildir ama daha atılması gereken adımlar vardır; ancak kanun önünde eşitlik meselesi tümüyle çözülmüş durumdadır.

Türkiye'de ise bırakın gerçek eşitlik meselesini, kanunlar önünde eşitlik sorunsalında dahi büyük açıklar vardır. Dursun Çiçek önümüzdeki günlerde yargılanacak ise, darbecilik suçlamasıyla yargılanacak ise daha hâlâ hangi mahkemede yargılanacağı bile belli değildir.

Anayasa Mahkemesi'nin önündeki davadan AK Parti'nin yaptığı değişikliğin reddi çıkarsa Dursun Çiçek'in sivil, seçilmiş yönetime karşı giriştiği, giriştirildiği kalkışma hakkında açılan davanın askerî mahkemede görüleceği kesin gibidir; böyle bir ülkede yani askerî darbe girişiminin askerî mahkemede yargılandığı bir ülkede vatandaşların yasalar önünde eşitliğinden bahsetmek kolay değildir.

HEDEFLERİN ÇOK UZAĞINDAYIZ

Gerçek eşitlik meselesinde ise zaten Türkiye'de çok ama çok büyük yapısal sorunlar mevcuttur; iktisatçıların Gini katsayısıyla ölçtüğü gelir bölüşümü verilerinde Türkiye son yıllarda alınan mesafeye rağmen bırakın AB ya da OECD ülkelerini, dünyada bile çok gerilerde bir yerlerde durmaktadır.

2009 senesinde hâlâ yasalar önünde eşitlik problemlerinin olduğu, gerçek eşitlik konusunda ise dünyada çok gerilerde bir yerde bulunan bir ülkenin cumhuriyetçilik konusunda çok mesafe aldığını söylemek de pek mümkün değildir.

Gelelim cumhuriyetçiliğin evrensel olmuş mottosunun üçüncü ayağına, yani kardeşlik ayağına. Kardeşlik demek çağımızda etkin işleyen bir sosyal güvenlik sistemi demektir ve bu konuda da cumhuriyetçilik ekseninde büyük sorunlar vardır.

Etkin bir sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamında bulunan vatandaşların sayısı ve oranı hâlâ çağdaş ülkelerin çok gerisindedir; zaten kişi başına gelir düzeyi on bin doları aşamayan ülkelerde etkin bir kardeşlik yani etkin işleyen bir sosyal güvenlik sistemi kurmak da kolay ve gerçekçi değildir.

Son senelerde AK Partili sağlık bakanları döneminde sağlık konusunda atılan adımlar da olmasa sağlık politikalarında gelinen noktanın korkunç olacağını da yazmak mümkündür.

Tüm bu gerçekler ışığında klasik cumhuriyetçilik mottosunun son ayağı kardeşlik ayağında da büyük problemler olduğu görülmektedir.

Özgürlük meselesinde AİHM'de en çok mahkum olan, eşitlik meselesinde daha yasalar önünde eşitlik konusunu çözemeyen, gelir bölüşümü çok bozuk, kardeşlik meselesinde etkin bir sosyal güvenlik sistemi kuramayan bir ülkenin cumhuriyetçilik meselesinin çok sorunlu olduğunu söylemek zor olmasa gerek.

Önümüzdeki 14 sene içinde bu meselelerde büyük adımlar atılamazsa Cumhuriyet'in yüzüncü yılında nasıl bir cumhuriyetçiliğin kutlanacağı belli olmayabilir.

Cumhuriyet kavramını yönetimin babadan oğula geçmediği bir anlayışla sınırlamak herhalde cumhuriyetçiliğe büyük bir haksızlık olur; cumhuriyetçilik demek yönetimin babadan oğula geçememesinin yanında mutlaka AİHS düzeyinde özgürlük, yasalar karşısında eşitlik, gerçek eşitlik doğrultusunda bir siyasî irade ve sosyal güvenlik demektir.

Son senelerde atılan olumlu adımlara rağmen hâlâ bu hedeflerin çok uzağındayız.

Temennimiz ve hedefimiz 2023 senesinde cumhuriyetçilik kavramına daha yakışan bir Cumhuriyet olmalıdır.

Eser Karakaş - Zaman
Yayın Tarihi : 29 Ekim 2009 Perşembe 20:38:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?