30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

BU SALTANAT NEREYE KADAR?

Yaşanmakta olan küresel mali krizin, 2001 krizi ile “aşılanan ve bağışıklık kazanan” Türk finans sistemini, en azından, “yapısal ve denetimsel” sebeplerden dolayı etkilemeyeceği az çok belli olmaya başladı.

Bununla beraber; ülkemiz finans kaynaklarının, kriz yaşanan ülkelerdeki finansal yapılarla parasal açıdan “entegre” bir ilişkiye sahip olması; bu ülkelerde yaşanan nakit sıkışıklığının, ülkemiz bankalarını nasıl etkileyeceği yönünde öngörüler yapmayı, en azından şimdilik, olanaksız kılıyor.

Başbakan Erdoğan’ın özellikle vurgulanan “şahsi ilişkileri” sayesinde, krizde “can simidi” olarak görülen Arap sermayesini Türkiye’ye taşıyarak, krizin etkilerini azaltmaya çalışacağı ümidini taşıyanlar da az değil.

/ / /

Bankalar zaten, belli bir süreden beri, Bankacılık Kanunu’nun “amir hükmü” gereğince, şirketlere kullandırmış oldukları kredi borçlarını yeniden yapılandırma veya bir defada tahsil etme yoluna gitmişlerdi.

Bu şartlar altında, geçerli şartlara haiz olup da kredi alabilecek olan firma sayısı da gözle görülür ölçüde azalmıştı.

Reel (üretici) sektörde büyük sıkıntılar yaratan bu uygulamalar sonucunda, firmalar, üretim ve istihdam yönünden kısıtlamaya gitmeye başladılar.

Stoklar hızla artarken, işçi çıkarma haberleri de ardı ardına gelmeye başladı.

Ekonomi ve piyasalardaki daralma belirtisi kısa sürede halka da yansıdı ve tüketim düştü.


/ / /

Şirketler ve krizin mağduriyetini hissetmeye başlayan halk “tasarruf etme” bilincine çoktan varmış olmalarına rağmen, tasarrufu aklına getirmeyen tek bir kurum kaldı:

Devlet!

Oysaki kamu işçileri ve memurları ile yapılan toplu iş görüşmelerinde konu maaşlara nispeten yüksek bir zam rakamı telaffuz etmeye geldiğinde veya makro ekonomik göstergelerde en ufak bir olumsuzluk olduğunda hükümetin referans verdiği tek bir nokta var:

“Küresel ekonomik kriz.” 

Demek ki, hükümet tüm yatıştırıcı söylemlerine rağmen, yaklaşmakta olan krizin pekâlâ farkındadır?

O halde, kamu harcamalarına yönelik yeni bir tasarruf tedbirleri paketi açıklamak için daha ne beklenmektedir?

/ / /

Kanaatimizce, yaklaşan yerel seçimler, şu an ivedilikle çıkarılması gereken kamu harcamaları tasarruf tedbirleri genelgesinin önündeki en büyük engeldir!

Bir yandan kemer sıkma tedbirleri uygulamaya konarken, diğer yandan “seçmen ağaya beleş” mantığıyla hepimizin ortak kesesinden ancak iktidarın seçim yatırımı olarak dağıtılan yardımlar kamuoyunun tepkisini çekecektir.

AKP’nin asla çalışmayan veya çalışmaya yanaşmayan ama oy sahibi olan “beleşçileri”, dişini tırnağına takarak ekmeğini kazanmaya çalışan insanların sırtına yıkma politikasından, çalışan ve üreten kesimlere artık gına gelmiş durumdadır! 

Halkın bir de “padişahlar gibi yaşayan” yerel veya merkezi kamu görevlilerini finanse etmeye ne durumu ne de tahammülü müsait değildir.

“Hizmet aracı” olarak nitelendirilmelerine rağmen büyük bir kısmı makam aracı ve hatta özel araç olarak kullanılan devlete ait 85.000 otomobilin sadece yıllık akaryakıt gideri 3 milyar YTL iken, bu araçların 5 milyar YTL’yi bulan satın alma, bakım ve sigorta bedelleri mütevazı ülkelerin yıllık bütçelerine denktir!

Üstüne üstlük, ayrı ve bağımsız bütçeleri olan belediyeler ile diğer bağımsız kamu kuruluşlarının harcamaları yukarıdaki rakamların içine dâhil değildir.

“Değirmenin suyunu kesmenin” zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir.

Bu anahtar da doğal olarak hükümetin elindedir.

Hükümet, partizanca kaygıları bir tarafa bırakarak, bir an önce kamu harcamalarına yönelik yeni bir tasarruf tedbirleri paketi oluşturmalı, bunu hayata geçirmelidir.

Bir liranın bile hesabının yapıldığı şu zor günlerde, bu “el kesesinden beylik” sistemine tez elden son vermek, vicdan ve sorumluluk sahibi olduğunu iddia eden herkesin ve özellikle de “bugünümüzü ve geleceğimizi emanet ettiğimiz” hükümetin görevidir.

Yayın Tarihi : 17 Aralık 2008 Çarşamba 07:38:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Haluk Balaban IP: 85.110.167.xxx Tarih : 17.12.2008 17:32:37

Helal olsun sayın ERDİN her yazın her sözün Anlayana ama devekuşu misali başlarını topraga gömenler duymuyorlar ? Hele bir Altındağ belediye başkanı varki tam zalim bolu beyi? 2570 personelden 750 kişiye indirdim diye belediye çalışanlarını öğünürken Tirilyonluk 19 park açtı Altındağda bir tek istihdam yaratmadan Altındağın sorunlarını çözmeden insan deposu binaları dikmek sorun çözmek gibi ve halkın arsasını yandaş müteahhite ver yorulmadan daireleri rant elde et onuda çekirdek çitlenen yerler yap onun adıda verimlilik ? millet maden ocağına ve itfaiyeci olmak için binlerce ünüversiteli boşta. adamlar keyif gösterişte.müdürleri başkan yardımcıları sanki kral makam otoları ile çarşı pazar. oto devletten benzin devletten yırtılan halkın yakası. kaç sefer yazdınız bu haranzadeleri. o lüks otoları imal eden devletlerde bu kadar makam otosu varmı ? Allahtan korkmayan ey idareciler. bu haksızlığa son veremiyorsunuz otoların üstüne KAMU MALI diye yazında halk oto kontrol yapsın . bu haramzadelerede haram olsun bu lüks otolar ...! İYİKİ VARSIN SAYIN ERDİN.