3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

DEFİNECİLİĞİN BİLİNMEYEN TARİHİ (1)


Geçmiş tarihlere baktığımızda Anadolu ve Trakya topraklarında pek çok kültürün birbirini izlediğini görürüz. Bu arada çeşitli göçler, istilalar, bazen bir topluluğun yok edilecek derecede tarihte zarar görüşü ve yakın tarihlerde yaşanan mübadele olayları bazı insanları bir gün tekrar geri döneriz düşüncesi içerisinde, beraberlerinde götüremediklerini bir yerlere saklama gereğini ortaya koymuştur.

Define toprak altına gömülerek saklanmış, sahibi çıkmayan madeni para, külçe altın veya gümüş gibi değerli nesneler anlamına gelen bir sözcüktür. Ayrıca define bir de gömü olarak da isimlendirilmiştir. Bazılarına göre de definecilik tarihin en eski mesleklerinde sayılmıştır. Günümüzde ise bilgi isteyen maddi yönden güçlü bir hobidir.

Defineci ise define bulmak umuduyla kazı yapan ya da yaptıran kişiye verilmiş bir isimdir. İngilizler “Medlork Turkler” diyerek defineciyi gömü arayan kişi olarak tanımlamışlardır. Günümüzde definecilik, definecinin yaptığı iş olarak tanımlanmıştır.

Define edebiyata da geçmiş olup İskoç yazar Robert Louis. Stevenson’un (1850–1894) 1883’de yazmış olduğu “Treasure İsland” (Define Adası) romanı macera romanlarının klasikleri arasındadır. Bu eser dünya çapında ilgi görmüş, Türk diline birkaç çevrilmiş ve 1920, 1934 ve 1956 yıllarında üç kez filmi yapılmıştır.

İnsanoğlu yaradılışından ötürü daima geçmişini merak etmiş ve bunu araştırmıştır. Bunun yanı sıra yalan yanlış anlatılanlar, kulaktan dolma bilgilerin etkisiyle çevresinde gördüğü antik kalıntıları merak etmiş, toprağın altına araştırmak istemiştir. Bunun sonucu olarak toprak altından çıkarılacak başta sikkeler olmak üzere değerli nesnelerin paraya çevrilerek kendilerine maddi refah getireceğini ummuştur. Böylece başlayan merak daha sonra paraya dönüşünce ortaya defineci tiplerinin çıkmasına neden olmuştur.

İnsanlar tarih boyunca çeşitli nedenlerle yaşadıkları toprakları bırakmak zorunda kalmış ve başka yerle göç etmişlerdir. Gidecekleri yerlerde yolların emniyetsiz oluşu, soygunlardan ötürü değerli eşyalarını evlerinin içerisine veya güvenli gördükleri yerlere gömmüşlerdir. Hırsızlardan ötürü parasını ve değerli eşyalarını bu yönde saklayanlar da olmuştur. Bu insanlar değerli eşyalarını, paralarını çoğunlukla daha az dolaşılan yerlere, özellikle dağlara ve mağaralara saklamışlardır. Kuşkusuz, bunda bir gün tekrar yurdumuza kavuşuruz düşüncesi de hâkim olmuştur. Bunun yanı sıra yabancı ülkelere akınlar yapanlar ele geçirdikleri değerli eşyaları yanlarında götüremeyince sonradan gelip alabilmek umuduyla gömmüşlerdir. Korsanlarda soygunla ele geçirdiklerini mağaralarda saklamışlardır. Fetih dönemlerinde din adamları dinsel hazine ve eşyalarını da başka dine mensup kişilerin eline geçmemesi amacıyla gömmüşlerdir. Bazen de varisi olmayan yaşlı kiler bu yolla mallarını saklamışlardır. Gömü işlemi yapılırken, kendilerinin sonradan kolayca bulabilmesi bazı tepe, höyük, çeşme ve mezarları nirengi noktası olarak kabul etmişlerdir. Ayrıca doğanın yıpratamayacağı kayalardan da işaret olarak yararlanılmıştır. Bunların yanı sıra tarihi çağlarda hükümdarlar ve zengin kişilerde değerli eşyaları ile birlikte gömülmüşlerdir. 


Defineciler önce kaçak kazı yapmışlar sonra da bu konuda yasalar ve yönetmelikler ortaya çıkınca da definecilik yasal bir kimliğe bürünmüştür. Bununla beraber günümüzde yine de yasal ve yasal olmayan yollardan define arayanlar çoğunluktadır. Defineciler arasında birbirinden farklı tipler ortaya çıkmıştır. Bazıları cahil ve eğitimsiz, bazıları zengin ve eğitimli, bazıları da hastalık derecesinde kendisini bu işe kaptırmış, ortaya bir şey çıkarmaktan çok define arama hırsına kaptırmış kişilerdir. Kuşkusuz, bunların arasındaki bazı saf kişiler de bu işi geçim kaynağı yapmış bazı uyanıklar tarafından kandırılmıştır. Pek çok defineci tipleri arasında servetini, parasını bu yolda kaybetmiş, ailesi dağılmış olanlar da vardır. Kısacası bu tip insanları sömürenler, umut tacirleri, aletli ve makineli definecilere yardım edenler, haritacılar, plancılar, falcılar, remilciler, muskacılar, duacılar da definecilerin yanında onlara yardım! Amaçlı olarak ortaya çıkmışlardır. Bunun sonucu olarak defineci sektörü gelişmiş, altın veya metale karşı duyarlı arama detektörleri başta olmak üzere çeşitli cihazlar geliştirilmiştir. Tılsımlı detektörler! bile bu arada yapılmıştır.

Defineciliğin gelişmesiyle birlikte definecilere yol gösteren kuruluşlarda ortaya çıkmıştır. Örneğin Anadolu Teknik Araştırma Grubu ilgili yasalar çerçevesinde define arayanlara yardımcı olabilmek akmacıyla ekipmanlar kurmuş, teknolojik ürünlerin satışları yapılmaktadır. Bu arada internet sitelerinde de bu konuda bilgiler veren siteler kurulmuştu Kısacası definecilik örgütlenme yoluna gidilmiştir. 

DEFİNECİLİĞİ İÇEREN YASALAR

Uluslar arası hukukun kurucusu Hugo Grotius’a göre krallığın veya tahtın bütün toprakların asıl sahibi olarak görüldüğü feodal dönemde Avrupa ülkelerinin çoğunda geçerli teamüle göre defineler hükümdarın malı sayılırdı. Bu gelenek zamanla genel ve evrensel bir hakka dönüşmüştür. Günümüzde bile geleneklerine bağlı olan İngiltere ve İskoçya’da bulunan defineler hükümdarın malı sayılmaktadır. Ancak hükümdar bu hakkını isterse ayrıcalıklı olarak bir başkasına devredebilmektedir. Bunu biraz daha açacak olursak; toprağın altında değerli bir eşya, başka bir deyişle define bulunduğunda bunun daha önceden bir sahibi olduğu hükmü geçerlidir. Ancak definenin sahibi ortaya çıkmaması durumunda define bulan kişiye değil tahta ait olmaktadır. Bulunan bu tür nesnelerin saklanması, el koyma amacıyla yapılmadığı sürece hukuken ağır suç kapsamına girmemektedir. Böylesine bir nesneyi bulanlar veya haberdar olanlar bunu “Coroner” denilen sorgu yargıcına bildirmek zorundadır. Bu durum karşısında sorgu yargıcı yapacağı araştırma sonucunda bulunan nesnelerin define kapsamına girip girmediğine bakar.

İngiliz hukuk sistemini örnek olarak almış olan ABD gelenek hukukunda da defineler kamu hazinesinin malı sayılır. Bununla beraber çoğunlukla defineyi bulan kişinin bunu yanında alıkoymasına da izin verilir.

Roma hukuku defineye denk düşen “Thesaurus” kavramının gerçek özünün Anglo-amerikan sistemi ile olan benzerliği de her zaman hukukçular arasında tartışma konusu olmuştur. Doğu Roma İmparatorluğunda Iustinianus yasalarında bu konuya da yer verilmiştir. Bununla beraber bu tanım Roma Hukuku genel veraset ilkelerine ters düştüğünden bazı hukukçular bu durumun tam olarak güvenilir olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu arada Roma İmparatoru Hadrianus’un çıkardığı yasaya göre defineyi bulan kişi ile toprak sahibi arasında eşit biçimde bölüşülmesi karalaştırılmıştır.

XIX. yüzyılda Osman Hamdi Bey’in Asar-ı Atika Müzesi (İstanbul Arkeoloji Müzeleri) müdürlüğü sırasında eski eserlerin yurt dışına çıkarılmasını önlemek amacıyla Asar-ı Atika Nizamnamesi çıkarmaya çalışmıştır. Onun zamanına kadar Osmanlılar topraklarındaki zengin eski eserleri değerlendirme ve koruma bilincini gösterememişlerdi. Bundan yararlanan yabancı ülke araştırmacıları ise memleketlerine götürdükleri eserlerle zengin koleksiyonlar oluşturuyorlardı. Osman Hamdi Bey’in ağırlığını koymasıyla Asar-ı Atika Nizamnamesi 1884’de kabul edilmiş ve 25.4.1973 günlü 1710 sayılı Eski Eserler Kanununa kadar yürürlüğünü sürdürmüştür. Bu nizamnameye göre Anadolu’da yerli ve yabancıların yaptıkları kazılar önceki yıllara göre daha sağlam temellere oturtulmuştur. Bu nizamnameye göre kazılarda çıkan eserlerin 2/3’ü devlete,1/3’ü arazı sahibine bırakılmış, kazıyı yapana hafire ise pay verilmemiştir. Böylece o güne kadar yabancı araştırmacıların tekelinde olan kazılar denetim altına alınmış, eserlerin yurt dışına götürülmeleri önlenmeye çalışılmış, izinsiz yapılan kazılar suç sayılmış ve bir takım cezai müeyyideler altına alınmıştır. Arkeolojik kazıların yanı sıra define kazıları da aynı nizamname kapsamına alınmıştır.

Cumhuriyet’in ilanından sonra 15 Ocak 1934’de “Gönüllü Altın Bulacaklara 1903 numaralı ve 31.12.1931 tarihli Kanunun Birinci Maddesinin Son Fıkrasına Tevfikan %50 Nispetinde İkramiye Verilmesi Hakkında Kararname; 9 Haziran 1934 tarihli 21811 sayılı Kararname; 14 Ocak 1935 gün ve 2/2857 sayılı “Gönüllü Altın ve Kıymetli Şeyler Bulacaklara Verilecek ikramiye Hakkında Kararnameler ile define kazısı yapacakların haklarına ilişkin bazı açıklamalar getirilmiştir.

Türkiye’de Medeni Kanun’un 696 ve 697. maddeleri ile Eski Eserler Kanunu’nun 46 maddesi defini ile ilgili konuları içermektedir. Medeni Kanun hükümlerine göre define bulunması durumunda sahibinin kimin olacağı sorunu 696 ve 697. maddelere göre çözümlenmiştir. Bulunan define bilimsel değere sahipse, mülkiyeti devlete; değilse içine gömülü veya saklı olduğu taşınmazın veya taşırın sahibine ait olur. Buna karşılık defineyi bulan malik değilse ve bulanla malik arasında bu konuda düzenlenmiş hizmet sözleşmesi veya vekâletname gibi hukuki bir bağlantı yoksa durum biraz farklılaşmaktadır. Define hazine arazisinde bulunursa mülkiyet Maliye Bakanlığına geçmektedir. Ancak saptanacak değerinin %50’si, özel ve tüzel kişilere ait yerde bulunursa değerinin %40’ı define arayıcısına, %10’u mülk sahibine verilir. Ancak izinsiz define arayanlar yasalara göre cezalandırılır.

1710 sayılı Eski Eserler Kanunu ve 14.9.1973 gün, 14655 sayılı yönetmelik uyarınca define aramak isteyenler, aramadaki amaçlarını açıkça belirten bir dilekçe ile bulunduğu yerin en büyük mülki amirine başvururlar. Başvuru uygun görüldüğünde define aranacak yere en yakın müzeden görevlendirilecek bir uzmanın başkanlığında Maliye ve İçişleri, Gümrük bakanlıklarını birer yerel temsilcisi önünde yapılacak define kazısı yapılır. Bu izin bir başkasına devredilemez.

Günümüzde 2863 sayı 21.7.1983 tarihli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu yürürlüktedir. Bu kanunun dördüncü bölümünün 50. maddesi Define aramaya ayrılmıştır. Bu maddeye göre:

“Define aramak isteyenlere, bu Kanunun 6.maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı olarak belirtilen yerler ile tespit ve tescil edilen sit alanları ve mezarlıklar dışında, Kültür ve Turizm Bakanlığınca define arama ruhsatnamesi verilebilir.

Define aramak isteyenlere aynı süre içinde birden fazla yerde arama izni verilemez. Define arama izni, başkasına devredilemez. Bu iş için bir başkası tevkil olunamaz.

Define aramada, Kültür ve Turizm Bakanlığından ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından temsilci olarak gönderileceklerin yolluk ve yevmiyeleri ile zaruri giderleri arayıcı tarafından karşılanır. Bu iş için gerekli olan ödenek, Bakanlıkça, define arayıcısından peşinen tahsil edilip bir Devlet Bankasına yatırılır. Arama ruhsatının verilmesi, define arayıcıdan istenecek belgeler, aramanın yapılması, çıkan defineden arayıcıya tanınacak haklar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın birlikte düzenleyeceği yönetmelikle belirtilir.”

Kültür Bakanlığı27.1.1984 gün ve 182294 sayılı Define Arama Yönetmeliğini çıkarmıştır. Bu yönetmeliğin amacı 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununda belirtilen yerler dışında define aramalarında uyulacak esasları belirlemektedir.

Yönetmeliğin 5. maddesine göre define aramak isteyenler, define arayacakları yerin bağlı olduğu mülki amire bir dilekçe müracaat ederler.

Yönetmeliğin 6. maddesine göre dilekçelerinde arama maksadı, açıkça belirtilir ve define aranacak yerin il, ilçe, bucak, köy, mahalle, sokak ve ev numarası bildirilir. Ayrıca bu yerin ekili, dikili, yerleşime açık ve kapalı, tapulu ve tapusuz olup olmadığı ve kime ait bulunduğu açıklanır.

Yönetmeliğin 7.maddesinde müracaat dilekçesine eklenecek belgeler belirtilmiştir. Buna göre;

a) Define aranacak sahanın yetkili teknik elemana çizdirilmiş, İl Bayındırlık Müdürlüğünce tasdikli, 1/500ölçekli tesviye münhanili haritası veya krokisi.
b) Krokisi çıkarılamayacak ev ve bunun gibi yerler için ise ada, parsel ve çap numarasını belirten vaziyet planı,
c) Uzaktan ve yakından olmak üzere çeşitli yönlerden çekilmiş net fotoğrafları,
d) Define aranacak yer sahipli ise, gerçek kişilerden noterden tasdikli muvafakatname, tüzel kişilerden ve yetkili organlarından alınacak muvafakat yazısı eklenir.

Aynı yönetmelik hükümlerine göre define aranacak yerin genişliği 100m.yi geçemez. Bu yer harita ve fotoğraflar üzerine işlenir.

Yönetmeliğin 9. maddesine göre mülki amir, define aranacak yerin 2863 sayılı yasanın 6.maddesinde belirtilen yerler ile sit alanları ve mezarlıklar içinde olup olmadığını, define aranmasında sakınca bulunup bulunmadığını en yakın müze müdürlüğüne tespit ettirir.

Yönetmeliğin 10.maddesine göre Müze Müdürlüğünce müracaat uygun görüldüğünde define arama ruhsatı verilir. Ruhsatname bir ay geçerlidir. Define arama en çok aralıksız bir ay devam eder. Hava muhalefeti ve tabi afetlerden dolayı bu süre içinde bitirilemezse bir defaya mahsus olmak üzere mülki amirce en çok bir aya kadar uzatılabilir.

Yönetmeliğin 11. maddesine göre define araması define aranacak yere en yakın müzeden görevlendirilecek ihtisas elemanı başkanlığında, Maliye ve Gümrük ve İçişleri Bakanlığının gözetiminde yapılır.

Define araştırmasının gözetimine gidecek ihtisas elemanı ve temsilcilerin yol masrafları yevmiyeleri define arayan kişi tarafından birinci derece devlet memuru harcırahı üzerinden ödenir. Ayrıca define aramasından doğacak zarar ve ziyan, kazı yapılan yerin eski haline getirilmesi ile ilgili masraflar define arayıcısına aittir.

Yönetmeliğin 16 maddesinde define aramasının mevzuat hükümlerine göre durdurulması halinde arayıcı hiçbir zarar ve ziyan talip edemez. Define aramalarında kültür varlığı bulunduğu takdirde arama derhal durdurulur. Durum Bakanlığa bildirilir. Arayıcı bulunan kültür varlığı hakkında bir hak iddia edemez.

Yönetmeliğin 17. maddesine göre define aramasında ortaya çıkan buluntular, Bakanlıkça tayin edilecek en az üç kişilik uzman heyetine incelettirilir. Elde edilecek buluntular kültür varlığı ise müzelere, define ise Maliye ve Gümrük Bakanlığına teslim edilir.

Yönetmeliğin 18. maddesine göre bulunan definenin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca geçer akçe olarak değeri tespit edilir. Define hazineye ait arazide bulunmuşsa %50’si arayıcıya, özel veya tüzel kişilere ait arazide bulunmuşsa 540’ arayıcıya, %10’u mülk sahibine verilir.

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 8 Şubat 2008 Cuma 19:09:42
Güncelleme :8 Şubat 2008 Cuma 20:20:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ertugrul yılmaz IP: 85.108.160.xxx Tarih : 12.02.2008 18:10:25

definecilik firavun dönemımde kral mezarlarının yağmalanması ile başlayan meslek olup,guvenlik (bekcilik)mesleğinide aynı donemde başlatmıstır.ardahanlı hemserşlerime önerim lutfen işaretleri tahrip ederek define arayıp tarihi yok etmesinler.saygılarımla


mehmet ersindigil IP: 84.62.10.xxx Tarih : 9.02.2008 12:11:30

Sayin Hocam yazini okumadan önce eyvah dedim bizim üstat hocamiz erdem yücel bey efendi kalemi birakip define arama isine,mi basladi diye bir korku sardi beni. Cünkü eyer hocam define bulursa o güzel yazilarini bir daha okuyamiyacagimi sandim. Yazini okuduktan sonra rahatladim. Hocam tarihleri ile kaleme aldigin yaziyi zevkle okudum,Yaliniz bana kalirsa Türkiyenin her tarafi bir definedir. Ama malesef biz arama degil hazira konan bir milletiz. Türkiyenin neyi yok,ki Madeni var Altini var bor,u var petrolu var gazi var Tarim topragi var var oglu var yani. Ama kimin elinde onu arastiralim bu yukarda yazdiklarim hangisi Türk sirketlerin elinde. Inanin,ki Hocam Türkiye ögle zengin bir ülke,ki tarifi güc. Türkiyenin basina gelen hirsizliklar soyguncuklar bir Almanya bir Fransa veya bir ingilterenin basina gelmis olsaydi onlarin senayisi sifirlardi. Türkiye nasil soyuldugunu azcok bende okuyarak takip ediyorum. Ve Türkiyenin cökmesi icin oynanan oyunlarin cogunu biliyorum. Örneyim Türkiye iyi bir tarim ülkesi Türkiyede yetisen hububat sebze narenciye vs Simdiki Türkiye nufusunun en az dört kat Nüfusuna yetecek topragimiz var. ve lakin Türkiyedeki Ürün satilmasin diye Tüccar yurt disindan ithal ediyor. Örnek,mi istiyorsun ben gecen sene bu ayda Türkiyede idim Adana,da bahceleri gezerken icim kan agladi o tonlarca portakal limon cürüyerek birakildigi icin. buney böyle dedigimde abi satilmiyor dediler,O güzelim portakal limon satilmazken aldigim duyum karsisinda hayretler icinde kaldim Tüccar misir devletinden Türkiyeye portakal ithal ediyormus. Simdi bu satilmayan ürünlerimiz birer hazine degilmi.Yani Türkiye üzerinde oyun üzerine oyun oynaniliyor,Bunuda fark etmiyenler ya vatan düsmani yada kördür diyorum. Simdi kendi kendime sorarim yahu biz nasil bir Milletiz diye,Türkiye Halki en az yüzde 50 aclikla fakirlilikle bogüsurken Türkiyede bazi din kuruluslari ve hatta kizilay olmak üzere baska ülkelere yardim ediyorlar. Hersey göstermelik oldu bir ac bir aca ne verebilir,ki acliktan baska. iste öyle sayin Hocam daha cok yazilacak sey varki ama kim kime bos ver diye diye bu hallere geldik saygilarimi sunarim.


ay bakan IP: 85.99.206.xxx Tarih : 8.02.2008 21:03:39

Kültür başkenti istanbul'da,hatırı sayılır kişilerin çıkarları için tarihi eserler üzerinde otel inşaatları yapılabiliyor yıllardır.Nice tarihi ve kültürel varlığımız çürümeye ve sahipsizliğe terk edilmiş durumdadır.Bunların bir kısmı Osmanlı yadigarı olup yurt dışındadır.Mescit,cami,han,hamam,kervansaray,köprü,imarethane,tekke..nice tarih ve kültür mührü eserlerimiz,kültür(!) bakanlıklarımızın günü kurtarma politikaları yüzünden veya belli çevreleri ürkütmemek adına duyarsız davranmaları nedeniyle yok olmaya yüz tutmuştur......Ancaak,bakıyorsunuz,nedense,hiç anlayamadığım bir hassasiyet örneği gösteren bütün kültür bakanlarımız,yer altındaki tarihi eserlerin(?)korunmasında azami dikkat gösteriyorlar.En keskin,can alıcı(?) yasalar yer altındaki tarihi değerleri(?)için çıkarılıyor.Zahire kör, batına karşı fevkel-beşer bir çaba..Türk mantalitesi bu...Altın,petrol...fark etmiyor.Yabancı defineciler mi ithal etsek?Tarihi eserler ve yer altı zenginliklerini değerlendirmede yetkililer gaflet uykusunda.


s.g IP: 85.104.91.xxx Tarih : 9.02.2008 19:04:05

ermenilerin ilimizi cok ziyaret etmelerinden kaynaklanan bir olaydır bana göre. o bakımdan definecilik günümüzde meslek gibi görülüyor.da denebilir.


vedat alkan IP: 88.226.70.xxx Tarih : 10.02.2008 14:43:40

merhaba arkadaşlar tek kelimeyle mükemmel bir kabartma yılan resmi var ve inanılmaz derecede mükemmel bir apı definecilerin iştahını kabartacak derecede yani ama kötü bir şey var özümünü yapamıyorum cözecek adam bulamıyorum beni arayın ilgileniyorsanız