24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

ŞİŞMANLIĞA ÖVGÜ - YILMAZ ERGÜVENÇ YAZDI

"Bu da nereden çıktı?" demeyin; bu bir tatil yazısıdır. İstanbul sokaklarında vakitsiz yağmurlar insanları gafil avlarken Bodrum plajlarına yıldız yağmurları yağıyordu. Film ve dizi yıldızları, mankenler, adlarından söz ettiren magazin güzelleri, Türkbükünün Divan, Maça Kızı; Yalıkavağın Dodo Beach, Xuma plajlarında; Gündoğan sahillerinde; ve de koylara demirlemiş lüks teknelerde arz-ı endam ettiler.

Leonardo da Vinci, Mona Lisa

Son moda bikinileri giyebilmek için kışın alınan kiloların daha ilkbahar döneminde iken verilmesi gerekti. Geçen gün Bodrum’dan canlı yayın yapan bir TV programında manken ve oyuncu Aysun Kayacı, vücudunda biriken 5 kiloyu nasıl yemeden içmeden kesilerek verebildiğini anlatıyordu. Evet, bir kadının bikini giyebilmesi için vücudunun orantılı ve göbeğinin olmaması gerekiyor. Vücudun diğer azalarını nasıl olsa estetik cerrahlar hale yola sokabiliyor. Bu demektir ki, eskilerin ‘ayva göbek’ tanımlaması çok eskilerde kalmış.

Rembrandt, Danae

Yurdumuzda, yapılan istatistiklerin gösterdiğine göre her üç kadından biri ve her beş erkekten biri normal kilolarının üzerinde imiş. Vücut ağırlığının erkeklerde yüzde 15 – 18, kadınlarda yüzde 20 -25 oranlarında bulunması gereken vücut yağı, bu hadleri geçtiğinde şişmanlık başlıyormuş. Bu arada, Avrupa ve Amerika şişmanlarının bizim oranlarımızı kat be kat geçtiğine inanıyorum.

Şişmanlığı oluşturan etkenlerin, başta genetik özellik olmak üzere hareketsizlik, beslenme alışkanlıkları ve de artan yaşla arttığı bir gerçek. Yine bir araştırmaya göre şişmanlık, kentleşme ile paralel artıyormuş. Doğa kanunu buysa, erkeklerde ‘kikirik’, kadınlarda ‘roman maşası’ olmanın, sonuçta kiloları dert etmenin bir anlamı yok. Tabiidir ki, erkeklerin ‘elma tipi’, kadınların ‘armut tipi’ aşırı şişmanlamalarının da bir anlamı yok. Opera sanatçılarının, özellikle tenor ve sopranoların genelde şişman olmasının, ses tellerini saran yağlı dokular nedeniyle ses rezonansı açısından avantaj sağladığı da iddialar arasında.

Toulouse Lautrec, Moulin Rouge

Geçtiğimiz yüzyıllara bakacak olursak, özellikle kadınlar arasında ‘bir dirhem et, bin ayıp örter’ kuralının geçerli olduğunu görüyoruz. Burada sizlere bazı resimler sunuyorum. Rönesans döneminden Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı, normal kilosundan memnun, dingin bir gülümseme ile bizlere bakıyor.

Botero'nun Mona Lisa'sı

Rembrandt’ın ‘Danae’si de ‘balıketi’, hatta ‘etine dolgun’ denebilecek vücut hatlarına sahip. Touluse Lautrec’in ‘Moulin Rouge’ afişindeki kankan dansı yapan ‘La Golue’nun da uzun külotu altındaki dolgun bacakları gözden kaçmıyor. Bu gibi ‘tombul’ kadınları daha başka klâsik, barok, empresyonist, ekspresyonist ressamların eserlerinde de görebiliyoruz.

Botero'dan dans eden çift

Yeni yüzyılımızın önemli ressamlarından Kolombiya asıllı Fernando Botero, tüm resimlerinde ‘şişman güzeldir, sempatiktir’ temasını işliyor. Balon gibi şişirdiği insanları görünce uyanan mizahi duygu, bir süre sonra yerini sempatiye ve ‘görünüşe aldanma, insanların içeriğine bak’ duygusuna bırakıyor.

Botero'nun balerini

Sanat eserlerinin sonuna koyduğum magazin dünyasındaki en zayıf mankenin fotoğrafını görünce dehşete düşmemek olası değil. Ne diyelim? Böylesi düşman başına.

Dünya magazinindeki en zayıf manken

yerguvenc@gmail.com  
 

Yılmaz Ergüvenç - Kenthaber
Yayın Tarihi : 25 Temmuz 2010 Pazar 16:36:18
Güncelleme :25 Temmuz 2010 Pazar 17:01:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
SANAT ve MİZAH (veya Dr. S.) IP: 88.231.85.xxx Tarih : 25.07.2010 18:02:46

Şişmanlık olgusu, (ki, bunda öncelik kadınlardır) geçmiş tarihlerde tüm meşhur ressamların ön plana aldıkları bir konu olmuştur. Çünkü, bu zamanların estetik yönden geçerli kavramı budur. Model olarak alınan bu (şişman) kişiler, klasik ve tartışılmaz anlayışlarıyla sanatçıları yüceltmiş ve ebedileştirmiştir. Ne yazık ki, bu şişman modeler ise bu sanat uygulamalarından nasiplerini alamayıp - parasal ve sıhhatsal yönlerden - daima mağdur olmuşlardır. Son söz olarak: Bugünkü izlediğim haberlerde, Almanya'da bir milletvekilinin Sağlık Bakanlığına verdiği önergesinde, "şişmanlardan, devlet ekonomisine külfet oluyor" gerekçesiyle vergi alınması belirtilmiş; bu durum bizde uygulanmaya konsa acaba, "hangi parti bu konuda reyting sağlar (!)" veya "kazançlı çıkar (!)" ! (Not: Tatilinizi daha değişik bir beldede yapacak olursanız, şüphem yok ki, "Zayıflığa Övgü" konusunu işlersiniz.