Ahlaksız soru Erman’ın sonu

Galatasaray’ın 5 – 2 galip geldiği Malatya maçından sonra Lig TV’de Maraton programı...

Çok üst düzey espri anlayışına ve uygulamasına sahip, spor yorumculuğuna en dangıl üslubu armağan eden Erman Toroğlu, hat – trick yapan Ümit Karan’la röportaj yapmak mikrofonu uzatan Oğuz Tongsir’le konuşuyor.

Oğuz Tongsir: “ Peki... Erman Toroglu'nun sorusunu alıyorum hemen...”

Erman Toroglu: “Tebrik ediyorum Ümit'i... Hersey iyi güzel de yarın akşam evlenecek... Bütün golleri bu aksam mı attı, yarın akşama bi şey kaldı mı diye sorucam...”

Oguz Tongsir: (Sinirinden dişlerini sıkarak soruyu yumuşatmaya çalışarak...) “Şimdi diyor ki Erman Toroglu, bugün golleri diyor... Artık bundan sonra gol kalmadı mı! Hepsini bu geceye mi sığdırdı diyor...”

Ümit Karan: (Maçlarda atacağı golleri kast ederek) “Hocam öyle mi yakıştırıyor bize... Ayıptır yani...”

Tongsir donup kalmıştır bu süper zarif , kibar ve son derece zekice soru karşısında...
Biraz ehemm, mehemm ettikten sonra meslek deneyimiyle soruyu "Ümit, gelecek maçlara atacak gol bırakmadın..." a getirerek, naklen yayında patlayacak büyük bir kepazeliği örtmeyi başarıyor.

Ne var ki daha o gece programı izleyen seyirciler ortalığı ayağa kaldırıyor...

Ertesi gün Lig TV yönetimi mesaj manyağı oluyor.

‘Yeter bu kepazelik...

Ailece bir spor programı izleyemeyecek miyiz...

Bu ne biçim ahlaksızca soru...

Aboneliğimizi hemen iptal edin...’

Ve daha buna benzer şikayetler sonucunda ‘ahlaksız soru’, Erman’ın sonu oluyor...

Geçtiğimiz Perşembe günü bazı gazetelerde ‘Lig TV’de deprem’ başlıklı haberde Maraton’u sunan Şansal Büyüka ile Erman Toroğlu’nun programdan ayrıldıkları açıklandı.

Habere göre Digitürk Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan, Şansal Büyüka ile bir araya geldi.

Büyüka’ya sözleşme yenilemek istediklerini ifade eden Karacan, ‘Ancak Erman Toroğlu ile çalışmak istemiyoruz. Kendinize yeni bir partner bulun’ dedi.

Karacan’ın bu önerisi üzerine Şansal Büyüka’nın, bu koşullarda sözleşmeyi yenilemeyeceğini belirterek, ‘Siz kendinize yeni bir ekip bulun’ karşılığını verdiği ileri sürüldü.

Bu gelişmelerden sonra Şansal Büyüka’nın ofisini boşalttığı ve Lig TV ile yollarını tamamen ayırdığı belirtildi.

Şansal Büyüka ve ekibinin Lig TV ile sözleşmesi geçtiğimiz sezon sona ermişti.

Büyüka ve Toroğlu, atv’den teklif almış ancak önceliği Lig Tv’ye vermişlerdi.

Erman Toroğlu ise, Lig TV ile sözleşmeyi imzalamış ve mukavelesine Büyüka ve ekibi şartını da koydurmuştu.

Lig TV’deki bu gelişmelerden akşam saatlerinde haberdar olan Mehmet Emin Karamehmet’in devreye girdiği Büyüka ve Toroğlu’na haber gönderip, Cuma günü bir toplantı yapacağı ve ‘Sakın bir yere ayrılmayın’ dediği ileri sürüldü.

Ne var ki Toroğlu’nun yıllardır ekrandan saçtığı yayın kirliliğinin sona ermesine sevinenlerin hevesleri kursaklarında kaldı.

Şifreli kanaldan yapılan Maraton’un önümüzdeki haftadan itibaren Show’da devam edeceği ve yine Toroğlu’nun programda yer alacağını öğrenenler dondu kaldı.

Daha sonraki gelişmelerde meselenin aslının Yapı Kredi Bankası’nı satın alan Koç grubuyla Karamehmetler arasındaki bir protokol ayrıntısından kaynaklandığı ileri sürüldü.

İddialara göre Digitürk'ün şu andaki ortaklık yapısı kısa bir süre sonra farklı bir biçimde değişecek.

YKB satışının pazarlık aşamasında Karamehmet ile Koç’un Digitürk'ün Çukurova Grubu’na bırakılması konusunda anlaştıkları söyleniyor.

Satış protokoluna göre iki hafta içinde Digitürk’ün yeniden Karamehmet'in yönetimine geçmesi bekleniyor.

Bunun sonucunda Erman Toroğlu’nun ‘istenmeyen adam’ ilan eden Digitürk’ün geçici başkanı Ali İhsan Karacan’ın görevini bırakmak zorunda bırakılacağı ileri sürülüyor.

Bu gelişmelerin içinde olan Mehmet Emin Karamehmet’in krizin patlamasının hemen ardından Büyüka'ya sakin olması gerektiğini söylemesinin altında da bu protokol detayının yattığı iddia ediliyor.

Bu hafta milli maçlar yüzünden, lig maçları oynanmayacak.

Karamehmet’in krizi çözememesi durumunda ligin beşinci haftasında Maraton Lig TV'de yayınlanmayacak.

Öte yandan Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu’nun Maraton'un Show TV'de yayınlanması konusunda geçen hafta Karamehmet’le kontrat yaptıkları da söylentiler arasında.

İşin bu raddeye gelince, ekran kirliliğinden kurtulduklarını sananlar tam anlamıyla ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş...’ oldu.

Yine de bu ‘on dakika ara’ Toroğlu hayranlarının duygularını dile getirmeleri için fırsat oldu.

Bu arada en fazla başı ağrıyanlar Digitürk Müşteri Hizmetleri’ndeki görevlilerden Deniz Yurttaş, Nida Sümer, Didem Oral ve arkadaşları oldu.

Özellikle Galatasaraylılar’dan yağan şikayet mesajlarının ortak noktasını şu ifadeler oluşturdu:

“Maraton programında yorum yapan Erman Toroğlu’nun Galatasaray – Malatyaspor maçından sonra ertesi gün düğünü olacak Ümit Karan’a sorulmasını istediği ahlak dışı soru, çirkin benzetme, edep dışı tutum, yuva kurmaya hazırlanan gençler için kullandığı aşağılayıcı ifade, çocukların da seyrettiği bir programda toplumun genel ahlak ve terbiye kurallarına vurulan darbelerin sonuncu ve en kötü örneği olmuştur.

Sürekli argo konuşan bu mahalle kabadayısı, külhanbeyi tavırlı kişiyi derhal kovun ve onun adına kurum olarak Ümit Karan’dan resmen özür dileyin.

Bu yüzden Lig TV aboneliklerimizi iptal ettireceğimizi, bunun yanı sıra RTÜK’e şikayette bulunacağımızı duyururuz”

Digitürk Müşteri Hizmetleri bu şikayet yağmurunu “Sayın abonemiz.
Değerli paylaşımınız için teşekkür ederiz.
Talep ve şikayetleriniz değerlendirilmek üzere ilgili birime iletilmiştir” biçimindeki proforma mektupla yanıtladı.

Digitürk yönetim Kurulu Başkanı Karacan, şikayet sahiplerinin isteğini yerine getirerek Toroğlu’nun Lig TV’den kovmasına kovdu ammavelakin ekranları onun latif esprilerinden kurtarmayı başaramadı.

Maalesef televizyon alemi reyting canavarının esiri olduğu sürece temiz ekran ham bir hayalden öteye geçemez.

Kendini canlı yayında öldüreceğini söyleyerek reytingleri tavana vurduran bir yorumcunun trajedisini yansıtan Amerikan filmini hatırlarsanız, kanal sahiplerinin Toroğlu gibi seyircileri kışkırtacak piyonları bozuk para gibi nasıl kullanıp kullanıp harcadıklarını zihinlerinizde canlandırabilirsiniz.

Eleştiriyi hakarete dönüştürmek, dangıl dungul konuşmak, küfrü meziyet ve salt kendisine mahsus ayrıcalık sanmak ve tüm bunları ‘seyirci kahve ağzını seviyor’ salatasıyla savunmaktaki süper zekalar, ekran lordlarının ellerindeki birer kukladan ibaret olduklarından habersiz, gemi iyice azıya alarak, banka hesaplarının şişmesiyle gurur duymayı sürdürecektir.

Toroğlu’nun dangıllıkları, ciltlere sığmayacak bir kitap olma yolundayken, 26 Ağustos 2005 tarihli Milliyet gazetesinde, Nilay Yılmaz’ın ‘Yakan Top’undan şu alıntıyı yapmadan geçmeyelim:

ARTIK YETER! LÜTFEN!

Erman Toroğlu'nun Pazar gecesi Lig TV'de söylediklerini hepimiz biliyoruz.
Hani şu Ümit Karan'a sorduğu iğrenç soru.
Burada tekrar yazmaya gerek yok.
Birçok köşe yazarımız konuyla ilgili bir şeyler karaladı, çoğu da olayı gaf olarak niteledi.
Ancak sevgili yazarlarımızın unuttuğu bir şey var;

Erman Bey(!), bunu ilk defa yapmıyor ki!
Kendileri "ben kahvehane ağzıyla konuşuyorum" diye diye iyice gemi azıya aldı, programın seviyesi de iyice düştü.
Örnek mi istersiniz?

“Bakirelik yalnız bayanda mı olur? Mesela hakemin bakiresi olmaz mı? Yani bozulmamış bir hakem...”
,
“Rakibin kuyruk sokumundan girerek, anüsteki basuruna ameliyat yapan Emre'yi oyundan atamıyorsun, bir de olmayan bir penaltı, bir takım galip geliyor”,

“Öyle şey tutar gibi tutarsan penaltı olur... Ne olduğunu söylemeyeyim”,

“Ey Beşiktaş taraftarı... Şenol'a o kadar anneni bilmem neresinden bilmem ne yapayım diyorsunuz. Yapacaksanız da bunu düz yerinden yapın. Ters tarafını bırakın”,

“Ya sen kimsin ya, sadrazamın sol şeyinin çocuğu musun? Allah Allah...”

“Şimdi arkadaş bu Van Hooijdonk'un görüntüleri Nouma'yla bir tutulmaz. Nouma elini içeri soktu birinci çinko, ikinci çinko ve tombalayı çekti, Van Hooijdonk sadece üstten taşları yokladı, yerlerinde mi diye. Zaten bu zenciler o bölgeyi çok kurcalıyorlar nedense...”

Tribünlerdeki şiddetin ve küfürün sona ermesi için kampanyalar düzenlenirken, Toroğlu'nun milyonların önünde bunu yapması sporun geleceği açısından ne yaman bir çelişki.

Bir tarafta küfürü ve şiddeti önlemeye çalışanlar, diğer tarafta ekranlardan küfür edenler...

Reyting söz konusu olunca, Toroğlu gibiler de reytingi kadını aşağılayarak yakalamaya çalışıyorlar.

Bu seviyesiz programlar sayesinde de futbol seyircisi olarak stadlarda aşağılanıp yer bulamayan kadınlar, televizyon karşısında da aynı muameleye maruz kalıyor.

TRT Hava Durumu spikeri Ersin İmer "Donsuz geceler" temennisinden sonra ekranlara veda etmek zorunda kalmıştı.

Evet, bu bir gaftı.

Tarzı üslubu akıl almayacak seviyesizlikte olan Toroğlu'na ise kimse bir şey demiyor.

Hani buna göre yazacak, buna göre konuşacaktık?

Kuralıyla oynayacaktık?

Yoksa herkes eşit; ama birileri daha mı eşit?”

Internet’in çapkın başvuru sitesi Ekşi Sözlük’ten alıntıları da ıska geçmeyelim:

“Bir programda yaptıkları şu diyalog unutulmaz:

- Şimdi Şansal ben senin ananı... Seviyorum desem

- Aman hocam karıştırmayalım şimdi...

- Yok dedim dedim... Şansal ben senin ananı...Seviyorum diye tezahürat yapsam olur mu?

- Olmaz hocam, tamam kapatalım bu konuyu... Eveet Uğur öbür pozisyona geç hemen.”

“Ben sana yandan gelir Şansal bi korum, seni kaleye sokarım!..”

“Altmışıncı dakikadan sonra hayalarına bir vururum yerden kalkamazsın!..”

Bu sonuncu latif diyaloglar, Büyüka açısından katlanılması son derece zor pozisyonlardı...

Şansal Büyüka, Toroğlu’nun LigTV’den kovulmasıyla birlikte istifasını verirken, arkadaşlık görünümünde başka bir gerçeği daha ortaya koydu.

O da Erman Toroğlu olmadan Maraton’a çıkma güvenini kendisinde bulamadığı gerçeği...

Toroğlu daha ayaktopu oynarken Büyüka, Milliyet’in ünlü Namık Sevik ekolünün en değerli, geleceği en berrak gazetecilerindendi.

Deneyimi, haberciliği, hepsinden önemlisi takım ruhu ve canlı yayıncılık heyecanıyla Maraton’un “olmazsa olmaz”ı Şansal Büyüka’dır...

Erman Toroğlu ise “olmazsa çok iyi olur”ların başında gelir...


MedyaBurger