Bir süre önce Kontra – Medya ekibi olarak büyütece aldığımız Milliyet’i, spor sayfalarını ana gazeteden çıkarıp ‘Taktik’ ekine taşımasını da eleştirmiştik.

 29 Temmuz’da bu köşede Milliyet iki ana konuda çapraz sorguya alınmıştı.

 Önce geçen asrın son günlerine gidip Milliyet’in yine eskiden olduğu gibi ‘Arkasından okunan gazete’ye dönmesi, yani spor sayfasını arka kapağa almasını dilemiştik.

 Sonra ve daha önemlisi merhum Abdi İpekçi dönemindeki ünlü gurur verici ‘Milliyet yazıyorsa doğrudur’ yaftasının da yeniden kazanılmasını sağlayacak editoryal erdemleri beklediğimizin hasretini dile getirmiştik.

 En sonundaysa kadro genişliği ve etkinliğiyle sporda her zaman başa güreşen Milliyet'in sporunun ana gazeteden kopartılıp ‘Taktik’ ekiyle açıkça dışlanmasından yakınmıştık.

 Yayınımız yaklaşık bir ay sonra ses getirirken, Milliyet yönetimi önce ‘Taktik’ten vaz geçme taktiğini uygulayarak sporu yine ana gazeteye aldı.

 Bu gelişmeyi kutluyoruz.

 Zararından neresinden dönülse kardır.
Zira bu uygulama günde ortalama 50 bin tiraj kaybettiriyordu Milliyet'e.

Şimdi sıra geldi şampiyonluğua.

 Daha doğrusu iki şampiyonluğa.

 Önce Milliyet’i yeniden ‘Arkasından okunun gazete’ yapmak...

 Bununla birlikte ve daha da önemlisi ‘Milliyet yazıyorsa doğrudur’ sloganını geri kazanmak adına yayın politikasını yeniden ilkeli ve mesleksel görevselliğine döndürmek.

 Arka sayfaların ilan sayfası olması, diğerlerine oranla daha pahalıya pazarlandığı gerekçesi tümüyle palavra.

 Açın bakın sistem gazetelerinin hepsinin arka kapakları aynı.

 Aynı kalemden çıkmış bir karbon – kopyalık rezaleti sürdürüyorlar.

 İkinci sayfaya girmeyen çıplakların dış kaynaklı versiyonu bir hatun...

 Genler ya da klonlamalar...

 Ölümsüz yaşamın gizli kalmış sırlarının esrarı...

 Aspirinin binlerce faydası...

 Yeni bulunan kızıl gezegenler..

 Yıllardır hep aynı mavra, aynı palavra...

 Bunların yerine buram buram yerli malı kokan bir Ay – Yıldızlılar; Fenerbahçe, Galatasaray,  Beşiktaş, Trabzonspor ve diğer 14 kulüple ilgili anonslar daha bize yakın ve okunmabilitesi yüksek değil mi...

 Üstelik ilan daha pahalıya pazarlanır, o da cabası.

 Haydi bakalım kolları sıvayın.

 Gazetemizi arkasından okurken yazdıklarının da doğru olmasıyla göğsümüzü şişirelim...