18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Türk gibi hızlı...

KONTR – MEDYA Türk gibi hızlı... Salı günkü gazeteler ağız birliği etmişcesine delikanlılarımızın yatak performansını eleştirirken ’Türk erkeğinin sevişme süresi 3 dakika 7 saniye’ diye, akılları sıra moral bozmaya kalktılar.

 Utrecht Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre Türk erkeklerinin sevişmesi, başından sonuna 3 dakika 7 saniye sürüyormuş.

Yatakspor rekorunu 7 dakika 36 saniyeyle kıran İngiliz erkekleri, haberi yorumlarken, Türk erkeklerinin yastık muhabbetinin yumurta haşlamaktan daha kısa sürdüğünü söyleyerek ulusal performansımızla kafa bulmuşlar...

Bunun üzerine ben de kendi çapımda bir anket yaptım.

Yıllardır Gümbet’e takılan İngiliz hemşire Elisabeth Freelove’ a konuyu anlattığımda Türkperver hanım kahkahayı bastı. Telefon konuşmamız şu şekilde geçti:

- Hello Lisa... Şu İngiliz erkeklerinin yatak zamanlaması hakkında görüşlerini alacaktım da...

Lisa: Hello boy! Ayol bizimkilerin cinsel soğukluğu dillere destandır. Bu araştırmayı yapanları buz gibi uyutmuşlar. Onlar 7 dakika 36 saniyeyi sevişmekle değil uyumakla geçirmişlerdir...

- Yani bu üniversite araştırması dandik bir şey mi!

Lisa: Birazcık bilimsel yanı olabilir ama, hiç inanasım gelmiyor. Kendi tecrübelerimde yaşadığım hayal kırıklıklarından biliyorum çünkü... Ben sana bir şey söyleyeyim mi, bu kronometre hesabı doğru olsa bile, Türk erkeklerinin üstüne eleman tanımadım ben...

 - Şey, yani yeterince Türk tanıdın mı!

Lisa: Ayol deli misin. Yoksa ne diye yıllardır her yaz Gümbet’e geliyorum. Hele o garson Mehmet yok mu, delirtiyor beni... Memy’nin performansı tıpkı haberdeki gibi 3 dakika 7 saniye sürüyor ama İngiliz aşıklar yanında çırak kalır... Zira bizim Con Kikirikler’in tek seansına karşılık Türkler tam üç kez aşk yapabiliyor!

Yaa, şimdi anladın mı... Demek üniversite araştırmacıları tufaya gelmiş. Bizim delikanlıların ulusal sırrının aslını faslını araştırmadan sazan gibi atlamışlar haberin üstüne, diye düşünürken

İngiliz leydi devam etti: Lisa: Bizim hastanenin benim de çalıştığım kürtaj anabilim dalı kürsü başkanı Profesör Moneyman anlatmıştı. Geçen yaz bir çift gelmiş. Adam son günlerde cinsel sorunları olduğunu, ilk sevişmesinden sonra her şeyin normal geçtiğini, ancak ikinciyi denediğinde kan ter içinde kalmaktan yakınmış. Doktor, hayret dercesine kafasını sallarken, karısı atılmış. ‘Doktor’, demiş, ‘bu son derece doğal. Çünkü bizimkinin ilki aralıkta oluyor, ikincisi ise temmuzun ortasında...

’ Karşılıklı kikirdeştikten sonra İngilizlerin bu sevişme süresinde hayli abarttıklarına bir kez daha kanaat getirdim. Ne yedi dakikası, yedi saati, Adalılar’ın muhabbeti tam yedi ay sürüyormuş baksana...

Sunday Times’te haber şöyle devam ediyordu:

 Utrecht Üniversitesi nöro – psikiatristlerinden Dr Marcel Waldinger, araştırmasında sevişme süresinin yaşa da doğrudan bağlı olduğunu belirtirken “Bu 18 – 30 yaş arasında 6 dakika 30 saniye sürüyor, ellisini aşanlar iki dakika daha aceleci davranıyor.”

Marcel bey araştırmada en kısa zamanın 30 saniye, en uzun ömürlü seksin de 44 dakika olduğunu belirtmiş ama rekortmenlerin kimliklerini açıklamamış.

Dr. Waldinger’in, daha önceki araştırmalarında, Lisa hemşirenin anlattığına benzer ‘orgazm sonrası sendromu’ konusunda da çalışmaları var.

 Hastalarından bazıları seviştikten sonra bir hafta boyunca yüksek ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve gözlerinin tahriş olmasından yakınmış. Aynı zamanda nöroseksoloji bölümünün de şefi olan Profesör, bu sendromun sevişme sırasında salgılanan kimyasal salgıların, bağışıklık sistemindeki allerjik etkisiyle ortaya çıkabileceğini savunmuş.

Marcel Waldinger, 1997’nin Aralık ayında yaptığı bir açıklamada da anti – depresan denilen yatıştırıcılarla, bazı ilaçların cinsel yaşamı olumsuz etkilediğini dile getirmişti.

 Profesörün, bu diğer ilaçların başında tansiyon düşürücülerin bulunduğu yolundaki açıklaması, o sıralarda tıp camiasında dalgalanmalara yol açmıştı.

Haberin başına dönersek, İngilizlerin ‘yumurta haşlamaktan kısa dedikleri’ süre içinde, Türk delilkanlılar iki yumurta , bir sucuk yapar, üstüne de gömlek diker.

 Eskilerin dediği gibi ‘Erken olsun, sık sık olsun’...

Medyatör
Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2005 Çarşamba 18:42:33
Güncelleme :25 Mayıs 2005 Çarşamba 19:17:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?