Türkiye'nin sanayileşme hamlesi içinde kimi zaman seçim yatırımı olarak temeli atılan kimi zaman da ödenek bulamayan yatırımlara 130 milyar dolar gömüldü.
Türkiye'nin sanayileşme hamlesi içinde kimi zaman seçim yatırımı olarak temeli atılan kimi zaman da ödenek bulamayan yatırımlara 130 milyar dolar gömüldü. Devlet Planlama Teşkilatı'nın 2009 envanterine giren yarım kalmış 2 bin 232 projenin bitirilmesi için hâlâ 88 milyar dolara ihtiyaç var.
Yıl 1976... Dönemin CHP Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal ile Erzincan Milletvekili Hasan Çetinkaya, TBMM'nin şeref kapısının önüne içinde demir filizleri olan sembolik bir temel getirdi. Temel, dönemin başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan tarafından Erzincan'daki bir takım tezgâhları sanayi tesisi inşaatına aitti. Vekillerin amacı atılan bu boş temelleri toplayarak bir "Temel Müzesi" kurmaktı. Bitirilmeyen yatırımları sembolize edecek "Temel Müzesi" projesi de hayata geçirilemedi ancak yarım kalan yatırımlar sayesinde Anadolu'nun geneli bir "açık hava müzesi"ne dönüştü.
Bugün Türkiye'de özellikle sanayileşme hamlesinin yaşandığı 1960'lardan bu yana bitirilmemiş yatırımlara heba edilen kaynak miktarı Sayıştay raporlarına göre 130 milyar doları buldu. 2003'de 5 bin 556 adet olan yarım kalmış yatırımlardan ayıklama yapan DPT'nin 2009 Yatırım Programı'nda en eskisi 1954 tarihli 2 bin 332 yatırım projesi yer alıyor. Bugüne kadar milyarlarca dolar gömülen bu yatırımların bitirilmesi için ise hâlâ 88 milyar dolara daha ihtiyaç var.
40 HÜKÜMET EKSİTTİ AMA BİTMEDİ
Türkiye'de dönem dönem gündeme gelen ancak "kısmeti bağlanan" kamu yatırımlarına ilişkin tarihin tozlu sayfalarına bakıldığında enerjiden sulamaya, kültür merkezinden otele binlerce ilginç örnek yer alıyor.
Projelerden bazıları seçim yatırımı olarak yalnızca temeli atılıp bırakılırken, bazıları ise ödenek sıkıntısı nedeniyle yarıda kalmış durumda. DPT envanterleri incelendiğinde 1970'li yıllar temel atmanın en popüler olduğu dönem olarak gözleniyor. 1990'lar da siyasi tarihe "projeler dönemi" olarak geçmiş durumda.
Son 50 yıldır tamamlanmayı bekleyen projeler içinde 30'un üzerinde sulama projesi bulunuyor. DPT 2009 envanterine göre bu projelerden en eskisi "Aşağı Gediz Sulama Projesi." Proje "Gediz" adıyla 1954'te başladı. Aradan geçen zamanda 16 başbakan ve 40 hükümet eskiten proje hâlâ tamamlanamadı. 1965'te 9.6 milyon dolara mal olacağı planlanan proje, son DPT envanterine göre 2012'de bitecek. Projenin toplam maliyeti ise 600 milyon doları bulacak. Yani 55 yıldır tamamlanamayan projenin maliyeti, başladığı tarihten bu yana tam 60 kat artmış olacak. Proje, en iyi ihtimalle 65 yaşındayken DPT envanterine veda edecek. Yani Adnan Menderes'in ikinci, Türkiye'nin 20. hükümeti döneminde başlayan proje, 60. hükümet döneminde de sürüyor olacak.
Somut kayıplar konusunda ise Büyük Menderes Projesi ise durumun vehametini gösteren bir örnek. 1990'da nihai büyüklüğe ulaşan projenin o dönemki maliyeti 292 milyon dolardı. 2009 bütçesinde ise maliyet 1 milyar doların üzerine çıktı.
1980'lerde başlayan GAP sulama projesi henüz tamamlanamamış en büyük proje. Bölgeye büyük bir istihdam ve katma değer sağlayacağı bilinen projenin sadece yüzde 18'i bitmiş durumda. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre GAP'in kalbi bu kentteki sulama yatırımlarının tamamlanma oranı ise ancak yüzde 36.7.
LİSELER VE KÜLTÜR MERKEZLERİ DE BOLCA VAR
Başlanan, unutulan ya da yetersiz ödeneklerle "sürünen" projeler arasında eğitim alanındaki birçok proje de önemli bir yer tutuyor. Örneğin Antalya Elmalı'da 1976'da yapımına başlanan ilçe kültür merkezi hâlâ bitmeyi bekliyor. Aynı dönemde yapımına başlanan 52 bitmemiş kültür merkezi, 1994'te yapılmaya başlayan 13 fen lisesi, 220 genel ve Anadolu lisesi, 1995 envanterinden bu yana yapılan 6 Anadolu güzel sanatlar lisesi, 1997'den bu yana bitirilemeyen 50 öğrenci pansiyonu temeli atılmış ama yarım kalmış kapalı yüzme havuzları gibi yatırımlar, Türkiye'nin toprağa gömülen kıt kaynaklarının belgesi gibi duruyor. Bu ve benzeri yatırımlar tamamlansa bile, zaman içinde katlanan proje maliyetleri yüzünden Türkiye hep kaybediyor.
KAYNAK YETERSİZLİĞİ EN BÜYÜK ENGEL
Hazine Müsteşarlığı ve DPT müsteşar yardımcılığı görevlerinde bulunan CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, DPT envanterinde bulunan proje sayısındaki artışı "Bazen çok baskı olabilirdi veya ödenekler düşük olurdu. Böyle zamanlarda projeler 'etüt proje' adı altında programa alınır ve düşük bedellerle yürütülürlerdi" sözleri ile açıklıyor. Öztrak, bitmeyen projeler konusunda da şunları söylüyor: "Ülkenin kaynakları olsa daha hızlı kaynak ayrılabilir ve tamamlanabilir. Ama bu ülkenin kamu kaynaklarının yeterlilik problemleri var. Bu yüzden etap etap tamamlanması gerekiyor. Başka projelerin gerçekleşmesi için aşırı baskı yapılması yüzünden bu tip projeler gecikiyor. Tabii kimi zaman bunlar, çok büyük bir kaynak kaybı yaratıyor. Sulama amacıyla proje yapıyorsunuz, sulama kanallarını yapamıyorsunuz. Fizibiliteyi ortadan kaldırıyor. Bunu göze alıyor siyasiler. Bu biraz siyasinin fayda eğrisi ile ülkenin kaynak arzı eğrisinin çakıştırma çabasını bir tek DPT gösteriyor."
EKOLOJİK DENGEDE OLUMSUZ ETKİLENDİ
Bir türlü bitmeyen projelerin ekonomiye verdiği zarar, maliyet artışları ve boşa harcanan milyarlarla sınırlı değil. Örneğin, 2009 ödeneğiyle 54.5 yıl sonra bitecek olan ve henüz üçte biri tamamlanan Bafra Sulama Projesi, yalnızca ekonomik hayatı değil ekolojiek dengeyi de olumsuz etkiliyor. Bitmeyen proje yüzünden zorda kalan çiftçinin yeraltı sularına yöneldiğini anlatan Samsun Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Zeki Acar, "Çiftçi suyu çekerken elektrikli pompalar kullanıyor ve maliyet yükseliyor. Aynı zamanda hepsinin analizi yapılmadığı için bu sular, ovada tuzlanma sorununa yol açıyor. Denize kıyısı olan bölgelerde hızla çekilen yeraltı sularının yataklarını deniz suyunun istila etme riski de var. Bekleyen büyük bir tehlike daha var. Çiftçi tarafından sömürülen yeraltı suları ile beslenen Bafra civarındaki göller ve Kızılırmak Deltası'nda su seviyesi günden güne azalıyor. Bitmeyen sulama projesi doğayı da öldürüyor" dedi.
İŞTE BİTMEK BİLMEYEN PROJELER
1954 / Aşağı Gediz Projesi
Proje Gediz adıyla 1954'te başladı. İlk DPT planı 1963'te yapıldığı için envantere bu yıl koduyla girdi. 1965 DPT planında revize edildi. Aşağı Gediz oldu. 1965'te toplamı maliyeti 87.790.000 TL yani, 9 milyon 668 bin 502 dolardı. 2124 hektometreküp depolama, 108 bin 200 hektar sulama 56 bin 412 hektar taşkın kapasiteli nihai şeklini 2000'de aldı. Projenin 2004'te bitirilmesi ve 353 milyon 397 bin dolara mal olması hedefleniyordu. Ancak 2009 envanterinde projenin bitiş tarihi 2012 olarak kayda geçti. 2009 rakamları ile 599 milyon 865 bin dolar olan bütçenin tamamlanması için 5 milyon dolar civarında kaynak gerekiyor. Aslında projenin yüzde 99'u tamamlanmış görünüyor. Ama 835 bin TL'lik 2009 ödeneği hesaplandığında Aşağı Gediz'in DPT envanterinden çıkarılması için 9.6 yıl daha gerekiyor.
1976 / Antalya Elmalı İlçe Kültür Merkezi
1976'da programa alındı. İlk kez 1994'te tekil olarak bütçeye girdi. 1995'te bitmesi gerekiyordu. Proje bedeli 2 milyon 132 bin dolardı. 2009'a gelindiğinde ise yaklaşık beş milyon dolar harcanmış durumda olan kültür merkezinin yapımı için 3 milyon dolar daha gerekiyor. 2009 için ayrılan ödenek 200.000 TL. Bu da merkezin 21.7 yıl sonra tamamlanacağını gösteriyor.
1965 / Bozkır-Hadim-Adiller (Konya-Karaman)
100 km'lik yol, 1965'te programa alındı. 1968 bütçesinde 550 bin dolar maliyetle 1972'de bitecek şekilde planlandı. 2009'a gelindiğinde harcanan para 32 milyon dolara çıktı. Yolun tamamlanması için 7 milyon dolar daha gerekiyor. 2009 bütçesindeki 500.000 TL payla 20.6 yıl sonra bitmesi mümkün görünüyor.
1966 / Büyük Menderes Projesi
Projenin başlangıcı 1962. Aşağı Büyük Menderes Projesi olarak 1966'da bütçelendirildi. 1974'te bitmesi gerekiyordu. Proje sürekli revize edildi. Nihai büyüklüğüne 1990'da ulaştı. 1100 hektometre depolama, 95297 hektar sulama, 35000 hektar taşkın kapasiteye ulaştı. 1994'te bitmesi öngörüldü. 2009'da 2001'de bitmesi planlandı. Şu anki durum itibariyle ancak yüzde 93'ü bitirilebildi. Hayli ciddi bir ödeneğe sahip olsa da, bu haliyle bile 2017 civarında bitecek.
1977 / Hopa-Kemalpaşa-Sarp Karayolu
30 km'lik yol, başladığı gibi hızla bitirilse 1981'de hizmete girecekti ve o dönemde 17 milyon 825 bin dolarlık maliyeti vardı. Oysa gelinen aşamada 173 milyon dolar harcanan yolun 2009 ödeneği sürdüğü takdirde 53.2 yılda bitmesi mümkün görünüyor.
1990 / Bafra Ovası Sulaması
47.727 hektar sulama kapasiteli proje 1990'da başladı. Nihai büyüklüğe 1997'de erişti. 181 milyon dolara mal olacaktı. Bugünkü maliyeti 420 milyon dolara çıktı. 135 milyon dolar harcandı. 2009 ödeneği 5 milyon dolar. Bu ödenekle 54.5 yıl sonra bitecek.
1991 / Bingöl-Gözeler
8 başbakan 13 hükümet eskiten DAP kapsamındaki 19 hektometre depolama, 1572 hektar sulama kapasiteli projenin yapımına 1991'de başlandı. Hesaba göre 1995'te bitecek, 45.400.000.000 TL yani 15 milyon 480 bin dolara mal olacaktı. Ama 2009 planına göre maliyet şu anda 50 milyon civarında. Bugüne kadar harcanan para 20 milyon dolar kadar. 2009'da bu projeye ayrılan pay yalnızca bin TL. Biterse Yeniköy, Sarıçiçek, Kardeşler, İbraman, Dere-Nazik, Gözeler, Dik, Kumgeçit, Çeltiksuyu gibi birçok köy sulu tarım imkânına kavuşacak. Ama bitmesi mümkün görünmüyor.
1995 / Koyuntepe ve Hamzadere Barajları
213 hektometreküp depolama, 29235 hektar sulama, 975 hektar taşkın kapasiteli proje nihai büyüklüğe 1998'de erişti. Nihai büyüklüğe eriştiği proje bedeli 185 milyon dolardı. Şimdi 367 milyon dolara yükseldi. 74 milyon doları harcandı. 2009 ödeneği 3 milyon dolar. Bitmesi için 110 yıl gerekiyor.
1995 / Ankara Kalecik Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
200 yataklı planlanan hastanenin yapımına 1995'te başladı. İlk proje bedeli 7.5 milyon dolar civarındaydı. 2009'a gelindiğinde 5 milyon dolar harcanan hastanenin bitmesi için 13.5 milyon dolar daha gerekiyor. 2009 ödeneği ise 950.000 TL. Bu hızla proje 19.9 yıl sonra bitecek gibi görünüyor.
1996 / Konya Meram Devlet Hastanesi'ne bağlı Onkoloji Hastanesi
1996'da yapımına başlandı. 200 yatak ve 31250 metrekare kapasiteli ve 7 milyon dolarlık bir projeydi. 2009 bütçesindeki maliyeti 31 milyon dolara çıktı. Bugüne kadar 19 milyon dolar harcandı. 2009 bütçesinde 5 milyon dolar ayrıldı. 2010'da bitmesi planlanıyordu; ama bu haliyle bile 2.5 yıl sonra bitebilecek.
2000 / Okulların Deprem Dayanıklılığının Artırılması Projesi
Proje 81 ili kapsıyor ve 2000-2011 arasında bitmesi öngörülüyor. Oysa 750.000.000 TL bedelli projeye harcanan miktar yalnızca 127.400.000 TL. 2009'da 70.975.000 TL daha harcanması planlanmış durumda. Bu hesapla 8.7 yıl daha sürecek bu proje sırasında deprem yaşanmamasını ummaktan başka çare yok gibi görünüyor.
Sözün özü şudur: " bu sonuç kötü bir düzenin sonucudur!Devlet kurumlarıyla siyasetin bir bütün olduğu bir düzenle idare olunan bir ülkeye sahibiz. Bunun sonucu olarak projeler siyasi yapılıyor. devletin kurumları siyasete bağlı işliyor, hükümetler deyişincede yapılan projeler iptal ediliyor, yarım kalmış yatırım haline geliyor. Çünkü düzen devlette devamlılığa imkan vermiyor! ne yazıkki; bu ülkede kötü bir düzen kötülüklerini böylesine sergilerken, kimse düzenin kötülüğünü düşünemiyor, anlayamıyor.Bilinmelidir ki, düzenler düzenekler, sistemler büyük hatalardan dolayı kötü olmazlar. genelde sistemleri kötü bir düzenek haline getiren basit hatalardır.Bu basit sistematik hatalar sistemleri iflas ettirir. Sistemler iflas edince çoook büyük sorunlar ortaya çıkar ki; bu büyük sorunların debdebesi içinde benim gibi birisi çıkıp hatanın basit olduğunu söyleyecek olsa, herkes güler geçer! Sonuç olarak, düzen ıslah edilmeden hiç bir şey değişmez!