20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

15 yıldır hep aynı nakarat

Krizin etkisini artık iyiden iyiye hisseden Türkiye'de cumartesi günü 'Alışveriş için Gün Bugün...' adlı bir kampanya başlayacak. Amaç morelleri yükseltmek. 7-8 yılda bir kriz yaşayan Türkiye'de morale gerçekten çok sık ihtiyaç oluyor. Bu yüzden de bu kampanya bir ilk değil.

"Alışveriş için Gün Bugün..."Giderek derinleşen ekonomik krizde moralleri düzeltmek, alışverişi arttırarak çarkları çalıştırmak için cumartesi günü başlayacak kampanyanın sloganı bu...

İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde ve 24 kuruluşun da katkısıyla gerçekleşecek kampanya boyunca İstanbul'da beyaz eşyadan gıdaya, tekstilden sağlık ve kozmetik ürünlerine kadar satış yapan binlerce mağaza, alışveriş merkezi ve hizmet noktasında satışlarda yüzde 50'ye varan indirimler yapılacak.

Kampanyanın ana amacı dediğim gibi moralleri yükseltmek. 7-8 yılda bir kriz yaşayan Türkiye'de morale gerçekten çok sık ihtiyaç oluyor. Bu yüzden de bu kampanya bir ilk değil...
Şimdi sizi "tarih gerçekten tekerrürden mi ibaret" dedirtecek bir anı turuna çıkarıyorum.

Türkiye için çalışıyorum

Yıl 1994. Başbakan Tansu Çiller... Türkiye hızla yeni bir krize doğru ilerliyor. Çiller'in beyninin yarısı Hazine Müsteşarı Osman Ünsal'a göre ise Türkiye'de kriz yok. Standart and Poor's ve Moody's Türkiye'nin notunu düşürüyor. Dönemin Türk Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Halis Komili, sert bir üslupla ekonomide bir an önce önlem alınmasını istiyor ve "Ocak'ta ilk not düşürüldüğünde hafife alınmıştı, umarım artık ciddi tedbirler alınır" diyor.

Başbakan Çiller, "Bazı işadamları hainlik yapıyor. Bize karşı olan esnaf, köylü, memur değil. Küçük bir grup, holding patronları" diyerek TÜSİAD'la köprüleri atıyor.
Moraller bozuk, fabrikalar kapanıyor... Koç Grubu 9 şirketinde "ekonomik durgunluk ve düşük talep" nedeniyle üretimi durdurduklarını açıklıyor.

Sonunda kriz patlıyor, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile daha sonra uygulanmasa da anlaşma imzalanıyor.

1994 yılında ekonominin yüzde 6.1 küçülmesine neden olan ve 5 Nisan Kararları'yla sonuçlanan bu krizden en büyük darbeyi her zaman olduğu gibi en zayıf, halka tekstil ve hazırgiyim yiyor.

"Türkiye için çalışıyorum, Türkiye için üretiyorum" kampanyası da dışa açıldıktan sonra ihracat rekorları kıran sektörün "çığlığını" duyurmak için başlatılıyor.
İmece oluşturup tüm işçilerine "beyaz tişortlar" ürettiren hatta yönetim kurulu üyesi Ali Mahmut Abra tarafından marş bile besteleten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), kampanyayı anlatmak ve bu çağrıyı parlamentoda grubu bulunan parti başkanlarına iletmek için de Ankara yollarına düşüyor. Ben de bu heyette yer alıyorum...

"Biz 400 orta ve 40 bin küçük ölçekli işletmeyiz. Yılda 900 milyon adet giysi üretiyoruz. 5 milyar dolar ihracatla en önemli döviz kaynağıyız. 1 milyon işçi 5 milyon aileyiz" diyen TGSD üyelerinin talebi ise toplumun moralini yükseltmek, parlamentoda bitmek bilmeyen kavgaları sona erdirip seferberlik ortamı yaratmak. Sanayicilerin "Gelin birlikte çalışalım, hemen" çağrısı ise ne yazık ki başta Başbakan Çiller olmak üzere ilgi görmüyor. Ne ilgisi, ana muhalefet lideri Mesut Yılmaz tarafından kovmaktan beter ediliyor heyet...

Dönemin başkanı Nur Ger'le o günleri konuşuyoruz. "O dönemde de tedbirler çok geç alınmıştı. Geç alınan tedbirin etkisi ise az oluyor. Ne yazık ki Türkiye'de bir şey değişmiyor" diyor.

Herkes işine kampanyası

Yıl 2001. Başbakan Bülent Ecevit...Türkiye yine siyasette yaşanan kavgalarla boğuşuyor. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, hükümeti ekonomik krizi savsaklamakla suçluyor. Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan gerginlik, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin patlamasına yol açıyor. 21 Şubat 2001 krizi kamuoyunda "Kara Çarşamba" olarak adlandırılıyor.

Krizin etkileri uzun süre devam ediyor. Özellikle batan bankalar nedeniyle özellikle beyaz yakalı binlerce kişi işsiz kalıyor. Çok sayıda işyeri kapanıyor. İş dünyası ekonomik paket ve IMF ile anlaşma istiyor. Krizin çözümü ise ABD'den ithal edilen Kemal Derviş'le gerçekleşiyor.

Büyümenin eksilere düştüğü böyle bir ortamda yine çeşitli kampanyalar gündemde. Bunlardan biri dönemin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı'nın istihdamı, üretimi, ihracatı artıracak "Herkes İşine" formülü. Buna göre bir milat kabul edilecek. Bu milattan sonra işletme, işten çıkardığı tüm çalışanlarını geriye, işe alacak. Ardından iş verdiği her yeni işsiz için ise SSK ve muhtasar vergisinden üç yıllığına muaf olacak.

İşletme, yine aynı milattaki rakama ulaştıktan sonra fazladan kullandığı enerji ve yakıt için vergi ve fonlarda indirimden yararlanacak. İşsizliğe çözüm öneren bu kampanyanın sonucu bugün de aynı şeyler istendiğine göre demek ki alınamamış.

Seve seve alışveriş

2001'in diğer kampanyası ise Türkiye için Seve Seve. İzmir Tolga ve Ali Taran gibi ünlü reklamcıların katkılarıyla düzenleniyor. Toplumsal bir harekete dönüşen kampanya boyunca indirimler yapılıyor, festivaller düzenleniyor yani toplumun krizle bozulan morali düzeltilmeye çalışılırken cirolar da artıyor. Kampanyanın etkisi İstanbulla sınırlı kalmıyor. Ankara'da, Balıkesir'de İzmir'de mehter marşı eşliğinde başlayan kampanyalarla krize savaş açılıyor.

Alışveriş için Gün Bugün

Geldik 2008'e. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan... Bu kez yaşanan kriz sadece Türkiye'nin değil, dünyanın. Türkiye ekonomisi göreceli olarak 1994 ve 2001 krizlerine göre sağlam. Kemal Derviş, IMF ve bu politikaların devamlılığını sağlayan AKP sayesinde ekonominin rasyoları daha iyi. Ama dediğim gibi kriz dünya krizi.

Dünya yangın yeri. Ve Türkiye'ye de yangın sıçramış durumda. İlk etkilenen ise artık en zayıf halka tekstil ve hazırgiyim değil tüm sektörler. Piyasada ciddi bir durgunluk yaşanırken ilk açıklama TÜSİAD'dan geliyor. "Çok tedirginiz. Hükümet tedbirleri zamanında alsaydı krizin etkisini daha az hissederdik" diyen TÜSİAD'a Başbakan'dan tepki gecikmiyor: "Dünyadaki yangına körük tutanlar var..."

Her gün işçi çıkarımları sürüyor, fabrikalar kapanıyor... Alışveriş merkezleri panikte. Yeni bir kampanya işte böyle gündeme geliyor. Önce sektör temsilcilerinin başlatacağı İTO'nun destek olacağı sanılan kampanya İTO ve belediye öncülüğünde başlıyor. Alışveriş için Gün Bugündür... Yüzbinlerce insanın işsiz kaldığı, işsizlik tehdidinin sürdüğü bir ortamda kampanyanın ne kadar başarılı olacağı belirsiz.
Sonuç olarak tek bir gerçek var... Geçmişten ders almayanın geleceği olmaz.

Jale Özgentürk - Referans
Yayın Tarihi : 22 Kasım 2008 Cumartesi 17:41:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yasin TEFON IP: 88.254.206.xxx Tarih : 25.11.2008 00:20:02

Konuya Uluönder ATATÜRK' ün bir sözüyle başlayayım " Yerli Malı Al Paranla Yanlız Kal" demiştir. Yurt dışına açıl ülkeye yabancı para akışına izin ver ülkeyi sat dememiştir. Zamanın Başbakanı Tansu ÇİLLER' e tarafımızdan gönderilen ekonomi pakedine uyulsa idi şimdi böyle olunmazdı..Bu saatten yapılacak olan hayırlı demek...


Gökhan IP: 85.108.154.xxx Tarih : 22.11.2008 17:51:07

Krizleri önlemek için tek yol yerli malının teşviki,üretebildiğimiz malların ithalatının yasaklanmasıdır.Hayvancılık,tarım,tekstil ülkemizde bilerek isteyerek bitirilmiştir.Sırf ithalatçıların yararına kanunlar çıkarılmıştır.Yerli ürünlerin yabancı mallarla rekabet şansı ortadan kaldırılarak tekstil,tarım ve hayvancılık öldürülmüştür.Bu vatana ihanettir açıkçası...