Avrupa Adalet Divanı’nın, PKK’nın Avrupa Birliği terör örgütleri listesinden çıkarılma talebini kabul ettiği haberi geniş yankı uyandırdı. Ancak AB yetkilileri, kararın PKK’nın listeden çıkması anlamına gelmediğini belirtiyor.
Avrupa Adalet Divanı’nın, bugün yaptığı toplantıda, “PKK’nın Avrupa Birliği terör örgütleri listesinden çıkarılma talebini kabul ettiği” haberi Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Basın kuruluşları “flaş” uyarısıyla haberi duyurup “şok” yorumu yaptı. Ancak kararın yanlış değerlendirildiği, Adalet Divanı’nın 2002’de PKK’nın AB terör örgütü listesine alınmasını itirazını “haklı” bulduğu; ancak o tarihten bu güne listenin sürekli güncellendiğini ve son olarak 2007’de güncellenen listenin değiştirilmesinin söz konusu olmadığı belirtildi.
Anadolu Ajansı, haberi “Avrupa Adalet Divanı’nın, PKK’nın AB terör örgütleri listesine alınmasına ilişkin AB Konseyi kararını iptal ettiği, PKK ve KONGRA-GEL isimlerinin listeden çıkarılmasını kararlaştırdığı” şeklinde duyurdu.
ÖCALAN’IN 2002’DEKİ BAŞVURUSU
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Osman Öcalan “PKK’nın şefi” sıfatı kullanarak, merkezi Lüksemburg’da bulunan Adalet Divanı’na avukatları aracılığıyla başvuruda bulunmuş, örgütün 2 Mayıs 2002’de dahil edildiği AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasını talep etmişti. Bu girişime, KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi) adına da Şerif Vanlı katılmıştı.
Avrupa Birliği’nin en yüksek yargı organı Adalet Divanı, 15 Şubat 2005 tarihinde, AB Konseyi’nin PKK’yı AB terör örgütleri listesine alan kararına yönelik bu itirazları reddetmiş, Osman Öcalan’ın, “artık var olmadığını”, “eylemlerinin yasal olmadığını, bizzat kendisinin belirttiği söz konusu örgütü temsil etme yetkisi bulunmadığını” açıklamıştı. Mahkeme, “var olmayan” PKK’nın, KNK üyesi de olamayacağını belirtmişti.
Adalet Divanı, geçen yılın başında, temyiz üzerine, Osman Öcalan’ın adli başvuru hakkı olduğu görüşünü onaylayarak teröristlerin taleplerinin tekrar incelenmesine yeşil ışık yakmıştı.
HALKIN MÜCAHİTLERİ İÇİN DE KARAR ALINMIŞTI
Avrupa Adalet Divanı, 2006 aralık ayında, İranlı muhalif örgüt Halkın Mücahitleri’nin AB terör örgütleri listesine alınması ve mal varlıklarının dondurulmasına yönelik kararı iptal etmişti.
Adalet Divanı, AB Konseyi’nin 2002 yılında aldığı bu kararın “gerekçesiz olduğunu” ve “savunma haklarını” ihlal ettiğini, kararın savunma dinlenmeden verildiğini belirtmişti.
Adalet Divanı yetkilileri, bu kararın ardından, Halkın Mücahitleri örgütünün AB terör örgütleri listesinden çıkarılması gerekeceğini duyurmuştu.
Halkın Mücahitleri örgütünün sorumlusu Meryem Recavi, basına yaptığı değerlendirmede, “Adalet Divanı’nın kararını memnuniyetle karşıladıklarını, örgütün teröristler listesine alınmasının İran’daki mollaları tatmin etmeye yönelik siyasi bir eylem olduğunu, adli kararın, örgütün yasal yapısına güç kazandırdığını” söylemişti.
AB SERBEST BIRAKMAMIŞTI
AB Adli Servis Müdürü Jean-Claude Piris, Adalet Divanı’nın kararından sonra Halkın Mücahitleri’nin AB terör örgütleri listesinden çıkarılmayacağını ve dondurulan mal varlığının serbest bırakılmayacağını açıklamıştı.
Piris, buna rağmen, AB’nin karar organı olan Konseyin, “terör örgütlerine karşı tavrını tekrar belirlemek” durumunda kalacağını ifade etmişti.
AB, Adalet Divanı’nın bu tür kararları üzerine, terör örgütleri listesine alınanlara “bir şekilde” savunma hakkı vermenin ve listeye alınma kararına “gerekçeli” temel hazırlamanın yollarını arıyor.
AB’DE TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİ TARTIŞMASI
AB terör örgütleri listesinde yer alan Hamas’ın Filistin seçimlerinden zaferle çıkmasının ardından sıkıntılı günler yaşayan AB bünyesinde terör örgütleri listesine ilişkin tartışmalar uzun zamandır devam ediyor.
AB diplomatları, Adalet Divanı’nın Halkın Mücahitleri ve PKK kararları ardından yeni tartışmalara konu olan ve “ne işe yaradığı” sorgulanan AB terör örgütleri listesinin “bir anda çökebileceğini” ileri sürüyorlar. AB, ABD’de, 11 Eylül 2001’de yaşanan terör eylemlerinin hemen ardından oluşturduğu terör örgütleri listesine Hamas’ı en baştan almış, bu örgütün siyasi kanadını da daha sonra listeye eklemişti. ABD tarafından da “terörist” olarak nitelenen Halkın Mücahitleri de, PKK da listeye 2002’de eklenmişti.
Terörizme karşı mücadele, terör örgütlerinin mali gelirlerini kontrol etmek ve engellemek amacıyla oluşturulduğu var sayılan liste, özellikle adli kurumların görüş ve kararları dikkate alınarak şekillendiriliyor.
Her 6 ayda bir gözden geçirilen terör örgütleri listesinde değişiklik yapmak için AB dışişleri bakanlarının mutabakatı gerekiyor. AB bürokratları, “teknik ve gizli” olarak nitelendirilen toplantılar çerçevesinde listenin içeriğini belirlerken, alınan kararların gerekçelerini açıklamak zorunda bırakılmıyor.
AB listesinde yer alan PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin çeşitli AB ülkelerinde temsilcilikler bulundurmaları ve izinli gösteriler düzenlemeleri, bu örgütlerin üyelerinin bazı AB ülkelerinde “himaye edilmeleri” de söz konusu listenin etkinliğinin sorgulanmasına, diplomatik gerginliklere ve çeşitli eleştirilere konu oluyor. Belçika Dönem Başkanlığı sırasında, 2001 sonunda, “ABD’nin baskılarıyla” oluşturulan AB terör örgütleri listesinin “sadece sorun kaynağı olduğu” görüşünü savunan bazı AB’li diplomatlar ise Adalet Divanı kararlarının, “listenin çökertilmesi için bahane olarak değerlendirilebileceğini” ileri sürüyor.
KARARIN YORUMU: PKK LİSTEDEN ÇIKMADI
Kararı NTV’ye değerlendiren AB yetkilileri ise, Avrupa Adalet Divanı’nın bugünkü kararının PKK’nın terör örgütleri listesinden çıkarılması anlamına gelmediğini söyledi.
AB yetkililerine göre, son kararıyla 2002’deki şikayeti haklı bulan Avrupa Adalet Divanı, davacıların, PKK’nın terör örgütleri listesine alınmasının AB yasalarına aykırı biçimde yapıldığını savunan tezlerine hak vererek, bu konudaki 17 Haziran 2002 tarihli AB Konseyi kararını iptal etti. Gerekçeli kararda, PKK’nın listeye dahil edilmesi konusunda yeterli gerekçe gösterilmediği ve izlenen prosedürün davacının açıkça anlayabileceği şekilde olmadığı belirtildi.
AB’nin terör listesi oluşumunu saydam bulmadığını, prosedürün değişmesini istediğini duyuran Avrupa Adalet Divanı’nın kararlarının yaptırım gücü var. Ancak bu karar, AB’nin 2002’den bugüne her yıl güncellediği ve son olarak 2007 Aralık ayında duyurduğu terör örgütü listesinin değişmesi sonucuna yol açmayacak; listenin yeterli gerekçe gösterilerek, şeffaf bir şekilde hazırlanması gibi bir sonucu olacak. AB Konseyi’nin kararı, temyize götürme hakkı bulunuyor.
Adalet Divanı daha önce de terör örgütleri listesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak oluşturulduğunu belirtimişti. Şimdi de terör örgütüne alınış nedenlerinin daha açık ifade edilmesini istiyor.
İsveç’te bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan da, gazetecilerin soruları üzerine, “konunun henüz net olmadığını” savundu.
Adalet Divanı Kararına Türkiye Ne Tepki Verdi?
Avrupa Adalet Divanı'nın, terör örgütü PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasına ilişkin AB Konseyi kararını iptal etmesi siyaset dünyasında yankı buldu. İşte tepkiler:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsveç'te gazetecilerin sorusu üzerine, "Gelen bilgiler net değil. Net gelsin ondan sonra gerekli açıklama yapılır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, kararı, "emperyalist güçlerin Türkiye üzerine oynamakta oldukları oyunun yeni bir perdesi" olarak değerlendirdi.
"AB ülkeleri terör örgütüne bugüne değin, gizli kapaklı yapmış oldukları lojistik desteği, bu kez açıkça ortaya koymuşlardır" diyen Okay, "Malumu ilan etmişlerdir. Terörün haklısı olmaz, kanlısı olur. Esasen siyasi bir karar organı halinde misyon Adalet Divanı'nın bu kararı, AB ülkelerinin bugüne değin terör örgütüyle olan ilişkilerinin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur" dedi.
Okay, teröre böylesine güç ve destek veren bir anlayış karşısında Türkiye'nin AB ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, kararı "AB ülkelerinin önemli bir kısmının, Türkiye'ye karşı gizlice yürüttüğü kampanyanın açığa taşınması" olarak değerlendirdi.
AB'nin, PKK'nın Avrupa'daki faaliyetleri konusundaki duyarsızlığının bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden Ekici, kararın sürpriz olmadığını söyledi.
Ekici, "Bu Türkiye'ye karşı bir ataktır. Bu atağın karşılığını başta hükümet ve sivil toplum örgütleri vermelidir" dedi.
DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, kararın metanetle karşılanması gerektiğini öne sürdü.
Kararın Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini belirten Demirtaş, "Türkiye'de şokla karşılanan haber. Bizim tavsiyemiz, kararın metanetle karşılanması" dedi.
Kararın, Türkiye'nin Kürt sorununa bakış açısını ne kadar değiştireceğini bilemediğini ifade eden Demirtaş, "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak kendi sorunumuzu çözecek iradeye sahip olduğumuzu göstermeliyiz. Kürt halkını, uluslararası güçlerin elinden almak için Kürt sorununu çözmeliyiz. Sorunu biz çözmedikçe bizim dışımızda tartışılır, çözülür" diye konuştu.
İleride başka değişik kararlar da verebileceğini ileri süren Demirtaş, "Kararı metanetle düşünmeli, 'Biz nerede yanlış yapıyoruz?' bunu tartışmalıyız. PKK'nın terör örgütü olup olmadığı konusunun asli sorun olmadığı gerçeğinden hareketle, Kürt sorununu asli sorun olarak ele almalıyız. PKK'yı da bu sorunun bir parçası olarak ele almalıyız" ifadesini kullandı.
"PKK bir sorun değil, sonuç olarak değerlendirilmeli" diyen Demirtaş, "Sorunu çözmeye başladıkça PKK'nın kullandığı şiddeti çözmek kolay olacaktır" dedi.
DTP Grup Başkanvekili Demirtaş, "PKK'ya terör örgütü demedikleri, bunun için de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendileriyle görüşmediğine" yönelik bir soru üzerine, "Sayın Başbakan'ın çok kullandığı bir argümandı. Başbakan, hepimizin başbakanı. Gönül ister ki uluslararası kamuoyunun baskısıyla değil, vicdanını dinleyerek adım atsın. PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul etmememiz, şiddeti onaylamak anlamına gelmez" dedi.
Demirtaş, şiddetin karşısında olduklarını, ancak sorun doğru tanımlanırsa şiddet sorununu çözmenin daha kolay olacağını belirtti:
"Sorunu, çok boyutlu bir siyasal sorun olarak görürsek, çözümü kolay olur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürt olarak, kendi sorunumuzu kendi ülkemizde çözülmesini isteriz. Ülkemize baskı yapılmasını doğru bulmayız. Karar, bize kendi içimize dönme zemini sağlarsa çok da zarar görmeyiz."
sizler daha halla Avrupanin adaletlimi oldugunu inaniyorsunuz. avrupa adaletsizligin krali ben kendim biliyorum hemde yakindan ben almanyada yasiyorum. gecen sene bir araba benim arabama carpmisti bende hakliydim cünkü karsi taraf yani carpan kisi dur isaretini gördügü halde bana carpti benim gecis hakki oldugum yolda. neyse polis cagradik hakli oldugumuz yerde polis sirf Alman vede bayan oldugu icin bizi haksiz duruma düsürdü Allahtan bir kac görgü tanigi bizim alehimize sahitlik yaptilar. vede sonundada kazandim simdi ise Alman polisini dava ettim görevini kötüye kulladigi icin bakam ondada haksizlik olursa Allaha havale edecegim. saygilar vede tsk ederim okudugunuz icin.
avrupa pkklı teröristler simdiye kadar hiç bir şey yapmamış tutuklananlar var ama onlar avrupaya karşı suç işleyenler yani avrupa zaten pkk ya dokunmuyor listeye alsa ne olur almasa ne olur kendimizi kandırmayalım devlet olarak avrupaya yaptırımlar uygulayamassak sonumuz iyi değil
Biz Türkiyete yasiyanlanlar ya bir seyleri anlamiyoruz veyahutta anlamak istemiyoruz Ben ve benimgibi düsünen vatan evletlari Avrupadan devamli yazmisizdir BIR kürt yani dürk düsmani PKK li bin Türke beteltir avrupalinin gözünde tefalarca hatirtlamistik ama bizim millete kaliba anlatamatikya anlamak istemetiler yine söyliyorum AVRUPADA TÜRKLERI GÖRMEK ISTEMIYOOOOORLAR. Hele birde müslüman ise yani ben simti alinan karara sasirmadim gerci bize birsey olmaz biz herseyin üstünden gelirizyeterki birlik beraberlik icinde olalim Türkiye icindeki DÜsmani tam göremiyor veya görmüyor acikliyalim MATTEBIR KRIZ YARADANLAR MATTE IKI EKONOMIYI ENGELLEYENLER ÜC PKK YA LOJISTIK VE HERTÜRLÜ TESDEKVERENLER 4 HÜKÜMETLERIN ISTIKRAR SAGLAMASINI ÖNLEYENLER. ARKADASLAR ÜZGÜNÜM YAZMAKLADA BITMEZ BU SORUNLAR . saygilar sunarim OFLU FATIH
tamamen doğru bir karar