20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Atatürk, Hz. Muhammed'e hayrandı

Yazar ve emekli binbaşı Erol Mütercimler, 25 yıllık emeğinin ürünü “Fikrimizin Rehberi” kitabında büyük kurtarıcının yaşamına ilişkin detaylar veriyor. Mütercimler Atatürk’ün sirozdan değil, kanserden öldüğünü ileri sürüyor

Yeditepe, İstanbul Ticaret ve Mersin Çağ Üniversitelerinde ders veren, yazar, emekli binbaşı Erol Mütercimler’in 25 yıldır yazdığı ve Ergenekon soruşturması sırasında sekteye uğrayan (kitapla ilgili dokümana da el konulmuştu) “Fikrimizin Rehberi: Gazi Mustafa Kemal” kitabı çıktı. Kitap, tartışma yaratmaya aday nitelikte.

1250 sayfalık kitabınız devlet adamı, asker Atatürk’ün yanı sıra moda deyimiyle “İnsan Atatürk’ü” de anlatıyor... Çekindiniz mi?

Hayır çünkü tüm bunların yanında beni en çok ilgilendiren, Türk insanına anlatmamız gerektiğine inandığım onun dört büyük (Napolyon, Sezar, Büyük İskender) askeri stratejik dehadan biri olduğuydu.

Orhan Pamuk, “Atatürk’ün romanını yazmayı çok isterdim ama bu mümkün değil” dedi. Sizce?

Katılmıyorum. Romancı özgürdür. Hatta Atatürk’ün gerçek yaşamını bile yazmak zorunda değil. Ama belgeselci gerçek yaşamını anlatmak zorunda.

Mustafa’yı seyrettiniz mi?

Evet, ama olumlu değilim. Ama benim değerlendirmelerim subjektif ve adil olmayacaktır. Çünkü ben de bu biyografiyi yazdım.

Ama siz de “İnsan Atatürk”ü yazmakta sakınca görmediniz?

Tabii ki yazılacak. Ben de aşklarını, ilişkilerini yazdım. Hatta sağ başparmağı içe basar, onu bile... Esirgediğim bir şey yok yani.

Ama...

Ama bunları “O bunu demiş, karşılığında bu da şunu demiş” diyerek verdim. Mesela Mustafa Kemal içki içiyor, hem de Harp Okulu’ndan beri. Ama ayyaş değildi. Günde bir kilo içmezdi. Öldür Allah gecede üç duble içebiliyor. Çünkü bir dubleden sonra alkol onu sarsıyor. Baş ağrısı çekiyor. Gündüz içmeye de karşı. O üç nedenden içer ki, Hasan Rıza (Soyak) başta olmak üzere bunu da herkese söyler: “Beynim 24 saat çalışıyor, beni uyutmuyor. Uyumam lazım” der.

Yani rahatlamak için?

Ayrıca yaşamı boyunca sindirim sorunu, peklik çekmiştir, onu rahatlatan tek şey de alkoldür. Bir de “Çevremi görüyorsunuz, ben içmeyim de kim içsin. Soframa geliyorlar, ama kimse rahat yanıt veremiyor ama alkol onları rahatlatıyor” der. Onların çok içmesine izin verir, ama kendisi sabaha kadar toplam üç duble içer.

Kemal Tahir gibi... O da uzun rakı sofralarında sürekli içer gibi görünür, bir iki-kadehle otururmuş.

Evet, Can (Dündar) orada yanılmış. Ama bunda kötü niyet aramıyorum. Para kazanabilmesi ve yurtdışında ödül kazanabilmesi için böyle bir belgesel yapması gerekirdi. Gerçek Atatürk’ü yapsaydı kimse ona ödül vermezdi. Çünkü o tür bir belgeselde devrimci Atatürk de Kurtuluş Savaşı da olmak zorundaydı. Ama Pamuk’un böyle bir zorunluluğu yok. O romanını istediği gibi yazabilir. Hatta bir başka romancı çıkıp cinsel tercihlerinin farklı olduğu üzerine bile yazabilir. Ya da bir başkası “9’u 5 geçe Mustafa Kemal’in kalbi durdu ve 6 geçe tekrar çalışmaya başladı” diye başlayan bir roman da... Buna da kurgu diyorlar. Gani Müjde’nin yaptığı gibi... Buna kim ne diyebilir? Ama iş belgesel olunca değişiyor.

Orhan Pamuk’un hiç mi haklılılık payı yok?

Var çünkü bunu için önce gerçek bir Atatürk filmi yapmak zorundayız. Kraliçe Elizabeth, Napolyon, Sezar gibi. Sonra detaylara girilirse problem olmaz. Şu an Atatürk’le ilgili hiçbir şey yok. O yüzden gerilim oluyor. Orhan Pamuk yazsın ama önce Şevket Süreya’yı, Hasan İzzet Dinomo’yu aşalım. Kimse o zaman Orhan Pamuk’a itiraz edemez. Çünkü o Orhan Pamuk’un Atatürk’ü olacaktır. Bu belgesele de itiraz edilemezdi, Can Dündar “Benim gözümden Atatürk” deseydi.

Diktatör müydü?

Kitapta bu konuda çok anı var. 1932... Tarih kongresi. Bir öğretmen gelir, elinde İtalyanca bir kitap. Paşam, “Bu kitapta size diktatör diyorlar, doğru mu?” diye. O da “Çocuğum diktatör olsaydım, bana bu soruyu sorabilir miydin?” der. Bu nasıl diktatör ki, tüm kararları kongrelerde almış, tüm savaşı meclisten yönetmiştir. İnsanlık tarihinde böyle diktatör mü var!

Son teşhis Kanser

Kitabınızda Atatürk’ün doktoru Mim Kemal Öke’nin hiç yayımlanmamış anılarından yararlandınız. Sizce alkole bağlı sirozdan mı öldü? Hepatit ihtimali yok mu?

Gelibolu Kara Muharebeleri 25 Nisan 1915’te başladı, 9 Ocak 1916’da bitti. Mustafa Kemal’in ayrılışı ağustosun sonudur. Gelibolu dediğiniz yerde siperlerin arası yedi-sekiz metreydi. Kokan insan cesetleriyle doldu. Aylarca o havayı teneffüs ettiler. Neyle beslendiler, hangi hijyenik koşullarda yaşadılar, nasıl suyu içtiler, hangi tuvalete gittiler? Bu adamların ömürleri gayri sıhhi ortamlarda geçti. Vücutlarında olmadık mikrop yoktur. Kitabı noktalamadan önce Cerrahpaşa’dan Çapa’ya, güvendiğim doktorlara sordum: “Son teşhisiniz nedir?” diye. “Bugün olsa kanser deriz” dediler.

O kadar duygusaldı ki “İyi ki çocuğum olmadı” derdi

Abdurrahman Tunçak öz oğlu olabilir mi?

Olasılık tanımıyorum. Bu tür nereye çekileceği belli olmayan konuşmaları da ahlaki bulmuyorum. Mesele benzerlikse eğer, Atatürk’e ikizi kadar benzeyen ve İzmir Suikastı’nda idam edilen subay Ayıcı Arif’e ne diyecekler? Tunçak’ın kızına tavsiye ediyorum, DNA testi yaptırsın. Böylece kendisi de kurtulsun, memleket de. Ayrıca Mustafa Kemal’in çocuğu olmazdı. Bundan kısırdı dediğim sanılmasın. Tıbbi kayıtlarda böyle bir şey yok. Çok duygusal biri. Mesela tayı ölür ağlar, köpeği ölür ağlar... Aslında her fırsatta ağlar köylü kadın ona peynir verir ağlar, iğde ağacını yerinde bulamaz ağlar! Bu yüzden kendisi “İyi ki çocuğum olmamış” der.

Arşivleri açmadılar

Genelkurmay’ın arşivlerinden yararlandınız mı?

Hayır, Can Dündar’a açıyorlar ama bana açmadılar. Bir dilekçe versen aylarca sürünüyor, sonra da sana geri veriyorlar.

Kadınlar ona asılırdı

Çapkın mıydı?

Nazlı Pektaş’tan dinledim. Kitaba koyamadım çünkü hatıra defterleri hâlâ terörle mücedelede. Pektaş, ilk sarı basın kartlı gazetecidir. “Söylev”i Fransızca’ya çevirmiştir. Ona sordum “Çapkın mıydı? Kadınlara asılır mıydı?” diye. Dedi ki “Kim söylüyorsa cehennem o insan için vardır. Söylev’i Fransızca’ya çeviriyorum. Yukarıda Allah var, ne yalan söyleyeyim asılmak için çok çabaladım. Tüm kadınlar gibi. Her seferinde ise saçlarımı okşayıp ’Kızım, çocuğum nasıl gidiyor tercüme’ dedi. Yalnız bana değil, onlarca kadına böyle hitap ederdi. Ama içinde ünlü paşalar dahil olmak üzere o kadar çok kişi, karısını, kızını ona sunmak için çabalardı ki! Hatta karısını-kızını Atatürk’le yalnız bırakmak için Ankara kışında balkonlarda beklerlerdi. Bu yüzden az kişi zatüre olmadı!” Yahu Mustafa Kemal zaten karizmatik, yakışıklı bir adam, devlet başkanı. Ne diye asılsın kadınlara?

Aşık oldu mu?

Hayır. Latife Hanım’a da... O âşık olacak bir erkek değil de fakat çok romantik. Mesela Sofya’da ateşe iken Bulgar generalinin kızıyla olur, ayrılacağı gün Bulgar gül bayramıdır, son kuruşuna kadar bir kamyon gül alır kıza. O kadar romantik ki Latife ile nikahlanacaktır, imamı beklerken, Fevzi Çakmak’a şöyle der: “Ben böyle bir nikah hayal etmiyordum, kızı kaçırıp atla kırlara kaçayım isterdim.”

Yalnız mıydı?

Yaşamı boyunca yalnızdı. Tıpkı Beethoven, Mozart ya da Kraliçe Elizabeth gibi... Dahiler hep yalnızdır. Niye şaşırıyoruz!

Kardeşini kazayla vurdu

Mim Kemal Öke’nin anılarından öğrendim. Bu kitapla ilk kez yazılıyor. Mesela kız kardeşi Makbule’yi kaza kurşunuyla yaralaması. Atatürk silahını temizlerken tabancası ateş alır ve kurşun Makbule Hanım’ın yüzünde bir sıyrık bırakarak, yaralar. Tabii çok üzülür. “İz bırakmasın” der doktorlara. Ama kimse bunu garanti edemez. Mim Kemal ama kendine güvenir ve garanti eder, gerçekten de iz kalmaz.

Hz. Muhammed’e hayrandı

Fatİh Sultan Mehmet ve İslam Peygamberi Muhammed’e hayrandı. Peygamberin sosyal devrimlerien hayranıdır. 1930’da ona İslam Peygamberi hakkında yazılmış bir kitap gönderilir ama gerçekler kadar yanlışlarla olduğu için beğenmez. “Muhammed’i bana, sönük bir derviş gibi tanıtmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini anlayamamışlar” demiştir ve Uhud Savaşı’nın planını çizdikten sonra İnönü’ye dönerek şöyle devam etmiştir “Bir komutan olarak bak bakalım bundan daha mükemmel bir savaş yapabilir miydin?”

Vatan
Yayın Tarihi : 8 Kasım 2008 Cumartesi 12:32:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
sevda deniz IP: 78.177.219.xxx Tarih : 10.11.2008 14:42:00

ben buna katılmıyorum peygamberimize hayran olduğunu düşünmüyorum. yaptığı devrimlerden belli oluyor. hepside peygamberimiz ve islam dinini halktan uzaklaştırmak içindi.kılık kıyafet kanunu ,şapka kanunu, halifelik ,tep tip insan geleneği olmuş gidiyor bu tür devrimler kamplaşmadan başka ne işe yaradı ki ne osmanlılı olduk ,ne avrupalı lı ,ne türki cumhuyetlili nede ortadoğulu kimliğimiz ne anlayamadım


ahmet IP: 88.245.247.xxx Tarih : 8.11.2008 23:21:41

zaten kimse din düşmanı değildir ortadaki sorun bazı anlamsız nerden geldiği belli olmayan hurafe ve yorumlar nedeni ile bir kısım din tacirinin halka eziyet etmek ve sömürmek istemesidir Atatürk işte burada din ve vicdan özgürlüğünü savunan devrimler yaparak halkın bu yönde sömürülmesinin önünü kapatmak istemiştir çalışmak varken kolay yolu seçip din tacirliği yapanlar bu yüce sahsiyetin çabalarını dinsizlik olarak göstermek istemişlerdir Atatürk isteseydi halifelği kaldırmaz kolay yolu seçer ve kendini halife ilan ederdi ve iranda bile evlerin köşe başında Hümeynin resimleri olmazdı Atatürkün resmi olurdu. Atatürkün duruşu bellidir minnare hırsızları kılıf aramasın


hakem IP: 85.110.57.xxx Tarih : 11.11.2008 10:03:05

Yahu almış başını bir Atatürk lafıdır gidiyor.Herkes bilsede bimesede hakkında bir yorum yapıyor.Arkadaşlar Atatürk geldi ve gitti.Artık biraz gerçekçi olun,yani ne oldu Atatürkten sonra T.C. yıkıldı mı?Hayat sona mı erdi ne oldu ya.Bırakın artık bu belgesel konuşmaları.


Yahya Cem Erbas IP: 78.168.90.xxx Tarih : 8.11.2008 23:53:39

Bugün bu ülkede ezan okunabiliyor,namaz kılınabiliyor,Kuran okunabiliyorsa bunlar hep Atatürk ve silah arkadaşları sayesindedir.O nun bugünkü dindar! devlet adamlarından farkı bu ülke ve devleti şahsi menfaatlerinin üstünde bir sevgi ile sevmesi ve dini kendi içinde yaşamasıdır.Bence bu ülkenin bugünkü yöneticileri Can Dündar dan hesap sormalı ve bu çalışmayı kimler için yaptığını sorgulamalıdır."Ne Mutlu Türk'üm diyene".


MERYEM ÖZGE SOLAK IP: 212.175.112.xxx Tarih : 11.11.2008 16:05:48

Hepimizde kaptırmışız kendimizi gidiyoruz.insanların açıklarını bulmaya çalışmaktan vazgeçin artık...mazimizin kızıl karanlığıda yolumuza ışık tutmuş bir önderi bu denli aşağlamaya utanmıyor musunuz?TİTRE VE KENDİNE GEL EY İNSANOĞLU..............................


Hüseyin CEBECİ IP: 78.169.235.xxx Tarih : 9.11.2008 12:06:36

Atatürk üzerinden siyaset yapılmaz,din üzerinden de siyaset yapılmaz (seçim zamanları bazı tarikat liderlerinin şu partiye oy verin deyip müritlerine emir vemesi gibi) Hz.Muhammed'e cennetteki nebiler bile hayran,dalda sallanan yapraklar,gökte uçan kuşlar bile hayran,bende hayranım ve alem hayran.Bu bayrak ve bu vatan bize bedava gelmedi.Allah Allah nidalarıyla ve şehadet aşkıyla cephede çarpışan milyonlarca şehidin hediyesi.Atatürk'ün Uhud savaşını örnek göstererek İnönü'ye soduğu soruya şaşırmamak lazım.Çünki Peygamberimizi Atatürk'e sönük bir derviş gibi tanıtma gayretine kapılan cahil adamlar,onun yüksek şahsiyetini anlayamamışlardır.Atatürk müslümandı ve Hz.Muhammed onunda peygamberiydi ve o da Hz.Muhammed'e hayran kalmış olabilir ve hayrandır.


ali bozkurt IP: 78.191.90.xxx Tarih : 10.11.2008 02:34:53

ne alaka!atatürk hz. muhammede hayrandır diyen kesinlikle atatürk'e iftira atmıştır.çünkü hz.muhammed bir peygamberdi ve aynı zamanda siyasetçiydi,komutandı,ve devlet adamıydı!atatürk şayet ona hayran olsaydımuhakkak onun ilkelerinin birkaçını kendisinede ilke sayardı.ama atatürk ise mevcut var olan ilkeleride yasakladı.taban tabana zıt bir metod uyguladı. "fikrimizin rehberi"kitabının yazarı atatürk'e iftira atmıştır.onun kitabındaki saçmalıklarına inanan sayın yorumcularımızda malesef hem atatürk'e hemde hz.muhammed'e iftira atmış oluyorlar


yucel saglam IP: 84.24.117.xxx Tarih : 8.11.2008 15:12:55

Düsmanmi olacakti Tabiki hayrandi.


ali bozkurt IP: 78.191.90.xxx Tarih : 11.11.2008 02:06:36

niyazi kardeşime ithaf olunur:. . . 1:_kelimeleri,kavramları,ve deyimleri sulandırma gibi adetlerimiz var bizim "aşk"ı,"terör"ü,"demokrasiyi"i,sulandırdığımız gibi lütfen "DEVRİM"kavramınıda sulandırmayalım.bikere devrim bir toplumun ekseriyetinin bilinçlenip,kenetlenip,mevcut olan yönetime karşı topluca ayaklanıp sistemi kökünden değiştirmesidir.kılık kiyafet yasaklamaları devrim olamaz!takvim dil ve alfabe değiştirmek devrim sayılamaz!allah aşkına şu laiklik denen şey nedir?bugün bile insanlar laikliğin ne olduğunu bilmiyorlar tanımlayamıyorlar kaldıki nasıl olsun 90 sene önce yaşayanlar bilecek? başbakanımız ve genel kurmay başkanımızın laiklik tanımları birbirinden çok farklı laiklik bence bir batı taklitçiliğidir ki batıda bile tanımlanamıyor!!!dünya tarihinde 3 devrim gerçekleşmiştir: a)batıda rönesans devrimi (fransız ihtilali) b)rusyada bol şevik devrimi c)1979 irandaki devrim 2:tarihi okumamızı tavsiye ediyorsun ben kendim cağaloğlunda kitapçıyım.kitap okumayı sevdiğim içinde bu mesleği seçtim. vaktim hep kitap okumakla geçiyor boş vakitlerimde özel işlerimi yapıyorum başkaları gibi boş vakitlerimde kitap okumuyorum.veya canım sıkıldığı için kitap okumuyorum.tavsiyeniz için teşekkürü bir borç bilirim.keşke sizin tavsiyenizi şu malum kitap varya "fikirlerimizin rehberi" onun yazarıda o kitabı yazmadan önce gidip biraz tarih okusaydı hz.muhammedi okusaydı kuran'ı okusaydı eminim o kitabı yazmazdı, kitap baştan aşağıya hep yorum anlayacağın "bir yazmış ama bin bozmuş"


Gökhan IP: 88.240.68.xxx Tarih : 9.11.2008 13:58:06

Atatürk,Tanrı inancını kişinin vicdanına bırakmış,dolayısı ile siyasetten uzak tutmuş olması nedeni ile eşsiz büyük bir önderdir.Onun gözünde vatansever,bağlı bulunduğu dine ya da inanca göre değil vatana ve millete olan inancı,sevgisi,bağlılığı ile vatanseverdir.Özetle dine ya da Tanrıya inanıp inanmamak kişisel bir durumdur ama vatana duyulan sevgi,saygı ve bağlılık toplumsaldır,dolayısı ile siyasaldır.Burada din ve Tanrı inancı kriter olamaz.


niyazi IP: 78.135.8.xxx Tarih : 10.11.2008 22:07:28

Kilik kiyafet vs bu gibi devrimler gerekli oldugu icin yapildi arkadaslar hicbiri zevk icin kafadan yapilmadi ve Ataturk tabi ki Hz Muhammede hayrandi eger Islami ve Peygamberimizi sevmeseydi bugun hepimiz hiristiyandik(Allah korusun) lutfen tarihi okuyalim sirf yorum olsun diye yorum yapmayalim.


Şaban ÖNGÖREN IP: 78.176.190.xxx Tarih : 8.11.2008 18:20:10

İnsan gibi insan olduğu ve dini siyasete alet etmeden yaşamak ne güzel


volkan IP: 78.187.32.xxx Tarih : 8.11.2008 17:35:22

Tabiki düşman değil Yücel Sağlam.Hani onu Hz Muhammede, Dine karşı düşmanmış gibi göstermeye çalışanlar varya...Onlara bi cevap


irfan IP: 88.250.69.xxx Tarih : 8.11.2008 21:28:21

şüphesiz dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri MUSTAFA KEMAL ATATÜRK onu karalamaya çalışanların dedikleri gibi din düşmanı biri değildi. o bugün bazılarının yaptığı gibi her işine dini karıştırmadı


henk van broek IP: 86.83.139.xxx Tarih : 9.11.2008 11:35:58

ha anladim ,Hz.muhammed'in dinini sünnetini yok etmekte kararliydi ondanmi hayrandi yav ben bunumu anladim acabeee


mehmet ali güneş IP: 88.235.106.xxx Tarih : 9.11.2008 23:34:47

atatürk yüzüne bakılamıyacak derecede sert keskin bakışlı insan olmasına rağmen kalbi o derece yumuşak bi insandı.hatta onu öldürmeye gelen suikascı yüzüne bakmaktan korkuyor ve atatürkü vuramıyor.yetim büyümesianne baba sevgisinden yoksun büyümesi onuniçinde hep sevgi hasretiylen yaşamasına sebep olmuştur.sevmiştir ama sevgisini belli edememiştir peygamberimizin insanlara verdiği mesajı çok iyi anlamıştır bütün insanlarında iyi anlamasını istemiştir.elmelı hamdi efendiye kuranı yazdırmıştır bütün insanlar doğru öğrensin diye parasınıda cebinden ödemiştir.atatürk yeri dolmayacak bi insandır.