15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Aysel Tuğluk ezber bozuyor

Kim söylemiş bunları?

Aşağıdaki satırları okuyunca içinizde doğacak ilk söz "Kim söylemiş bunları" olacak, eminim. Önce okuyalım: "-Kürt milliyetçiliği oldukça somut ve canlı bir halde gündemdedir artık

. Buna bir de emperyalistlerin bir yönetim ve savaş stratejisi olarak milliyetçiliği tahrik ettiği eklenirse, yeni uyananlar için kabus şimdi başlıyor!

-'Bizim milliyetçiliğimiz müspet milliyetçilik yoludur' vecizesi masumane bir içeriğe sahip değil. Pekala herkes kendi milliyetçiliğini 'pozitif milliyetçilik' olarak tanımlayabilir. Kerameti kendinden menkuldür çünkü. Hangi yakıştırmada bulunursanız bulunun, milliyetçilik politikada en tehlikeli araçtır."

-Yoksul Kürt halkı mazlumdur evet, ama Kürt egemen sınıfları bu topraklarda olup biten her pisliğe şu veya bu oranda bulaşmışlardır.! Buna Ermeni ve Nasturi kıyımı da dahildir!

-Grup ve birey olarak da zalimliğin her biçimini sergileyenlerin sayısı, diğer halklardakinden az değildir. Kadına yönelik (töre, namus) cinayet biçimlerini hatırlatmak yeterli olur sanırım.

-Kürt milliyetçiliği, en ilkel şekliyle son yüzyılın başından beri çeşitli biçimlerde mevcuttu ve elit politik sınıf tarafından sürekli canı tutuluyor. Konjonktürel nedenlerden dolayı önümüzdeki dönemde daha da boy verecektir.

-'En iyisi biziz' diyebilen her grubun milliyetçiliğe saplanması için biraz zaman ve üreme yeter de artar bile. Sonrası, içeri ve dışarı sınırlarını belirleyen nur topu gibi bir milliyetçiliktir." Bu satırlar DTP milletvekili Aysel Tuğluk'a ait. Tuğluk daha önce de "Türklerin geçen yüzyılın başında yaşadığı travmayı anlamalıyız" diye yazmıştı. Bugün de özetle "Kürt hareketinin milliyetçileşmesi" ndeki tehlikeye işaret ediyor. Önemli mi? Bence önemli. "Çamura bulaşmış Kürt - Çamura bulaşmış Türk" eşleştirmesine daha önce ben de etnisitenin kutsanmasını eleştirirken temas etmiş, Türkiye'de asıl meselenin "sistem restorasyonu" olduğunu belirtmiştim. Aysel Tuğluk bir anlamda "Kürt kutsaması" karşısında ezber bozuculuğa soyunuyor. Aynı şeyler "Türk kutsaması" karşısında da söylenebilir. -Türk olsun da çamurdan olsun söylemi de yanlış...

-Kürt olsun da çamurdan olsun söylemi de...

Aysel Tuğluk'un çıkışındaki asıl önemli taraf ise, DTP camiasındaki beyin sancısını yansıtıyor olmasıdır.

Benzeri bir çıkış DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş'tan geldi mesela. Demirtaş, Taraf'tan Neşe Düzel'e verdiği mülakatta "Biz şiddeti reddediyoruz, PKK ise şiddet kullanan bir örgüt" tanımlaması yapıyor, "PKK, tıpkı Paşalar gibi özür dilemeli" diyor ve "Siyasetin asıl sahibi dağdan inenler değil, gençler olacak" diyor.

Sıcak gerilim ortamından çıkıp, "Ne nereye gidecek?" sorusu üzerinde düşünmeye başlayabilen, karşı karşıya bulunulan sorunları da görüyor. Mesela şu alanlar henüz tam cevabını bulmuş değil:

-Terör örgütü ile ilişkilerin netleşememesi.

-Türkiye'nin bütünlüğü konusundaki tavırda karmaşa.

-Kürtlerin Türklerle karışmışlığını izah.

-Bölgesel bir homojeniteden yoksunluğun getirdiği bölgesel politika imkansızlığı buna karşılık Türkiye çapında politika belirlemekte tıkanma.

-Din unsurunun sosyal ilişkilerdeki etkinliğine karşılık DTP'nin çözümsüzlüğü.

-Kürt toplumunun dindarlığına karşılık, DTP kadrolarının din ile ilişkideki mesafeli durumu. -Halka hizmet ile Kürtçü siyaset arasındaki mesafenin büyümesi ve halkın Ak Parti'ye kayması...

-PKK- DTP çizgisinin antiemperyalist duruşu ile Kuzey Irak oluşumunda bölgeye yönelik emperyalist politikaların etkisi arasındaki izaha muhtaç durum. "DTP siyaset alanında müthiş bir tıkanma yaşıyor" tespiti, pek çok kişi tarafından paylaşılıyor. Aslında, dağdan inse ve siyaset ortamına gelse, PKK militanları, DTP'den çok daha derin bir bocalama içine girecek. Bunu anlamak için Amerika'nın Vietnam'daki askerlerinin yaşadığı "Vietnam sendromu" nu, ya da başka "savaşçılar" ın sivil hayat bocalamalarını düşünmek yeter.

Bence Aysel Tuğluk, ortaya koyduğu sorularla ve "Kürt sorunu"nu çekmeye çalıştığı "Düşünce platformu" ile önemli bir misyon ifa ediyor

Ahmet Taşgetiren - Bugün
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2007 Salı 08:43:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?