2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Cahiliye bu camide namaz kılar mı?

Semiha ve İbrahim Şakir’in çocukları tarafından Karacaahmet’e yaptırılan Şakirin Camii’nin iç dekorasyonunu yapan Zeynep Fadıllıoğlu: “Röportaja gelen yabancı basın bunun dünyada başka örneğinin olmadığını söylüyor. Bir kadının modern bir cami tasarlaması İslamın yurtdışındaki imajıyla örtüşmüyor”

Zeynep Fadıllıoğlu trafiğe takılınca, bize Şakirin Camii’ni gezdirme işi bekçiye düşüyor. Bir yandan camiyi anlatıyor bir yandan da yabancı basının ilgisini: “Le Monde’a çıktık. Her hafta yabancı basından birileri gelip camiyi dolaşıyor.” Binadaki akustik inanılmaz. Yerler henüz halıyla kaplanmadığı için adım attıkça adımlarımızın sesi yankılanıyor.

Karacaahmet’teki Şakirin Camii’ni Semiha ve İbrahim Şakir anısına çocukları yaptırıyor. Caminin mimarı önce Hüsrev Tayla’ydı. Daha sonra Tayla projeden çekildi ve projedeki yeni değişimleri Mimyapı Mimarlık’tan Fatih ve Şeref Kesgün yürüttü. İç dekorasyonu Fadıllıoğlu’na teslim edilen ve ilk kez 2005’te bahsi geçen cami nihayet nisan ayında açılacak.

Turkuaz mihrabı, yapraklı minberi, Kuran-ı Kerim sayfalarının basılı olduğu camlarıyla Şakirin Camii insanı içine girer girmez büyülüyor. Tüm bu etkileyici detaylar Fadıllıoğlu ve ekibinin fikirleriyle ortaya çıkmış.

Fadıllıoğlu gelince camiyi bir kez de onunla birlikte dolaşıyoruz. Foto muhabirimiz Ercan Arslan’a “arkadaş kontenjanından”, caminin içindeki ilk pozunu veriyor.

Yabancı basın peşinizde. Telefonlarınız susmuyormuş. BBC, Le Monde, TV5... Sizce neden bu kadar ilgi gösteriyorlar?

Alman, İngiliz, Fransız ve Hollanda basını bu projeyle çok ilgileniyor, benimle röportajlar yapıyorlar. Şakirin Camii Türkiye’de bir kadın tarafından iç tasarımı yapılan ilk cami. Röportaja gelen yabancı basın dünyada da başka örneğinin olmadığını söylüyor.

Caminin içindeki formları çok modern buluyorlar. İslamın yurtdışındaki imajıyla örtüşmüyor bir kadının modern bir cami tasarlaması. İlgi göstermelerinin en büyük nedeni bu. Ankara İlahiyat Fakültesi Kelam Kürsüsü kurucusu, teolog Hüseyin Atay’a yabancı bir muhabir “Siz bir kadının cami tasarlamasını nasıl karşılıyorsunuz?” diye sordu. Atay’ın cevabı “Hazreti Muhammed’i koruyanlar arasında kadınlar da vardı. Hatta bir tanesi uğrunda şehit oldu” dedi. Bundan daha güzel izahat mı olur?

Bir kadının cami yapması farklı kesimlerde nasıl karşılandı? Tepki aldınız mı?

Güzel bir cami yapmaya çalışıyorum. Bir caminin güzelleştirilmesi nasıl bir tepki alabilir? İslamda böyle bir şey olmaz. Tam tersi devamlı takdir ediliyorum. İslamiyet’in güzel taraflarının gösterilmesini istiyorlar. Çağdaş bir cami, caminin içinde yer verilen sanatlar hoşlarına gidiyor. Yabancı ülkelerde yaşayan Müslümanlardan teşekkür e-postaları alıyorum.

Kadınlar bölümü için ayrı bir özen gösterdiğinizi biliyorum. Fotoğrafı da orada çekmeyi önerdik bu nedenle.

Camilerde genelde kadınların bulunduğu bölümlere özen gösterilmiyor. Gelişmiş kentlerde bile bu bir sorun. Mesela Antalya’da gittiğim bir camide kadınlar bölümüne tuvaletin yanından çıkılıyordu. Kokudan duramadım.

Şakirin Camii’nde kadınlar bölümünün korkulukları daha alçak. Bunun bir problem olacağını sanmıyorum. Herkes ibadet için gelecek buraya. Erkekler aşağıda ve önde oldukları için kadınları zaten görmeyecektir. Merdiven ve balkon korkulukları hat sanatlarından esinlenerek dökme demirlerle yapıldı.

“Bugünü yansıtan, çağdaş bir cami yaptık”

Semiha Şakir annenizin halası. Ama bu projeye dahil olmanızın akrabalık bağlarından kaynaklanmadığını üstüne basa basa söylüyorsunuz. Şakir kardeşlerin sizi seçmesinde birçok uluslararası tasarım ödülü almanızın etkisi olmuş.

Evet. Londra’daki Çintemani Restoran’ın iç dizaynını yapmıştım. Bu dizaynla da ödül almıştım. Gazi Şakir beni ilk kez bu ödülden sonra aradı. Londra’daki evini tasarlamamı istedi. Sonra da kardeşleri Ghassan ve Gade ile baba ve annelerinin adına bir cami yaptırmak istediğini, adını da müteşekkir (teşekkür eden, teşekkür borcu olan) manasına gelen “Şakirin” koymak istediklerini anlattı bana. Ve iç dekorasyonuyla benim ilgilenmemi rica etti.

Böyle modern bir caminin tasarımını yaparken en çok önemsediğiniz nokta neydi?

Osmanlı döneminde sultanlar camileri çok önemsiyordu. Oysa son dönemdeki camiler çok zayıf mimariye sahip. Çağımızı yansıtmıyorlar. Estetik değiller, eski camilerin kötü birer kopyaları. Müslüman ülkeler Abu Dabi’de Katar’da müthiş çağdaş yapılar yapılıyor. Türkiye’de ise Manhattan kopya ediliyor.
Biz geçmişi tekrar etmedik. Başkalarından kopya çekmedik. Bugünü yansıtan çağdaş bir cami yaptık. Yurtdışında ödül alan, beğenilen dokularımızı, renklerimizi, işçiliğimizi sunmak istedik. Herkes buraya Allah’la baş başa kalmaya gelecek. Kendimizi tatmin etmek yerine camiye gelen halkı yapıya yabancılaştırmamaya özen gösterdik. Genele hitap edecek bir beğeniye uymasını istedik.

Camiye girer girmez dikkati en çok turkuaz rengindeki mihrap ve yapraklarla süslü minber çekiyor.

Mihrabın çizgileri daha modern, yuvarlak. Krem rengindeki minberin her bir basamağının sağ ve sol yanında kainatı temsil etmesi için yapraklar yerleştirildi.
Cami her köşesiyle farklı oldu. Üç yanı camlarla kaplı. Eski Türk evlerindeki kafesleri andıran metal perdeler yerleştirdik camların önüne. Bu perdelerde Osmanlı ve Selçuklu motiflerinden esinlendik. İçerideki camlar ise Kur’an-ı Kerim sayfaları gibi tasarlandı.

Caminin açılışı için kesinleşen net bir tarih var mı?

Nisan sonu. Şakir kardeşler, eylül ayında annelerinin ölüm yıldönümünde açılış yapmayı istiyorlardı. Ama işler yetişmedi. Birtakım yeni şeylerin eklenmesini istediler. Bazı bürok-ratik problemler çözülmemişti. Seçim gar-
garasında açılışın kaybolmaması iyi de olacak.

Ayakkabılar kilitli kutulara koyulacak

Kubbe ve minareler alüminyum kompozitten yapıldı. Caminin minarelerinin yüksekliği 35 metre.

İç mekanı 400 metrekare, dış mekanı 1700 metrekare alana kurulu. Cami yaklaşık 500 kişiyi alabilecek kapasitede.

Caminin halıları ve tuvalet fayansları açık renkte olacak.

Ayakkabılar kilitli kutulara koyulacak. Galoş verilecek.

İstanbul Müftüsü’nün isteğiyle caminin içine projeksiyon perdesi yerleştirildi.
Abdesthane bölümü cami avlusunun alt bölümünde yer alıyor. Caminin bulunduğu yerde daha önceden Mezarlıklar Müdürlüğü’nün ofisleri vardı. Bu ofisler avlunun altındaki bölümde yeniden inşa edildi.

Camiyi aydınlatan mavi ışık Çinli tasarımcıdan

Şakir kardeşlerin sizden cami ile ilgili istekleri oldu mu?

Düşüncelerini bizimle hep paylaştılar, projeyi yakından takip ettiler. Estetik bilinci çok gelişmiş bir aile. Müslüman bir ailenin İstanbul’a bir hediyesi olarak görüyorlar bu camiyi ve çok önemsiyorlar.

Gazi bey caminin girişinde Arapça Allah yazan bir su tasarımı yapılmasını istedi. Hava karardığında kubbenin mavi bir ışıkla aydınlatılmasını da. Ayrıca cami yapımında emeği geçen ustaların isimlerinin duvara nakşedilmesini istedi.

Emeği geçen kimler var?

Dekorasyonda çeşitli sanatçılarla işbirliği yaptık. Mimar-ressam Kadir Akorak taş işlerinin tasarımını yaptı. Yerleri ve duvarları Kayseri taşı ile kapladı. Cam-vitray sanatçısı Orhan Koçan bronz kapıları ve avizeleri tasarladı. Avizelerdeki metal yazıları yazdı. Avizenin damla şeklindeki kristallerini Nahide Büyükkaymakçı yaptı. Hattatımız eski imam Hüseyin Kutlu’ydu. Nakkaşımız Semih İrteş’ti. Mihrabın katmanlarında farklı boya teknikleri kullanıldı. Bunu da Prof. Dr. Tayfun Erdoğmuş üstlendi. Minberin üzerindeki yaprak desenlerinde de onun imzası var. Caminin dışını kaplayan metal dökümleri metal-demir-gümüş sanatçısı Kaya Kalaycı hazırladı.

Dünyaca ünlü iki tasarımcı ile çalıştınız: William Pye ve Arnold Chan.

Cami avlusunun ortasındaki havuzu su heykeltıraşı İngiliz William Pye tasarladı. Kainatı simgelemesi için çelik bir küre yerleştirildi havuza. Caminin ve minarelerin görüntüsü havuzun üzerine düşüyor. Çinli Arnold Chan ışık tasarımını yaptı. Caminin halka hibe edildiğini öğrenince para almadı.

“Camileri dolaşırım. Hem mimari açıdan hem de ibadet etmek için”

Semiha Şakir’in mezarı Karacaahmet Mezarlığı’ndaymış.

Semiha Şakir burada. Şakir ailesinin aile mezarını da ben tasarlamıştım. Ailemin bir kısmı da burada yatıyor. Teyzem, eniştem... Özbekler yani. Gazdan zehirlenerek ölen yeğenim de mezarlıkta.

Tasarım açısından fikir sahibi olmak için camileri gezdiğinizi anlatmıştınız. İbadet etmek için de gider misiniz camilere?

Ben camileri dolaşırım. Hem mimari açıdan hem de ibadet etmek için. Arkadaşlarımla her Kadir Gecesi İstanbul’daki camilere gideriz. Anneannem hafız. Tüm duaları bilirim. Camiye gidip rahatlarım.

Cami bütçesinin milyon dolarları bulduğu söyleniyor. Doğru mu?

Aile halka hibe ettikleri caminin fiyatını açıklamayı doğru bulmuyor. Ama rakam düşünülenin 3-4 misline çıktı. Masraftan hiç kaçınmadılar. 

Sotheby’s’den alınan Kabe örtüleri sergilenecek

“Gazi, Ghassan ve Gade Şakir’in çok ciddi sanat koleksiyonları var. Matisse, Rodin gibi sanatçıların eserleri var ellerinde. Şakir kardeşler cami müzesine yerleştirmek
üzere Kabe’nin örtülerini müzayede evi Sotheby’s’den aldılar. Ayrıca İslam eserleri koleksiyonlarından bazı eserleri de bu müzede ilerideki tarihlerde sergilemeyi düşünüyorlar.”

“Kızım yaptığım işi fazlasıyla detayda boğulunan bir iş olarak görüyor”

Şu sıralar Hindistan’ın çok zengin iki ailesinin evlerini tasarlıyorsunuz.

Bakü-Ceyhan boru hattını döşeyen Punj ailesinin evini tasarlamıştım. Projeyi çok beğenince ailelerinden bir çiftin daha evini ve işyerlerini tasarlamamı istediler. Punjlar için yaptıklarımı gören Essar ailesi de evlerini tasarlamam teklifiyle geldi.

Kızınız Selin Fadıllıoğlu baba mesleğini seçti. Hotel Les Ottomans’ın lokantasıyla ilgileniyor. Sizin işinize hiç ilgi duymadı mı?

Benim mesleğimi çok meşakkatli buluyor. Fazlasıyla detayda boğulunan bir iş olarak görüyor ve yapısına hiç uymadığını söylüyor. Ama tasarımlarım hakkında devamlı yorum yapar, “Şöyle yapsaydın” der.

Elif Berköz Ünyay - Milliyet
Yayın Tarihi : 18 Ocak 2009 Pazar 18:31:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
izzettin yaşa IP: 88.246.239.xxx Tarih : 22.01.2009 02:13:58

ahir-zaman kıyametin alametleridir bunlar.ibadethane olmaktan çıktı güzellik yarışmasına dündü artık camiler


Hadi şahin IP: 85.102.73.xxx Tarih : 20.01.2009 17:10:28

Bırakın eskisini, yenisini ,modern olanını, olmayanını da şunu biliyorum ki bir cami çok sade olmalı. İnsan namaz kılarken dikkatini dağııtacak şeyler olmamalı..