19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Ege'de dostluk ağı ören balıkçılar

Yunan balıkçıların Türk sularında ele geçirilen ağlarını satın alıp onlara geri veren Türk balıkçılardan mesaj var: Belki bu dostluğumuz büyüklere de örnek olur...

‘Tut ki Sakız’dasın’ diyor Şakir Akdağ, karşı kıyıdaki adayı gösterirken... Çeşme’nin Çiftlikköy sahilinde öyle bir tepenin ucundayız ki el sallasan görülecek karşı kıyıdan, Sakız’dan. Balıkçı Şakir, elinde telefonu Sakız’daki dostu Kostas’a ulaşmaya çalışıyor. Ulaşamayınca balıkta olduğunu düşünüyor.

Çeşmeli balıkçılar, Kostas’ın el konulan ağlarını ihaleden satın alıp kurtarmaya çalışıyordu aylardır. 20 gün önce başardılar. Ağları satın alan Şakir Akdağ, kendi eliyle Sakız’da teslim etti sahibine, dostu Dimitri’ye. Şimdi ise bize, karşı kıyıya en yakın tepeden, avlandıkları yerleri, Yunan balıkçı dostlarıyla selamlaştıkları suları gösteriyor. Sonra, “Bu burun Sakız’a en fazla 4 mil” diyerek anlatıyor:

“Aramızda iki küçük adacık var. Onların sahasına girmemeye dikkat ettiğimiz gibi o iki adayı kendimize sınır belirledik. O suları geçmeyiz. Sakızlı balıkçı arkadaşlarımız da aynı şekilde. Ama iki yaka birbirine o kadar yakın ki, her balığa çıktığımızda rastlarız birbirimize. Sınırı geçmeden selamlaşırız. Yıllardır dostluğumuz ilerledi, kardeş gibi olduk. Zaman zaman onlar aileleriyle buraya gelir. Biz de zaman zaman Sakız’a gideriz. Bir güzel ağırlarlar, gezdirirler. Ataları burada yaşadığı için Çeşme’yi çok seviyorlar. Onlar Türkçe biliyor. Daha çok Türkçe anlaşırız...”

Ağlara ne oldu?
Ağların başına gelenler ve bu dostluğu bir adım daha pekiştiren olaylar ise şöyle... Haziranda, Yunan balıkçı Kostas ve akrabası Dimitri, Çeşmeli dostu Şakir’i arar; ağlarını çekmeye gittiklerinde bulamadıklarını anlatır. Küçük bir araştırma sonucu, bir Türk balıkçının Türk karasularına atıldığını ihbar ettiği ağlara, Sahil Güvenlik ekibinin el koyduğu ortaya çıkar. Dostlarını ‘ekmek parası’ olan ağlarını kurtarmak için Çeşmeli balıkçılar harekete geçer.

Balıkçı Şakir, daha sonra yaşananları şöyle anlatıyor:
“Yasalara göre denizde el konulan yabancı uyruklu eşyalar Mal Müdürlüğü’nde açık artırmaya çıkıyor. 11 Aralık’taki ihalede hiç düşünmeden onların ağlarını satın aldım. İki gün boyunca 6-7 arkadaş ağları temizledik, paketledik. Herkes yardımcı oldu. Sakız’a günübirlik yolcu taşıyan feribotla götürdüm ve teslim ettim. Bir güzel yemek yedik, bir şişe rakımızı içtik, şarkılar söyledik.”

Komşu kıyılar arasında kimi zaman restleşmeler, it dalaşları yaşansa, hatta casusluk iddiaları ortaya atılsa da balıkçıların bu dostluk öyküsüyle ilgili son bir diyecekleri de var: “Ekmek paramız bu sular. Mesafe olarak birbirimize ne kadar yakınsak dostluk olarak daha da yakınız. Devletlerarası sorunlar bize yansımıyor. O, onların sorunu. Belki bu dostluğumuz büyüklere de örnek olur.”

 

‘KARŞI?KIYI’ DA YARDIMA KOŞMUŞ
Sakızlı balıkçılar ile Çeşmeli balıkçılar arasındaki dostluk 17 yıl öncesine dayanıyor. Şakir Akdağ, “17 yıl önce onlar da bizim arkadaşlarımız için aynı şeyi yapmıştı. 1992’de Çiftlikköy Kooperatifi’nden 4 arkadaşımız Yunan sularında yakalandı. Teknelerine, ağlarına el konuldu. Arkadaşlarımız tutuklandı. Sakızlı balıkçılar ayağa kalktı. Ağlarını geri götürdüğümüz Kostas ve akrabaları, arkadaşlarımızın kefaletini aralarında para toplayıp ödedi.

Teknelerini de arkadaşlarımıza verdiler. Onlarla dostluğumuz o günlere dayanıyor” diyor. Balıkçıların dostluk bağlarını geliştiren bir başka olay da 4-5 sene önce yaşanıyor. Balıkçıların arkadaşı Şakir Erkul denizde kayboluyor. Akdağ, “Erkul’un teknesi Sakız Adası yakınlarında bulundu. O günlerde arkadaşımızı bulmak için uğraştılar. Başımıza bir hal gelse biliyoruz ki orada arkadaşlarımız var” diyor.

Banu Şen - Milliyet
Yayın Tarihi : 31 Aralık 2009 Perşembe 20:50:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
c.yıldız IP: 85.108.155.xxx Tarih : 1.01.2010 21:09:38

Yunanistan devleti Türkiyenin has düşmanıdır.  Gözü topraklarımızdadır. Birkaç balıkçı tayfasının jestleri bu gerçeği değiştirmez.  Son numarası PKK ya lojistik, askeri ve mali destek vermesidir.  Kendimizi kandırmayalım.  Düşmanımızı bilelim.  Okul sıralarında bize düşmanımızın adı söylenmezdi. Onlar kara-kara bulutlardı.  Artık kara bulutların adını açıkça telaffuz etmeliyiz.  Yunanı en başa oturtmalıyız.  Şunu gayet iyi bilmeliyiz.  " onlar ne yaptıklarını ve ne istediklerini biliyorlar."  Ya Biz...?