Başbakan Erdoğan, CHP'yi yargı ve yasama organını birbirine düşürmekle suçladı, Anayasa Mahkemesi'ni gerekçe olmadan kararı açıklamakla Anayasa'yı çiğnediğini söyledi.
Başbakan Tayyip Erdoğan Anayasa Mahkemesi'nin türban kararını ve CHP'nin yaklaşımını sert bir şekilde eleştirirken, "İstiklalimizin sembolü olan bu Meclis, bugüne kadar hiçbir vesayeti, gölgeyi kabul etmedi; bundan böyle de kabul etmeyecek" dedi. Türkiye'yi derhal bir yetki çatışması ortamından çıkarmak zorunda olduklarını söyleyen Erdoğan, "Anayasaya dayanmayan hiçbir karar anlam taşımayacağı gibi, anayasanın vermediği hiçbir yetki de kullanılamaz" yorumunu yaptı ve Anayasa Mahkemesi'nden iptal kararının gerekçesinin izahını bilimsel olarak yapmasını istedi. Erdoğan "Yargı yanlış yaptığında nereden döner?" sorusuyla da yeni bir tartışmanın önünü açtı.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin türban kararını, açıklanmasından sonraki 6'ncı günde, ilk kez partisinin TBMM grubunda değerlendirdi. Konuşmasına "Burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türk milletinin, 70 milyon vatandaşımın iradesinin tecelli ettiği kutlu çatı" sözleriyle başlayan Erdoğan, şu mesajları verdi:
VESAYETİ KABUL ETMEZ: İstiklalimizin sembolü olan bu Meclis bugüne kadar hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi kabul etmedi, bundan böyle de kabul etmeyecektir. Burası milletimizin evidir, harim-i ismetidir (kutsal mekanı, evi). Bu evin 70 milyon sahibi vardır. Bu çatının altında bu ülkenin hiçbir vatandaşı unutulmaksızın, hiç bir ayrıma tabi tutulmaksızın hukuku savunulur, korunur; herkesin iradesi burada temsil edilir.
Milletimiz kendi ülkesinde, kendi bayrağı altında, kendi devletini yönetenlerden adalet istiyor ve demokrasi istiyor.
CHP'ye yüklendi...
YASAMA - YARGI KAVGASI: Ana muhalefet partisinin, siyaseti içeriden kuşatmaya, Meclisi içeriden zayıflatmaya yönelik girişimleri ortadadır. Herkes 'Meclisin yasama yetkileri daraltılıyor' derken, bir tek CHP sözcülerinden, 'Meclisin yetkilerini aştığı' iddiasını duyarsınız. Ve bunu da yargının bağımsızlığını savunur görünerek yapıyorlar. Geçen yıl bu zamanlarda onların istediği yönde karar vermezse 'Türkiye'nin çatışma ortamına sürükleneceğini' söyleyerek mahkemeyi tehdit ediyorlardı. Peki bu CHP sözcüleri ne istiyor? Anayasamızda yetki sınırları açıkça çizilen yasama ve yargı erklerini karşı karşıya getirmek istiyorlar. CHP’nin milletvekili dokunulmazlığı talebinin altında yatan da budur. Türkiye’nin demokrasi tarihi ne yazık ki rakiplerine kuyu kazmaya çalışırken, kendi bindiği dalı da kesen siyasi aktörlerle doludur. CHP millete, demokrasiye, evrensel hukuka karşı siyaset yürütmektedir. Bu da da ülkeyi tahrip etmektedir. Bu gölge oyunları, korku siyaseti, halkımızın ekmeğini, aşını büyütmüyor. TBMM’nin iradesini bloke etmeyi muhalefet zannetmek, doğrudan doğruya halkın taleplerine, milli iradeye açıkça tavır almaktır, objektif hukuk kurallarını sabote etmektir.
ANAYASA VURGUSU: Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hukuk kaynağı Anayasadır. Anayasaya aykırılık, temel hukuk metnine ve Cumhuriyetin temel esaslarına aykırılık demektir. Her işlem, her karar, her uygulama Anayasaya ve yasalara uygun olmalıdır. Anayasanın 148. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Anayasa Mahkemesinden çıkan karar tartışılmaktadır. Daha da tartışılacak, değerlendirilecektir. Anayasada bu hükümler yokmuş gibi davranmak, daha büyük bir soruna, bir sistem yetmezliği sorununa yol açar.
KİMYASINI BOZAR: Yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM’ye verilmiştir. Bu yetki hiç bir surette devredilemez. Kimse kendini yasa koyucu yerine koyamaz. 'Ben yaptım oldu' anlayışını demokratik rejimler kaldıramaz. Hükümetler yaptığında da kaldırmaz, yasa koyucu yaptığında da kaldırmaz. Yargı yaptığında hiç kaldırmaz. ’Ben yaptım, oldu’ anlayışı, demokratik hukuk devletlerinin kimyasını bozar.
YARGI KARARLARI NEREDEN DÖNER: Yasama organı yanlış yaptığında yargıdan döner. Önüne sandık geldiği gün, milletten döner. Yürütme yanlış yaptığında yine yargıdan döner. Olmadı, günü geldiğinde milletin kendisinden döner. Peki yargı erki yanlış yaptığında nereden döner? Bu soruların kamuoyunda tartışıldığını görüyoruz. Bu durumun baş müsebbibi de bana göre CHP’dir. CHP’nin, yasama ile yargı erkleri arasında inatla, ısrarla yetki çatışması çıkarma gayretleri, bizi bu noktaya getirmiştir.
Sadece yasama ve yürütmenin yanlış yapabileceği düşünülen, sadece yasama ve yürütmenin eleştirilebildiği bir sisteme demokrasi demek mümkün müdür?
YETKİ KARMAŞASI: Erkler arasında 'yetki aşımı' sözkonusu olmamalıdır. Hukuk sistemimiz, erkler arasında bir ’yetki karmaşası’na sürüklenirse, bundan Türkiye, herkes zararlı çıkar. Hukukun üstünlüğünü, anayasanın mutlak bağlayıcılığını, anayasal kurumlarımızı tartışmaya açacak işlerden herkes kaçınmalıdır. Türkiye’yi derhal, hep birlikte sürüklenmek istendiğimiz böyle bir 'yetki çatışması' ortamından çıkarmak zorundayız.
KARAR TALİHSİZLİK: Anayasa Mahkemesi de bir an önce 10 ve 42. maddelerle ilgili kararın Anayasal ve bilimsel olarak izahını bize yapmak zorundadır. Ben bunu Anayasa diliyle ifade ediyorum ki; bana göre değil. Bilgilerine, ilmine inandığım kişilerle de yaptığım müzakerelerde şunu gördüm; bu da büyük bir talihsizlik. Anayasa Mahkemesi adına talihsizlik. Türkiye, teamüllerle idare edilemez; hakkında hüküm oldukça.
GEREKÇEYİ YAZIP AÇIKLASAYDINIZ? İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Bu tartışılmak durumunda. Peki niçin gerekçeler ortaya konmadan bir iptal kararı açıklanır? Vatandaş soruyor; bunun altında ne var, ne bekleniyor? Gerekçesini görmek istiyor. O zaman neydi acelemiz? Gerekçeleri de hazırlansaydı onunla birlikte açıklansaydı. Hangi gerekçeyle bir anayasa değişikliğinin esastan görüşülerek karara bağlandığı mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır.
FİSKOSLA OLMAZ: Yazılı veya görsel medyanın fiskos gazetelerinden veya kulisten duyduğu şeylerle bu ülkeyi yönetebilir miyiz? Soruyorum, Allah aşkına. Onun bilmem nerede medya mensubu varmış, onun bilmem nerede ne bağlantısı varmış, onun bilmem nerede ne görüntüleri varmış, o, onunla görüşüyormuş, bu, bununla görüşüyormuş, içeriden aldıkları bilmem ne haberle. Beyler, ülke yönetiyoruz ülke, millet yönetiyoruz millet. Oyuncak değil.
HERKESİN MESELESİ: Bu, ne iktidar ne de muhalefet meselesidir. Bu, tek başına şu, ne de bu siyasi partinin meselesidir. Bu mesele, Anayasamızda sadece TBMM’ye verilen yasama yetkisi tekelinin korunması, Anayasanın bağlayıcılığına ve hukukun üstünlüğüne sadık kalınması meselesidir. Bu, sadece yasama organının da meselesi değil Anayasa Mahkemesinin de meselesidir.
YARGI DA ELEŞTİRİLİR: Kamusal yetkiyi kullanan her kişi ve kurumun eleştiriye de denetime de açık olmak durumundadır. Doğrudan milletten aldıkları temsil yetkisiyle görev yapan yasama ve yürütme organları, kamuoyunda en ağır eleştirilere tabi tutulurken, yargı organlarının kararlarından dolayı eleştiri dışı tutulması beklenemez. Bu da Anayasada hükme bağlanmıştır. Bunun aksi, ancak kamu yetkisi kullananların layüsel olduğu, başına buyruk, keyfi davrandığı kapalı dikta rejimlerinde söz konusu olabilir. Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalmak, bu ilkeler çerçevesinde yaşatmak ve korumak, herkesten önce yargı mensuplarının görevidir.
YARA AÇAR: Demokratik hukuk sisteminin işleyişini ciddi şekilde zedeleyecek olan her türlü girişim, milletimizin yüreğinde telafisi zor yaralar açacaktır. Anayasa Mahkemesi gibi önemli bir kurumu yıpratmaktan, tartışmalı hale getirmekten, imajını zedelemekten özenle sakınmak durumundayız. Aksi halde bundan Cumhuriyetimiz zarar görür, demokrasimiz zarar görür ve tüm Türkiye zarar görür. Sorumlu davranmak, sağduyulu olmak, sistemimizi sağlıklı şekilde işletmek durumundayız. Yasama da yargı da bu millet için var. Ne yasamanın ne de yargının yıpranmasına, yıpratılmasına razı oluruz.
ONLARA "BİZ" DİYEMEM: Şimdi sormaya başladılar, 'Niye Başbakan biz ve onlar diyor' Tanımlayacağım tabii. Evet, biz bunları yaptık, ama bizim bu yaptıklarımızı kabul edemeyenlere ben, biz diyemem ki. 'Onlar' diyeceğim tabii. Böyle bir konjonktürde Türkiye’nin önüne yeni sorunlar çıkarmanın vebalini hiç kimse taşıyamaz. Artan faizlerin hesabını kimse veremez. Bu bedel çiftçinin, esnafın, çalışanların, işçinin, memurun cebinden ödeniyor
Arkadasin dedigi gibi haklisiniz. CHP vede DSP olmasa iki yil icinde seriat gelir Turkiye'ye. En kisa zamanda AKP kapanirda bir rahatlariz. Turkiyede ekonomi konusulacagina turban konusuluyor. Araplarin turbanina bayiliyoruz. Yok ogle sey burasi Turkiye. Turkiyemiz Laiktir vede ilelebet laik kalacaktir. Anlamak istemeyenler icin soyluyorum.
haklısın boşbakan erdoğan chp olmasa laikler olmazsa 2 yıla kalmaz, şeriatla yönetiliriz.
CHP FALAN DEGIL SIKINTININ SEBEBI.VERDIGINIZ SÖZLER YALAN OLDU HERSEYI OTOMATIK ZAMA BAGLADIGINIZ YETMIYOMUS GIBI ULKENIN DENGELERINI BOZMAYA CALISIYORSUNUZ.TEK DIYECEGIM SIZLERE BASTA CUMHURBASKANI VE AK PARTI YONETIMI OLARAK DIS ULKELERE TICARET DIYE YAPTIGINIZ GEZILERIN MALIYET FATURALARINI BU MILLETE MI ÖDETITORSUNUZ .DUNYAYI DOLASIN BU MILLETIN SIRTINDAN..SIZE OY VERENLER SIMDI DİLENCİLİK YAPIP DİLENIYORLAR..UTANIN..
sayın başbakanım kararlılığında kararlı ol yardımcın allahtır yalnız değilsin seni seviyoruz inadına.
bazisi inadina yaziyor, yahu siz bu akp nin halan nesini seviyorsunuz,yaziklar olsun,demekki vatan satanlar iyi de sevenler kötü öylemi,yuh artık be...
Sıkıntının asıl sebebi AKP dir, CHP de suclu bircok konuda ama muhalefet sonucta, icraanın basında AKP var, ve son 6 yılda ülkeye verilen zararlar kolay kolay düzeltilecek cinsten degil, hele dıs politikadaki kayıplarımız, sattıgımız öz varlıklarımız, yerine konacak cinsten degil. Buda yetmezmis gibi rejimle ve cumhuriyetle kavga etmeleri kabul edilemez
DOĞRU CHP OLMAZSA HERŞEY (ŞERİATIN) YOLUNA GİRER. doğru kelimeyi doğru yere koyunca cümle anlamını buluyor.
chp olmasa asker anayasa olmasa. sonra okullar olmasa. sonra bize oy vermeyen yüzde 53 olmasa. sonra benim dediğimden baskası olmasa ne güzel ülke yönetirdim. hatta 340 tanecik millet vekiliyle 6 sene tek basına iktidar yazık bana keşke 70 mhp vekili kandırmasa bizi:) ozaman herkes ülke yönetir.
CHP olmasa herşey yolunda gidecek deyipte yolunda götüremediğin işlerin ne olduğunu doğrusu merak ediyorum.birde CHP muhalefet görevini yapmıyor diyenlere de şunu söylemekte yarar var diyede düşünüyorum. madem CHP muhalefet görevini yapamıyor sayın erdoğan chp den niye muzdarip oluyor? CHP bu işlere niye durmadan sahip çıkıyor ,karşı çıkıyor diye dertlenenlerede birşeyler söyleme ihtiyacı hissediyorum.ATATÜRK ve ilkeleri sizin tekelinizdemi diye söyleyenlerede birşey deme gereğini hissediyorum.madem öyle dert oluyor kendinizde eksiklik hissediyorsunuz,kendinizi büyük atanın karşısında mahçup görüyorsunuz gelin beraber savunalım,beraber mücadele edelim.bu duyguyu birlikte tadalım.islamiyetin,demokrasinin,özgürlüğün,bağımsızlığın,insan olmanın keyfini birlikte yaşayalım. MEVLANA NE DEMİŞ NE OLURSAN OL YİNE GEL. Fakat eğer mevlana bunların bu şekilde olduğunu görmüş olsaydı siz gelmeyin sizleri istemiyorum diyebilirdi.çünkü o nankörleri sevmezdi.sizlerinde sevmediği gibi.
Eski bir Anadolu özdeyişişine göre; "Oynayamayan gelin yenim dar, kolum kısa der." Zamanını geldiğinde mangalda kül bırakmayan 411 millet vekilinin beyin gücüyle geliştirilen cinlikle hazırlanan Anayasa değişikliği, yargı duvarına tosluyorsa kimseyi suçlamayı düşünmeyin. Dönün arkanıza bakın. Göreceksiniz ki; "bu ilk vukuatınız değil!". Bu millet; ülkesinin kaynaklarının nasıl satıldığını da, 1 trilyonunu götürenin evinde istirahata çekilerek, kendisinden "Hakkını helal etmesinin istendiğini!" de unutmayacak.
allah aşkına birileri yorum yapıyor şeriyat geliyor diye çok bilenler şu şeriyatı bana anlatsın bende öğreneyim sayın başbakanım sen doğru bildiğin yoldan ayrılma senin üstünde allah ardında yüzde 48 halk var gerisi hikaye
ATATÜRK /HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR DEMİŞ VE altına imzasını atmış.öylemi buna kimse itiraz edemez ama bunlar chp liler ve yandaşları MİLLET DE KİMMİŞ GEREKTİGİNDE ANAYASANINDIR DEDİ LER VE OLDUMU OLDU..SAGDA 48 +13+2+5+1+2 OY POTANSİYELİ TOPLAM=71... LAFIN SONU ALLAH HAKKI İLE BAŞ ÖRTÜSÜ İLE UGRAŞANLARIN HAKKINI VERECEK ELBET VESSELAM.
chp 40 kusur yıldır bu ülkeye ne vermiş eyer verdiyi bir şey varsa çıksın onu anlatsın bizde bilelim kaostan kırizden ve insanların dini düşüncelerden dolayı aşağılamaktan başka onları zaten biliyoruz büyük önderimizin bizlere bıraktığı birlik ve beraberlik duygusunu elimizden almasınlar bu ülkenin çok ekmğini yediler bu ülkeye karşı oyun oynamayı bıraksınlar müslüman olmaktan korkan türk olmaktan da korkar saygılar
ne chp olmazsa herşey yolunda gidecek her şeye bir bahane uydurmayın ülkenin durumuna bakın her şeye zam geliyor elektiriğe zam vergilere am bu ne biçim devletbu ne biçim başbakan. yürü deniz baykal arkanda ordu gibi laik vatandaşların seninle
germeyin lütfen herkesi. bakın ekonomiye..onu düzeltin siz............
atatürk egemenlik kayıtsız şartsız milletin demiş tarikatların ve onu desdekleyenlerin dememiş onun için hukuk devletinin duvarlarına çarpıyorlar burası ırak ,iran, afganistan, pakistan degil burası atatürkün kurdugu türkiye cumhuriyeti ve hukuk devleti bu gerici zihniyet bu dinden nemalanan zihniyet nazaman gitti nezaman yapılan hizmet ve yatırımdan oy alah hükümet zihniyeti geldi ozaman ve nezaman buna dayalı oy vermeyi ögrenen bir toplum kitlesi oluştu o zaman gerçek demokrasi gercek özgürlük te bu ülkeye gelecek ama ilk önce şu din sömürücülerinin ve ABD'nın gitmiş olması gerekmekte
nasıl chp engel oluyo adam gibi muhalefet bile yapamıyor mazereti bırakın hangi işiniz yasal ki devletin hukuk organları onaylayabilsin hangi kanun çıkarsanız altından bir çapanoğlu çıkıyor allahtan birileri farkediyor da anayasa mahkemesine başvuruyor hukuğu çinemenize engel oluyor
slm ben sn başbakanıma katılıyorum.çünkü akparti hükümeti herhangi yenilik veya anayasa değişikliği yapsa chp hemen anayasa mahkemesine gidiyor.ben chp`enin böyleyapmasına şiddetle karşıyım.akparti`ye sonuna kadar destek veriyorum.
yav kardeşim neymiş chp olmasa ülke şeriata dönermiş siz şeriatın ne olduğunu sanırım bilmiyorsunuz şeriat (ALLAH)c.c yasaklarına denir şeriattan bahsederken biraz edebinizi takının baykalın yasaklarına karşı allahın yasaklarını küçümsüyorsunuz siz asıl bu kafayla giderseniz laikliği cehennemde zebanilerle ebedül ebed yaşarsınız (zebanilerde baykal kadar merhametli değildir ha )aman dikkat!!!