3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Fransa'ya demir atan Türkler

Ahmet Sel’in “Demir Atanlar” sergisi Fransa’da yaşayan Türk göçmenlerin 40 fotoğrafından oluşuyor

Ahmet Sel uzun yıllar Sipa Press’in Paris ve Moskova ofislerinde önemli görevlerde bulunmuş, fotoğrafları uluslararası gazete ve dergilerde yayımlanmış, Türk fotoğrafının lejyonerlerinden. Sel, Fransa’da aynı kaderi paylaştığı 40 Türk göçmenin fotoğraflarından oluşan “Demir Atanlar” sergisi ile Paris’ten sonra 15 Şubat-8 Mart tarihleri arasında Fransız Kültür Merkezi’nde İstanbullularla buluşuyor.

“Demir Atanlar” projesine nasıl başladınız?
Fotoğraf çekmeye başladığımdan beri seri hikayeli fotoğraflar çekiyorum. Fransa’da bir yabancıyı ilgilendiren konuların başında göçmenlik gelir. Ben de aynı kaderi paylaştığım insanların nasıl yaşadığını düşündüm. “Demir Atanlar”da da bunları anlatmaya çalıştım.

Bu projede sizin fotoğrafınız olsaydı altına nasıl bir hikaye yazılırdı?
Bu soruyu kendi kendime sordum, belki bilmediğim için bu seride kendi fotoğrafım yok. Herhalde göçmenliğin insan hayatındaki en önemli travmalarından biri olduğu bilinciyle anlatırdım kendim. Ben diğer göçmenlerden iyi şartlarda yaşamış biri olmama rağmen Allah düşmanıma göstermesin çünkü tamamen şizofrenik bir yaşam. Hayatla ilgili farkındalığınız yüksekse travma daha derin oluyor.

Bir Türk fotoğrafçı olarak göçmenlerle çalışmak nasıldı?
Hem kolay hem de zordu; kolay olan aynı mentaliteye sahip olmamızdı. Fakat insanlarda Avrupa kültürünün etkisi ile birtakım paranoyalar gelişmişti. İnsanlar fotoğraflarını niye çektiğimi, nerede yayımlayacağımı, alehlerine bir durum olup olmayacağı gibi sorular soruyordu. Bu insanların bazıları zamanla zenginleşmiş, tahmin edemeyeceğiniz servetlerin başında oturanlar var. Fransa’nın paranoyak havası bu insanları etkilemiş.


Siirt’ten geldi, Paris’te rap şarkıcısı oldu

Yılmaz Karaman (25) Siirt’ten 2003’te gelip Paris’e yerleşti. Bir Türk lokantasında çalışırken rap söylemeye başladı ve başarıyı yakaladı. Gazeteciler ve televizyoncular
“Lil-maaz”la röportaj yapmak için sıraya giriyor. Paris, 2007.

36 yılda tek kelime Fransızca öğrenmedi
Ahmet (64) ve Kete (Kete bibi) Şimşek. Ahmet bey 1943 Sivas doğumlu. Fiyaskoyla sonuçlanan birkaç denemeden sonra 1973’te kaçak işçi olarak Fransa’ya geldi. Elektrik-gaz idaresi işletmelerinde ve Ligier otomobil fabrikasında çalıştı. Eşi Kete’yi 1974’te Fransa’ya aldırdı. Bir kelime bile Fransızca konuşmayan Kete bibi, Fransa’nın başkenti Paris’i
hiç görmedi.

Malatya’nın köyünden Fransa’da rektörlüğe

Cafer (56) ve Çağlayan Özkül. Cafer Özkül, 2007 yılından bu yana, Rouen Üniversitesi’nin rektörü. Malatya’nın çevre köylerinden bir çiftçi ailesinin oğlu olan Cafer, 1970 yılında Fransa’ya burslu öğrenci olarak geldi. Başarılı bir bilim adamı olan Cafer Özkül, tüm kariyerini Rouen Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. Çağlayan hanım, mühendis ve aynı zamanda bir lisede ders veriyor. Özkül ailesi Rouen yakınlarında, Canteleu’de yaşıyor. Canteleu (Seine-Maritime), 2007.

Komünist olduğu için kaçmak zorunda kaldı
Fahrettin Petek 1922’de Bergama’da doğdu. Türkiye İşçi ve Köylü Partisi’nin eski üyelerinden olan Fahrettin bey, 1949’da eczanesini ve ailesini arkasında bırakıp Fransa’ya sığınmak zorunda kaldı. Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde, moleküler bio-kimya dalında araştırma direktörü olarak çalıştı. Artık emekli olan Fahrettin bey, günlerini sayfiye kenti Granville’de
balık avlamakla geçiriyor. Granville
(Manche), 2007.

Türkiye’ye cenaze gönderme şirketi var
 

 

Kırşehir’li Sıtkı Demir (41) İslami cenaze şirketi Mizan’ın patronu. Fransa’ya 14 yaşında geldi, girdiği meslek lisesinde kaynakçılığı öğrendi. Bir süre işçilik ve ticaret yaptıktan sonra Paris’te, bugün başında olduğu cenaze şirketini kurdu. Her sene ortalama 170 cenaze, Sıtkı beyin son model tabutlarıyla Türkiye’ye gidiyor. Paris, 2007.

Güne 05.30’da başlıyor, üç ayrı yerde çalışıyor
Fadime Açıkel (57), Kırimini köyünden çıkıp uzun bir yolculuktan sonra, Fransa’da Cholet’ye 20 Ağustos 1980’de saat tam 12.10’da vardı. Eşi Hasan Hüseyin 1996’da öldü. Yedi çocuk annesi Fadime, Nantes’a 30 km. mesafedeki Montaigu’de yaşıyor. Fadime’nin günleri sabah saat 05.30’da başlıyor. Bir çiftlikte tam gün mesaiden sonra yaşlılar yurduna temizliğe, oradan da meyve- sebze yetiştirdiği bahçesinde çalışmaya gidiyor. Montaigu (Vendee), 2007.

Türkiye’den gelin getirdiler, altı daireli evde birlikte oturuyorlar

İmdat Aydın (58), eşi Aysel hanım, oğulları ve gelinleri. Kırşehirli İmdat Aydın, Fransa’ya 1983’te, Almanya ve Hollanda üzerinden geçerek geldi, konfeksiyon sektöründe ve tarımda çalıştıktan sonra Reims bölgesinde kendi inşaat şirketini kurdu. Bugün varlıklı bir işadamı olan İmdat bey, Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyor. Oğullarının her birini memleketlerinden getirttikleri genç kızlarla evlendiren İmdat Aydın ve Aysel hanım, çocuklarının aileleri ile birlikte, yeni yaptırdıkları altı daireli, villa tipi büyük bir evde oturuyorlar.
Mussy (Aube), 2007.

Erscan Arslan - Milliyet
Yayın Tarihi : 3 Şubat 2010 Çarşamba 23:54:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?