19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Hukuktan anlamayanlar hep akıl verdi

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, hukuk adamı olarak 40 yıllık meslek hayatında tanık olduğu acı gerçeği ilk kez açıkladı.

Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, ''40 yıllık meslek yaşamımda hep şunu yaşadım. Hukuktan anlayanlar benden akıl sordu, hiç anlamayanlar hep akıl verdi bana. Ve bunun acısını hep çektim'' dedi.

Selçuk, Rekabet Kurulu konferans salonunda, ''Özlenen Ve Yaşanan Hukuk'' konulu söyleşiye katıldı. Son zamanlarda kendisine sürekli, ''Türkiye'de hukuk neden bu kadar yoruma tabi tutuluyor'' şeklinde sorular yöneltildiğini anlatan Selçuk, bunda bazı yasaların yetersiz olmasının rolü olduğunu söyledi.

Türkiye'nin akıl çağı ve aydınlanma dönemini yaşayamadığını ifade eden Selçuk, Türk toplumunun ''akıl yoğun değil duygu yoğun'' bir toplum olduğunu belirtti.

Son günlerde gündeme gelen Türk Ceza Kanununun (TCK) 301. maddesi ile ilgili tartışmalara da değinen Selçuk, TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın, TCK'nın 301. maddesi ile ilgili kovuşturma açma konusunda, ''Adalet Bakanlığının iznini aramak en doğru yaklaşım. Böyle bir organla donatılmamış cumhurbaşkanlığı makamı, kovuşturma aşamasında böyle bir yetkilendirmeyle donatılması, cumhurbaşkanlığı makamını çok zor durumda bırakabilir'' şeklindeki değerlendirmesini eleştirdi.

Türkiye'de bir çok kişinin yeterince incelemeden, okumadan ve araştırmadan hukuk konusunda görüş bildirdiğini ifade eden Selçuk, ''40 yıllık meslek yaşamımda hep şunu yaşadım. Hukuktan anlayanlar benden akıl sordu, hiç anlamayanlar hep akıl verdi bana. Ve bunun acısını hep çektim'' dedi.

Bazı suçların Türkiye Cumhuriyetini zor durumda bırakabileceğini ama savcıların ve yargıçların, ''bu ülke zor durumda kalabilir'' diye bir kaygısının olamayacağını ifade eden Selçuk, şöyle konuştu:

''Çünkü onlar siyasetçi değil. Onlar mevcut kanıtlara göre dava açmak zorundadır. Onun için denmiştir ki 'bazı suçlarda cumhuriyet savcısı dava açma eğiliminde ise ve açarsa devlet güç durumda olabilir. Bunu değerlendirmesi için konuyu bir devlet adamına verelim. Devlet adamı bunu hukuk açısından değil sadece kamu yararı, ülke yararı, devletin yararları açısından değerlendirsin ve desin ki izin veriyorum veya vermiyorum'. İşte bu takdir hakkına biz denetlenmesi olanaksız takdir hakkı deriz. Gerekçe gösterilmemesi gereken bir takdir hakkıdır. Kime verirseniz verin böyle bir yetkiyi kullandığı zaman gerekçe göstermeyecektir. İzin yetkisinin varlık nedeni budur.''

Bu durumda izin yetkisinin hangi merciye verilirse verilsin ceza hukukunu bilmesi gereken bir uzmana ihtiyaç olmadığını ifade eden Selçuk, şöyle devam etti:

''Meclis başkanı bir de 'uzman gerekir' diyor. Hiç alakası yok. Çünkü izin yetkisinin varlık nedenini bilmiyor. Ve arkasından 'Adalet Bakanlığına verilmelidir' diyor. Kuruma verilmesini düşünüyor. Kuruma değil kişiye verilecektir ve bir devlet adamına verilecektir. Bir cümlede kaç tane açık yakalıyorsunuz. Çünkü, eğer sayın başkan izin nedir, bunun mahiyeti nedir, varlık nedeni nedir diye inceledikten sonra görüşünü söyleseydi bu yanlışlığa düşmezdi.''

Konferansın ardından Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, Selçuk'a plaket verdi.

...
Yayın Tarihi : 16 Nisan 2008 Çarşamba 06:32:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
şemsettin kaptan IP: 85.104.57.xxx Tarih : 16.04.2008 09:33:31

maalesef bu türkiyemin ve türkiyelimin gerçeğini yansıtan bir acı gerçek.


ismail kalay IP: 85.104.37.xxx Tarih : 16.04.2008 13:48:56

bu ilkenin kanunları bu ülkenin insanlarının vicdanına aç bırakıyor vicdanlar bu yasalarla çelişiyor