19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

'İmza' deyip geçmeyin

Türkiye'nin gündemine oturan imza tartışması, imzanın hayatımızdaki önemini yeniden hatırlattı. Uzmanlar, bir kişinin imzasından boyunu kilosunu ve hatta yaşadığı hastalıkları bile anlayabildiklerini söylüyor.

Türkiye, son günlerde gerçek mi sahte mi olduğu hâlâ netleşmeyen "İrticayla Mücadele Planı"nın altındaki imzanın Deniz Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek'e ait olup olmadığını tartışıyor. Bu imza tartışması, "İmzanın hayatımızdaki önemini" yeniden hatırlattı ve "imzadan yola çıkılıp aydınlatılan ilginç olayların" neler olduğuna dair bir merak uyandırdı. Banka, noter işlemleri, alım satımlar, nikâh töreninde ve daha bir çok belgeyle ilgili işlemlerde atılan imzalar, atıldıkları anda çok önemsiz gibi görünse de sonradan birçok soruna neden olabiliyor. Bazen imza sahtekârlıkları trilyonların el değiştirmesine, haksız kazançlara, hırsızlıklara neden oluyor. Bununla ilgili binlerce dava sürüyor. İşte uzmanların ağzından ilginç imza olayları:

'AAA BU BİZİM MUHASEBECİ'
Grafoloji Uzmanı Zeynep Bornovalı: "İmzasından bir kişinin kilolu mu, zayıf mı ya da safra kesesinden mi rahatsız mı anlayabiliyorum. Böyle birçok sahtekarlığı çözdüm. Bir gün Türkiye'nin önde gelen şirketlerinden bir yönetici geldi. 'İmzalarla ilgili sahtekârlık var. Lütfen bize yardım edin' dedi. 'Ben de iki imzayı getirin. Başka hiçbir şey anlatmayın' dedim. İnceledikten sonra 'imzanın gerçek sahibi çok şişman, iri yarı biri' dedim. Şirket müdürü 'evet çok doğru' dedi. Ama bu sahte olduğuna inandığınız ve dolandırıldığınız imzayı atan kişi '1.50 boyunda, cılız ve gözlüklü birisi' dedim. Şirket yöneticisi durdu "Aaaaa bu bizim muhasebecimiz'' dedi. Suçlu bulunmuştu. Ve öğrendim ki, imzanın sahibi güreşçiymiş."

'AYDA BİN 500 VAKA GELİYOR'

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nevzat Alkan: "Trilyonluk senet ve çeklerin altına insanlar ilkokul çocuğunun atacağı gibi imza atıyor. Adli Tıp'a bu kapsamda ayda bin 500 vaka gidiyor. Her vaka uzmanlar tarafından 3-4 günde inceleniyor." Sahtekârlığın önüne geçmek için herkesin imza örneklerini notere tastikletip, saklatması gerektiğini söyleyen Türkiye Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni, "Teknoloji ilerlediğinden beri 'fabrikasyon imzalar' çıktı. İmza deyip geçmemek lazım. Teknoloji galiba bizi parmak izine döndürecek" ifadesini kullandı.

İLGİNÇ İMZA HİKAYELERİ

BANKAYI BİR TRİLYON DOLANDIRACAKLARDI
GRAFOLOJİ Uzmanı Zeynep Bornovalı bir trilyonluk bir banka dolanrıcılığını nasıl çözdüğünü şöyle anlattı: "Bir gün bir bankanın yöneticisi aradı. 'Zeynep Hanım gelin. Bir müşterimizin trilyonlarca lira parası imzası taklit ederek alınmış. Mahkemelik olduk' dedi. Kişinin imzasını gördüm, diğer imzayı gördüm. 'Bu kesinlikle sahte' dedim. Ve sahte imzayı atan kişi 'midesinden rahatsız ve çok kilolu birisi' dedim. Meğerse bankada çalışan bir kadın görevli suçlanıyormuş. Bu kadın incecik zayıf bir kızdı. Odaya çağırdıklarında müdür 'kızım sen miden için hangi ilacı kullanıyorsun?' diye sordu. Banka görevlisi de 'efendim benim mide rahatsızlığım yok' deyince, imzası taklit edilen kişi 'Anladım kim olduğunu!' diye bağırmaya başladı. Meğerse, çek dolabının anahtarını bir tanıdığına vermiş. O kişi de şişman ve midesinden rahatsız biriymiş. Savcılık olayı çözdü."

YAŞLI ADAMA EVLİLİK TUZAĞI KURMUŞLARDI
DOÇ. Dr. Nevzat Alkan ise nikâh masasında yaşanan imza sahtekarlığına şu örneği verdi: "Yaşlı bir kişinin tüm mal varlığına sahte imzayla ortak olunmuştu. Yaşlı adamın ölümünden sonra aile dava açmıştı. Nikâh cüzdanındaki imzalar incelenmek üzere önümüze geldi. İmzanın genç birine ait olduğu ortaya çıktı. Tanıkların huzurundaki nikâha yaşlı adam yerine genç biri giderek, imza atmış. Yaşlı adam evlendiğinden habersiz, uyanık eşi ise mallarına ortak olmanın mutluluğu içindeydi. Ama olay çözülünce sahtekârlar hapsi boyladı."

"AĞAR'A AİT" DENİLEN İMZA SAHTE ÇIKMIŞTI
TÜRKİYE aslında son günlerdeki imza tartışmasına yabancı değil. İmza konusundaki en hararetli tartışmalardan biri Susurluk kazasından sonra yaşanmıştı. Dönemin emniyet genel müdürü Mehmet Ağar tarafından Abdullah Çatlı'ya verilen silah ruhsatının üzerindeki imzanın Ağar'a ait olup olmadığı Adli Tıp Kurumu çözmüştü. Yapılan incelemede imzanın Ağar'a ait olmadığı ortaya çıkmıştı.

Gül Kireklo - Sabah

 

 

12 SORUDA İMZA OLAYI

Türkiye’yi sarsan "İrticayla mücadale planı" belgesinin gerçek mi sahte mi olduğu, belgenin altındaki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı tartışması hálá sürüyor.

Soru ve yanıtlarıyla bu tartışmada gelinen nokta şöyle:

Türkiye sarsan belge nerede ve ne zaman ele geçirildi?

Belge, Ergenekon tutuklusu avukat Serdar Öztürk’ün bürosunda 4 Haziran’da yapılan aramada ele geçirildi. Öztürk’ün avukatı, fotokopi olan bu belgenin Öztürk’e ait olmadığını ve daha önce büroda bulunmadığını savundu. Ancak, savcı, polis ve avukatların imzasının yeraldığı tutanakla belgenin bürodan alındığı belirtildi.

Olaya el koyan Genelkurmay Askeri Savcılığı hangi açıklamayı yaptı?

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, belgeyi yayınlayan Taraf Gazetesi ve savcılıktaki soruşturma dosyasından incelemek üzere belgeyi istedi. İncelemeden sonra "Olayla ilgili soruşturmada şu ana kadar elde edilen deliller değerlendirildiğinde, ele geçirildiği iddia edilen belgenin, Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varılmıştır" açıklaması yaptı.

Askeri savcılık soruşturması ne durumda?

Askeri Savcılık, Albay Çiçek’in ifadesini ve ıslak imza örneklerini aldı. Bu imza örneklerini Genelkurmay Askeri Savcısı Albay Yavuz Şentürk, bizzat İstanbul’a giderek, soruşturmayı yürüten savcılara verip, kendi soruşturmalarının sonucunun beklenmesini istedi.

Soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nereden rapor aldı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belgenin altındaki imzanın kime ait olduğunu tespit için Genelkurmay Askeri Savcılığı’ndan Çiçek’in imza örneklerini talep etti. Başsavcılık, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Kriminal Laboratuvarı’ndan da rapor istedi.

Emniyet raporu nasıl hazırlandı?

Laboratuvarda, Albay Çiçek’in tapu, ehliyet, banka, nikah defteri gibi olay tarihinden geriye doğru olan 21 farklı resmi evrakta kullandığı imza örnekleri incelendi. Bu imzalar belgeye attığı imza ile karşılaştırıldı.

Emniyet raporunda ne denildi?

Emniyet, 20 Haziran’da raporunu hazırladı. Savcılığa gönderilen emniyet raporunda, "Toplam 21 farklı evraktan alınan imza örnekleri üzerinde yapılan inceleme sonucu belge üzerinde bulunan imzanın Dursun Çiçek’in eli mahsulü olduğu kanaatine varılmıştır" denildi. Adli Tıp’taki kriminal inceleme ise henüz sonuçlanmamasına rağmen bazı basın kuruluşları Adli Tıp’ın da imzanın Albay Çiçek’e ait olduğu yönünde rapor verdiğini iddia etti.

Jandarma raporu nasıl çıktı. Ergenekon savcılarına verildi mi?

Jandarma Kriminal Laboratuvarı da 16 Haziran tarihli raporunda, planın altındaki imzanın "Albay Çiçek’in olabileceği, mukayese imzalar arasında genel şekli yönünden benzerlik görüldüğü" belirtildi. Bu rapor da askeri savcılık gibi Ergenekon savcılarına da gönderildi.

Fotokopi hukuken delil olur mu?

Yargıtay’ın içtihatlarına göre, "fotokopi" belgeler sağlıklı incelemeye olanak tanınmadığı, altlarındaki imzaların "montaj" olabileceği gerekçeleriyle "delil" sayılmıyorlar. Mahkemeler, çek, senet, kira kontratı davalarında, fotokopi belge sunulduğunda, belgenin orijinalinin getirtilmesi için süre verip aslını istiyorlar. Aslı getirilmeyince, belge sunulmamış sayılıyor.

İmzanın Albay Çiçek’e ait olduğu ortaya çıkarsa ne olacak?

İmzanın Albay Çiçek’e ait olduğu kanaatine varılsa bile bu belgenin gerçek olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü Sahtecilik suçlarına bakan Yargıtay 11. Ceza Dairesi de genel olarak fotokopiyi "delil" saymıyor. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 1995/3476 esas sayılı kararında, "İmza incelemesinin fotokopi evrak üzerinden yapılması ile sağlıklı bir sonuç alınamaz. Bu yüzden asıl evrak üzerinden inceleme yapılması gerekir" denildi. Daire, 1995/10749 esas sayılı kararında da "Fotokopi senet niteliğinde sayılamaz. Bu nedenle fotokopi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp davalının bundan sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur" dedi.

Adli Tıp ne diyor?

Adli Tıp da imza incelemelerini orijinal belge üzerinden yapıyor. Fotokopi belge üzerinden sağlıklı sonuca ulaşılamadığı belirtiliyor. İmzadaki mürekkep, normal kağıdın liflerine geçiyor. Bu lifler, imza üzerindeki, "silmeyi", "düzeltmeyi" gösteriyor. Ancak, fotokopide bu inceleme mümkün olmadığı için aslı verilmedikçe sağlıklı imza incelemesi yapılamıyor. Fotokopi belgeye gerçek imza montajı da mümkün olduğu için bu belgelerin "sahte" olup olmadıkları kesin ortaya konulamıyor.

Genelkurmay Askeri savcılığı ne yapacak?

Genelkurmay Askeri Savcılığı belgenin "sahte" olduğu sonucuna varırsa, Albay Çiçek hakkında "Takipsizlik" kararı verecek. "Sahte" belgeyi düzenleyen kişi ya da kişilere ulaşılması ve bunları "sivil" şahıs olduğunun tespiti halinde; haklarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulanabilecek. Belgenin "Gerçek" olduğu ve eylemin de "askeri suç" kapsamına girdiği kanaatine varılırsa, Albay Çiçek’e dava açılabilecek.

Albay Çiçek ne dedi?

Habertürk Gazetesi’ne konuşan Çiçek, "O belgeyi ben hazırlamadım. Biz de gerçeklerin ortaya çıkmasını dört gözle bekliyoruz. En kısa sürede gerçekler ortaya çıkacak, hepimiz rahatlayacağız" dedi.

 

Oya Armutçu - Hürriyet
Yayın Tarihi : 25 Haziran 2009 Perşembe 15:20:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İBRAHİM ÇAKICI IP: 88.242.230.xxx Tarih : 26.06.2009 01:37:55

BASİT BİR PC VE PRİNTER LE RTE, HATTA APO' YA BİLE  " NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " YADA " BU MEMLEKET TÜRKTÜR , TÜRK KALACAKTIR. " YAZILARININ ALTINA İMZA ATTIRABİLİRSİNİZ.


mehmet IP: 88.243.104.xxx Tarih : 22.06.2012 16:57:19

ADLİ TIP KURUMUNDA İMZA İNCELEMESİ SONUNDA GERÇEĞE AYKIRI YANLI VE YANLIŞ RAPOR DÜZENLENİYOR. ADLİ TIP KURUMU MAĞDURU OLARAK ADALET BAKANLIĞININ BU KONUYU ARAŞTIRMASI GEREKLİ.