20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İslami cephede cinsellik patladı

Türkiye gündemi, kaleminden şeriat damlayan 74 yaşında bir yazar, Topkapı Sarayı’nda 24 saat Kuran-ı Kerim okuyan bir hafız ve tesettür giyiminde önde gelen bir işadamının Müslümanları utandıran eylem ve açıklamaları ile çalkalanıyor.

TEMPO, arka arkaya meydana gelen bu olayları ve İslami camiadaki cinsellik algısını, yıllardır bu kesimi tedavi eden psikiyatr Doç. Dr. Sefa Saygılı’yla konuştu

Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, 14 yaşında bir kız çocuğuna tacizden tutuklandı. Topkapı Sarayı’nın Kutsal Emanetler Bölümü’nde 24 saat Kuran-ı Kerim okuyan hafızlardan S.E., internette tanıştığı yaşları 14 ile 16 arasında değişen onlarca çocukla cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklandı. Tekbir Giyim’in ortaklarından Mustafa Karaduman, “Tek eşlilik mümkün olsaydı, umumhaneler, kerhaneler olmazdı” dedi.


Yukarıdaki cümleler son 15 gün içinde gazetelerde yer alan üç habere ait. Haberlerdeki ortak özellik, üçünün de İslami camiayı yakından ilgilendirmesi. Kuşkusuz, birtakım inananlarının sapıklık, sapkınlık ya da poligamiyle ilişkilendirilmesi, İslamiyet’i bağlayan bir durum değil. Ancak söz konusu üç haberdeki kişilerin de sıradan Müslümanlar olmadığını kabul etmek gerekiyor.

Çünkü 14 yaşındaki bir çocuğu tacizden tutuklanan Hüseyin Üzmez, Vakit Gazetesi’ndeki köşesinde yazdığı yazılarla, İslami camianın önemli seslerinden biri olarak tanınıyor. Aynı şekilde Topkapı Sarayı hafızı da hem ilahiyatçı olması hem bulunduğu pozisyon itibariyle ayrıcalıklı bir konumda.

Son olarak Tekbir Giyim’in ortaklarından Mustafa Karaduman da İslami camianın önde gelen işadamlarından biri olarak biliniyor. Yani söz konusu üç kişi de ait oldukları camiada etiket sahibi insanlar. Peki, camianın etiket sahibi olmayan üyeleri, yani sıradan Müslümanların durumu ne? Soruyu Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Sefa Saygılı’ya sorduk. Böyle bir röportaj için Saygılı’yı seçme nedenimiz ise, ünlü psikiyatrın ağırlıklı olarak İslami camiaya hizmet vermesi ve bu kesim arasında tanınan bir isim olması.

TEMPO: Son günlerde İslami camiaya ait cinsel suç ve istismar haberleri çıkmaya başladı. Bir artış mı var?
SEFA SAYGILI: Türkiye’de bir cinsellik patlaması var. Bu, hem İslami camia hem diğerleri için geçerli. TV, basın iletişim araçları bunu artırdı. Eskiden kadın-erkek birbirini göremezdi. Mahalle baskısı vardı. Ama şimdi iletişim araçları arttı.

T: Medyayı mı eleştiriyorsunuz?
S.S.: Tespitte bulunuyorum. Medya aracılığıyla kadın erkek ilişkileri empoze ediliyor. Bu da bu tür ilişkilerin sıradan algılanması sonucunu doğuruyor. Gayrimeşru ilişkiler, sevişmeler, sevgili edinmeler… Reyting sağlıyor bunlar.

T: Niçin ben etkilenmiyorum da izleyen başkası etkileniyor?
S.S.: Tek bir faktör yok. Yatkınlığı olacak, ailevi durumu itecek; bir sürü etki var başkaca tabii ki. Mikrobik durumlarda bile her vücudun direnç seviyesi farklıdır. Sosyal olaylarda da böyle.

T: İnsanlar, dinlerini mi iyi öğrenemiyor, yoksa din onlara yeterli cevabı veremiyor mu?
S.S.: İkisi de olabilir.

“Kadının silahı cinsellik”

T: Dinin, cinsel sapkınlıklara karşı yeterli vizyonu sunamadığını söylemek mümkün mü?
S.S.: İnsan çamurdan yaratılmış bir varlık. Hem şeytan hem melek. Zıt duygular bir aradadır. Dinin herkeste aynı derece etkili olması beklenemez. Kimilerinde de kritik durumlarda dini gözü görmez olabilir insanın…

T: Dinin güncellenmemesi ya da eksikliğiyle alakalı değil yani?
S.S.: Değil.

T: İslami camiada azgınlaşma var denilebilir mi?
S.S.: Hayır, sadece bu tür vakaların İslami camiada da çıkması biraz daha dikkat çekiyor o kadar. Toplumun gözünde daha çirkin addediliyor.

T: Buna ne ad vereceğiz?
S.S.:
Bu, farklılaşma ve yozlaşmadır. Toplumdaki genel durum böyle, İslami camia da bundan kopuk değil. İslami sınırların dışına çıkmadır bu.

T: Toplumun geneline göre İslami camiada cinsel problemlerin boyutu nedir?
S.S.:
Bu durumu bir tür bileşik kaplar kanunu gibi görmek lazım. Yani Türkiye’deki her cepheyi, dolayısıyla İslami cepheyi de kapsıyor. Yani İslami cephede de bir cinsellik patlaması var. Daha önceden bastırılmış duygular çarpık şekilde ortaya çıkıyor. Yıllardır bastırmış bunu insanlar. Şimdi çıkıyor. Bir de göründüğü gibi değil, daha yaygın bu iş. Muhafazakâr insanlarda erkek çalışıyor, kadın evde duruyor. Kadın eskisi gibi değil. Günlük işleri de azalmış durumda. Eskisi gibi çocuk da doğurmuyorlar. Kadın kendini boşlukta hissediyor. Böyle bir durumun tezahürü olarak kadının tek silahı cinsellik oluyor kocasına. Bunu kullanıyor. Bu da erkekleri yoldan çıkarıyor. Bunu tespit olarak söylüyorum. Doğru bulduğumdan değil. Dışarıda elde edilebilecek pek çok kadın var. Yalnızca fahişelik anlamında değil söylediğim. Bana gelen vakaların çoğunda da bu tür çarpık ilişkilerin izleri var. Tabii bir de erkekler dörde kadar yolu var diye kendilerine bir çıkış kapısı yaratıyorlar.

T: Ama bu bir hak değil…
S.S.: Ruhsat. Belirli şartları var. Toplumsal kurallara göre de değişir. Resmi olarak şu an yasak. İnsanlar devletin yasaklarına uymak durumunda. Bu daha çok görünür oldu. Bir de cinsellik patlamasının yansıması gibi görüyorum bunu. Böyle şeyler sıradan hale geldi artık. Eskiden olmayan olaylar bile daha çok görülmeye başlandı. Bir tesettürlü kadının kocasını aldatmasına rastlanmazdı pek. Artık bu da var. Eskiden ‘erkeklerle çıkıyor kızımız’ diye getirirlerdi. Şimdi ‘kızımız erkeklerle çıkmıyor’ diye getiriyorlar. Türkiye’deki değişimin bir parçası bu. Dindarlara yansımaması mümkün değil. Herkesin evinde aynı iletişim araçları var.

T: ‘Mahalle baskısı’ dediniz.
S.S.: Eskiden herkes birbirini tanırdı. Şehirler kozmopolitleşti. İnsanlar yakınlıklarını mahalleyle değil, iş yeriyle kuruyorlar. Evlilikler daha önce tanıdıklar arasından olurdu. Şimdi öyle değil. Eskiden doğduğu yerde yaşardı insanlar. Bunlar da mahalle baskısını yani toplumun hoş görmediği şeyleri daha rahat yaşayabiliyorlar.

T: İslami camianın cinsel eğitimi ne durumda?
S.S.:
O da önemli bir problem. Dindar olmayan insanlar, pek çok kitap alıp bu bilgilerini genişletebiliyor. Dindarlar böyle bir kitap aldıklarında maalesef hoş karşılanmıyor. Bu yüzden de 300-500 sene önce yazılmış birtakım kitapları halen okuyanlar var. 500 yıl önceki insanlar için hakikaten gerekli olabilir. Ama alıp bugüne uyarlamaya kalkarsan, sapkın olursun. Şartlar değişmiş durumda. Üstelik İslami camiaya yönelik olarak cinsellik eğitimi veren kitap sayısı da çok az. Olanların büyük bölümü de bu işten anlamayanlarca yazılmış kitaplar ve yazarlarının aldıkları referanslar da o 300 senelik kaynaklar.

T: Ne var o eski kitaplarda?
S.S.:
En basiti, “Mastürbasyon kötürüm yapar” diye yazıyor. Kapalı insanlarda bunun etkisi daha büyük oluyor. Bilgisizlik ve buna bağlı problemler daha fazla oluyor. Cinsel problemlerini açma konusunda insanlar artık daha rahat. “Kocam benimle seyrek ilişkiye giriyor, bunun nedeni ne?” diye sorabiliyorlar. Kocasının yılda bir veya iki kez ilişkiye girdiği bir kadın geldi. Psikosomatik rahatsızlıkları ortayla çıkmış. Yıllar sonra bir yerde okumuş bunun yanlış olduğunu, kocasını alıp tedaviye ikna etmiş. “Kızım bu zamana kadar neredeydin” diye sorduğumda, “Her erkek böyledir sanırdım” dedi.

İki evli kadınlar

T: Gazetelerde, İslami camiadan fiili livata örnekleri de gördük son bir hafta içinde…
S.S.: İslami cephede olursa, daha dikkat çekiyor. Toplumun genelinde de var aslında. Ama yoğun değil. Kişilik bozukluğudur bu. Küçüklere taciz, bir cinsel sapmadır. Dindar olup olmaması önemli değil.

T: 30 yaşında erkek, 13-14 yaşında kız çocuğuyla evlendiriliyor İslami camia içinde. Bu niye oluyor?
S.S.: Bu bir problem. Kesinkes doğru değil. Ayrıca evliliği sadece cinsellikten ibaret görmemek gerek. Gerçi İslami camiada bir uyanış var artık bu konuda.

T: Bir işadamı, çok evlilik olmasa, “Kerhaneye gitmek zorunda kalacağız” diyordu. Bu, çok kısır bir bakış açısı değil mi?
S.S.: Tamamen erkek açısından bakınca, haklı olan yönleri düşünülebilir. Erkeklerle kadınların cinsel ihtiyaçları farklı olabilir. Erkek, cinsel yönden çok aktifse, tek eşle yetinmeyebilir. Onunki uç bir örnek. Ama o kadınların sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir kadın kocasını paylaşmak istemez. Çok vaka gördüm böyle. İki evli kadınlar buraya sık olarak getiriliyor. Mutlu olanını görmedim. ‘Karılarım çok memnun’ dediğine bakmayın. Cinsellik yönünden mutlu edebilir; ama duygusal yönden olamaz. Erkeklere birden fazla eşi tavsiye etmiyorum. Dörde kadar evlenebilir diyor İslamiyet. Kendi eliyle evlendirdiği halde pişmanlık duydu hepsi. Erkek de ilk başta mutlu oluyor; ama kadınlararası çekişme başlayınca mutsuzlaşıyor.

T: Cinsel problemler birinci kuşakta mı, ikincide mi?
S.S.:
İkinci kuşakta daha çok. İki kültür arasında kalıyor çocuklar. Toplum, çevre ve din baskısı azalıyor insanların üzerinde.

T: Diğer İslam ülkelerinde durum nedir? Mesela Suudi Arabistan veya İran’da…
S.S.: Arabistan’da yurtdışından bazı ufak yaşta fakir kız çocuklarını getirdikleri ve cinsel amaçlarla kullandıklarını duyuyorum. Genellikle Suriye, Mısır, Filistin gibi yerlerden getiriyorlarmış bu kız çocuklarını. Yapanlar da bunların göbekli zengin kesimleri. Yaygın olarak söylenen bir şey bu. Özellikle o ülkelerin seçilme nedeni ise daha beyaz tenli olmalarıymış o kızların. İran’a gelince, bildiğim muta nikâhı var. Biz, bunu zina olarak değerlendiriyoruz.

T: 1980’li yıllarda İslami camiada da muta nikâhı vardı yanılmıyorsam?
S.S.: Evet, yaygındı bir zamanlar. Ama şimdi rastlamıyorum buna. Tam olarak muta nikâhı değildi bu. Bir çeşit nikâh kıyıp ilişkiye giriyorlardı.

T: İslami camiaya ne önerirsiniz?
S.S.: Cinsellik konusunda açık olmalarını, gizli kapaklı işlere kalkışmamalarını ve bilgi sahibi olmalarını.

T: İslami camiada en sık cinsel sorunlar nelerdir?
S.S.: Birden fazla evlilik. İkinci eş genellikle sekreterleri oluyor mesela.

T: İkinci eşlerin başı açık oluyormuş duyduğumuz kadarıyla; doğru mu?
S.S.: Bir kısmı öyle. Bir gün sakallı bir adam geldi. Yanında mini etekli bir kadın. İkinci eşiymiş. İkinci evlilikler genellikle gizli oluyor. Bazı ikinci evlilikler, adam ölünce ortaya çıkabiliyor. Gayrimeşru ilişkiler yaygın ayrıca.

T: İlkinden ne farkı var?
S.S.: Birincisinde imam nikâhı oluyor. Öbür türlü ilişkiler daha çok işadamları arasında yaygın. Bunlar gelip geçici oluyor: Tabii dindar açısından helal-haram dengesi kalmıyor.

T: Başka?
S.S.: Erkekler kadar olmasa bile kadınlarda da görüntülü ve görüntüsüz chat’leşme oldukça yaygın. Birçok evli erkek, eşlerine bunu ‘sadece arkadaşız’ diye savunuyor. Kadınlar bunalıma giriyor. Sonra, mesela eskiden erkek karısının aldattığını görünce, kadına her türlü kötülüğü yapardı. Şimdi az sayıda bile olsa, bu durumda evliliği sürdüren erkekler var. Rezil olma duygusu da etken burada. Eşlerini cinci hocaya götürenler bile var. Cinci, ‘büyü var’ deyince erkek rahatlıyor.

T: Eşcinsellik?
S.S.: Bir artış var. Eşcinsel olup dindar kalanlar ve eşcinselliği ortaya çıkınca dindarlıktan vazgeçenler de var. Ailelerin bazıları çocuklarını getiriyor. Giderek arttığını görüyorum. Eskiden birçoğu ailelerinin zoruyla evleniyordu. Artık bu durum azalmış halde. Kadın çarşaflı, iki çocukları var. Adam eşcinsel olduğunu açıklamış sonunda. Üstelik kadın olmaya karar verdiğini de söylemiş. Ailelere tavsiyem, kesinlikle böyle durumdaki çocuklarını evlendirmemeleri. Evlendiği insan da mutsuz oluyor.

T: Başka var mı?
S.S.: Evlenmeyen kişilerin sayısı da çok arttı. Birtakım insanlar cinsel ihtiyaçları arkadaşlıkla gideriyorlar. Aynı evde yaşıyorlar, evliliğin sorumluluğunu yüklenmek istemiyorlar.

T: Cinsel suiistimaller yaygın mı?
S.S.:
Cinsel suiistimaller dindar kesimde de çok yaygın. İnsanlar söyleyemiyorlar. Özellikle ensest. Bunun çoğu yakınlar tarafından oluyor. Ensest harici, komşu, misafir, amcaoğlu vs. gibi şekillerde de suiistimaller oluyor. Çocuklar bunu söyleyemiyor ve bir travma olarak saklıyorlar bunu. Allah çocuklarımızı korusun.

Tempo
Yayın Tarihi : 2 Mayıs 2008 Cuma 06:20:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
halil demirci IP: 88.254.141.xxx Tarih : 2.05.2008 23:30:16

arkadaşlar oralara bazı yazılar yazmıssınız islamiyetle ilgili bakın sorun ıslamıyette değil sorun bızım cahil halkta bu dindar gorunen ınsanların pesınden gıdıyorlar.televızyonlara cıkıp en hararetlı sekılde savundukları ıslamın özünü bile anlatmadan islamiyeti tanıtırlar.ne demekmıs 14 yasındakı kızın 60-70 yasındakı bır adamın tacızine uğraması islamiyeti bırakın bu ınsanlıgın doğasına bıle aykırı allah razı gelmez buna bı de utanmadan cıkıp zına ayıptır gunahtır haramdır derler.yazıklar olsun bu ınsanlara ve bu ınsaların pesınden gıdenlere kur'an'ın dahi kapağına acıp okumayan halk ıslamıyetı nasıl öğrenecek bundan 700 yıl önce mevlana dmiş ki:dinde bir sorun yok amma bize öğretilende bir sorun var sanki.demistir bu kadar basıt mevlana soylemıs kımse anlamamıs yazıklar olsun yazıklar


Misafir IP: 81.213.226.xxx Tarih : 3.05.2008 03:53:21

Değerli internet okuyucuları, hani bir sözümüz var "mızrak çuvala sığmaz" diye, internet sayesinde çok şeyleri öğreniyoruz, cehaletimizi bağışlasınlar ve kendilerini ne kadar saklamaya çalışırlarsa çalışsınlar, takke düştü kel göründü, bu meydana çıkanlar sadece buz dağının üst kısmını görüyoruz, daha ne sapıklıklar veyahutta ne çeşit sapkınlıklar olduğunu kendileri daha iyi biliyorlar, sapkınlıkları meydana çıkaranlara da çeşitli küfürlerle saldırarak arınmaya çalışıyorlar. Müridi Fadime ile basılan aczimendi şeyhi Müslüm hocayı, şeyh Aliyi unutmadık.


şeriatın askeri IP: 88.254.58.xxx Tarih : 2.05.2008 20:17:10

sizin her gün yaşadıklarınız olanlar garipseyen sizler olmamalısınız.


İsmail ÇAKIR IP: 77.178.22.xxx Tarih : 2.05.2008 11:01:41

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla. Cennet Vatanımızın bütün vatanımızı ve yüce Dinimizin emir va yasakları doğrultusunda Yasalarımızın işleyişinde bilinçli olup yaşamını insanca devam ettirmekte olan, bütün insanlarımıza en içten duygularımızla Selam saygı ve sevgilerimizi sunarak özet yazıma başlamak istiyorum. "Efendim bazı Basın Organlarında çıkartılan haberlerle İnançlı ve şerefli insanlarımız rencide edilmektedir. Allah-ü Teâlâ'ya gerçek kul ve Hz. Peygamberimize gerçek ümmet olanlardan tarihler boyunca hiç kimseye asla zarar gelmemiştir. Bir zamanlar Müslüm Gündüz'ler, Fadime Şahinler, Ali Kalkancılar çıkıp insanlarımızı rencide etmişti ler, Kişiler eğer gerçekten inançlı olsalar böylesine yüz kızartıcı suçları yapamazlar. Torunu yaşında ki bir evladımızla fiili zina suçlaması, atfedilen suçun ileride yargının vereceği kararı beklemek de yararlı olacağına inanmaktayım. Yüce Dinimiz İftira, Zina, ve koğuculuğu kesinlikle yasaklamıştır.İnsanların elbette yüz karasıdır. Efendim kimse alınmasın sözüm kimseye yönelik ve kimseyi kayırma karalama anlamında değildir, ancak bir gerçek varır ki oda şudur. Zina ve taçiz ler 3 bölümle özetleyebiliriz. 1. Fiili Zina, 2.Sözlü ve sataşmalı zina, 3'ncüsüde önemsenmeyen göz zinasıdır, Göz zinasının farkında olmayanların felaketin eşiğinde olduklarının farkında değillerdir.Sanırım her kes anlamıştırlar. "EDEP YA HU" "EDEP YA HU" "EDEP YA HU" Geçici Dünya hayatımızda her kes her kese yapabileceği kütülükleri pilanlar ancak, kimse unutmasın ki,"ER KİŞİ VE YA HATUN KİŞİ NİYETİNE" Tekbiriyle Namazları kılınanların mükafatları da sonsuz sorgu ve cezalarıda elbette sonsuz olacağı günler gelmeden, Allah-ü Teâlâ bütün insanları doğruluktan insanı değerlerden uzak eylemesin, Şerefli bir yaşam, imanlı bir ölümü her kes arzu etmelidir. En derin duygularımla selam ve saygı, Sevgilerimle. İsmail ÇAKIR Almanya.


ahmet akarçeşme IP: 85.97.12.xxx Tarih : 2.05.2008 12:28:32

28 Şubat senaryoları başladı gene.Ayrıca Ak partiye açılan kapatma davası ABD nin İrana saldırma planının bir parçasıdır.


oviraptor IP: 88.245.227.xxx Tarih : 3.05.2008 02:17:57

NEDEN GENÇ KADIN ACABA !!!! dünyadaki erkek sayısı kadın sayısından az sebebi erkeklerin daha önce ölmesi ama böyle ise yaşlı kadınların dünya üzerinde fazla olması gerekmez mi evet öyle de zaten islami kesim 2,3,4. eşleri hep genç alıyor fazla olan gençler değil ki genç erkeklerle genç kadınların sayısı aynı islami kesim niye diğer 3 kadını yaşlı yada evlenmemiş kadınlardan seçmiyor her nedense her fırsatta allahın adaletinden bahsederler allahın adaleti bu mu gencin hakkı olan gence verilmiyor yoksa şu hadislerle mi alakalı "sahabilerden biri peygamberin huzuruna gelmiş ben evlendim demiş o da dul yoksa bekar mı dul demiş bekar alsaydın o senle oynar sende onla oynarsın " demiş diğer bir hadiste birisi elmayla çıka gelmiş peygamberin huzuruna bu elma benim rızkım mı demiş yersen senin rıskın olur demiş " ama elmanın ham mı yoksa olgun mu olduğunu hiç söylememiş MERAK EDEN VARSA SÖYLEYİM BEN 40 YAŞINDAYIM VE TEK EŞLİYİM HEP ÖYLEYDİM VE İNŞALLAH TA ÖYLE KALICAĞIM


emrullah IP: 195.33.241.xxx Tarih : 2.05.2008 14:08:36

CHP, AKP, MHP, İŞ PARTİSİ, ÖDEP, DHP ve aklımıza gelen her parti ABD'nin oyunu diyor. Ucu size dokununca ABD'nin oyunu, ucu bize dokununca ABD'nin oyunu vs vs... Artık bırakın bu mantıksız varsayımları. Türkiye'de hiç bir parti AKP'nin yakın olduğu kadar yakın olmadı ABD'ye (bu kötü bir şey mi hayır. sadece tespit yapıyorum) Yaw herkesten sapık çıkabilir. İnançlı birindende inançsız birinden de bunu bir inanca ya da inançsızlığa bağlamanın alemi ne? İnanç arttıkça ahlak artar diye bir şey yok. İnanç kişinin içindedir, dışından ne görünürse görünsün. İnançlı olduğunu söyleyen biri de bir kıza tecavüz edebilir, inançsız olduğunu söyleyen biri de. Artık bunun üzerinden ne muhafazakarlar ne de diğerleri siyaset yapmasınlar... Bu olay ABD'nin oyunu falan da değil, sizin aklınız alıyor mu abd bu kadar basit bir oyun oynasın :) İşte gerçek; herifler sapıkmış. bu kadar basit bir anlatım... Hemen bu olayı üzerinize alıp gocunmaya gerek yok. Herifler sapıkmış ve kur'an'da okuyorlarmış bu kadar... Her kur'an okuyan ahlaklı olacak diye bir şey yok. Her müslüman olan ahlaklı olacak diye bir şey yok. Nİye hemen herif kur'an okuyor diye sahipleniyorsunuz? Ne gerek var. Neden içselleştiriyorsunuz ne gerek var. Hiç kimseye cinsel organını ve cinsel duygularının yönünü, bir kurum ya da bir inanış vermiyor. Bu nedenle bireyler akıllarını ahlaklarını ve cinsel organlarını nasıl kullanacaklarını kendileri belirliyorlar kim ne derse desin. gerisi hikayedir...


ensar said IP: 85.105.16.xxx Tarih : 2.05.2008 09:51:45

bir kişinin hatasıyla bütün herkes mesul tutulamaz.bir iki müslüman hata yaptı diye bunu islamiyete bütün müslümanlara maledemezssiniz.toplumda islamiyeti yaşamayan hatalı birsürü insan var bunları kimlere maledeceksiniz


veli mecit IP: 88.243.41.xxx Tarih : 2.05.2008 11:13:57

kimse islamiyeti yaşamak zorunda değil . bu ülkede 72.5 millet yaşıo . bunu yapanların bu şekilde ifşa edilmesi çok ii oldu . gazetede tv de atıp tutmakla olmuo işte onurlu yaşamak . ruhunuz kirlenmişş , sonunuz ii oldu enazından .


KAMURAN ÇELİKKOL IP: 78.184.42.xxx Tarih : 2.05.2008 23:21:56

Dinci kesimin bastırılmış ve yasaklanmış Erkeklik ve kadınlık duyguları Sapıklık şeklinde ortaya çıkıyor. Kötü olur örtülünün azması diye bir mısra okumuştum bir ozanımızdan geçmişte.Doğruymuş. Suçlanan bir Din adamı bir hafız Oğlan kullanmaktan tutuklu, Başka suçlanan bir Dinci yazar Hüseyin Üzmez de 80 yaşına bakıp utanmadan 12 yaşında kızla cinsel tacizden tutuklu. Bu ne rezalettir demeye fırsat kalmadan Hürriyet gqazetesinden okuyoruz ki bu hüseyin Üzmez daha önce aldığı ve halen evli bulunduğu kendinden 60 Yaş küçük hanımını geçmişte HAYIRSEVER ! :))) kanatları altına alırken isyan eden kızın ailesine de BEN PEYGAMBERİMİZİN YOLUNDAYIM.PEYGAMBERİMİZ DE Hz AYŞE ANNEMİZİ 6 YAŞINDAYKEN NİKAHLAMIŞ VE 9 YAŞINDAYKEN ZİFAFA ALMIŞTIR demişmiş.Örnek alarak Peygamberimizi göstyerip şimdiki hanımının ailesini ikna etmişmiş. Utandım.İnsanlığımdan mı utandım, arapların bu kötü huylarını kendimize rehber edinmekten mi utandım bilmem. Dilim varmıyor ama inanın Müslümanlığımdan da utandım.ne yapacağım bilmem.Araştırdım hadislerin kaynaklarına da baktım her taraftan durum kötü.Bu olay gerçekmiş.MENZİL DERGAHI'nın İnternet sitesinden de baktım olay aşağıdaki gibi. link şu; http://www.menzil.net/modules.php?name=KutubiSitte&h_op=hadisgoster&kid=884 hadis te aynen şöyle; ***Hadis No : 5597 Ravi: Aişe Tanım: Resulullah (sav), ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Haris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü, (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, [kuşluk vakti aniden] Resulullah (sav)('ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim. Kaynak: Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121), Edeb 63, (4 *** Durum bu. Bu gerçeği bizlerden asırlardır saklayanlara mı yanacağız, bu içi geçmiş adamların kendilerini din adamı şeyh şıh molla ümmet reisi tarikat başkanı bilmemne diye bizlere kendi anladıkları İLMİHALLERİNE mi esir olacağımıza yanalım bilmem. Bu adamlar neyin nesi allah aşkına bilen var mı. Hemen bir iki basit okurun kendileri gibi basit olacak yorumlarını beklemiyorum.en azından bugünkü dünyada 6 veya 8 yaşındaki kızını veya kızkardeşini 80 yaşındaki bir adama eş olarak zifaf odasına sokup bir ihtiyara teslim edecekler varsa buna razı olacaklar varsa yazsınlar okuyalım.Biz de kendileri gibi belki irşad oluruz.:)