20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İşte Türk ordusunun yeni BAŞBUĞ'U

İlker Başbuğ, dört ay sonra görevi Yaşar Büyükanıt’tan devralacak. Kamuoyu onu ciddi yüz ifadesi ve konuşmalarında yaptığı derin sosyolojik tahlillerle tanıdı. Bazılarına göre ülkenin uzun süredir beklediği (!) ‘kodu mu oturtan’ komutan.

Yakınlarına göre ise bambaşka biri. Örneğin, henüz Kuleli öğrencisiyken en yakın arkadaşları ‘cool görünümü’ nedeniyle ‘mareşal’ diye sesleniyordu. İşte yeni Genelkurmay Başkanımızın bilinmeyen yönleri

- Anne ve babası Makedonya’nın Manastır ilinden Afyon’a göç etti
- Babası yedi yaşında vefat etti
- Dedesi, anneannesi, dayısı ve teyzeleriyle büyüdü
- Maddi gelirleri dedesinin emekli, annesinin dul aylığıydı
- Asker olmayı, Kulelili öğrencilerin fiyakası nedeniyle istedi
- Fenerbahçe taraftarı. İlk FB maçına dayısı götürdü
- 27 Mayıs ve 22 Şubat olayları, üzerinde derin izler bıraktı
- Annesine çok düşkündü. Şark hizmetinde bile annesi yanındaydı
- Alt rütbeliler, ‘Hocam’ derdi
- Felsefe ve sosyoloji düşkünü. Geniş bir klasik müzik arşivi var


Makbule Hanım, Süleyman Bey’e akşam kahvesini sunduğunda, radyonun lambası artık ısınmış, ajans saati de gelmişti. İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarının yaşandığı o günlerde, spiker heyecansız bir ses tonuyla gelişmeleri sıralıyordu. Türkiye’nin de savaşa katılması için baskılar iyiden iyiye artmıştı. İngiltere Başbakanı Winston Churchill, “Almanlara karşı topraklarınızda bize üs açın” diyordu. Milli Şef verdiği beyanatta halkı sükûnete çağırıyordu. Vatandaş kuyruklardan şikâyetçiydi, yağ bulamıyordu. Verem hastalığının önüne geçilemiyordu.
Haberlerin sonuna yaklaşıldığında, Makbule Hanım kahvesinden bir yudum daha aldı. Daralmıştı. Süleyman Bey’e döndü. Sessizce eşini izledi. Oysa yeni hayatının henüz başındaydı.

Afyonkarahisar’da, oturuyorlardı. Makbule Hanım, Afyon’da doğmuştu, ama kökenleri Makedonya’nın Manastır iline uzanıyordu. Güzel, alımlı bir hanımdı. Ama yüzünde, suçiçeğinden kalma noktacıklar vardı. Eşi Süleyman Bey, il özel idaresinde çalışıyordu. Manastır doğumluydu. Zaten aileleri ‘suyun öteki tarafından’ tanışıktı. Önce İzmir’e, sonra Afyon’a taşınmışlardı.


İlker bu dönemde, 29 Nisan 1943’te dünyaya geldi. Doğum evde gerçekleşti. İsmini ebesi verdi. İlker, ailenin tek, baba Süleyman Bey’in ise ikinci çocuğuydu. Çünkü Makbule Hanım, Süleyman Bey’in ikinci eşiydi. İlk evliliğinden Melahat adlı bir kızı vardı.


İlker, ilkokula Afyonkarahisar’da Cumhuriyet İlkokulu’nda başladı. Akranlarından daha uzun boylu, zayıfça ama yakışıklı bir çocuktu. Babası Süleyman Bey, İlker henüz yedi yaşlarındayken, verem nedeniyle vefat etti. Makbule Hanım, eşinin son günlerinde sürekli yanında, hastanedeydi. Ama İlker’i babasının yanına hiç götürmedi. Çünkü verem bulaşıcıydı.

Babasını kaybeden İlker, Afyon’da yalnız değildi. Anne Makbule Hanım’ın babası Hasan, annesi İsmet ve iki kız kardeşi bu şehirdeydi. Makbule Hanım’ın aslında beş kardeşi vardı. Ancak üçü çeşitli nedenlerle Afyon dışındaydı. İlker, annesiyle birlikte dedesinin evine yerleştiği için okulunu da değiştirmek zorunda kaldı. 27 Ağustos İlkokulu’na kaydedildi ve buradan mezun oldu. Ortaokul için Afyon Lisesi’ne gitmeye başladı. Bu lise, Türkiye siyasi tarihinde önemli bir yere sahip. İki cumhurbaşkanı; Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer, bir Genelkurmay Başkanı; İsmail Hakkı Karadayı mezunları arasında.


Baba Süleyman Bey’in ölümünün üzerinden yaklaşık beş yıl geçmişti. Yıl 1955. Bu tarihte anneanne vefat etti. Bunun üzerine Hasan Dede, Makbule Hanım, İlker ve küçük teyzesi İstanbul’a taşınma kararı aldı. Büyük teyze Belkıs Hanım ve dayı Orhan Bey’in yanına gideceklerdi.

Kuzguncuk’ta yeni hayat

İstanbul’daki adresleri Kuzguncuk’tu. Büyük teyze Belkıs Hanım, çocukları ve heykeltıraş eşi Rahmi Artemiz bu semtte yaşıyorlardı. Evin büyüğü Hasan Dede’ydi, memur emeklisiydi. Orhan Dayı, İlker’in ağabeyi gibiydi. Orhan Dayı, Kuzguncuk’un popüler delikanlılarındandı. Asker kökenliydi; Bursa Askeri Işıklar Lisesi’ne girmiş, ama yarıda bırakıp hukuk okuyarak avukat çıkmıştı. Ayrıca İlker’in Fenerbahçeliliği dayısından kaynaklanıyordu. İlk FB maçına o götürmüştü.


İlker ve ailesinin Kuzguncuk’ta kalacağı ilk ev Berberoğlu Sokak’taydı. Yıl 1955. İlker, bu evde otururken 6-7 Eylül olaylarına tanık olacaktı… Hatırlanacağı üzere 1955 yılında, “Atatürk’ün Selanik’te doğduğu eve bomba atıldı” yalan haberiyle 6 Eylül’de başlayan olaylar sonucu 16 Rum, bir Ermeni vatandaşı hayatını kaybetti. Bu olaylar sonucunda Türkiye’de yaşayan binlerce Rum, Türkiye’den göç etti. Bu kaos günlerinde İlker, Üsküdar’daki Fıstıkağacı Okulu’na kaydoldu. Yani bugünkü Anadolu Lisesi statüsündeki Üsküdar Lisesi’ne… Bu okul, öğretime ‘Kız Ortaokulu’ olarak başladı. Daha sonra liseye çevrilerek karma eğitim verdi.
İstanbul’daki ilk evlerinde sadece bir yıl kaldılar. Ardından yine aynı semtte Tahtalı Bostan Sokak’taki ahşap eve geçtiler. 1956’tan 1966’ya dek burada oturdular. Maddi durumları çok kötü değilse de, o kadar da iyi değildi. Hasan Dede’nin emekli, anne Makbule Hanım’ın da dul maaşı ile kıt kanaat geçiniyorlardı…

Hollywood’lu yıllar…

Hatırlayanlara göre, 1950’li yılların Kuzguncuk nüfusu 950 kişiydi. Bunun 760’ı Ermeni ve Rumdu. O yıllarda İstanbul’da denize girilebiliyordu. Kuzguncuklu gençlerin gözdesi ise Çukuryalı ve Cemilmolla sahilleriydi. Bir de Hollywood vardı. Burası gençlerin buluşma noktasıydı. İlk kaçamak bakışlar burada atılıyordu. Kuzguncuk’ta görüştüğümüz o yılların delikanlıları, “Biz gitmezdik” diyor. Onlardan biri de Cemal Kunt. Başbuğ’un karşı komşusu. Dönemi şöyle anlatıyor:
“O yıllarda piyasa yapılan iki cadde vardı. Biri Beyoğlu’ndaki İstiklal, diğeri de Kuzguncuk’taki İcadiye Caddesi. Bizim gibi o da Hollywood’a gitmezdi. Bizim evin olduğu binadan, İlkerlerin olduğu binaya elektrik kablosu çeker, voleybol oynardık.”

Kızlarla aynı vapurda

İlker, parlak bir öğrenciydi. 1957 yılına gelindiğinde yol ayrımına geldi. Kuzguncuk, Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin gezmeye geldiği bir semtti. Üniformalarıyla dikkat çekiciydiler. İlker’in en yakın arkadaşı. komşusu Tamer’di. Aynı ortaokuldaydılar. İki kafadar, ‘asker’ olmak istiyordu. Kuleli’nin sınavına girip, kazandılar. Böylece büyük dayı tabip Muammer dışında, ailede bir asker daha olacaktı. Anne Makbule Hanım, “Oğlum kurtuldu” diyerek dualar etti…


İlker Başbuğ, Kuzguncuk’a, annesinin yanına sadece hafta sonları gelebiliyordu. Hafta içi Kuleli’deydi. Cumartesi günleri, okul çıkışı İlker için oldukça heyecanlı geçiyordu. Okuldan çıkar çıkmaz arkadaşlarıyla birlikte Çengelköy’e doğru koşmaya başlıyorlardı. Kuzguncuk ve Kuleli’den arkadaşı olan emekli kara pilot Albay Suavi Gökdel şöyle anlatıyor: “Kuzguncuk’a gidecek vapura Kandilli Kız Lisesi öğrencileri de biniyordu.” Gökdel, “Hayır, İlker de ben de yapmazdık” dese de, kızlarla uzaktan uzağa küçük bakışlar atılıyordu, bu vapurda. İlker ve Suavi, dönüş yolunda ise otobüsü tercih ederlerdi.


Sınıf Subayı Binbaşı İsmail öğretmen epey sertti. İsmail Binbaşı’nın ardından sınıf subayı olan Sabri Demirbağ ise İlker’in üzerinde derin izler bırakmıştı. Arkadaşlarının deyimiyle Demirbağ, ‘çok seçkin bir subaydı’. Nitekim daha sonra generalliğe yükseldi. Beden eğitimi öğretmeni Ruhi Saralp, felsefe öğretmeni Ali Rıza Koralp, İlker ve arkadaşlarının en sevdikleri öğretmenler arasındaydı. İlker, belki de bu öğretmenin etkisiyle ileride felsefe düşkünü olacaktı.


Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı emekli Tümgeneral Erol Kırışoğlu, İlker Başbuğ’a nasıl seslendiğini şöyle açıkladı: “Kuleli’deyken 13-14 yaşında çocuktuk. Ama İlker öyle bir yapıya sahipti ki, hep cool’du. Ben daha o zamanlar kendisine ‘mareşal’ derdim.”

Okulda 22 Şubat’ı yaşadılar

1960 yılı İlker için bir kırılma noktasıydı. Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olmuş, Ankara’daki Kara Harp Okulu’na başlamıştı. Ancak ne var ki aynı yıl, Türkiye için de bir eşikti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez askeri müdahale gerçekleşmişti. 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin ‘ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü’ gerekçesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri içinden bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine el koydu. İhtilalin etkisinin tüm yurtta hissedildiği günlerdi… Başbuğ’un Kuleli ve Harp okullarından devre arkadaşı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, psikolojilerini şöyle anlatıyor: “Harp Okulu’na geldiğimizde 27 Mayıs olmuştu. Kuleli’deyken gelişmeleri sadece radyodan dinliyorduk. Zaten henüz çocuktuk. Okul yönetimi tarafından ihtilalle ilgili hiçbir şey yansıtılmamıştı. Harp okulunda ise iki akım arasında kalmıştık.” Küçükoğlu’nun “Arada kaldık” dediği kutuplar şunlardı: Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve arkadaşları, ordu içindeki 27 Mayısçıların tasfiyesine kızıyordu. Direniş için kimi genç subayları mevcut komutaya karşı örgütlüyorlardı. Sonuçta Talat Aydemir ve arkadaşları tasfiye edildi. Bu gelişme, tarihe 22 Şubat olarak geçti.

İlker Başbuğ ve devre arkadaşları böyle bir keşmekeş arasındaydı… Gerisini Rıza Küçüoğlu’ndan dinleyelim: “Harp Okulu’nda her gün derslere hazır kıta; silahlı ve teçhizatla girerdik. 1960 ihtilali dönemi bitmemişti. Politika okula yansımıştı. Derse bir gün Alparslan Türkeş tarafı, diğer gün karşı taraf gelip konferans verirdi. 22 Şubat’a gelecek olursak, o isyana tüm öğrenciler katılmamıştı. Bir kadro hareketiydi. 22 Şubat’ın ardından sömestr tatiline gönderildik. Ama dönüş için okul yönetiminin emrini bekleyecektik. Geldiğimizde farklı bir Harp Okulu bulduk; eğitim şekli ve yönetimi değişmişti. Talat Aydemir ve ekibi ayrılmıştı. Mezun olduktan sonra kıtalarımıza gittik. Ama maalesef bir yıl sonra (Talat Aydemir’in ikinci darbe girişimi) 21 Mayıs olayına katıldıkları için bazı devre arkadaşlarımız teğmen rütbesindeyken ordudan atıldı.” O günlerde Teğmen İlker Başbuğ, Maltepe 2. Zırhlı Tugay’da görevliydi.


Bu arada İlker, Harp Okulu’nun popüler öğrencileri arasında değildi. Ama derslerinde başarılıydı. Arkadaşları, “Pek ders çalışmıyordu ama zekiydi” diyor. İlk kez bu dönemde alınan iki de kız öğrenci vardı; Nusret Güzel ve Sezen Kavrar. Suavi Gökdel, “Bizden farkları yoktu. Öyle bir eğitimden geçiyorduk ki, onlar da erkek gibi olmuşlardı” diyor. 27 Mayıs ve 22 Şubat olayları, Harp Okulu’ndan sonra Piyade Okulu’na devam eden İlker Başbuğ’da derin izler bıraktı. Devre arkadaşı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu’na göre, “1961 ve 1962 Kara Harp Okulu mezunları ihtilal kelimesine bile hoş bakmadı. Hatta fobi olarak gelişti…”

Babasızlığın ne demek olduğunu çok iyi bilen İlker Başbuğ için anne, vazgeçilmez bir figürdü. Eşini erken kaybetmenin getirdiği bir refleks olsa gerek, anne Makbule Hanım da oğluna çok düşkündü. Öyle ki, Teğmen İlker Başbuğ’u şark hizmetinde bile yalnız bırakmadı. Zaten Hasan Dede de aynı yıl vefat etmişti. Başbuğ, 1966’da Iğdır ile Doğubayazıt arasındaki Suveren mevkiine atanmıştı. Burada Başbuğ ile aynı yerde görev yapan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, anne Makbule Hanım’ı şöyle anlatıyor: “Mükemmel biriydi. Herkes onunla konuşmak, hatta misafiri olmak isterdi. Fikrine başvurulurdu.”

Erkek çocuğu, anne figürüyle eşini seçermiş. Bu söz İlker Başbuğ için de geçerli. Çünkü Sevil Hanım da anne Makbule gibi ‘sözü dinlenir’ bir kadın. Bu arada Sevil Başbuğ’un nüfus cüzdanındaki adı Sevim.


Gelelim İlker Başbuğ’un evliliğine… Kuzguncuk’un en işlek caddesi İcadiye’deki postanenin müdürü Sevim Hanım’ın dayısıydı. Zaten Kuzguncuk küçük bir yer. Herkes gibi iki aile de birbirini tanıyor. Sevil Hanım’ın karacı subay babası Rizeli, annesi ise Artvin Arhavili… Aralık 1968’de, İlker Başbuğ’un şark hizmetinin ardından dünya evine girdiler. Evlendiklerinde İlker Başbuğ’un tayini, Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’na çıktı. Feride, çiftin ilk göz ağrısı. Kardeşi Murat ile aralarında 11 yaş var.


Yeni evli çiftin ilk evi, Muhafız Alayı’nda görev yapan subayların kaldığı Çankaya Lojmanları’ydı. Sevil Hanım, Çankaya Köşkü’yle bitişik olan lojmanlardaki Yelken Apartmanı’na gelin geldi. Tesadüf şu ki, 40 yıl sonra bugün de Çankaya Köşkü’nün bitişiğindeki konutlarda oturuyorlar.

Kara pilotu olabilirdi

İlker Başbuğ’un, yurtdışı deneyimi oldukça fazla. İngiltere Kraliyet Harp Akademisi ve NATO Savunma Kolejini bitirdi. Belçika/Brüksel’de NATO Uluslararası Askeri Karargâhı’nda Cari İstihbarat Plan Subaylığı yaptı. General olduktan sonra Belçika/Mons’ta Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı’nda (SHAPE) Lojistik ve Enformasyon Daire Başkanlığı görevini yürüttü. Son olarak yine Mons’ta Milli Askeri Temsil Heyeti (NMR) Başkanlığı görevinde bulundu.
Emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, Başbuğ’un yurtdışı görevleri için şu yorumda bulundu: “Kara Harp Akademisi’nde yüzbaşı rütbesiyle öğretim üyesiydi. Binbaşı olunca İngiltere’de Kraliyet Kurmay Koleji’ne seçildi. O eğitim çok önemli. İngilizce akademik eserleri rahatlıkla takip edebiliyor. Ayrıca değişik ordulardan komuta ve kurmaylık konusunda deneyim kazandı.”

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen ise şöyle değerlendiriyor: “Ona diplomat general yeteneği kazandırmıştır.” Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı emekli Tümgeneral Erol Kırışlıoğlu da Eslen’le aynı görüşte. Hatta “Başbuğ asker olmasaydı iyi bir bilim adamı olabilirdi. ‘Bir daha dünyaya gelsem asker olmam’ sözünü ondan hiç duymadım” diyor.


Kırışlıoğlu, İlker Başbuğ’a yönelik ilginç bir anekdodu şöyle aktardı: “İlker kara pilotluğunu kazandı. Kursta gayet iyi olmasına rağmen kendi isteğiyle ayrıldı. Piyade olarak devam etti. Kurmay olmayı tercih etti. Akademiye birlikte girdik. Birincilikle bitirdi.” Bu arada anne Makbule Hanım, böbrek yetersizliği nedeniyle, 1988’de vefat etti. İlker Başbuğ için bu kayıp, belki de hayatının en büyük acısıydı

Milliyet
Yayın Tarihi : 9 Mayıs 2008 Cuma 08:21:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
EMRAH ÖZTÜRK... KARS... IP: 78.160.159.xxx Tarih : 9.05.2008 15:12:15

KOMUTANIMA YENİ GOREVİNDE ALLAHDAN BAŞARIALR DİLERİM İNŞALLAH HERŞEY TÜRKİYEMİZ İÇİN BAŞBUĞ KOMUTANIMLA DAHA GÜZEL OLCAK


mehmet erdoğan IP: 81.215.237.xxx Tarih : 11.05.2008 00:08:57

Paşam sizlerden Allah razı olsun. Sizlere güveniyoruz. Yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Allaha emanet olun.


gaziantep27berlin.com IP: 77.184.36.xxx Tarih : 10.05.2008 23:24:12

Sayin Pasam Laik Türkiye Cumhuriyetin en önemli ve güclü kisisi olmak üzereyken sizi Büyükanitan sonra, görevinizde basarilar dilerim.


mahir dinçman IP: 88.228.132.xxx Tarih : 9.05.2008 14:11:53

1000 yıllık tarihi şanı zaferi ve derinliği olan TSK ve dünyadaki tüm Türklere (kazak,azeri,özbek,uygur,türkmen vs) ayrımı yapmadan şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun Allah bu milleti bahtiyar ve aynı zamanda dünyalı yapsın


filiz alpay IP: 85.98.40.xxx Tarih : 9.05.2008 09:20:08

Bayan olarak hep asker olma özlemime özlem kattı.Egitmen olmamdan memnunum ama asker olmak çok özel...Bunun tadını ve anlamını bilen biri olduguna inandırdı;etkilendim gerçektente cool.Başarı güven telkin ediyor.


Görkem ATAÇ IP: 78.185.182.xxx Tarih : 11.05.2008 15:43:56

Ben bir Türk genci olarak, Başbuğ'nun ATATÜRK ilkelerine herkesten çok daha sıkı bir şekilde sahip çıkacağına ve Laik Türkiye'yi ortadan kaldırmak isteyenlere en güzel cevabı vereceğine eminim. Bu ülkede Mustafa Kemal'in askeri olan milyonlarca insan var. Sayın Başbuğ hepimizin temsilcisi olacaktır.. İrtica da bir terördür ve bu teröre karşı mücadele etmek de TSK'nın görevidir..


K. Mükremin BARUT IP: 85.99.78.xxx Tarih : 11.05.2008 12:51:15

HALKIN YÜZDE 74'Ü AÇLIK SINIRINDA. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) yaptığı araştırmaya göre, Türkiye 52 milyon 278 bin 252 kişi yoksulluk sınırının altında, 10 milyon 871 bin 672 kişi ise açlık sınırının altında yaşıyor. Buna göre, Türkiye'nin yüzde 74.1'i, yoksul, yüzde 15.4'ünün ise açlık sınırının altında gelir elde ediyor. ATO'nun Açlık ve Yoksulluk Araştırması'na göre, hane halkı özel tüketim harcamaları cari fiyatlarla 2006 yılında yüzde 14.9 ve 2007 yılında da yüzde 13.2 olmak üzere iki yılda toplam yüzde 30 arttı. Türk-İş'in 2007 yılı için aylık olarak hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırının ortalaması dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, açlık sınırının yıllık ortalaması 664.6 YTL, yoksulluk sınırı 2 bin 91,5 YTL olarak gerçekleşti. Araştırmada, 2007 yılında Türkiye'deki ortalama hane geliri ise aylık bin 602 YTL olarak tahmin edildi. AİLELERİN YÜZDE 15' İ AÇLIK SINIRININ ALTINDA GELİRE SAHİP Buna göre, gelirden en az pay alan birinci yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin aylık ortalama geliri 251 YTL'de, ikinci yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin geliri 450 YTL'de ve üçüncü dilimdekilerin ortalama geliri ise 571 YTL'de kaldı. Söz konusu ilk üç dilimin ortalama aylık geliri 664.6 YTL olan açlık sınırını geçemedi. Toplam 2 milyon 595 bin aile 2007 yılında açlık sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Bu ailelerdeki nüfus ise 10 milyon 872 bin kişi olarak tahmin edildi. Buna göre, Türkiye'deki ailelerin yüzde 15'i, nüfusun da yüzde 15.4'ü açlık sınırının altında gelire sahip olduğu görüldü. 52 MİLYON 278 BİN KİŞİNİN YOKSUL YAŞADIĞI TAHMİN EDİLİYOR Araştırmaya göre, gelir dağılımı sıralamasında dördüncü yüzde 5'lik dilimdeki ailelerin 2007 yılı ortalama aylık geliri 667 YTL ile açlık sınırının çok az üzerine yer aldı. Nüfusun yüzde 4.9'unun yaşadığı bu dilimdeki aileler açlık sınırının altına düşme riskini en fazla taşıyan grup olarak öne çıktı. Beşinci dilimdeki ailelerin ortalama geliri 755 YTL, altıncı dilimdekilerin geliri 840 YTL, yedinci dilimdekilerin geliri 931 YTL, sekizinci dilimdekilerin geliri bin 23 YTL, dokuzuncu dilimdekilerin geliri bin 116 YTL, onuncu dilimdekilerin geliri bin 211 YTL olduğu görüldü. Onbirinci dilimdekilerin geliri bin 315 YTL, onikinci dilimdekilerin geliri bin 430 YTL, onüçüncü dilimdekilerin ortalama geliri bin 555 YTL, ondördüncü dilimdekilerin geliri bin 715 YTL ve onbeşinci dilimdekilerin geliri ise bin 876 YTL düzeyinde tahmin edildi. Buna göre gelir dağılımında 1-15'inci yüzde 5'lik dilimlerde yer alan 12 milyon 973 bin aile 2 bin 91,5 YTL olarak belirlenen 2007 yılı ortalama açlık sınırının altında ortalama aylık gelir elde etti. Yoksulluk sınırının altında gelir elde eden ailelerde ise nüfusun yüzde 74.1'ini meydana getiren 52 milyon 278 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'deki ailelerin sadece yüzde 20'sinin aylık ortalama hane geliri 2 bin 91,5 YTL olan yoksulluk sınırının üzerine çıktı. Gelir dağılımında 16'ncı sıradaki yüzde 5'lik dilimin 2007 yılı aylık ortalama hane geliri 2 bin 94 YTL olarak hesaplandı. Nüfusun yüzde 5.3'ünü barındıran bu dilimdeki aileler de tüketici fiyatlarındaki artışlara ve gelirlerindeki reel azalışa bağlı olarak yoksulluk sınırının altına inme riski taşıyor. TÜRKİYE'DEKİ AÇLIĞIN BOYUTU İSTATİSTİKLERLE GİZLENMEYECEK KADAR BÜYÜK Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'de hem açlığın hem de yoksulluğun boyutlarının istatistiklerle gizlenemeyecek kadar büyük olduğuna dikkat çekti. 8 milyon aileye kömür dağıtılmasıyla, milyonlarca aileye gıda yardımı yapılmasıyla övünülen bir ülkede "539 bin kişinin açlık sınırında, 12 milyon kişinin de yoksulluk sınırında yaşadığı"na yönelik bir istatistiğin hiçbir inandırıcılığı bulunmadığını belirten Aygün, şöyle konuştu: "Hesaplama sistemlerinde değişiklik yaparak kişi başına geliri 9 bin doların üzerine çıkarmak, ülkedeki aç ve yoksul insan sayısının azalmasına neden olmuyor. Son aylarda temel gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışların da Türkiye'deki açlık sorununu büyüteceği de ortada. Türkiye'de 52,3 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Bu bizim insan kaynağımız. Türkiye'yi gelişmiş ülkeler sınıfına sokacak da bu insan kaynağı, yerinde saydıracak olan da bu insan kaynağı. Beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insandan bilimde, tıpta, sosyolojide, eğitimde, sanatta gibi alanlarda başarılı olmasını bekleyemeyiz. Türkiye'nin topyekun ilerleyebilmesi için önce gelir dağılımındaki adaletsizliğin düzeltilmesi ve insanların insanca yaşama kavuşturulması gerekir."anka YORUMSUZ....


kadir aksarayli IP: 213.17.63.xxx Tarih : 10.05.2008 14:43:49

Evet cebbar arkadasim bende yalakalik olarak goruyorum.Basimiza yeni kirallari geliyor.Hepiniz siraya gecinde elini opun.


hasan yılmaz IP: 78.165.241.xxx Tarih : 10.05.2008 20:37:53

SAYIN PAŞAM sizin göreve geleceyiniz günü dört gözle bekliyoruz belkide siz göreve gelince Türkiye'deki bu ayrımcılık ortadan kalkar inanın ki askeriyede bile ayrım yapılmaya başlandı saygılarımla....


celal öztürk IP: 85.102.140.xxx Tarih : 9.05.2008 19:41:07

sayın paşam biz gençleri unutmayınız hayatınızı okudum çok etkilendim.Daha başarılı olmak istiyoruz.Türk gençliği dönerci,işçi,v.s.yurtdışına gitmemeli.Yatırıcı,finansçı,nano taknoloji,bilim ve ilim adamı olarak gitmeli.Başarılar dilerim.Celal Öztürk


m.volkan erdil IP: 88.229.190.xxx Tarih : 11.05.2008 19:19:57

paşam seni bekliyoruz gidenlere selam olsun başbugu hoşgeldin....


Cafer BEDİR IP: 88.230.180.xxx Tarih : 10.05.2008 18:45:48

Sayın paşam kısada olsa yaşamış olduğunuz o zorlu dönemleri başarı ile yürüterek mücadele derek buğünkü bulunduğunuz makam ve en büyük mertebeye ulaşmış ve TÜRK Ordusunun yeni genelkurmay başkanı oldunuz ve inanın ki şu an mutluluk içindeyim çünkü sizin gibi değerli sizin gibi ATATÜRK ilke ve inkılaplarına bağlı disiplinde asla ve asla taviz vermeyen milletini ve ulusunu seven heleki bu kiritik dönemlerde sizinğibi değerli komutanlara ihtiyacımız vardır. bundan dolayı yeni görevinizde başarılar dilerim saygılarımla.Cafer BEDİR M E R S İ N


fireman istanbul itfaiyesi 39510 IP: 88.235.233.xxx Tarih : 11.05.2008 21:33:10

hayırlara vesile olsun yeni göreviniz


okan bakaç IP: 85.104.115.xxx Tarih : 10.05.2008 15:15:06

Sayın Paşamız Orgeneral İlker BAŞBUĞA ve Şahsında tüm Ordumuza Allah dan üstün başarılar dilerim.Paşamız inşaallah Büyükanıt Paşamızdan almış olduğu emaneti ve sorumluluğu kaldıracaktır.Bunda hiç şüphemiz olmamakla birlikte,Şanlı Ordumuz Başkanlığı döneminde insan haklarının,Demokrasinin ve sivil Anayasanın ve refahla, kalkınmış bir Türkiyenin bekçisi olacaktır.Bundan hiç şüphemiz yok.Sayın Paşamıza görevlerinde üstün başarılar dileriz.


yasin kocakahya IP: 78.169.154.xxx Tarih : 9.05.2008 12:53:08

sayın paşam 3 ay sonraki bu görevinizde size başarılar dilerim.sizin gibi olmayı gerçekten çok isterim.


serkan kurt IP: 88.226.255.xxx Tarih : 11.05.2008 22:00:20

ne diyelim hayırlsıı olsun eski org de iyiydi ama yeniler de her zaman iyi olur


MEHMET ŞİMŞEK IP: 78.189.59.xxx Tarih : 9.05.2008 15:03:05

sayın paşam sizler gibi onurlu kişilrerin memleketimizin başında olamsı,bizleride sizler kadar onura ediyor türk halkı vatandaşı olarak sizlere şükranlarımızı iletiyor tüm ordumuza güç kuvvet birlik ve beraberlikler diliyorum.okusaydım subay olmak isterdim. mehmet şimşek


celal topak IP: 88.242.163.xxx Tarih : 9.05.2008 13:02:26

Öncelikle görevinizde ve verdiğiniz uğraşta başarılar temenni ederim sayın ilker bey.Allah'a şükürler olsunki T.C'nin bölünmez,yenilmez,yıkılmaz damarındaki kanın kutsallığı ile ülkesi uğruna,bayrağı uğruna,milleti uğruna canını verebilecek bir ordumuz varya ne büyük bir şeref.Sadece sizden tek bir isteğim var sayın ilker bey.Ne olursa olsun ASKER yani ORDU bu ülkede ayrı bir halde kalsın.Söz sizde bitsin askeriyeyide yönlendirecek ayrı bir bakan veya kurum olmasın.Hadi belki kurumun içinde satlık üye çıkabilir,ama sizde kesinlikle olacağına inanmıyorum.Bilmeyen varsa öğrensin.Eğerki bu ülke bölünmeden,yıkılmadan ayakta durabiliyorsa sizin ve emriniz altındaki şerefli türk ordumuz sayesindedir.Yorumum hakında iletişim kurmak isteyen olursa. tkt_60_356@hotmail.com


Sinan Savaş Arslan IP: 88.229.78.xxx Tarih : 10.05.2008 15:04:15

Büyük Türk Ordusuna minnetarız.Paşam Sizler olmasanız halimiz perişandaı.iyi ki varsınız.Görevinizde ssonsuz başarılar dilerim.


sait sezgin IP: 85.179.129.xxx Tarih : 9.05.2008 13:08:45

cok münever aziz pasam başbug olmak elbete büyük bir sereftir kahraman yüce türk ordusundaki kutsal görevlerinizde ve hayirli islerinizde yüce allahdan basarilarinzin devamini dillerkan sizleri yüce peyganber ocagi türk ordumuzun basina gecmenizi sabirsizlikla beklerken milyonlar ayni zamanda ayni duygu ve düsünceleri paylastigini sizlerde biliyor ve his ediyorsunuzdur yüce türkmilleti ve büyük türk devletine yapacaginiz cok namutenahi hizmetlerde biz türkmilleti olarak heran veheryerde yaninizda oldugumuzu arz eder bukutsal görevde sabir sevgi ve hosgörü ve yüce allah rehberiniz dir berlin sehrinden sevgiyle kenthaber gazetesinede bu yazilarindan dolayi tesekürlerimi arz ederim efendim


YILDIRIM SEMERCİ IP: 88.255.50.xxx Tarih : 9.05.2008 08:43:39

Sayın PAŞAM.Göreve başlayacağınız günü özlemle bekliyorum.TÜRK Ordusu Sizinle daha güçlü olacak.Ne Mutlu TÜRKİYE'ye, Ne Mutlu TÜRKİ CUMHURİYET'lere.


Erol BEKEN IP: 88.241.183.xxx Tarih : 9.05.2008 18:19:55

Sayın Paşam,Bir kuzguncuklu olarak sizinle guru duyuyoryeni alacağınız görevde başarılar diliyorum.ATATÜRK'ün meşalesini hiç söndürmeyen bir ordu mensubu olduğunuzdan siz ve sizin gibi Cumhuriyet savunucularından hep onur duyduk duymaya devam edeceğiz.Erinden,Paşasına kadar ALLAH sizleri korusun.Saygılarımla


göktür turan IP: 88.250.74.xxx Tarih : 9.05.2008 14:29:22

ığdır suverenden sayın paşama selamlar


ETHEM EKMEZ IP: 78.167.96.xxx Tarih : 9.05.2008 19:33:05

sayın başbuğum biz TÜRK milleti olarak sizin genel kurmay başkanı olmanızı canı gönülden destekliyor ve arzuluyoruz inanıyoruzki şanlı ordumuz sizin liderliğinizde daha güzel yerlerde olacak ve daha çok şeyler başaracakttır. Size ve ekibinize başarılar dilerim.ALLAH TÜRK ORDUSUNU KORUSUN VE YÜCELTSİN.


ersin salgın IP: 81.214.97.xxx Tarih : 9.05.2008 16:38:56

sayın komutanım siz ve sizin gibi özel insanlar bu bayrak altında yolundan şaşırmadan yürüdükten sonra eminimki bu vatan bölünmez ve daima büyük hedeflere koşan bi toplum oluruz dogdum askerim ölünceye kadar asker olarak yaşayacagım SAYGILAR


YENER UZUNKAYA IP: 88.252.253.xxx Tarih : 9.05.2008 11:39:24

Sayın Paşam;Sizleri çok seviyoruz.Her zaman yanınızdayız.Bütün Mehmetçik dahil olmak üzere,siz değerli paşalarımızdan gurur ve huzur duymuşuzdur.Asker olmayı çok istedim,(Şuanda bile özlemi içindeyim) asker olamadım,ama iki çoçuğumu asker öğrenci olmasını başardım.Üçünçüsüde bu vatan için askeri öğrenci olma yolunda.Biz zaten asker milletiz.Sizleri çok seviyoruz.Çağırdığınız an koşakoşa geliriz.Yener UZUNKAYA Matematik öğretmeni.


cebbar korkmaz IP: 78.177.184.xxx Tarih : 10.05.2008 08:45:59

Tankına topuna güvenenler tarihin çöplügünde, halkına güvenenler tarihin sahnesinde yerlerini alırlar çağdaş düşünen toplumlar militarizmle değil çağdaşlıklarıyla övünürler yorumları aşırı yalakalık olarak görüyorum Atatürkçülük adına ne varsa yok edildiği bir dönemde atatürkten bahsedenler Atatürkü gerçekten hiç anlamamış olanlardır bu ülkede Cemal Gürselden sonra Atatürkçü bir komutan çıkmamıştır görecez bakalım


desparo IP: 88.227.235.xxx Tarih : 9.05.2008 13:57:58

sayın paşamın bu ülke için çok işler yapacağını düşünüyorum.TSK kendisiyle dahada büyüyecektir.allah utandırmasın kesdisine görevinde başarılar diliyorum. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE


halil ay IP: 78.178.143.xxx Tarih : 9.05.2008 17:10:16

paşam. atatürk ilkelerine sahib büyük bir ulusun gençleri olarak sizlerleyiz.güzel günlere. karanlığa hayır.


mehmet şenkul IP: 85.107.211.xxx Tarih : 11.05.2008 22:58:39

sayın paşam yeni görevinizde başarılar dilerim . türkün övünelecek türklüğümüzün ve göz bebeğimiz ordumuzun gerektiği yerde türk askeri güçlü ordusu burda izlenimini sizinle devam edecegimize inanıyorum ... başarılar.


Erol BEKEN IP: 88.241.183.xxx Tarih : 11.05.2008 18:06:35

Kendi bağrından çıkardığı değerleri görmezden gelen kişiler eğer bu vatan da hür ve özgürce yaşıyorsak ordumuzun erinden paşasına kadar canlarını sakınmadan Milletine feda edenlerdir.Ama bazı aymazlar bunun ne demek olduğunu bilmediklerinden DEĞERLERE DEĞER verenleri yalakalıkla itham etmektedirler.Beyler dönüp bir tarihinize bakın bakalım biz nasıl ulus olmuşuz.zaten bunları bilseniz bu sözleri söylemezsiniz.Lütfen yazışmalarda uslubunuza dikkat ediniz,Bizler ATATÜRK'ümüze sanal sahip çıkanlardan değil onun inkilaplarını benimseyen evlatlarıyız EY ZAVALLI AYMAZLAR bu böyle biline.DİKKAT


mustafa yıldırım IP: 88.245.11.xxx Tarih : 11.05.2008 13:13:35

evt bir dönem kapandı ve sayın buyuk anıt paşamla şahinler geliyor ne mutlu bizlereki bu vatan sizlergibi insanlar yetişdirmiş paşa butun engellemelere ragmen ğörev sureniz kısa da olsa sizlerin bu milletin onurun kurtaracagınıza yurekden inannıyorum saygılar sunar sayın buyukanıt paşama emeklik yılarında mutlu ve huzurlu gunler diler ellerinden öperim sizede yuce allahtan başarılar diler ellerinizden öperim saygılarımla


nilgün atasayar IP: 88.244.14.xxx Tarih : 17.11.2008 17:18:16

ben uzman eşiyim.diger askeri personeller gibi haklar istiyorum ve maaşımız digerlerinden cok az lütfen paşam uzman cavuşları unutmayın


Abdullah Yavuz IP: 85.105.89.xxx Tarih : 10.05.2008 17:04:46

TEK KELİMEYLE "ADAM GİDİ ADAM" BAŞKA SÖZE GEREK YOK Kİ.iLKER PAŞAYI RÜYAMDA BİRKAÇ KEZ GÖRDÜM,KARARGAHTA EMİRLERİNİ BEKLİYORDUM..YANİ RÜYADA BİLE OLSA ONUN YANINDA CEPHEDE OLMAK GURUR VERİCİYDİ.