Martin Luther'in beyaz rüyası

ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokratik Parti’nin adayı olabilmek için yarıştığı Hillary Clinton’ı alt eden Barack Obama, Amerikan tarihinin ilk siyahi başkan adayı oldu

ABD’de kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerinde Demokratik Parti’nin adayı olabilmek için eski First Lady New York Senatörü Hillary Clinton ile yarışan Illinois Senatörü Barack Obama, önceki gün yapılan son önseçimlerin ardından zaferini ilan etti.

Obama, ABD’de iki büyük partiden birinin başkan adaylığını elde eden ilk siyah olarak tarih yazdı. Obama, Montana ve Güney Dakota’da yapılan önseçimlerin sonuçlarıyla birlikte, aday olmak için gereken 2118 delge sayısını aşarak 2156 delegeye ulaştı.

Barack Obama, Minnesota’da yaptığı zafer konuşmasında, “Eski politikaları geride bırakmanın, yeni bir enerjiyle zorlukların üzerine gitmenin ve çok sevdiğimiz ülkeye yeni bir yön vermenin zamanı geldi. Bizim zamanımız geldi” diye konuştu. Obama, “Yıllar sonra dönüp baktığımızda bugünleri ülkemizin dünyadaki son büyük umut olarak imajının düzeldiği, okyanusların yükselmesine engel olabildiğimiz, hastalarımıza gereken ilgiyi gösterebildiğimiz bir dönemin başlangıcı olarak göreceğiz” dedi.

Barack Obama, konuşmasında, Hillary Clinton ve Bill Clinton’a da övgüler yağdırdı. Obama, “Bu ülke onun sayesinde daha iyi, ben onunla yarışma onuruna eriştiğim için daha iyi bir Başkan adayıyım” diye konuştu.

İsrail’e destek mesajı
Obama adaylığı garantiledikten sonra Washington’da bir Amerikan-İsrail kuruluşunda yaptığı konuşmada, “Kudüs İsrail’in başkenti olarak kalacak ve bölünmeyecek” dedi. Obama ayrıca, Ortadoğu’da “büyük bir tehlike” oluşturan İran’ı, nükleer silah elde etmesini önlemek için “elinden geleni” yapacağını bildirdi. Aynı kuruluşta Obama’dan sonra söz alan Hillary Clinton da Obama’nın “İsrail’in iyi dostu olacağını” söyledi.

Hillary teklif bekliyor
Hillary Clinton, önceki gecenin ardından New York’ta yaptığı konuşmada, “Bu akşam bir karar vermeyeceğim” diyerek yarıştan resmen çekilmedi.
Gece geç saatlerde Clinton’ı telefonla arayan Obama, hem tebrik etti hem de en kısa zamanda görüşmek istediğini belirtti, ama Clinton, Obama’ya net bir yanıt vermedi. Clinton’ın yakın çevresine, “Başkan Yardımcılığı teklifi beklediğini” söylediği belirtiliyor.

Bush tebrik etti
Başkan George W. Bush da Obama’yı zaferinden dolayı kutladı. Beyaz Saray Sözcüsü Dana Perino tarafından yapılan açıklamada, “Başkan Bush Senatör Obama’yı tebrik eder” dedi. Perino, “(Obama’nın) tarihi başarısı, ülkemizin uzun bir yol kat ettiğini göstermektedir” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da Obama’nın başkan adaylığının ABD için “olağanüstü bir gelişme olduğunu” söyledi.

Kenya’da kutlama
Barak Obama’nın başkan adaylığı kesinleşince, Obama’nın büyükannesi Sarah Obama’nın Kenya’nın batısındaki Nyang’oma’da evinin önünde toplanan bir grup sevinç gösterilerinde bulundu. Sarah Obama, torununun Beyaz Saray’a bir adım daha yaklaşmasıyla ilgili olarak, “Rakibi karşısında büyük bir zafer kazanmış olduğunu duyduğumda gerçekten çok sevindim” dedi.

Obama, zafer konuşmasını yaptığı Minnesota’nın St. Paul kentinde taraftarlarıyla kucaklaştı.

PORTRE
Müslüman babanın Katolik oğlu
John F. Kennedy ve Franklin D. Roosevelt’ten sonra ABD’nin en genç başkan adayı olan 46 yaşındaki Barack Hüseyin Obama, Kansaslı bir ailenin beyaz kızı Stanley Ann Dunham ve Kenyalı bir öğrenci olan Müslüman Barack Obama’nın oğlu olarak Hawai’de dünyaya geldi. Çocukluğunun büyük bir bölümü, antropolojik araştırmalar yapan annesiyle birlikte Endonezya’da ve anneannesi ve dedesiyle birlikte Hawai’de geçti. Üniversite yıllarında alkol ve uyuşturucu kullandığını gizlemedi. Halen sigarayı bırakmaya çalışıyor.
26 yaşına kadar herhangi bir dini eğilime kendini yakın görmeyen Barack Obama, Chicago’da United Church of Christ’a katıldı.
Eşi Michelle Obama’dan 6 ve 9 yaşlarında iki kızı var.

Gerçek Amerikan rüyası
Illinois Senatörü Barack Hüseyin Obama, 16 ay önce başkan adayı olabilmek için Hillary Clinton’ın karşısına çıkınca çoğu çevrede bunun çok cüretkar bir girişim olduğu konuşuldu, Demokratik Parti’nin eski First Lady’sine karşı en azından saygısızlık yapıldığı dile getirildi. Neyse ki, bu duygu atmosferi Obama’ya sıfır şans tanındığı için kısa sürede dağıldı. Kampanya başlarken Clinton’ın zaferinin “önlenemez” olduğu düşünülüyordu. Önseçimler birbirini izledi, sahadaki gelişmeler beklentilerle örtüşmedi. Parlak bir hatip olan genç siyahi Senatör vaat ettiği değişim sloganıyla siyahların olduğu kadar kendisini adaylığa taşımaya yetecek sayıda beyazın da gönlünü kazandı. Irak Savaşı’na daha ilk günden karşı çıkması da işine çok yaradı.

ABD’yi ABD yapan özelliklerin başında gelen herkese kapıların eşit olarak açık olması ve hak eden herkesin toplumun üst merdivenlerine tırmanma imkânını bulması, başka bir deyişle Amerikan rüyasının gerçekleşmesi hiç Obama örneğinde olduğu kadar çarpıcı bir şekilde göz önüne serilmemişti.