Meclis'te PKK krizi

TBMM 2008 yılı bütçe görüşmeleri ilginç tartışmalara sahne oldu. TRT’de yarım saatlik Kürtçe yayının yeterli olmadığını savunan DTP’li Sırrı Sakık, “PKK bu ülkenin bir gerçeği. Onları silahsızlandırmak boynumuzun borcudur” dedi.

Sırrı Sakık, Türkiye’de 15-20 milyon insanın ana dilinin Kürtçe olduğunu belirterek, “Bu insanlar kendi dillerini nasıl yarım saatte geliştirebilecektir? Hiçbir dönem kendinizi Kürtlerin yerine koydunuz mu? Bunun adı İngilizce ‘empati’, Kürtçe ‘nefs u qıyas’tır. Hani birlikte bu ülkeyi kurmuştuk. Niye birbirimizi ötekileştiriyoruz? Radyolar, günde yarım saat Kürtçe yayın yaptığı için yasak uygulanıyor” dedi.

PKK ÜLKENİN GERÇEĞİ

Muş milletvekili Sırrı Sakık, şöyle devam etti: “Üniter yapıya sahip çıkıyoruz ama tek millet olgusuna asla. PKK bu ülkenin bir gerçeği. Bush’la baş başa PKK’yı konuşuyorsanız biz de burada konuşmalıyız. Onu silahsızlandırmak bizim boynumuzun borcudur.”

DTP’de Demirtaş sıkıntısı

AHMET Türk’ün yeniden aday olmayarak genel başkanlık koltuğunu bıraktığı Nurettin Demirtaş’a yönelik DTP’de sıkıntı var. Sırrı Sakık “Genel Başkan, Meclis içinden biri olmalıydı” diyerek grup içinde yaşanan çatlağı gözler önüne serdi. Sakık’ın bu sözlerine Nurettin Demirtaş’ın kardeşi DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, “Sakık’ın görüşleri partimizin ve Meclis Grubu’nun genel görüşlerini yansıtmıyor” diye yanıt verdi. Demirtaş’ın söylemleri, Türk ve Sakık’ın “Çözüm TBMM’de” açıklamalarını zora sokuyor.

Başbakan’ın aklına Kürtlük uçakta geliyor

MECLİS’teki ilginç diyalog şöyle gelişti: Sakık: Parlamentoda, bu kürsü dokunulmazlığı hiçe sayılarak, milletvekili arkadaşlarımızın hakkında yasal işlemler devam etmektedir. Parlamento seyirci, Meclis Başkanımız seyirci. Hükümet seyirci...

AKP’li Ali Koyuncu: Siz de teröristlere seyircisiniz!

Sakık: Biz olmasaydık, AKP olmazdı, Başbakan olmazdı. Hatta cumhurbaşkanı olamayacaktı. İşte demokrasi böyle bedel istiyor. Onun için bizi şiddetle falan susturmaya çalışacaksanız bunda yanılırsınız.

AKP’li Nurettin Canikli: Kim şiddet uyguluyor?

Sakık: Bizim zora zulme boyun eğeceğimizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı seçimlerden hemen sonra, şu kürsüde çok önemli bir şey söyledi. Dedi ki: Farklılığımız bizim zenginliğimizdir. Bütün düşünceler kendilerini burada özgürce ifade edebilmelidir. Ama...

AKP’li Halil Aydoğan: Yemine sadık olmak kaydıyla.

Sakık: Biz sizden daha fazla sadığız. Bakınız biz ne diyoruz Sayın Başbakan’ın dediği şeye: Evet, vatanın bütünlüğüne, bayrağın tekliğine, üniter yapıya saygılıyız ve sahip çıkıyoruz. Ama, tek millet olgusuna, asla asla... (DTP sıralarından alkışlar...)

MHP’li Ahmet Duran Bulut: Tek millet yazıyor orada tek millet!

Sakık: Burada hamasi nutuklarla, kimsenin bizi farklı alanlara itmeye hakkı yoktur.

AKP’li Ali Bayramoğlu: Tek millete karşı çıkmak ne demek, açıklar mısınız? Tek millet değil mi buradaki insanlar?

DTP’li Hasip Kaplan: Dinlemeyi öğren!

Sakık: Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakan gittiği her yerde diyor ki “Benim 75 tane Kürt milletvekilim var.” Ee uçaktayken Kürtlük aklına geliyor!

CHP’li Gürol Ergin: Bak bunu doğru söyledin. Sağol.

Sakık: Sevgili 75 tane Kürt milletvekili arkadaşım, sizin sesiniz niye çıkmıyor?

AKP’li Nurettin Canikli: Onlar terörü desteklemiyor.

Sakık: Bakın sevgili kardeşlerim, dinleyeceksiniz... (AKP sıralarından “Karşı mısın, değil misin” sesleri.)



--------------------------------------------------------------------------------



Karayılan’ı ‘paketlenme’ korkusu sardı

PKK elebaşılarından Murat Karayılan’ı “Türkiye’ye teslim edilme” korkusu sardı. Örgüte yakın Brüksel merkezli Fırat Haber Ajansı’na konuşan Karayılan, “Bizler orta yerde bulunup da hemen yakalanabilecek insanlar değiliz. Bazıları ‘Paketlenip, tutuklanarak, bize gönderilsin’ demektedir. Türk Başbakanı’nın kaçırılması ne kadar zorsa bizim kaçırılmamız da o kadar zor” dedi. Karayılan, sınır ötesi operasyon konusunda da, “Saldırın! Sizi tutan mı var? Zaten Amerika da onay vermiş, ne duruyorsunuz” diyerek ABD ve Kürt yönetiminin kendilerine sırt dönmüş olmasından duydukları endişeyi dile getirdi.