2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

O günler gelecek mi?

Yıllardır tartışılan Avrupa Birliği üyeliği bize sadece daha demokratik haklar sağlamakla kalmayacak, günlük yaşantımızda belki de çok fazla ciddiye almadığımız konulara bile standartlar getirecek.

Üyelik süreci tamamlandığında yediğimiz balıktan yüzdüğümüz suya, tavukların kümesinden otobüs şoförlerinin uykusuna, pek çok konuda kurallar değişecek.

İşte AB standartlarından örnekler.

Toplum olarak Avrupa Birliği (AB) denince aklımıza ilk olarak siyasal ya da demokratik düzenlemeler geliyor. Ancak AB’ye katılmak isteyen her aday ülkenin tarımdan çevreye, gıda güvenliğinden tüketicinin korunmasına, rekabetten ticarete, çalışma koşullarından üretim standartlarına, eğitimden bilim ve araştırmaya kadar pek çok alanı kapsayan bu düzenlemeleri kabul etmesi gerekiyor. Yani AB’nin günlük hayatımıza getireceği çok önemli düzenlemeler de söz konusu. Açık Toplum Enstitüsü’nün yayımladığı 100 Konuda AB’nin Günlük Hayatımıza Etkileri adlı araştırma da bu düzenleme-leri ele alıyor. İşte kitap haline getirilen araştırmadan ilginç notlar...

EŞİT KOŞULLARDA EĞİTİM

Türk vatandaşları üyelikle birlikte diğer AB üyesi ülkelerde o ülkelerin vatandaşları ile eşit koşullarda eğitim görme hakkına sahip olacak. Örneğin Fransa’da eğitim görmek isteyen bir Türk genci, eğitimi süresince Fransız gençlerine sağlanan mali destek ve burs imkanlarından yararlanabilecek. Paralı eğitim söz konusu ise bir Fransız öğrenci ne kadar para ödüyorsa Türk de o miktarda para ödeyecek. Üstelik eğitim aldığı ülkenin sağlık sigortasından ve sosyal haklarından faydalanabilecek.

ERKEKLERE DE DOĞUM İZNİ

AB üyeliğinin çalışanlara getirdiği en önemli haklardan biri izin hakkı. Hizmet süresi ayırımı yapılmaksızın, tüm çalışanlar yılda en az dört hafta ücretli izin kullanabilecekler. Türkiye’de bugün hizmet süresi 1-5 yıl arasında olanlar 12 gün, 5-15 yıl arasında olanlar 18 gün, 15 yıl ve üstü olanlar 24 gün ücretli izin kullanabiliyor. Ancak AB üyeliği ile birlikte tüm çalışanlar yılda en az dört hafta ücretli izin hakkına sahip olacak.

Doğum veya evlat edinme yoluyla babalar dahil çocuk sahibi olan tüm ebeveynler, çocukla ilgilenmek amacıyla en az üç ay izin kullanma hakkı kazanacak. Kadınlar, artık mesleki kariyerleri ve aileleri arasında seçim yapmak zorunda kalmayacak. Doğum nedeniyle izne ayrılacağı düşünülen kadınlar mesleki terfide, uzun vadeli sorumluluk gerektiren görevlerde ayrımcılığa tabi tutulamayacak. Doğum ve evlat edinme durumunda izni, ebeveynlerden herhangi biri kullanabilecek.

UYKUSUZ ŞOFÖRE MOLA

AB’de minibüs, otobüs ve kamyon şoförü gibi profesyonel sürücülerin işi ehliyet almakla bitmiyor. Sürücülerin ehliyet aldıktan sonra en az üç, en fazla yedi yıl içerisinde ilk dönemsel eğitimlerini almaları gerekiyor. Daha sonra bu dönemsel eğitimler her beş yılda bir, en az yedi saatlik kurslar halinde, toplam 35 saat sürecek şekilde veriliyor. Ayrıca karayollarında yük veya yolcu taşımacılığı yapan sürücülerin günlük çalışma süresi dokuz saati aşamıyor. Dört buçuk saat araç kullanan sürücünün, istirahata çekilmemesi halinde, en az 45 dakika mola vermesi gerekiyor.

BALIKLAR SINIFLANDIRILACAK

AB’de tüm gıda ürünleri gibi deniz ürünleri de ancak kalite, boyut, ağırlık, ambalaj ve etiketlemeyle ilgili belirli koşulları yerine getirdikleri takdirde piyasaya sürülebiliyor. Örneğin balıklar tazeliklerine göre ekstra, A veya B gibi kategoriler altında sınıflandırılıyor. Su kaynaklarını korumak amacıyla, satılacak balıkların asgari büyüklükleri de belirleniyor.

Dil balığının satılabilmesi için en az 120, istavritin en az 20 gram olması gerekiyor. AB ülkelerindeki balıkçılar, güverteye aldıkları balıkları canlı tutmadıkları takdirde en kısa sürede dondurmak, dondurma işlemi mümkün değilse, bir an önce tekneden karaya aktarmakla yükümlü. Teknede kaldıkları süre içinde balıkların, güneş ve diğer ısı kaynaklarının etkilerinden korunması gerekiyor. Yıkama ve dondurma işlemlerinde ise ancak içme suyu veya temiz su kullanılabiliyor.

‘Fakir’ suda yüzmek yasaklanıyor

AB kamu sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla yüzme sularının temizliğine büyük önem veriyor. Göl, deniz veya nehir gibi kamuya açık yüzme sularındaki bazı kimyasal ve mikrobiyolojik maddelerin belirli oranların altında olması gerekiyor. Bu nedenle AB, 2006 yılında konuyla ilgili yeni bir düzenleme kabul etti. Bu düzenleme kamu sağlığının korunmasını ve kamunun suyun kalitesi hakkında bilgilendirilmesini ön plana çıkarıyor. Üye devletlerin çeşitli testler yaparak tüm yüzme sularını kalitelerine göre sınıflandırmaları gerekiyor. Buna göre yüzme suları fakir, yeterli, iyi veya mükemmel olarak tanımlanıyor. 2015 yılına kadar AB ülkelerindeki tüm yüzme sularının en az yeterlilik aşamasına getirilmesi, fakir olarak tanımlanan sularda yüzülmemesi için çeşitli önlemler alınması gerekiyor.

Kuzular 100 km’den uzağa taşınamayacak

AB mevzuatı nakliye edilen büyük ve küçükbaş hayvan, at, kümes hayvanı, kuş, tavşan, kedi, köpeklerin nakliyesi sırasında gereken asgari koşullar şunlar: Besleme ve su verme amaçlı molalar verilmesi, aracın üstünün koruyucu bir bölme ile kapatılması, zeminin kaymayı önleyecek ve dışkıyı emecek nitelikte olması, hayvanların arasında ve üzerinde havalandırma için yeterli aralıklar olması, araçta sivri nesne veya yarıklar bulunmaması...

Bazı hayvanların taşınması ise tamamen yasak. Örneğin, henüz 10 günlük olmamış buzağılar ve bir haftasını doldurmamış kuzular, mesafenin 100 kilometreyi aşması halinde nakliye edilemiyor. Gebeliğin son döneminde veya doğumdan sonraki ilk haftasında olan dişi hayvanlar da taşınamıyor.

Buna göre, nakliyeciler dışında, taşıma işini organize edenler, sürücüler ve taşıma sonrasında hayvanları gözetenler de çeşitli sorumluluklar üstleniyor. Başta sürücüler ve hayvanların başında bekleyenler olmak üzere ilgili tüm personelin konu ile ilgili özel bir eğitimden geçirilmesi gerekiyor.

Eğitimin ardından yetkili otoritelerin belirleyeceği bağımsız bir kurumun konu ile ilgili bir sınav düzenlemesi ve başarılı personele sertifika vermesi gerekiyor. 65 kilometreyi geçen her yolculuk için nakliyecilerin özel izin alması ve bu izni almak için uygun personel ve ekipmana sahip olduklarını kanıtlamaları gerekiyor.

Kümesin santimi bile belli olacak

AB, kuluçkaya yatan kümes hayvanlarının refahı da düşünüyor. Bu amaçla en az 350 tavuk sahibi olan tüm çiftliklerde uyulması gereken ortak kuralları belirliyor. Örneğin tavuk başına 750 cm² alan ayrılması, her bir tavuğa 12 cm² düşecek uzunlukta bir yemlik bulundurulması, uygun bir su oluğunun yerleştirilmesi, inceleme, yerleştirme ve boşaltma gibi işlemleri kolaylaştırmak için kafesler arasında en az 90 cm’lik boşluk olması kurallardan bazıları...

Yine kokoreç yiyebileceğiz

Avrupa Birliği’yle ilgili en çok tartışılan konulardan biri de kokoreç oldu. Bunun nedeni ise AB’nin bağırsak, mide gibi hayvansal ürünlerin piyasaya sürülebilmesi için belirli koşullar getirmesiydi. AB’de bu ürünlerin elde edildiği hayvanların mezbahalarda kesilmiş olmaları ve kesimden önce ve sonra kontrollerden geçerek uygunluklarının onaylanmış olması gerekiyor. Ayrıca, bu ürünlerin tuzlanmış, ısıtılmış veya kurutulmuş olmaları ve bu işlemlerden sonra bozulmamaları için önlemler alınmış olması da şart. Yani standartlara uyulduğu taktirde kokoreçin yasaklanması söz konusu bile değil!

Star
Yayın Tarihi : 12 Mayıs 2008 Pazartesi 21:57:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yargıç IP: 88.226.51.xxx Tarih : 13.05.2008 21:50:29

Hadi yaşadık AB bizi bizden çok düşünür,halimize bakarak gece gündüz çok üzülür O kırk yıldır sizi alalım der ama biz kırk naz ederiz Şimdi ne yapsın adamlar baktılar bizden hayır yok balıkları,kuzuları kısacası hayvanatı kurtarmaya karar vermişler.Bizdekilerde dört gözle bekliyorlar zaten