Muğla'nın Sultaniye köylülerinin başına gelenler yazılsa roman olur. Büyük Karaağaç Mahallesi sakinleri, asırlardır yaşadıkları, dedelerinin babalarının mezarlarının bulunduğu topraklardan çıkarılmanın şaşkınlığı içinde. 300 yıldır burada yaşayan köylülerin mezarlarının üzerine bina yapan devlet, şimdi de onlara işgalci muamelesi yapıyor.
Bundan 15-20 yıl öncesine kadar devlet dairelerindeki bürokrasi en çok şikâyet edilen şeydi. Son günlerde Aksaz Deniz Üssü'ne 20 km mesafede yer alan Sultaniye köyüne bağlı Büyük Karaağaç Mahallesi sakinlerinin yaşadıkları ise filmlere konu olacak türden. Son yazışmalarda adları işgalci olarak geçen köylüler ise olan biteni hâlâ anlayamamış durumda. Şu anda ikinci dereceden askerî yasak bölge kapsamında olan mahallede ev yapmak yasak. Mezarlıklarının bir kısmı askerî tesisleri içinde kalınca yıkılıp yerine binalar yapılmış. Köylüler ise köylerinden çıkarılıyor olmanın şaşkınlığı içinde. Kaymakamlıktan muhtara köyü boşaltın yazısı gelmiş, nereye gidecekleri konusunda ise yetkililerden hiçbir cevap yok.
Büyük Karaağaç Mahallesi 300 yıllık bir geçmişe sahip. Cumhuriyet kurulmadan evvel bu yörenin en büyük gücü olan Menteşoğulları, Osmanlı tapusunu elinde bulunduruyormuş. 1940'lı yıllarda tapular yenilenmeye başlanınca Menteşoğulları zaten köylüye ait olan toprağı tekrar köylüye satmak ister. Köylü bunu kabul etmeyince de Menteşoğulları'na tapulu bütün araziler Hazine'nin eline geçer. İlk zamanlar meseleyi çok önemsemeyen köylüler, sonra tapusunu almak istese de nafile. O günleri bizzat yaşayan 83 yaşındaki Ali Rıza Akgün, nam-ı diğer Çavuş Dayı 1948'de tapu meselesini halletmek istemiş. Köyden şehre ulaşım olmayınca bir avukat tutmuş mahkeme işlerini halletmesi için. 40 yılı aşkın bir zamana yayılan mahkeme sonucunda ise eline bir şey geçmeyen Çavuş Dayı, avukat parası ile başka bir yerden yüzlerce dönüm toprağa sahip olabileceğini söylüyor.
300 yıllık mahallenin sakinlerine işgalci, muamelesi
Aslında 81'e kadar her şeyin normal olduğu köyün yakınına Aksaz Deniz Üssü'nün açılması ile bir anda değişim başlar. 2. dereceden askeri yasak bölge haline gelen mahallenin taşınması talebi deprem sonrası Gölcük'teki deniz üssünün Aksaz'a taşınması ve Aksaz Üssü'nün genişletilmesi sonrasında olur. Komutanlığın mahallenin bulunduğu araziyi güvenlik nedeniyle boşaltmak istemesinin ardından Sultaniye Köyü Muhtarı Rahim Yıldırım mücadeleye başlar. Köyde işgalci olmadıklarını, 300 yıllık mezar taşlarının bu köydeki varlıklarının en büyük şahidi olduğunu belirten Yıldırım, devlet büyüklerinin kendilerini bu konuda yalnız bırakmasından şikayetçi. Mahkemelerden Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na başvurmadık merci bırakmayan Muhtar, komisyonların bölgeye gelmeden konu hakkında karar vermelerinden de şikâyetçi. Yargı yolunun da kapatılmasıyla ortada kalan Büyük Karaağaç Mahallesi sakinleri, askerle hiçbir sorunlarının olmadığını söylüyor. Askerle iç içe yaşadıklarını ve bundan da memnun olduklarını ifade eden köyün yaşlıları, dedelerinden kalma topraklarında işgalci muamelesi görmekten dolayı oldukça üzgün.
Bu mahallenin Çanakkale'de 49 şehidi var
Yunan istilası sonrasında tekrar köylerine geri dönen Büyük Karaağaçlılardan 82 yaşındaki Ali Tandoğan ise dedesinden kalma evinde oturuyor. "Kendimi bildim bileli bu ev var. 10 yıldır buradalar diyorlar. Baksana bu ağaçlar 10 yaşında olabilir mi?" diye soran Tandoğan, "Gidecek yerimiz mi var, nereye gidelim bu yaştan sonra?" diye şikâyet ediyor halini.
Köyün Çavuş Dayı'sı Ali Rıza Akgün, köylerinin Çanakkale'de 49 şehit verdiğinden bahsediyor. Bu köyde yaşayanların bu köyü sevdikleri için Yunan işgalinden sonra geri döndüğüne dikkat çeken Akgün, "Dedemin mezarı burada, babamın mezarı burada, bu yaştan sonra biz nereye gidelim?" diye yakınıyor.
Mahalle gençleri evlenemiyor
Mahallenin eskiden daha kalabalık ve şen şakrak olduğunu anlatan köylüler, bina yapmanın yasaklanmasıyla insanların istemeden taşındıklarını söylüyor. 50 yaşındaki Gülten Akgün de oğlunu evlendirememekten yana dertli. Bir oğlunu evlendiren Akgün, evlerinin küçük olmasından ve yeni bina yapmalarına da izin verilmediğinden oğlunu evlendirememiş. Bu yüzden birçok genç çiftin başka köylere ya da şehre taşındığını söyleyen Gülten Akgün, köyün boşalmaya başladığını anlatıyor.
Büyük Karaağaç'ın geçim kaynağı arıcılık ve tarım. Nüfusun azalması ve sadece yaşlı nüfusun köyde kalmasının ardından 1.000 dönümlük tarım arazisi ve 60 tonluk bal üretimi ister istemez azalmış. Balıkçılık yapan birkaç köylü de askerî mahkeme de birçok kez yargılanmış. Ormanın korunması için de ellerinden geleni yapan köylülere göre kendilerinin burada çıkarılması orman için de iyi değil.
Köy muhtarı Rahim Yıldırım'ın en çok gücüne giden işgalci diye adlandırılmaları. Oysa Aksaz'ın kuruluşundan beri kendilerini bildiğini ve buraları alırken hane hane evlerin varlığını kabul ettiğini belirten muhtar Rahim Yıldırım, birçok nedenle mahkeme karşına çıkarılmış. Mahalledeki caminin 1968 yılına ait beratı bulunmasına, köyde 300 yıllık mezarların varlığına rağmen köye sonradan yerleştiği iddia edilen köylüler, köyden işgalci sıfatıyla çıkarılıyor. Bunun yanında yaşanan mülkiyet sorunundan dolayı mağduriyetleri de giderilmiyor. Birçoğu yaşlı olan Büyük Karaağaçlıların gidecekleri yer de, akıbetleri de belirsiz.
türkiyem benim deveye sormuslar deve sirtin neden gambur diye devede cevaplamis benim nerem dogruki sirtim dogru olsun iste akil var mantik var köy halkinin dedesine varincaya kadar mesarliyi var ama ne diyorlar olmaz siz isgalcisiniz diyiyorlar insaf be harbiden insaf insanlarin gözlerinin icine baka baka yalan söylüyorlar kardesim her isin yolu yordami vardir burasi askeriye dar geldiyi icin genisletiliyor o topraklar askeriye katilacak tamam bunu adam gibi söyleyin köy halkinada gitmesi icin hesap yapilir nekadar verilecekse parasini verirsiniz onlarda baska yerlere yerlesirler bu isi bu sekil yapsaniz kanunlara göre yapilsa olmasmi yok efendim illahi vatandasin tepesine binecekler insanlara esiyet edecekler birakin artik bu isleri dünya deyisti artik türkiyede deyismek sorunda ne istiyorsunuz gariban köylüden